15 günlük yarıyıl tatilinde velilere 3T uyarısı!
Bugün yaklaşık 18 milyon öğrenci 15 günlük yarıyıl tatiline giriyor. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Durukan, çocuğu karne alan velilere önerilerde bulunurken; tatil dönemlerinde öğrencilerin genelde arkadaş çevresinden uzak kaldıklarını, bu süre zarfında ailenin öneminin giderek arttığına dikkat çeken Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Murat Kırık ise 3T olarak tabir edilen telefon, tablet, televizyon bağımlılığına karşı velileri uyardı
Bugün yaklaşık 18 milyon öğrenci 15 günlük yarıyıl tatiline giriyor.2019-2020 eğitim öğretim yılının 1. dönemi sona ererken, karnelerini alan ilkokul ve ortaokul öğrencilerine bu yıl ödev yerine birtakım görevlerin yazılı olduğu notlar verildi. Çocuklarda görev bilincinin oluşturulmasına katkıda bulunacak bu önerilerde Türkiye haritası çizmekten ev temizliğine, kahve pişirmekten yoğurt mayalamaya kadar birçok görev bulunuyor.
İşte o görevlerden bazıları...
1. Görev: Toplanın çocuklar yoğurt mayalıyoruz
2. Görev: Sil-süpür-parlat
3. Görev: Evi temizlemek yetmez, sizi sokağa alalım
4. Görev: Türkiye Haritası çiziyoruz
5. Görev: Ellerimiz konuşsun
Ek görev: Kendi istediğin bir cümleyi de işaret diliyle öğrenebilirsin. Hatta eğer istersen işaret dilini tamamen öğrenebilirsin.
İlkokul öğrencileri için...
Ortaokul öğrencileri için...
KARNEYİ DEĞERLENDİRİRKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları UzmanıDoç. Dr. İbrahim Durukan, çocuğu karne alan velilere önerilerde bulundu:
* Rahat bir değerlendirme için yeterli zamanı ayırın.
* Sadece kötü notlara değil; çocuğunuzun karnesindeki iyi notlara da odaklanın ve bunu çocuğunuza hissettirin.
Can Baytak çizdi
* Yapacağınız yorumları iyi notlardan başlayarak yapın.
* Kötü olan karnesini düzeltmek konusunda ona güvendiğinizi hissettirin.
* Çocuğunuzla başkalarının yanında karnesi hakkında konuşmayınız.
* Aldığı notlardan çocuğunuzun memnun olup olmadığını, başarısını artırmak için neler yapılabileceğini çocuğunuza sorunuz.
* Çocuğunuzun gelecek döneme ilişkin hedeflerini dinleyiniz. Olumlu bulduklarınızı destekleyiniz.
* Öğrencinin notlarının yanında devamsızlık durumu, davranış notları ve ne kadar kitap okuduğunu da değerlendirin.
* Anne ve baba olarak çocuğunuzu tembel ya da başarısız olarak nitelendirmeyin. “Sen yapamazsın”, “başarısızsın”, “bir şey beceremezsin” gibi olumsuz ifadeler yerine “ben sana güveniyorum, başarabilirsin” şeklinde olumlu ifadeler kullanın.
* Çocuğunuzun emek ve gayretini takdir edin. Çocuğunuzun karne notları beklenen düzeyde iyi olmasa da, anne babanın gözlem ve değerlendirmelerine göre yeteri kadar çalışıp, emek sarf ettiyse onun bu performansının farkında olduğunuzu söyleyin.
* Başarı ya da başarısızlığını asla başkalarıyla karşılaştırmayın. Bu durum yetersizlik ve değersizlik düşüncelerine yol açabilir ve kendini zaman içinde sürekli başkalarıyla kıyaslamasına yol açabilir.
* Kırıcı ve kötü cümlelerden kaçının. Olumlu cümlelerle onu teşvik edin ve yapabileceğine inancının kırılmasına fırsat vermeyin.
