Zerin Kılınç'ın ölümüyle ilgili davada beraat eden kişi uyuşturucu ticareti suçlamasıyla hakim karşısında

Sanık Yılmaz S, duruşmadaki savunmasında, eski kız arkadaşı Zerin Kılınç'ın o dönemde 6 aya yakın evine gidip geldiğini söyledi.

Kız arkadaşı olması sebebiyle Zerin'in evine sık sık gittiğini kaydeden Yılmaz S, "İddianamedeki sadece çakmak gazı bana aittir. Alüminyum folyo, hassas terazi, bana ait değildir. Kendisiyle her gün görüşüyorduk, onun evinde kaldığım günler haftada 2 günü geçmiyordu. Uyuşturucu kullanmıyorum, satmıyorum." diye konuştu.

Kılınç'ın pencereden düşerek ölümüne ilişkin davada ailenin avukatı olan ve olayın gerçekleştiği evdeki materyalleri ilgili makamlara teslim eden Avukat Ahmet Seyhan, duruşmada tanık olarak dinlendi.

Seyhan, dosya kapsamında çalışmaya başladıktan sonra soruşturma sürecine dair eksiklikleri fark ettiğini öne sürerek, "Olay yeri mühürlenmemişti. Keşif yapılmamıştı, eksiklikler vardı. Bununla ilgili suç duyurusunda bulunduk. Uyuşturucu madde içiminde kullanılan eşyaları bulduk. Ben de bulduğum materyalleri bizzat savcılığa teslim ettim." dedi.

Zerin Kılınç'ın kız kardeşi Aysun Kılınç'ın da tanık olarak dinlendiği duruşmada, olay günü ablası hastaneye kaldırıldığı için hastanede bulunduğunu belirterek, "Ablamın ev sahibi bana, Yılmaz S'nin olaydan sonra evde durduğunu, kedinin camda olduğunu söyleyen bir mesaj attı. Biz ablamın vefatından 10 gün sonra kediyi alabilmek için evine girmek istedik. Polis merkezinden izin aldık. Babam, ben, ablam Zeynep'le birlikte ablamın yaşadığı eve girdik. Eve girdiğimizde içerisi dağınık vaziyetteydi. Uyuşturucu kullanmaya yarayan malzemeler olduğunu gördük. Bu malzemeleri toparlayıp savcılığa götürdük. Ev mühürlenmemişti. Delilleri biz topladık. Sonradan öğrendiğim kadarıyla sanığın kanı dahi alınmamış, bu durum acımızı artırdı." ifadelerini kullandı.

Aysun Kılınç, sanık avukatının kendisine, evde bulduklarını iddia ettikleri malzemeleri polise bildirip bildirmediklerini sorması üzerine "Zaten acımızı yaşıyorduk. Polis ekiplerinin görevlerini yaptığını düşünüyorduk. Haber verme gereği duymadık." yanıtını verdi.

Duruşmada Yılmaz S'nin avukatı, iddianamede Zerin Kılınç'ın müvekkiline gönderdiği mesajlarda "torbacı" tabirini kullandığını belirterek, sanıktan bunu açıklamasını istedi.

Yılmaz S. kendi avukatının sorusu üzerine, "Esmer bir insan olduğum için sakalımdan dolayı beni kızdırmak için Zerin söylüyordu. O dönem solaryuma da gidiyordum. Zaman zaman beni kızdırmak için böyle söylüyordu." diye cevapladı.

Heyet, Zerin Kılınç'ın ev sahibinin tanık olarak çağrılmasına ve sanığın mevcut durumunun devamına hükmederek, duruşmayı ocak ayına erteledi.

Kılınç ailesi, kızlarının Yılmaz S. ile birlikte yaşadığı evde, olaydan 10 gün sonra buldukları alüminyum folyo, küçük naylon poşet, hassas terazi ve uyuşturucu kullanma aparatını 6 ay sonra avukatları aracılığıyla Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına teslim etti.

- Olay

Odunpazarı ilçesi Emek Mahallesi'nde, 21 Haziran 2022 akşamı bir apartmanın ikinci kat penceresinden düşen bir çocuk annesi Zerin Kılınç, kaldırıldığı Eskişehir Şehir Hastanesi'nde yaşamını yitirmişti.

Kentteki bir giyim mağazasında satış görevlisi olan Kılınç'ın ölümüyle ilgili gözaltına alınan erkek arkadaşı Yılmaz S, polis merkezinde ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. Kadının ailesinin başvurusu üzerine savcılıkça başlatılan soruşturma çerçevesinde yeniden gözaltına alınan Yılmaz S, "kasten öldürme" suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Davaya bakan Eskişehir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Temmuz 2023'teki karar duruşmasında, "kasten öldürme" suçundan delil yetersizliğinden beraatına hükmettiği Yılmaz S. hakkında "kadına karşı tehdit" suçundan kurduğu ve 7 ay 15 gün hapsi içeren hükmün açıklanmasını ise geri bırakmıştı.

Sanığın beraatine hükmeden yerel mahkemenin kararı, bölge adli mahkemesine (istinaf) taşınmış, yerel mahkemenin kararı hukuka uygun bulunmasının ardından Yargıtay'a temyiz başvurusu yapılmıştı.