Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Dans etmeyi sevmeyenler! Mecburen edeceksiniz | Sağlık Haberleri
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dans, insanların binlerce yıldır kendilerini ifade ettikleri, ritmik hareketlerle bedenlerini kullandıkları bir sanat formunun adı. Kökeni tam olarak bilinmemekle birlikte, erken insanların birbirleriyle iletişim kurmak için dans ettiği düşünülüyor. Dansın erken dönemlerde dini ya da törensel bağlamlarda kullanılmış olabileceğine de dikkat çekiliyor.

        İnsan toplumları evrimleştikçe dansın da evrimleştiği ve dünya genelinde farklı stil ve geleneklerin ortaya çıktığı belirtiliyor. En eski dans formlarının bazıları, geleneksel Afrika, kızılderili, Mısır, Yunan ve Hindistan gibi eski medeniyetlerin dansları olarak sıralanıyor.

        Prof. Dr. Kemal Arıkan
        Prof. Dr. Kemal Arıkan

        PSİKİYATRİK HASTALIKLAR ÜZERİNDE İYİLEŞTİRİCİ ETKİ

        REKLAM

        Günümüzde dans, insan kültürünün önemli bir parçası olmaya devam ediyor ve dünya genelinde sayısız farklı tarz ve varyasyonla uygulanıyor. Bale, hip hop, salsa, tango ve daha pek çok türü ile dans hala güçlü bir ifade, iletişim ve kutlama aracı olarak kullanılıyor.

        Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Kemal Arıkan, dans etmenin psikiyatrik hastalıklar üzerinde iyileştirici etkisi olduğuna dikkat çekerek, “Dans, fiziksel ve zihinsel sağlık için faydalı bir egzersiz olmasının yanında stresi azaltır, mutluluk hissini artırır ve sosyal bağları güçlendirir. Dans etmenin psikiyatrik hastalıklar üzerindeki iyileştirici etkileri vardır” diyerek bu etkileri aşağıdaki gibi sıralıyor:

        * Depresyon: Dans etmek, endorfin hormonlarının salınımını artırıyor ve serotonin düzeylerini yükselterek depresyon semptomlarını azaltıyor. Dans etmenin sosyal bağları güçlendirerek yalnızlık hissini azaltıp ruh halini iyileştirici etkisi de bulunuyor.

        * Anksiyete bozuklukları: Dansın, bedenin gevşemesine yardımcı olup nefes almayı düzenlediği için anksiyete semptomlarını azaltıcı etkisi olabileceği belirtiliyor. Dans etmek aynı zamanda stresi azaltıp zihni rahatlatıyor.

        * Yeme bozuklukları: Dans etmek, vücudu hareket ettirip beden imajını olumlu yönde etkilediği için yeme bozukluklarına karşı mücadeleye yardımcı olabiliyor.

        * Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB): Dans, TSSB semptomlarını azaltmada etkili olabiliyor. Bu yönüyle bedenin stres hormonlarını azaltıp stresle başa çıkma becerilerini geliştirici etkide bulunuyor.

        DANS TERAPİSİ BİR TEDAVİ YÖNTEMİ Mİ?

        Prof. Dr. Kemal Arıkan, “Dans terapisi, Parkinson ve otizme ek olarak, depresyon, anksiyete, yeme bozuklukları, TSSB gibi psikiyatrik sorunlara yardımcı olmak için kullanılan bir tedavi yöntemidir. Dans terapisi, dans etmenin sağladığı fiziksel ve zihinsel faydalardan yararlanarak kişilerin duygusal ve zihinsel durumunu iyileştirmeye yardımcı olur. Ayrıca, dans terapisi, beden imajını olumlu yönde etkiler, özgüveni artırır ve kişilerin kendilerini ifade etmelerine yardımcı olur” diyerek devam ediyor;

        DANSIN RUH HALİNİ İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ

        “Dansın stres azaltıcı, özgüveni artırıcı, ruh halini iyileştirici ve sosyal bağları güçlendirici etkileri vardır. Psikiyatri uzmanları ve psikologların, dansın bu faydalarının farkında olmalarına karşın bir tedavi yöntemi olarak kullanımına daha az öncelik verdikleri söylenebilir. Bu nedenle bu meslek gruplarının dans gibi alternatif tedavi yöntemlerinin kullanımını artırmaları gerekmektedir. Zihinsel sağlık sorunları olan kişilerin geleneksel tedavilere ek olarak dans terapisi gibi uygun tedavi yöntemleriyle desteklenmeleri fayda sağlayabilir. Dans terapisinin, zihinsel sağlık sorunlarına sahip olan kişilerin ruh halini, özgüvenini ve sosyal bağlarını geliştirmelerine yardımcı olabileceği unutulmamalıdır.”

        TIP EĞİTİMİ PROGRAMLARINDA DAHA FAZLA YER ALMALI

        Dans terapisi gibi alternatif tedavi yöntemlerinin, psikiyatri uzmanları ve psikologlar arasında henüz tam olarak benimsenmemiş olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Kemal Arıkan, “Bu nedenle daha fazla araştırma yapılması ve bu konuyla ilgili eğitim programları oluşturulması gerekmektedir. Dans terapisi gibi alternatif tedavi yöntemlerinin, tıp eğitimi programlarında daha fazla yer alması, bu yöntemlerin daha yaygın şekilde kullanılmasına yardımcı olabilir” diyor.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa