Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Türkiye İyi Gelecek: Didem Ciner yazdı - İş-Yaşam Haberleri

        Bloomberg HT’nin düzenlediği ‘Türkiye İyi Gelecek’ konferansında “Geleceği nasıl daha iyi inşa ederiz?” sorusuna yanıt arandı. Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’ın katılımıyla gerçekleştirilen konferans, finans ve ekonomi dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi.

        KİMLER KATILDI?

        Bloomberg HT Ekonomi Koordinatörü Gökhan Şen’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Türkiye Kazandırır” isimli oturumda Ziraat Bankası Genel Müdürü ve Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici ve Citibank Genel Müdürü Serra Akçaoğlu konuştu.

        Ciner Medya Grubu Genel Direktörü Didem Ciner ve Ciner Medya Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ, zirvenin katılımcılarından Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ve TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici ile bir süre sohbet etti.
        Ciner Medya Grubu Genel Direktörü Didem Ciner ve Ciner Medya Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ, zirvenin katılımcılarından Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ve TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici ile bir süre sohbet etti.

        Bloomberg HT Haber Koordinatörü Ali Çağatay moderatörlüğündeki “Gayrimenkulde yeni dönem” başlıklı panelde Ağaoğlu Şirketler Grubu CEO’su Hasan Rahvalı, Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, DKY İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Dumankaya ve Artaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya yer aldı.

        İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Garanti Bankası Genel Müdürü Ali Fuat Erbil, Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Faik Açıkalın, Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, Alarko Holding CEO’su Ayhan Yavrucu, Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül ve Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu da konferansa katıldı.

        TÜRKİYE İYİ GELECEK
        Didem Ciner
        Didem Ciner

        Ciner Medya Grubu olarak Türkiye’ye, Türkiye’nin “iyi geleceğine”, Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyanın en güçlü ülkesi olarak bu bölgeye de “iyi gelecek“ tek ülke olduğuna inancımız tamdır.

        15 Temmuz gecesi milli iradeye ve demokrasiye sahip çıkmak için tek yürek olan 79 milyon insanımız, bu inancımızda ne kadar haklı olduğumuzu tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir.

        Atatürk’ün bizlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti, sahip olduğu köklü devlet geleneği, sağlam ekonomisi, reformlarla güçlenmiş istikrarı ile ilelebet ayakta kalacaktır.

        Biz her zaman ülkemizin gücüne ve insanımıza inanarak yatırım kararları aldık. Medya alanındaki yatırımlarımız içinde yer alan, dünyanın en önemli medya kuruluşlarından biri olan Bloomberg ile gerçekleştirdiğimiz iş ortaklığı, şüphesiz ki ülkemiz için de önemli bir kazanım olmuştur.

        Türkiye’nin tek ekonomi kanalı olan Bloomberg HT iş ve finans dünyasının haber ihtiyacını karşılamanın ötesinde, Türkiye ekonomisinin gücünü ve ülkemizdeki yatırım fırsatlarını dünyaya gösterme hedefini de gururla yerine getirmeye devam etmektedir.

        Bu sorumluluk inancıyla, Başbakan’ımız Sayın Binali Yıldırım’ın teşrifleri, Türk ekonomisine yön veren değerli isimlerin katkılarıyla “Türkiye İyi Gelecek” konferansını gerçekleştirdik. Yerli ve yabancı basın mensuplarının da katılmış olduğu “Türkiye İyi Gelecek” konferansımızın ülkemizin aydınlık geleceğine ışık tutacağına inanıyorum. DİDEM CİNER

        MEGA PROJELER DURMUYOR

        Marmaray, Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 3. Havalimanı Projesi, Marmaray’a kardeş proje olan Avrasya Geçişi… Türkiye, son dönemde birbiri ardına imza attığı 10 milyarlarca dolarlık ‘Mega Projeler’ ile ekonomide yoluna tam gaz devam ediyor. Birbiri ardına açılışları gerçekleşen bu dev projeler uluslararası arenada da adından söz ettiriyor. Öyle ki, Dünya Bankası’ndan altyapı projelerine özel sektör katılımına ilişkin yapılan açıklamada, Türkiye’nin 2015 yılında 44.7 milyar dolarlık rekor bir tutara sahip 7 projenin finansal olarak kapanışıyla çıta yükselttiği ifade edildi.

