Gişelerde en başarılı 10 spor filmi
Tenis sahalarında geçen 'Rekabet'in (Challengers) ABD gişelerinde iyi sonuçlar aldığı şu günlerde, sinema tarihinin en yüksek hasılatla ulaşan 10 spor filmini bir araya getirdik. Otomobil yarış filmlerini seçkinin dışında tuttuğumuzu belirtelim. Habertürk film eleştirmeni Mehmet Açar'ın yazısı.
- 1
10. ZAFER YOLU (2003)
(Seabiscuit)
Laura Hillenbrand’in 1999 tarihli ‘Seabiscuit: Bir Amerikan Efsanesi’ adlı kitabından uyarlanan film, ABD’de Büyük Bunalım döneminde gerçekten yaşanmış olayları konu alıyor. Her şey Seabiscuit adlı yarış atının çevresinde dönüyor. Yarışlarda deneyimli bir eğitmen olan Tom Smith (Chris Cooper), patronu Charles Howard’ın (Jeff Bridges) hiç kimsenin istemediği ve bela olarak gördüğü Seabiscuit’i satın almasını sağlıyor önce. Jokey olarak da kriz nedeniyle zor duruma düşen ailesinin yanından ayrılan, boks yaparken tek gözünü kaybeden John ‘Red’ Pollard (Tobey Maguire) ile anlaşıyor. Başlangıçta işler hiç iyi gitmiyor ama bir süre sonra Seabiscuit, hipodromda neler yapacağını göstermeye başlıyor. Gary Ross’un yönettiği film, 7 dalda Oscar’a aday olmayı başarmıştı.
Toplam hasılat: $148,336,445 - 2
9. CREED: EFSANENİN DOĞUŞU (2015)
(Creed)
Yeni kahramanımız, ilk dört Rocky filminin değişmez karakteri, “ezeli rakip ve dost” Apollo Creed’in gayri meşru oğlu Donnie. Onu ilgiye değer kılan özelliği ise, iyi eğitimli, istikbal vaat eden, varlıklı bir genç olmasına karşılık işçi sınıfı sporu boksa olan tutkusu. Bunun kökeninde ıslahevinde geçirdiği yılların acısı ve babasız büyümenin öfkesi var. Philadelphia şehrini mimarisi ve sokak kültürüyle önceki filmlerin tümünden daha iyi ve etkili bir şekilde kullanan yönetmen Ryan Coogler, özenli bir ses ve görüntü çalışması koyuyor ortaya. Sadece tek planda çektiği Donnie’nin ilk resmi boks maçı, etkileyici bir sahne. Buna Sylvester Stallone ve Creed’i canlandıran Michael B. Jordan’ın oyunculuklarıyla Ludwig Göransson’un müzikleri eklendiğinde seyre değer bir film çıkıyor ortaya.
Toplam hasılat: $174,178,883 - 3
8. SUCU (1998)
(The Waterboy)
Bobby Boucher (Adam Sandler) Lousiana Üniversitesi futbol takımında sucu çocuk olarak görev yapar. Aşırı dindar ve korumacı annesi Helen (Kathy Bates) ile yaşar. Oyuncuların zorbalıklarına karşı işini en iyi şekilde yapmaya çalışsa da koç tarafından takımdan uzaklaştırılır. Bobby bunun üzerine Louisiana Devlet Üniversitesi futbol takımının koçu Klein’a (Henry Winkler) gidip kendisini işe almasını ister. ‘Mud Dogs’ olarak bilinen ve son 40 maçını kaybetmiş bir takımdır bu… Klein, antrenman sırasında Bobby’nin sahada çok güçlü durduğunu görünce, potansiyele sahip olduğunu düşünür ve takıma almaya karar verir. Frank Coraci’nin yönettiği ‘Sucu’, gösterime girdiği yılın en kârlı filmlerinden biriydi.
