Dünyada iş hayatında çocuk sahibi olmak kadın için 'annelik cezası' erkek için kariyer
Araştırmalara göre ilk çocukları doğduktan sonra ebeveynlerin çalışma durumlarındaki değişiklikler, bu işin ağırlıklı olarak kadınlara düştüğünü ortaya koyuyor. Kadın ve erkek arasındaki bu ayrım da 'annelik cezası' olarak tanımlanıyor.
Bazı anneler ilk çocukları doğduktan birkaç ay veya yıl sonra tam zamanlı işe geri dönüyor. Diğerleri ise çocukların bakımını yarı zamanlı istihdamla dengelemeye çalışıyor. Ancak çoğunluğu, on yıl sonra bile işgücüne yeniden katılmıyor. Araştırmalara göre tüm bunlarla beraber çocuğu olan ve çalışan kadınlar meslekte çok daha yavaş ilerlemeye ve daha düşük ücrete maruz kalıyor. Bu durum da 'annelik cezası' olarak tanımlanıyor.
KADINLARIN YALNIZCA YÜZDE 52'Sİ İŞGÜCÜNDE
Dünya genelinde 25-54 yaş arası erkeklerin %95'i işgücüne katılırken, aynı yaştaki kadınlar için bu rakam sadece %52. London School of Economics (LSE) ve Princeton Üniversitesi'nden bir grup akademisyen, bu farkın ne kadarının annelerin doğum yaptıktan sonra işlerini bırakmasıyla bağlantılı olduğunu tespit etmek için dünya nüfusunun %95'ini temsil eden 134 ülkede veri topladı.
İşgücü piyasasındaki cinsiyet eşitsizliği üzerine yaptığı araştırmalarla Nobel Ekonomi Ödülü’ne layık görülen Harvard ekonomisti Claudia Goldin'in çalışmalarını temel alan yazarlar; benzer yaş, eğitim, medeni durumlara sahip anne babalar ile çocuksuz kişileri karşılaştırdı. Çalışmaya göre hemen hemen her ülkede, annelerin işgücü piyasasına katılımı doğumdan sonra düştü.
KADINLARIN YÜZDE 24'Ü İLK YIL İŞTEN AYRILIYOR
Araştırmaya göre kadınların ortalama %24'ü ilk çocuğunun doğumundan sonraki ilk yıl işgücünden ayrılmak durumunda kalıyor. Beş yıl sonra, %17'si işgücünden ayrılıyor. On yıl sonra ise bu oran %15 oluyor.
NBER'in Child Penalty Atlas'ında yer alan verilere göre Çin'de annelerin yalnızca %4'ü on yıl içinde işe geri dönmezken Pekin'de bu %12 olarak kendini gösteriyor. Vietnam'da bu oran %1 olurken Ho Chi Minh City'de %25. Birleşik Krallık'ta bu veri %34 olurken Londra'da oran %43'lere ulaşıyor. Aynı şekilde Kenya'da %7 olan oran Nairobi'de %22 olarak dikkat çekiyor.
Ancak kariyer ve ev arasında tercih yapmak söz konusu olduğunda en büyük fark Türkiye'de mevcut. Türkiye'de annelerin %29'u on yıl içinde işe geri dönmezken İstanbul'da bu oran tam %61.
Analize göre bu farklar, büyükanne ve büyükbabaların çocuklara baktığı çok kuşaklı haneleri yansıtıyor. Büyükşehirlerde kalabalık ailelerin çocuklara bakması daha zor olduğundan ve iş yerleri anneler için yeterli imkanı sunmadığından kadınlar bir tercih yapmak zorunda kalıyor.
Ancak özünde kadınlar kariyerlerini bırakmak değil çalışmak istiyor. 2016 yılında ILO ve Gallup dünyanın dört bir yanındaki kadınlara ücretli işlerde çalışmayı mı, ailelerine bakmayı mı yoksa her ikisini de yapmayı mı tercih ettiklerini sordu. Veriler kadınların yüzde 70'inin şaşırtıcı bir şekilde - istihdam durumları ne olursa olsun - ücretli işlerde çalışmayı tercih ettiğini gösterdi.