        Açıklamaya göre, Türkiye ulaştırma sektöründeki iki mega anlaşmayla küresel yatırımın yüzde 40’ını sırtladı. Bankanın raporuna göre, 2015 yılında en fazla yatırım çeken ilk beş ülke sırasıyla Türkiye, Kolombiya, Peru, Filipinler ve Brezilya oldu. Türkiye’nin son yıllarda imza attığı dikkat çekici projelerden ilki kuşkusuz Marmaray’dı. 2.8 milyar dolar yatırım maliyeti olan proje 29 Ekim 2013 tarihinde hizmete girdi. İstanbul ulaşımının mihenk taşlarından birini oluşturan bu dev proje, tek yönde saatte 75 bin, günde ortalama ise 1 milyon yolcu taşıma kapasitesine sahip.

        OSMANGAZİ YILDA 650 MİLYON DOLAR TASARRUF SAĞLAYACAK

        Marmaray’ı açıldığı günden bu yana 145 milyonun üzerinde kişinin kullandığı belirtiliyor. Öte yandan hiç kuşkusuz 2016 yılı yazı iki ‘Mega Proje’nin tamamlanması anlamında tarihi bir öneme sahip. Bunlardan ilki, İstanbul ile İzmir arasındaki ulaşım süresini 9 saatten 3.5 saate indirecek Gebze- Orhangazi-İzmir Otoyolu Projesi’nin en büyük ayağını oluşturan Osmangazi Köprüsü. Mart 2013’te temeli atıldıktan sonra yaklaşık 39 ayda tamamlanan ve Haziran 2016’da hizmete açılan Osmangazi Köprüsü, bin 550 metre ile dünyanın en büyük orta açıklığa sahip dördüncü köprüsü konumunda. 1.1 milyar dolarlık yatırımla tamamlanan köprü, körfezi dolaşarak 2 saat, feribot ile 1 saat olan körfez geçiş süresini ortalama 6 dakikaya indirdi. Köprünün Gebze-İzmit arasındaki trafik yükünü yüzde 30 düşüreceği ve sürenin kısalması ile Türkiye ekonomisine yılda 650 milyon dolar tasarruf sağlayacağı hesaplanıyor.

        YAVUZ SULTAN SELİM KÖPRÜSÜ İLE 1.7 MİLYAR $’LIK KAYIP ÖNLENECEK

        Yaz aylarında hizmete açılan bir diğer ‘Mega Proje ise İstanbul’un Boğazı’nın üçüncü köprüsü olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü oldu. 29 Mayıs 2013 tarihinde yapımına başlanan Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 26 Ağustos 2016 itibarıyla hizmete açıldı. 59 metreyi bulan köprü genişliği ile dünyanın en geniş asma köprüsü olan Yavuz Sultan Selim, 322 metreyi aşan kuleleri ile de dünyanın en yüksek kulesine sahip asma köprüsü niteliği taşıyor. Köprünün yatırım maliyeti ise 2.5 milyar dolar olarak açıklanmıştı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile yılda yaklaşık 1 milyar 450 milyon doları enerji, 335 milyon doları işgücü kaybı olmak üzere toplam 1 milyar 785 milyon dolarlık ekonomik kaybın önüne geçilmesi hedefleniyor.