Toplam hasılat: $185,991,646 -
- 4
7. EN UZUN MESAFE (2005)
(The Longest Yard)
Aynı adlı 1974 yapımı filmin yeniden çevrimi… Adam Sandler, şike yaptığı gerekçesiyle sahalardan uzaklaşan eski Amerikan futbolu oyuncusu Paul Crewe’ü canlandırıyor. İddialar kanıtlanamasa da 5 yıl denetimli serbestliğe tabi tutulan Crewe, alkollü olarak karıştığı trafik kazasının ardından 3 yıl hapisle cezalandırılıyor. Cezasını çekmeye gittiği yerde ise mahkumlardan oluşan bir Amerikan futbolu takımı kurma teklifi alıyor. Gardiyanlara karşı oynayacak takımın başına geçerse cezasının düşeceğini öğrenen Crewe, hemen işe koyuluyor. Peter Segal’ın yönettiği filmde, Chris Rock, James Cromwell ve William Fichtner gibi oyuncuların yanı sıra 1971 yapımı ilk çevrimde Sandler’ın rolünü canlandıran Burt Reynolds da yer alıyor.
Toplam hasılat: $191,466,556 - 5
6. CREED II (2018)
İlk Rocky filminden de hatırladığımız gibi, bir boksör tribünler ya da unvandan çok sevdikleri için çıkmalıdır ringe ve bir amaç uğruna dövüşmelidir. Aksi halde, ringde işler yürümez... “Creed II”, işte Adonis Creed'in (Michael B. Jordan) bu gerçeği anladığı film... Bir olgunlaşma hikâyesi de diyebiliriz. Creed ilk filmde boksun hayatının anlamı olduğunu keşfetmişti, burada ise gerçek bir boksör olmayı öğreniyor. Karşısındaki rakip ise yıllar önce babası Apollo’yu ringde öldüren Ivan Drago’nun (Dolph Lundgren) oğlu Viktor Drago (Florin Muntenau). Genç Drago'nun daha maç başlamadan birkaç adım önde olduğunu hissetmemek mümkün değil. Alt sınıftan gelen, yoksul, hırslı bir boksör ve ringde bütün kalbiyle dövüşüyor. Babasının içinde büyüttüğü öfkenin verdiği güçle atıyor yumruklarını... Creed ise kafası karışık bir durumda. İntikam almak için çıkmak istiyor ringe... Ama intikam hissi onu motive edemiyor. Tam aksine, korkutuyor. Şampiyonluğun verdiği kibir ise onu daha da yalnızlaştırıyor.
Toplam hasılat: $214,215,889 - 6
5. SPACE JAM (1996)
Başrolünde yıldız basketbolcu Michael Jordan’ın oynadığı ‘Space Jam’, 1996 yılının en popüler filmlerinden biriydi. Filmin en çok konuşulan yanı, animasyon ve canlı çekimleri dönemin en ileri teknolojisiyle birleştirmesiydi. Michael Jordan’ın kendini canlandırdığı ‘Space Jam’, çizgi film kahramanları Looney Tunes ekibinin uzaylılar tarafından esir tutulmaları üzerine gelişen olayları anlatıyordu: Uzaylılar, Looney Tunes ekibine bir basketbol maçı teklif eder. Kazanırlarsa onları serbest bırakacaklarını söylerler. Kaybetmeyeceklerinden emindirler çünkü bazı NBA oyuncularının yeteneklerini çalmışlardır. Çizgi kahramanlar ise basketbolu bırakan Michael Jordan’ı transfer ederek uzaylıları yenmeye çalışırlar. Joe Pytka’nın yönettiği filmde Bill Murray’in yanı sıra NBA oyuncuları da rol alıyordu.