* Tüm sorumluluğu çocuğunuza yüklemeyin. Sorumluluğu sadece çocuğunuza yüklediğinizde çocuk kendisini yalnız ve güçsüz hissedecektir. Bu duygular çocuklarda genellikle çabuk pes etmeyi beraberinde getirebilecektir.
* Cezalandırmayın. Bu konuda ilk yapılması gereken çocukla konuşmak ve ders başarısızlığına yol açan sebepler üzerine beraber kafa yormaktır. Önce çocuk dinlenmeli, sonrasında anne ve babanın fikirleri doğru cümlelerle ona aktarılmalıdır. Unutmayın, ceza vermek anne babaya bir çözüm gibi gelse de uzun vadede daha büyük sorunlara yol açabilir.
* Çocuğunuza sevginizi koşulsuz gösterin. Karneden dolayı söyleyeceğiniz olumsuz sözlerin, çocuğunuzun sonraki eğitim-öğretim hayatını olumsuz etkileyebileceğini unutmayın.
* Başarılı karne getiren öğrenciyi ödüllendirirken abartmayın. Çocuğun büyük hediyeler için değil, geleceği için çalışması gerektiği fikrini aşılayın. Ayrıca hediyelerinizi okul başarısına katkı sağlayacak nesnelerden seçmeye özen gösterin.
* Yaz tatili için henüz plan yapmadıysanız mutlaka hem sportif ve hem de sanatsal etkinliklere katılmasını teşvik edin, beraber araştırın ve birlikte kayıt yaptırın. Aksi takdirde yaz tatili boyunca çocuğunuzun bilgisayarın başından kalkmayacağı gerçeğiyle yüzleşmeye hazır olun.
TATİLDE BAĞIMLILIK OLUŞMAMASI İÇİN BU ÖNERİLERE DİKKAT!
Tatil dönemlerinde çocukların bilgisayar, tablet ve internet kullanımı ciddi anlamda artıyor. Bu anlamda Milli Eğitim Bakanlığı'nın çocuklara verdiği görevler, öğrencinin hayatın içinde daha aktif olmalarını, dijital iletişim araçlarına daha az zaman ayırmalarını sağlamış olacak.
Tatilde akıllı telefon, tablet ve bilgisayar kullanımının had safhaya ulaştığına dikkat çekenMarmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık, "Teknoloji bağımlılığı Z Kuşağı olarak tabir edilen 2000 ve sonrası doğan kuşağın en temel sorunları arasında yer alıyor" diyerek, tatile çıkan çocukları konusunda ebeveynleri uyardı.
Doç. Dr. Ali Murat Kırık, "Dijital iletişim araçları günlük hayatımızda yoğun bir şekilde kullanıldığından bu durum bağımlılığa sebebiyet veriyor. Ancak gündelik hayatımızı kolaylaştıran bu teknolojiler doğru kullanılmadıkları takdirde özellikle çocuklar ve gençler üzerinde, olumsuz etkilere sebep olabiliyor" diye konuştu.
Doç. Dr. Ali Murat Kırık
SOSYAL MEDYAYA GÜNDE 2 SAAT 46 DAKİKA ZAMAN AYIRIYORUZ
"Dijital iletişim araçlarına, tabletlere, akıllı telefonlara ve bilgisayar oyunlarına yönelik karşı konulamaz arzu kısaca dijital bağımlılık olarak ifade ediliyor" diyen Doç. Dr. Kırık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tatil dönemlerinde öğrencilerin okula gitmemeleri ve ödül adı altında gelişigüzel bir şekilde bu cihazları kullanmaları ikinci yarıya motivasyon ve adaptasyon kayıplarıyla başlamalarına sebep olur. Ayrıca bu bağımlılık sorunu aynı zamanda fiziksel ve ruhsal birtakım problemlere de sebebiyet verebilir. Dijital bağımlılık aşırı miktarda sosyal medyada vakit geçirmeyi de kapsar. Zira sosyal medya kullanımı Türkiye’de her geçen gün artıyor. Geçtiğimiz yılın istatistiklerine göre bu süre 2 saat 46 dakikadır. Özellikle çocuklar ve gençler sosyal medyada çok daha fazla vakit geçiriyorlar."