        YENİ YATIRIMLAR GÜN SAYIYOR

        Türkiye bir yandan biten ‘Mega Projeler’i bir bir hizmete açarken, bir yandan da inşaatı devam eden projelerin tamamlanması için adeta gün sayıyor. Kuşkusuz bu projelerin en önemlisi İstanbul’u uluslararası üs haline getirecek olan üçüncü havalimanı projesi. Söz konusu proje için İstanbul’un Avrupa yakasının kuzeyinde 76.5 milyon metrekarelik bir arazide 10 bin 200 kişi çalışıyor. İnşaat faaliyeti Atatürk Havalimanı’nın 7 katı büyüklüğünde arazide 7 gün 24 saat devam ediyor. İnşaatın hızla sürdüğü projenin yüzde 27’si tamamlanmış durumda. Proje için şu ana kadar 2 milyar Euro harcandı. 3. havalimanının birinci etabının, 2018’in ilk çeyreğinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doğum günü olan 26 Şubat’ta tamamlanması hedefleniyor. Bu tarihte yıllık 90 milyon yolcu taşıyacak olan havalimanının kapasitesi daha sonraki yıllarda 150 milyona kadar ulaşacak. Projenin toplam yatırım maliyeti ise 11.3 milyar dolar olarak açıklanmıştı. Projenin yatırım maliyetine yıllık kira bedeli de eklenince toplamı 33 milyar Euro’yu geçiyor. Türkiye’de yapılmış en büyük proje yapımı tamamlandığında dünyanın en büyük havalimanı olacak. 1.1 milyar Euro yıllık kira geliri ve 200’ü aşkın uçağın yolcu alabileceği 1.5 milyon metrekarelik terminali olacak.

        BİTTİĞİNDE 3 BİN UÇAK İNECEK

        3. havalimanının ilk aşaması tamamlandığında 2 bin, tamamı bittiğinde ise 3 bin uçak inecek. Havalimanının tüm etaplarının tamamlanması ise 2028 yılını bulacak. Havalimanı hizmet vermeye başladıktan sonra çevrede kurulacak yeni yerleşim ile birlikte 250 megavatlık enerjiye ihtiyaç olacağı belirtiliyor. Bu da Afyon ilinin tüketimine eşit. Öte yandan Osmangazi Köprüsü hizmete açılsa da İstanbul-İzmir otoyolu projesi tam gaz devam ediyor. İki şehir arasını karayolu ile 3.5 saate düşürecek 433 kilometrelik otoyol projesinde, bilindiği gibi Osmangazi Köprüsü ile bağlantı yollar hizmete sunuldu. Yıl sonuna kadar ise projenin 120 kilometresinin daha tamamlanması hedefleniyor. Böylece, yolun Bursa’ya kadar olan kısmı da hizmete girecek. Projenin tamamı ise 2018’de bitecek.

        MARMARAY’A KARDEŞ PROJE AVRASYA TÜNELİ ARALIKTA AÇILIYOR

        Bu yıl içinde hizmete açılacak bir diğer önemli proje ise Avrasya Tüneli. İstanbul Boğazı’nda Marmaray’a kardeş olan ‘Avrasya Geçişi’ projesinin 20 Aralık 2016’da hizmete açılması planlanıyor. 4.6 kilometre uzunluğundaki projenin 3.4 kilometrelik bölümü deniz altından geçiyor. Maliyeti 1.2 milyar dolar olarak açıklanan bu projenin tamamlanmasının ardından İstanbul’daki diğer köprü yoğunluklarının yüzde 10 azalacağı tahmin ediliyor. Öte yandan Avrasya Geçişi, Göztepe-Kazlıçeşme arasını 100 dakikadan 15 dakikaya indirecek.

        Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül: TAYCAN MODELİNİ İNCELEMEK GEREK Dışarıda Türkiye’ye bakışta eskiye göre olumsuz yönde farklılık var ama 3 ve 10 yıllık planlarımızda değişiklik yapmadık. Hatta rakamlar açısından olumlu artırımlar var. Sanayide daha yapılacak çok şey var. Ben Tayvan modelini incelemek gerektiğini düşünüyorum.
        YENİ DÖNEM FIRSAT DOLU

        Türkiye Kazandırır başlıklı bankacılık panelinde konuşan banka genel müdürleri darbe girişimine rağmen piyasaların açık ve çalışır durumda olduğuna dikkat çekti. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Aydın, “Bunu ancak Türkiye başarabilirdi” dedi.

