Birkaç gündür bana göre abuk sabuk olan “iki dil” tartışmasını izliyorum. Bir taraf kendini iyi ifade edemiyor, diğer taraf “abartarak kendine siyasi yol açıyor”!
Sevgili dostlar, 2006 yılından itibaren tartışmaya açtığım “genleşen Türkiye” ve “Büyük Avrasya Konfederasyonu” tezleri doğal akış içinde ortaya çıkıyor. Sanmayın ki, Türkiye Cumhuriyeti yıkılacak, yerine bir konfederasyon kurulacak; bu vurguyu “etki alanı” anlamında kullanıyorum. İki dil tartışmasını, hatta “çoklu dil” dinamiğini bu gerçek ışığında ele almalı ve değişen dünya denklemini bu gözle sorgulamalıyız. Türkiye’de bazı bölgelerde “entegrasyonu hızlandırmak” amacıyla iki dil, hatta gerekirse “birçok dil” bazı faaliyetlerde kullanılabilir...