Zamana karşı mı, zaman mı karşı?
Daha 25 yaşında adını tarihteki büyük bisikletçilerin yanına yazdıran Tadej Pogacar, üçüncü kez kazandığı Fransa Bisiklet Turu'nda yokuş tırmanırken güçlü, inerken gözü karaydı. Zamana karşı yarışla biten son etaba geldiğinde şampiyonluğun önünde neredeyse engel kalmamıştı ama yine de yavaşlamadı… Peki seyir iştahını kabartan bu performans bisiklet sporunda yeni aksiyonları da hayatımıza sokacak mı?
Startı verilmeden kazananın belli olduğu İtalya Bisiklet Turu’nun ardından daha rekabetçi havada geçen ve birçok ilkleri izlediğimiz Fransa Bisiklet Turu’nun galibi İtalya’daki gibi Tadej Pogacar oldu. Pogacar bu ‘duble’yi 1998’de Marco Pantani’den sonra yapan ilk isim olarak da tarihe geçti.
Henüz 25 yaşındaki Sloven sporcunun birçok rekora göz kırptığı tur, bisiklet sporunun gelişimi hakkında bazı sorulara da neden oldu. Bu sorulardan biri fizik gücünün belirleyici olduğu hemen her spordaki gibi rekorların nereye kadar gideceği ile ilgili. Atletizmdeki gibi zamanla ilgili rekorları bisiklette tutmak güç. Çünkü parkur uzunlukları, eğim, daha değişken olan hava ve zemin koşulları kıyaslamayı daha zor hale getiriyor. Ancak Fransa Bisiklet Turu gibi köklü yarışlar benzer rotalarda koşulabiliyor. Bu rota içindeki belli yokuşlar kerteriz alınarak süreler karşılaştırılabiliyor. İşte burada Pogacar’ın performansı daha hayret verici bir hal alıyor.
Pogacar’ın “ezeli” yakıştırmasını hak edecek rakibi (son iki senenin de şampiyonu) Jonas Vingegaard ile zaman farkını 1 dakikanın üstüne çıkardığı 15. Etap çokça konuşuldu. Plateau de Beille’de biten 197.7 kilometrelik bu etabın son 15.8 kilometresi yüzde 7.9 ortalama eğimli bir yokuştu.
İstanbul’u bilenler için bu yokuşun ne anlama geldiğini şöyle anlatmaya çalışalım. Beşiktaş’taki Barbaros Bulvarı’nın 1.5 kilometreden az olan bölümü yüzde 6.5 ortalama eğime sahip. Yani bu yokuşun 10 katı uzunluğunda bir mesafeden söz ediyoruz.
Ama tek fark mesafe değil. Daha stabil bir eğimin olduğu Barbaros Bulvarı’nın aksine Plateau de Beille’de eğim yer yer yüzde 20’leri aşıyor. Yine haritalardan da görüleceği gibi dümdüz giden Barbaros Bulvarı’na karşılık Plateau de Beille çok sayıda keskin viraja sahip.
İstanbul Beşiktaş’taki Barbaros Bulvarı’nın bir bölümü. Plateau de Beille’in yanında hayli mütevazı kalsa da Strava uygulamasında zorluk derecesi 4. kategori olarak belirtilmiş.Yokuşta pedal çevirmek zaten zorken bu değişken koşullar ile ritmi korumak (bisiklette kadans) daha da güçleşiyor. Mesafe de uzayınca gücün yanında dayanıklılık da gerekiyor. Barbaros Bulvarı ile karşılaştırmaya devam edersek 90 metrelik bir irtifanın vücutta pek bir etkisi olmayabilir ama 1500 metreye yakın bir irtifada nefes alış verişi de değişir.
Sözünü ettiğimiz bu yokuşu Fransa Bisiklet Turu’nda en kısa sürede çıkan isim girişte de adını andığımız Pantani idi. 1998’de 21.88 km ortalama hızla 43 dakika 20 saniyede çıkmıştı İtalyan bisikletçi. Bisiklet yazarı Mihai Simion’un paylaştığı listede görüleceği gibi Pantani’yi bu sene 3 isim birden geride bırakırken Pogacar, rekora 3.5 dakika daha ekledi.
Zirveye çıkmak ne kadar zor olsa da ve ne kadar zaman alsa da iniş çok daha çabuk oluyor. Bir kişisel gelişim metaforu gibi gözükse de bisiklette bu durum gerçeğin ta kendisidir ve çoğu gerçek gibi korkutucudur da… Nice’te zamana karşı yarışla biten son etapta gördüğümüz de buydu.