        Denizbank Genel Müdürü Ateş “Türkiye istikrar abidesi” derken TEB Genel Müdürü Leblebici yabancı ortakların Türkiye’ye güveninin tam olduğunu söyledi. Citibank Genel Müdürü Akçaoğlu, “Önümüzdeki dönem fırsat” dedi.

        SADECE TÜRKİYE BAŞARABİLİRDİ

        Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Türkiye’deki gibi sorunların yaşandığı ülkelerde ve ekonomilerde, Türkiye’deki gibi bir soğukkanlı duruş ve başarısız darbe girişiminden iki gün sonra piyasaların açık olmasının mümkün olmayacağını söyledi. Bloomberg HT’nin düzenlediği ‘Türkiye İyi Gelecek’ Konferansı’nda konuşan Aydın, “Bu herkesin yapabileceği bir şey değil. Bu Türk milletinin, Türk halkının geleneksel bir yapısı, inancı, güveni, sağlam duruşu. Türk bankaları da bu konuda iyi sınav verdi. Sadece 18 Temmuz’da piyasaların açık olması değil, 18 Temmuz sonrası piyasaları çalışır kılmaktır esas olan. O günden beri hâlâ bunu yapmaya çalışıyoruz. Ufak tefek aksamalar olsa da bunu devam ettiriyoruz. Bizim kendimize güven ve inancımız devam ettiği sürece Türk milleti, Türk devleti bu ayrışmayı herkese gösterecek” dedi.

        Türkiye’nin aslında hak etmediği bir yerde bulunduğunun altını çizen Aydın, ülkenin kendisini doğru konumlandıramadığı, iyi anlatamadığı yorumunda bulundu.

        Kendilerine sorulan 3-4 klasik sorunun cevaplarının hep aynı olduğunu aktaran Aydın, dolayısıyla sonuçta ne sorulardan, ne yanıtlardan bir sonuç alınamadığını aktardı.

        ‘BU HERKESİN YAPABİLECEĞİ BİR ŞEY DEĞİL’

        Bankaların kendi fonksiyonlarını yerine getirdiğini ifade eden Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Belki de en iyi yerine getiren de biziz. 2008 krizinden sonra devletten hiçbir şey almamış, özkaynak getirileri yarı yarıya düşmüş, her gün düzenleme ve denetleme otoritesinden, bırakın desteği, cezalardan kafayı kaldıramamışız” dedi.

        Türkiye’nin geleceği için, bu kadar başarılı işler yaptıktan sonra bunların tartışılmasının önemine dikkati çeken Aydın, “Son derece iyi bir iletişim var. Bu iletişimden reformist, Türkiye’nin önünü açan, bankaların önünü açan bir yapı çıkması önemli.

        Biz daha önce bilançomuzun yüzde 70’ini devlete borç veriyorduk, şimdi bilançomuzun yüzde 70’i kredi. Bu bizim bu ülkeye güvendiğimizin en bariz, en somut örneğidir. Biz ülkeye güvenmeye, güvenenlere kredi vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.

        TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici:

        YABANCI HİSSEDARLARIMIZIN TÜRKİYE'YE GÜVENİ YÜKSEK

        Bence kurumları da toplumları da diğerlerinden farklılaştıran şey organize olabilme kapasitesidir. 15 Temmuz sürecinde Türkiye milletiyle organize oldu ve hızlı reaksiyon verdi. Pazartesi günü piyasaları açabilmek bizim tecrübemizin ve reaksiyon kapasitemizin göstergesidir. Bunu doğru yaptığımız için de yabancılar tam olarak ne olduğunu anlayamadı. Zaten yabancı ortakların Türkiye’ye güvenleri çok yüksek. Biz diğer gelişmiş piyasalara baktığınızda en iyi yetişmiş insan gücüne sahip gelişmiş piyasayız. Hukuki altyapı olarak da en çok demokrasisine sahip çıkan, Avrupa Birliği normlarında ticari altyapısı olan, hukuk sistemi ona göre çalışan, bunlar olduğu sürece de büyümeyi devam ettirecek bir ülkeyiz, onu da her seferinde gösteriyoruz.

        Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş:

        TÜRKİYE İSTİKRAR ABİDESİ BİR YILDIZ GİBİ ORTA YERDE DURUYOR

        Ne gelişmiş ekonomiler sanıldığı kadar az riskli ne de gelişmekte olan ülkeler sanıldığı kadar çok riskli. Ortaya bir fırsat çıkarıyor. Türkiye'nin reformist yaklaşımından ve AB sürecinden hiç ayrılmadan hızla devam etmesini bu fırsatın şemsiyesi olarak görüyorum. 15 Temmuz'daki FETÖ'nün darbe girişiminin, yurtdışında bu işin yeterince anlaşılamamasının nedeni, böyle bir badirenin üstesinden bu kadar hızlı gelinip ayağa kalkılması. Türkiye bir istikrar abidesi bir yıldız gibi orta yerde duruyor. Şimdi meseleyi çok iyi anlatma dönemidir. Bütün yabancı muhabirlere, finans kesimine bu meseleyi çok iyi anlatmamız lazım. Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki o ruh, şimdi Yenikapı ruhu olarak canlanmış, milli birlik ruhundan bahsediyoruz. Bu ruhu korumak çok önemli.

        Citibank Genel Müdürü Serra Akçaoğlu:

        ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİ FIRSAT GÖRÜYORUZ

        Türkiye özellikle zor dönemlerde çok güzel performans sergiliyor. Herkes birbirine kilitleniyor, tek bir ülke oluyoruz ve çok hızlı hareket ediyoruz. Bu birlikteliğin, kamu-özel sektör, ülkemizin her kesiminin birlikteliğinin sadece bu dönemde değil, uzun yıllar devam etmesi gerek. Hükümet tarafından belirlenen reformlar çok önemli. Hızlı şekilde bu reformlar hayata geçirilmeli ve dünyaya Türkiye iyi anlatılmalı. Türkiye, ülkenin yöneticileri, bankacılık sektörü, bütünüyle her kesim son derece dayanıklı. Bizim gibi bankalar, dünyada çok ülkede olunca ülkeleri daha iyi tanıma imkânları oluyor. Banka olarak Türkiye’yi iyi tanıyoruz ve bütün bu olanlardan sonra bizim hayatımızda bir değişiklik olmadı. Ülkemizdeki mevcudiyetimize memnuniyetle devam ediyoruz, önümüzdeki dönemi de ülkemiz açısından bir fırsat olarak görüyor.

        Alarko Holding CEO’su Ayhan Yavrucu: YATIRIM PLANIMIZDA DEĞİŞİKLİ YAPMADIK Ülkedeki son gelişmelere rağmen yatırım planlarımızda değişiklik olmadı. Türkiye’de Rusya ile ilişkiler ve son yaşanan zorluklara rağmen yatırımlarımız aynı şekilde devam ediyor. Karabiga’da 1.5 milyar dolara yakın yatırım yapıyoruz, 2017 sonunda da yatırımı bitireceğiz.
        TÜRKİYE BÜYÜR BÜYÜTÜR KAZANDIRIR

        Türkiye ekonomisi son 15 yılda 3 kattan fazla büyüyerek bulunduğu coğrafyanın adeta parlayan yıldızı oldu. Bir ayağı Avrupa diğer ayağı Asya’da olan Türkiye iki kıtanın da en hızlı büyüyen gelişen ülkelerinden oldu.

        2002 yılında 231 milyar dolar olan milli gelir, 2015 yılında üç kattan fazla artarak 720 milyar dolara yükseldi. Yılda ortalama yüzde 4.7 büyüme hızını yakalayan Türkiye bu oranla yıllık ortalama yüzde 3.8 büyüyen OECD ülkelerini geride bıraktı. İşte bu büyüme oranıyla Türkiye son 10 yılda 150 milyar doların üzerinde doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekerken Avrupa Birliği ülkeleri içinde de en büyük 6’ncı ekonomi haline geldi.

        Dünyanın 17’nci büyük ekonomisi olan Türkiye ihracatını da 2002-2015 yılları arasında yüzde 400 atışla 145 milyar dolara çıkardı.