AİLESİNDEN İLGİ VE ALAKA GÖRMEYEN ÇOCUKLAR TEHLİKE ALTINDA
Doç. Dr. Ali Murat Kırık, tatil dönemlerinde öğrencilerin genelde arkadaş çevresinden uzak kaldıklarını, bu süre zarfında ailenin öneminin giderek arttığına dikkat çekerken, ailesinden gerekli ilgi ve alakayı görmeyen çocuklar için teknolojik cihazların adeta bir kurtuluş yolu olduğunu dile getirdi.
"AKILLI TELEFON, TABLET VE BİLGİSAYARÖDÜL OLMAMALI"
Ebeveynleri çalışan çocukların yeni arkadaşlar edinecekleri sanal ortamı, oyun oynayacakları, eğlenecekleri interneti ve diğer uygulamaları yaşıtlarına oranla daha fazla tercih ettiklerini vurgulayan Doç. Dr. Ali Murat Kırık, "İşte tam bu noktada ebeveyn kontrolü son derece önemlidir. Ebeveynlerin bu dönemlerde kısıtlama getirmeleri ve farklı formüller üretmeleri büyük önem arz ediyor. Ailelerin çocukları uyarması elbette önemlidir ancak yasak getirmeleri son derece yanlıştır; çünkü yasaklar çocukların ilgisini daha çok artırır. Çocuklara kitap okuma saatleri yapılması ve okunan kitabın kontrolü önemlidir. Çocuklarla özellikle sabah saatlerinde derslere yönelik 2-3 saat yapılacak tekrarlarla mevcut bilgilerin taze kalması sağlanmalıdır. Böylece öğrenciler de eğitimden soğumamış olurlar. Akıllı telefon, tablet ve bilgisayar ödül olmamalı.Kitap, enstrüman gibi hediyeler tercih edilmelidir. Öğrencilerin kullandığı uygulamalar, gezdiği web siteler de mutlaka denetlenmeli, sosyal medya ve sanal ortamda siber zorbalığa maruz kalıp kalmadıkları kontrol edilmelidir. Yarıyıl tatilinde ebeveynler de akıllı telefon kullanımına dikkat etmeli, zorda kalmadıkça ellerine almamalıdırlar; çünkü çocuk daha çok ebeveynlerini taklit etmektedir" diye konuştu.
ANNELER BABALAR BU UYARILARA DİKKAT!
"3T olarak tabir edilen telefon, tablet, televizyon bağımlılığı günümüzde giderek yaygınlaşmaktadır ancak teknolojiyi yerinde ve kararında kullanmak mühimdir" açıklamasında bulunan Doç. Dr. Ali Murat Kırık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dijital bilincin oluşması adına dijital okuryazarlık hayati önem taşıyor. Dijital dünyadaki tehditleri kavramak ve bunları çocuklara aktarmak ebeveynlerin dikkat etmesi gereken diğer unsurlardır. Öğrenciler akranlarıyla, sınıf arkadaşlarıyla yarıyıl tatilinde de yüz yüze buluşmalı, birlikte ders çalışarak farklı etkinliklerde yer almalıdır. İletişimsizlik çocuğu dijital ortama sürükler. Okunacak kitapların, dergilerin yorumlanması ve değerlendirilmesi, dijital detoks, akıllı telefon orucu şüphesiz ki çocukların tatil günlerini verimli kullanmasını sağlayacaktır. Dijital detoks belirli bir zaman diliminde başta internet ve akıllı telefonlar olmak üzere teknoloji erişimini kısıtlayarak bedensel ve zihinsel arınma anlamına gelir. Ebeveynler yüz yüze iletişimi asla ihmal etmemeli, çocuklara gereken ilgi ve şefkati göstererek dijital dünyadan ve tehditlerinden bir nebze de olsa uzaklaştırmalı ama asla yasakçı olmamalıdır."