Zamana karşı yarışlarda sporcular aşağı eğimli bir platformdan tek tek belli zaman aralıkları ile start alıyor ve en kısa zamanda bitiş çizgisine ulaşan isim etabın galibi oluyor. Parkurda tek başına mücadele eden bisikletçilerin rüzgarı da tek başlarına göğüslemeleri gerekiyor. Kendisinden sonra start alacak bisikletçinin performansı bilinemeyeceği için de maksimum eforun harcanması gerekiyor. Bu tür yarışta kullanılan bisiklet, kask ve hatta kıyafetler de rüzgarın etkisini minimuma indirmek için dizayn ediliyor.
Pogacar, son etaba gelmeden şampiyonluk için yetecek zaman farkını elde etmişti. Konunun yabancısı için özetleyelim: Etaplı yol yarışlarında genel klasman lideri, yani şampiyon, bütün etapların toplamını en kısa sürede bitiren sporcu oluyor. Pogacar 21 etaplı Fransa Bisiklet Turu’nun son etabına en yakın takipçisinden 5 dakika 14 saniye daha erken ulaşmıştı. Bu da kapanması güç bir farktı ancak Pogacar yavaşlamayı seven bir bisikletçi değil. Risk alarak indiği yokuşta yürekleri ağza getirerek kazandı.
Bu performansı geride bırakabilmek için daha güçlü olmak yetmeyecek aynı zamanda daha gözü kara olmak gerekecek. Bu tip zamana karşı yarış parkurları sporcu profilleri gözetilerek biraz da seyir zevkini artırmak için çiziliyor olabilir. Çünkü yol yarışlarına göre televizyonda daha az izlendiği biliniyor. Kim bilir belki de taşlı ve toprak zeminli segmentlerin olduğu zamana karşı etaplar da büyük turlarda yerini alır. Çünkü bir spora ilgiyi artırmak için oyun içindeki aksiyonu artırmanın yolu aranmıştır hep. Ancak izleyenin beğenisini alan aksiyon, sporcuları ne kadar hoşnut eder bilinmez.
Bu yıl İtalya’nın Floransa kentinde start alan Fransa Bisiklet Turu’nda sporcular 21 etapta toplam 3498 kilometre yol kat etti. Start aldığı ülkenin ve rotanın farklılık gösterdiği tur bu sene Olimpiyat oyunları nedeniyle gelenekselleştiği gibi Paris’te bitmedi. 41.82 km ortalama hızla tamamlanan tur, 2022’deki 42.10 km ortalama hızın ardından tarihteki en hızlı ikinci tur oldu.
Genel klasman liderinin sarı mayo giydiği turda puan klasmanında sprinterlerin giydiği yeşil mayo ilk kez bir siyahi Afrikalı’nın üzerindeydi. Eritreli sporcu Biniam Girmay, 3 ayrı etap kazanıp Sprint kapılarından da puanları topladı.
Yokuş klasmanının liderinin giydiği benekli mayoyu da ilk kez bir Ekvadorlunun üzerinde gördük. Son olimpiyat şampiyonu Richard Carapaz, kategorize edilen yokuşlarda elde ettiği puanlarla mayonun sahibi oldu. Carapaz bir de etap kazandı.
Tarihin her zaman kazananı yazdığı söylense de Britanyalı efsane sprinter Mark Cavendish bunun istisnası olabilecek ender isimlerden. 39 yaşındaki sporcu, Fransa Bisiklet Turu’nda en çok etap kazanma rekorunu kırabilmek için emeklilik planını bir yıl ertelemişti. Kariyerindeki inişleri, sakatlıkları aşmayı bilen sporcu, bu hedef için bir yıl çalıştı ve sonucunu aldı.
Cavendish için kayda geçen bir başka sonuç da sonunculuk… 35. etabını kazanarak rekor kırdığı turun genel klasmanını son sırada tamamladı. Ancak bunun bir başarısızlık olduğunu söyleyebilecek kimse çıkmayacaktır. Fransa Bisiklet Turu gibi (diğer ikisi İtalya ve İspanya) büyük turları tamamlamak da güç iken yokuşlarda zorlanan sprinterlerin genel klasmana tutunabilmesi daha zor oluyor. Bu anlamda Cavendish, turu da tamamlayarak güzel bir vedaya da imza atmış oldu.
Bu arada kazandığı etabın ardından kendisini tebrik edenlerden biri de Pogacar’dı. Cavendish, Pogacar’a “Beni sakın geçme” diye takıldı. Pogacar da “Asla geçmem” dedi ama tur bittiğinde toplamdaki etap zaferi sayısı 17’ye ulaşmıştı bile…