        2 trilyon liralık aktif varlığa sahip olan bankacılık sektörünün yıllık net kârı 26 milyar TL’yi geçerken ekonomiye sağladığı kaynak da 1.5 trilyon TL’yi buldu.

        Sanayiye gelince Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunun toplam satışları 75 milyar TL’yi geçti. Bu şirketlerin vergi öncesi faaliyet kârları da 10 milyarı geride bıraktı.

        İhracatı önemli ölçüde artıran Büyük 500’ler istihdamı da sırtladı.

        30 milyon genç nüfusuyla Türkiye her yıl 733 bin üniversite mezunu veriyor. 950 bin genç de her yıl teknik ve diğer liselerden mezun oluyor. Bu da Türkiye’de yatırımı düşünen yatırımcılara önemli bir imkân sunuyor. Özellikle sanayiye ara eleman konusunda son dönemde atılan adımlar bu konudaki açığın da kapanmasını sağlıyor.

        50 bine yakın yabancı sermayeli şirketin faaliyet gösterdiği Türkiye stratejik yatırımlara sağladığı imkânlarla da dikkat çekiyor. Türkiye’de yatırım yapmak isteyenlere Kurumlar Vergisi’ni sıfırlamadan işverenlerin sosyal güvenlik payına destek gibi birçok imkânı sunuyor. Ayrıca Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Sanayi Bölgeleri ve Serbest Bölgeler için uygulanan vergi avantajlarının yanı sıra arazi tahsisi gibi fırsatlar da bulunuyor.

        Para ve sermaye piyasalarının yarattığı getiri fırsatları hatta her geçen yıl yükselen yıldızıyla emlak sektörünün avantajları bir kenara Türkiye’nin geleceğine güvenen kazanıyor. İşte bu imkânlar çerçevesince Türkiye ekonomisine güvenip yatırım yapan iş dünyası da kazandı, kazandırdı kazandırmaya da devam ediyor.

        15 TEMMUZ ZAFERİ TESCİLLENDİ

        15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrası ekonomide önemli bir hasar yaşanmaması ekonominin sağlam temellere oturduğunu gösterdi.

        YENİKAPI'DA UZLAŞI

        15 Temmuz’un ardından 3 siyasi parti liderinin Yenikapı mitinginde 7 Ağustos’ta bir araya gelmesi Türkiye için bir uzlaşı ortamı sağlandığını ortaya koydu. İş dünyasının da beklentisi bu uzlaşı ortamının bundan sonraki süreçlerde de devam etmesi ve katılımcı demokrasiyle ekonomik reformların yapılması.

        Odeabank Gn. Müd. Hüseyin Özkaya: GELİŞMELER HALA İYİ ANLAŞILMADI Türkiye’deki gelişmelerin hâlâ iyi anlaşılmadığını düşünüyorum. Bazı makro göstergeler olumlu gözüküyor. Bankaların ikinci çeyrekte kâr problemi düzeldi. Kârlılık azalsa bile bankaların güçlerini koruması önemli. Türkiye’nin yabancı sermaye çekmesi önemli, gurur duyuyoruz.
        PİRAMİDİN ALTINA EV YAPMAK İÇİN UCUZ ARSA YARATILMALI

        Gayrimenkulde Yeni Dönem oturumunda sektör oyuncuları artış düşük gelir grubuna konut üretmek istediklerini dile getirdi. Sorunun talep değil, erişilebilirlik olduğunu belirten konut üreticileri ucuz arsa temini için devletten destek istedi.

        Bloomberg Haber Koordinatörü Ali Çağatay’ın yönettiği panelde sektör temsilcileri şehir merkezinde maliyetlerin yüzde 80’ini arsanın oluşturduğuna dikkat çekti. Konut üreticileri son kampanyaların yoğun talep gördüğünü vurguladı.