Toplam hasılat: $230,594,962 -
- 7
4. CREED III: EFSANE DEVAM EDİYOR (2023)
(Creed III)
Film, Adonis Creed’in (Michael B. Jordan) geçmişle kapanmayan hesapları üzerine kurulu. Diğer bir deyişle, gerçek anlamda yüzleşmediği, yok saymayı tercih ettiği sorunlar üzerine… Geçmişteki ‘o sorunu’ belli belirsiz hissediyor ama filmin son bölümüne kadar tam olarak öğrenemiyoruz. İşin içinde, yıllar süren bir sorumsuzluk, bencillik var. Kuşkusuz, her şey açığa çıktığında gençlik, hatta ergenlik hatası deyip geçmemiz ve onu affetmemiz mümkün. Ama asıl mesele, büyüyüp olgunlaştıkça geçmişten kaçmayı sürdürmesi… Creed’in geçmişinden gelen Dame Anderson (Jonathan Majors) ile ilk karşılaştığı anlardan itibaren aralarındaki keskin sınıfsal farkın vurgulanması boşuna değil. Yıllar önce aynı yurtta kalan iki çocuğun, hayatta geldikleri noktalar öylesine farklı ki arkadaşlığın kaldığı yerden sürmesi pek kolay görünmüyor. Başroldeki Michael B. Jordan ilk yönetmenlik tecrübesinde iyi kurgulanmış, iyi çekilmiş, akıcı bir filme imza atıyor.
Toplam hasılat: $276,148,615 - 8
3. YENİ BİR BAŞLANGIÇ (1996)
(Jerry Maguire)
Mesleki başarı, yüksek maddi kazanç her zaman mutluluk anlamına gelmez. Manevi tatmin çok daha başka bir şeydir. Mesleğinin zirvesine çıkmış spor menajeri Jerry Maguire, yaşadığı bir iç aydınlanma sonucunda kendini sorgular ve hayatının geri kalanında işini daha doğru ve dürüst şekilde yapmaya karar verir. Başta birçok sporcu kaybetmek olmak üzere kuşkusuz bunun bazı bedelleri olacaktır ama o her şeyi göze alır. Artık ona inanan tek bir sporcusu ve asistanı vardır. Cameron Crowe’un yazıp yönettiği filmde Tom Cruise, kariyerinin en iyi performanslarından birini çıkarıyor. Ona eşlik eden oyuncular ise Cuba Gooding Jr. ve Renée Zellweger.
Toplam hasılat: $273,552,592 - 9
2. ROCKY IV (1985)
Soğuk Savaş yıllarında, Sovyetler Birliği henüz tarihe karışmadan önce çekilen ‘Rocky IV’, listemize dahil olan en eski film. Rus boksör Ivan Drago (Dolph Lundgren), yüzme takımındaki eşi Ludmilla (Brigitte Nielsen) ile ABD’ye gelir. Apollo Creed (Carl Weathers), Drago’ya meydan okur ve iki tarafın menajerleri maçı bağlarlar. Apollo’nun ekibinde yer alan Rocky, Drago’nun fiziksel gücü ve gençliği nedeniyle çok kaygılıdır. Maç tahmin ettiğinden çok daha kötü geçer. Drago, acımasız yumruklarıyla Apollo’yu öldürür. Rocky, arkadaşının öcünü almak için Drago ile kendi evinde karşılaşmayı göze alır. Stallone’nin senaryosunu da yazıp yönettiği filmin gişe başarısı, gerçekten göz kamaştırıcı. Kesilen toplam bilet sayıları tam olarak hesaplansa ve enflasyon farkı hesaplanabilse muhtemelen listenin ilk sırasında yer alırdı.
Toplam hasılat: $300,473,716 -
- 10
1. KÖR NOKTA (2009)
(The Blind Side)
Michael Lewis’in aynı adlı kitabından uyarlanan, John Lee Hancock’un yönettiği film, Amerikan futbolu oyuncusu Michael Oher’in (Quinton Aaron) kenar mahalleden çıkış öyküsünü anlatıyor. Varlıklı, beyaz ve Cumhuriyetçi Tuohy çifti, yakın çevrelerinden gelen tepkiye rağmen ailesiz ve sevgisiz büyümüş siyahi genç Michael Oher’e sahip çıkıyor. Özellikle Leigh Anne (Sandra Bullock), Michael’a geç de olsa annelik duygusunu tattırmak için elinden geleni yapıyor; naif ve saf Michael ise sevgi gördükçe iyi bir insan olmak için çaba gösteriyor. 29 milyon dolarlık bütçesi olan film, Sandra Bullock’a en iyi kadın oyuncu dalında Oscar kazandırdı. ‘Kör Nokta’, en iyi film dalının da adayları arasındaydı.
Toplam hasılat: $309,231,694