İŞE DÖNEN KADINLARIN ENDİŞESİ: ERKEKLERDEN AZ ÜCRET ALMAK
Gelir seviyesi yüksek ülkelerdeki pek çok kadın ise temelde başka bir sorundan endişe duyuyor: Erkeklerden daha az ücret almak.
Gelir seviyesi yüksek ülkelerde kadın ve erkeklerin işgücüne katılımı arasındaki farkın %80'i kadınların ilk çocuklarının doğumundan sonra işgücünden ayrılmalarıyla açıklanıyor. Buna karşın, en yoksul ülkelerde bu aradaki farkın yalnızca %10'unu açıklıyor. Bunun nedeni ise yoksul ülkelerde kadınların çocukları doğmadan da önce yani evlendikten sonra işten ayrılmaları… Örneğin Mauritius ve Zambiya'da kadın ve erkeklerin işgücüne katılımı arasındaki farkın neredeyse yarısı evlilik kaynaklı.
Orta gelirli ülkelerde ise kadınların evlendikten sonra çalışma olasılığı daha yüksek olsa da birçoğu anne olduktan sonra kalıcı olarak ayrılıyor. Örneğin Latin Amerika'da çalışan kadınların %38'i çocuk sahibi olduktan sonra işgücünden ayrılıyor, %37'si ise on yıl sonra hala işgücünün dışında kalıyor.
Birçok anne, ekonomik açıdan mantıklı olduğu için işten ayrılıyor. Tabii bunda kültürel normların da etkisi büyük. Bir BM kuruluşu olan Uluslararası Çalışma Örgütü, 2018 yılında dünya genelinde çalışma çağındaki 606 milyon kadının aile bakım görevleri nedeniyle çalışamadığını, buna karşılık erkeklerde bu sayı sadece 41 milyon. Konuya ilişkin daha önce yapılan bir uluslararası çalışmada, anneleri evde kalan kadınların aynı şeyi yapma olasılığının daha yüksek olduğunu da ortaya koyuyor.
GELİR SEVİYESİ YÜKSEK ÜLKELER ANNELERİ GERİ KAZANMAYI AMAÇLIYOR
Gelir seviyesi yüksek pek çok ülkedeki işgücü piyasası daralırken, pek çok hükümet bunu çözmenin yollarını arıyor. Bunlardan biri de anneleri işe geri döndürmek...
Bu nedenle de İngiltere, Avusturya, Almanya ve Hollanda da çocuk bakımı ve ebeveyn izinlerinde reform yapılması planlıyor. Örneğin Japonya, kadınları iş dünyasına kazandırmak için vergi teşviklerini yeniden yapılandırıyor. Ürdün, 2033 yılına kadar kadınların işgücüne katılımını iki katına çıkarma hedefi koydu ve çalışan anneler için çocuk bakım sübvansiyonlarını genişletmeye başladı.
Dünya Bankası tarafından geçen yıl yayınlanan ve 95 ülkeyi kapsayan araştırmaya göre bir ülkenin çocuk bakım yasalarını yürürlüğe koymasından beş yıl sonra kadınların işgücüne katılımı ortalama %4 artıyor. Ancak her alternatif sorunu çözmüyor zira müdahalelerin ters gitmesi de mümkün. Örneğin Kanada ve Almanya'daki ebeveynler kreş yerleri için uzun bekleme listeleriyle mücadele ediyor ve bu sorunların yalnızca biri…
Tüm bunlara karşın erkek ve kadın istihdamı arasındaki uçuruma kıyasla %4 küçük bir etki olarak dikkat çekiyor. Çünkü kadınların işgücü piyasalarına katılımı neredeyse durma noktasına geldi. Dünya Ekonomik Forumu'na göre, mevcut değişim hızıyla küresel ekonomik cinsiyet uçurumunun kapanması 170 yıl daha alacak.
* Haberin görselleri Shutterstock'tan servis edilmiştir.