        İşte oturumdan öne çıkan başlıklar:

        "YÜZDE 60'A HİTAP EDEMİYORUZ"

        “15 Temmuz’dan sonraki bu kampanyayla hepimize moral geldi. Artık önümüz daha açık” diye konuşan Artaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya, inşaat sektörünün metrekare fiyatları olarak nüfusun yüzde 60’ına hitap edemediğini vurguladı. Çetinsaya, “Halkımızın konut sahibi olması çok zor, TOKİ’nin alt gelir grubuna konut yapması gerekir” diye konuştu. Yabancıya konut satışının 2016’da istendiği seviyede gerçekleşmediğini ifade eden Çetinsaya, Dubai’daki CityScape’e 50’ye yakın firmanın katılacağını, buradan olumlu geri dönüş beklediklerini dile getirdi.

        "SADECE TOKİ KAYNAĞIYLA SOSYAL KONUT OLMAZ"

        Ağaoğlu Şirketler Grubu CEO’su Hasan Rahvalı, “Türkiye’de konut balonu var mı, yok mu sorusunun cevabı arz ve talep dengesinde” dedi. Türkiye’de nüfus yapısına bakıldığında arz fazlası olmadığının ortaya çıktığını vurgulayan ve erişimin önemine dikkat çeken Rahvalı, burada da faizin devreye girdiğini ifade etti. Rahvalı, şöyle devam etti: “Barajlanmış talep faiz yüzde 1’in altına inince gerçeğe dönüştü. Sadece 1 projemizden ayda 611 milyon TL ciro yaptık. Bu örnek balonun olmadığına göstergelerden biri. Sosyal konut üretimi için ise her şey devletten beklenmemeli, sadece TOKİ’nin kaynaklarıyla sosyal konut üretemeyiz çünkü piramidin tabanında daha büyük bir potansiyel var, biz de özel sektör olarak onlara ulaşabilmeyi istiyoruz. Ama arsa KDV’si, tapu harcı, faizler gibi belirleyici unsurlarda tüketici açısından da maliyeti azaltıcı destek olunması lazım.”

        "KÂRDAN FEDAKÂRLIKLA ORTAK PROJE YAPILABİLİR"

        DKY İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Dumankaya, 15 Temmuz’un ardından ağustos ayında yapılan kampanyanın 15 Temmuz’a güzel bir cevap olduğunu kaydetti. Yüzde 0.70 faiz oranıyla bankacılık sektörüyle abi-kardeş gibi çalışan iki sektör haline geldiklerini ifade eden Dumankaya, “Demek ki ulaşılabilir fiyat sunarsan halk alıyor. 2 milyar TL’lik satış gerçekleşti” diye konuştu. Sektörün kârlılığının en fazla yüzde 15-20 olduğunu kaydeden Dumankaya, ağustos döneminin ‘kârsız’ yaşandığını söyledi. Bu kampanyanın uzatılmasının iyi niyetin göstergesi olduğunu belirten Dumankaya, sosyal konut noktasında kamunun çok önemli görevi olduğunu dile getirdi ve kârdan fedakârlıkla ortak proje geliştirilebileceğini, ilk defa konut alana çok daha farklı teşvikler verilmesi gerektiğini vurguladı.

        "ANA KONU TALEP DEĞİL, ERİŞEBİLİRLİK"

        Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, ağustos ayındaki kampanya sonuçlarından memnun olduklarını söyleyerek, şirket olarak satışlarda geçmiş 3 yıldaki ağustos aylarıyla karşılaştırıldığında yüzde 200- 300 artış yaşadıklarını ifade etti. “Ana konu talep değil, erişilebilirlik” diyen Kabadayı, “Ana konu büyük şehirlerde arsa bulabilmek. İnşaatçının hammaddesi arsa. Ana strateji ucuz arsa üretebilmek olmalı” ifadesini kullandı.

        Orka Group Başk. Süleyman Orakçıoğlu: DAHA ÇOK MARKALI İHRACAT YAPACAĞIZ 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 70 ülkeden 100’ün üzerinde müşteriyi Türkiye’ye getirdik. Hepimizin bu dönemde büyük sorumluluğu bulunuyor. İşimize dört elle sarılmak gibi bir hedefimiz var. Ayrıca daha fazla markalı ihracat yapmayı hedefliyoruz.
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa