Sakata gelmeyin! Sosyal medyadaki egzersiz videoları, sakatlıklara yol açabilir
Sosyal medyada çarpıcı ve kısa egzersiz videolarının popüler olduğunu belirten Prof. Dr. Tülin Akçay Düger, "YouTube'da ve sosyal medyada paylaşılan kısa kısa videoların çok büyük bir kısmı gerçek profesyoneller tarafından değil, bu konuyu hobi edinen ya da kendisi uygulayarak bundan fayda görenler tarafından paylaşılıyor" dedi. Düger, yapılan yanlış egzersizlerin yaralanmalar, burkulmalar, bağ kopmaları, dengeyi kaybedip düşerek kırıklara ve çıkıklara yol açtığını söyledi. Habertürk'ten Demet Demirkır'ın haberi
Yapılan bir çalışmaya göre sosyal medyada sağlıklı yaşam için paylaşılan egzersiz videolarının dörtte üçü hatalar ve yanlışlardan oluşarak, toplumu yanlış yönlendiriyor.
Türkiye Fizyoterapistler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tülin Akçay Düger, sosyal medyanın hayatımızda çok önemli bir yeri olduğunu ancak toplumda sağlık okuryazarlığı geliştirilemediği sürece, doğru bilgiyi ayıklamanın vatandaş açısından zor olduğunu söyledi.
KISA VE ÖZ İÇERİKLER HATAYI DA BERABERİNDE GETİRİYOR
Sosyal medyada çarpıcı ve kısa içeriklerin popüler hale geldiğini aktaran Prof. Dr. Düger, "Dolayısıyla bir konuda ne kadar kısa ve öz bir şeyler vermeye çalışırsanız o kadar hata yaparsınız. Topluma bu tür içeriklerle bir taraftan bilinç kazandırmaya çalışanlar varken diğer tarafta da reklamını yapmaya çalışanlar var. O nedenle bizim insanlara doğru bilgi nedir, nereden ulaşılır ve nasıl anlaşılır konusunda da bilgi vermemiz gerekiyor" dedi.
İÇERİKLERİN SADECE DÖRTTE BİRİ DOĞRU
Prof. Dr. Düger, "YouTube’da ve sosyal medyada paylaşılan kısa kısa videoların çok büyük bir kısmı gerçek profesyoneller tarafından değil, bu konuyu hobi edinen ya da kendisi uygulayarak bundan fayda görenler tarafından paylaşılıyor" diye konuştu.
Prof. Dr. Düger, sözlerine şöyle devam etti: "Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir çalışmaya göre, paylaşılan bu tür videoların yaklaşık dörtte birinin doğru ve sağlıklı kaynaklardan oluştuğunu; diğer dörtte üçünün ise hatalar, yanlışlardan oluşarak toplumu yanlış yönlendiren bir yapıda olduğunu görüyoruz. Egzersizin yüz yüze iletişimle, bu işi gerçekten yapanlarla birlikte ihtiyaçlar doğrultusunda uygulandığında etkin olduğunu biliyoruz."
VİDEOLAR 'DAHA FAZLA HAREKET ETMELİYİM' ALT METNİYLE İZLENMELİ
Toplum farkındalığını artırmak için bazı genelgeçer doğrular olduğunu ve bu tarzdaki genel videoların Kabul edilebileceğini söyleyen Türkiye Fizyoterapistler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tülin Akçay Düger, "Hareketsiz bir toplum haline geldik. Bütün gün bilgisayar ya da birtakım teknolojik ekipmanlar başında iş yaşamımızı sürdürüyoruz. Bu nedenle hareket etmek çok önemli. Günde 5 dakika bile yürüsek çok kıymetli. Bu tür egzersiz videolarını ‘daha çok hareket etmeliyim’ alt metniyle izlemeliyiz. İş arasında bile katta yürümek, merdivenle inmek-çıkmak gibi bazı fırsatları değerlendirmeliyiz şeklinde düşünmeliyiz. Bu tür paylaşımları başka türlü değerlendirmemek gerekiyor" şeklinde konuştu.
"FİZİKSEL AKTİVİTE KİŞİYE ÖZEL OLMALI"
Prof. Dr. Düger, bireysel aktivitelerin kişiye özel olduğunu kaydederek, şöyle konuştu: "Fiziksel aktivite bireyin ihtiyaçlarına özeldir. Rastgele 100 kişi seçsek, her birinin ihtiyaç duyduğu egzersiz programının bir diğerininkine benzemediğini görürüz. Herkesin ihtiyacı farklıdır; kişilerin bazı kronik hastalıkları olabilir, duruş problemleri olabilir. Günlük hayatta yapılanlar da farklı, kimi ayakta çok durduğu için varis problemi var. Kimi uzun süre oturduğu için postür bozuklukları, bel-boyun ağrıları var. Kiminin ise daha ileri seviyede sağlık sorunları olabilir, ameliyat geçirmiş olabilir. Bu sebeple de herkesin kas, eklem, bağları farklı ölçüde etkilenir. Bu sebeple doğru egzersiz programı kişiye özel olandır."
Prof. Dr. Düger, şu önerilerde bulundu: "Kişiye iyi bir değerlendirme yapıldıktan sonra ihtiyaçlarını ortaya koymak, kaslarının esnekliği, kuvveti, dayanıklılık kapasitesi ve kalp-damar sistemiyle birlikte bu egzersizleri organize etmek sağlıklı bir yaklaşımı ortaya koyar."
YANLIŞ YAPILAN HAREKETLER BURKULMA, KIRIK VE ÇIKIK SEBEBİ
İzlenilen videolara bakarak spor yapanlarla ilgili iki temel sorunla karşılaştıklarını ifade eden Prof. Dr. Düger, "İlki genelgeçer ya da kendi deneyimlerini paylaşan popüler ama profesyonel olmayan kişilerin paylaşımları, kişilerin aynı egzersizleri yapmak isterken yaralanmalarına ve sakatlanmalarına yol açıyor. Bu tür sakatlıklarla çok karşılaşıyoruz, ağrıyla hekime gidip, ardından bize fizik tedavi ve rehabilitasyon için geldiklerinde yaralanmanın mekanizmasını sorguluyoruz. Yaralanmanın gördüğü şekilde yaptığı egzersiz programıyla meydana geldiğini öğreniyoruz. Bu egzersizler, yaralanmalar, burkulmalar, bağ kopmaları, dengeyi kaybedip düşerek kırıklara ve çıkıklara yol açabilir. Bazen vücut şekillendirmek için yapılan egzersizler de tendon yaralanmalarına, tendon kılıfı iltihaplarına ve daha zorlayıcı egzersizler de kemikten kopmalara yol açabiliyor. Bu videolar nedeniyle sağlıklı olmak isterken sağlığımızı bozabilir hatta daha hareketsiz kalmak durumunda kalabiliriz" diye konuştu.
ÖNCE FİZYOTERAPİST MUAYENESİ
Prof. Dr. Düger, ikinci sorun ile alakalı da şunları söyledi: "Birinin önerdiği egzersiz, bir başkasında hiçbir etki yaratmayabilir. Şeker hastası veya tiroid gibi problemleri olan kişilerin yapacağı egzersizlerin farklı olması gerekebilir. Aynı egzersizi iki ayrı kişi yaptığında ya yaralanabilir ya da hiçbir etkisi olmayabilir. Çünkü kasların o egzersize ihtiyacı olmayabilir. Kişinin bambaşka bir egzersize ihtiyacı olabilir. Dolayısıyla kişiler sağlığı koruyabilmek için doğru egzersizi, fizyoterapiste başvurarak anlayabilirler. Kas-iskelet sisteminin değerlendirilmesi ve oluşturulacak programlarla yaklaşık 6-8 haftada bir tekrar kontrol edilerek, programın artırılarak ya da azaltılarak programın en etkili şekilde sürdürülmesi gereklidir."
SPOR SAATLERCE YAPILMAMALI
Egzersiz ve fiziksel aktiviteyi saatlerce yapmanın gereksiz olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Düger, "Saatlerce yapılan spor, kişiye faydadan çok zarar verir. Her şeyde bir yarar-zarar dengesi var. Kişinin ihtiyacı neyse o ihtiyaç çerçevesinde spor yapılmalı. En fazla 1 saatlik yürünmeli. Öncesinde kasların esnekliğinin sağlanması, germe egzersizleri yapılmalı. Belki ardından kuvvetlendirme egzersizleri kombine edilebilir. Maksimum 1-1.5 saatlik bir program olmalıdır. Aksi takdirde zararlı sonuçlar doğurabilir" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Düger, "Vücudumuza aldığımız enerji ile harcadığımız enerji arasındaki denge sağlık demektir. Bu sebeple kişiler ne yiyor ne içiyor ve bunun ne kadarını yakıyor sorularının cevabı önemli. Sağlıklı bir kiloya ulaşmak önemlidir. Bu sadece kalori harcaması değil, bu aynı zamanda vücudun harcadığı enerjinin hangi yolla harcandığının bir hesabıdır. O yüzden saatler süren ve her gün tekrarlanan şiddetli egzersizlerin yarardan ziyade zararı var" dedi.
"DÖNEMLİK KISA VE ŞİDDETLİ EGZERSİZLER EN TEHLİKELİSİ"
Yapılan en önemli hatalardan birinin de tıpkı diyetlerde olduğu gibi kısa süreli (2-3 ay), yoğun ve şiddetli egzersizler yapmak olduğunu aktaran Prof. Dr. Düger, "Örneğin yaz dönemine yaklaşılırken saatlerce egzersiz yapmak, koşmak, her gün ağır sporlar yapıp sonra da bunu bırakmak en sağlıksız olanı" diye konuştu.
EGZERSİZ HAYATIMIZIN BİR PARÇASI OLMALI
Prof. Dr. Düger, "Önemli olan bunu davranış değişikliği haline getirebilmektir. Egzersizin hayatımıza girebilmesi ve tıpkı yemek yemek gibi hayatımızın bir parçası olması lazım. Bu yaklaşık 3-6 ay sürer. 6 ay düzenli egzersiz yaptığımızda bu hayatımızın bir parçası haline geliyor. Egzersiz orta şiddetli ve yaşam boyu olmalı" dedi.