'Yerli Elvis' Ersan Erdura: Hayranlarım sahneye iç çamaşırlarını atardı
Bir döneme damgasını vuran ve 'Yerli Elvis' olarak tanınan Ersan Erdura ile bir araya geldik. Usta müzisyen ile sanat yolculuğunu ve şimdilerde neler yaptığını konuştuk
- 1
AYTEKİN TEKER / ateker@haberturk.com
1960’lar, Türkiye’de batı müziğinin Türkçe sözler yazılarak oluşturulan aranjmanların popüler olduğu dönemdi. Fecri Ebcioğlu’nun Fransızca şarkılara Türkçe sözler yazarak oluşturduğu, İlham Gencer'in söylediği "Bak Bir varmış Bir Yokmuş" ile Ajda Pekkan'ın seslendirdiği "Her Yerde Kar Var" şarkıları bu türün önemli örneklerinden kabul edilirdi.
- 2
Ersan Erdura da bu dönemde Elvis Presley'nin şarkılarını seslendirmiş ve onun parçalarının bazılarını da Türkçe'ye çevirerek dinleyicilerine aktardı. Usta müzisyen, sesi ve tarzıyla Elvis Presley'e benzetildi ve 'Yerli Elvis' olarak hafızalarda yer edindi.
- 3
1967'de 'Altın Ses Kralı' seçilen Ersan Erdura ile müzikal kariyerini, dönüm noktalarını ve şimdiki hayatını konuştuk.
-
- 4
"ÇOCUK YAŞLARDA BATI MÜZİĞİNE MERAK SARDIM"
Anneannesinin, 11 yaşındayken aldığı bir gitar müzikle tanışan Ersan Erdura, "Annem Türk sanat müziği ile ilgilenirdi. Ben ise batı müziğine merak sarmıştım. Şişli Koleji’nde okurken Elvis Presley, Frank Sinatra, Bing Crosby ve Tom Jones'tan çok etkilenmiştim. Onların şarkılarını söylemeye başlamıştım. Bizim dönemimizin müzisyenleri, bu sanatçıları örnek aldık. Çünkü Türkçe sözlü müzik bizim gençliğimizde fazla yoktu, aslında 'yoktu' denecek kadar azdı yani" dedi.
- 5
Erdura, gitarda Vedat Biçkin, bas gitarda Talat Kunter, davulda Celal Uygun ve klavyede Hakan Tan ile Boğaziçi Orkestrası'nı kurdu. 1965'te katıldıkları bir yarışmada ise 'En iyi orkestra' ve 'En iyi solist' ödüllerini kazandı.
- 6
Ersan Erdura, müzik kariyerindeki önemli adımlarından birini de 1967 yılında attı. Bu kez tek başına katıldığı 'Altın Ses Yarışması'nda 'Altın Ses Kralı' seçilen Erdura, bir yıl sonra da 'Sen Benimsin' ile ilk 45'liğini çıkardı.
-
- 7
Ersan Erdura, şunları söyledi: İlk 45'liğim için Arya Plak ile anlaşmıştım. Elvis Presley'in 'All That I Am' şarkısını aranjman yaptık ve 'Sen benimsin' şarkısıyla çıkış yaptım. Siempre Manuel diye bir İspanyolca şarkıyı da söyledim. Asu Maralman’ın eski eşi Orhan Şevki, 'Sana güzel bir Türkçe şarkı bulalım, ülkemiz insanları seni tanısın' dedi. Ben yine de İngilizce şarkı söylemek istiyordum ama ikna oldum ve 1977'de 45’lik plağım "Çocuk Gözler" büyük ilgi gördü.
- 8
"TÜRKİYE'NİN EN İYİ STARLARIN BİRİYDİ"
Erol Büyükburç'a da değinen sanatçı, "Erol ağabeyin sesi Elvis'e pek benzemiyordu. Onun sesi biraz daha inceydi. Çok büyük şeyler yaptı. Türkiye'nin en iyi starlarından bir tanesiydi. Çok saygı duyduğum bir insan. Onunla beraber TRT'de de şarkı söyledik" dedi.
- 9
Ersan Erdura, 'Yerli Elvis' yakıştırması ilgili ise, "1967'de 'All That I Am' şarkısını Türkçe olarak söyledim. Ardından Türk halkı böyle bir yakıştırma yaptı. O zamanlar televizyonlar yaygın değil tabi. Sadece fotoğraflardan görüyorduk Elvis Presley'i. Ona benzemek için uğraşmadım, taklit etmedim aslında. Tek tarzım ceket yakalarını kaldırmaktı" ifadelerini kullandı.
-
- 10
Albümlerden çok fazla para kazanamadığını söyleyen Ersan Erdura, "Gazinolarda, fuarlarda, şehirler arası turnelerden para kazanırdık. Edirne'den Kars'a kadar şehir şehir turnelere çıktık. Bundan paralar kazandık. Ailemizi bu paralarla geçindirmeye çalıştık" dedi. Bazı yapımcılara da sitem eden müzisyen, "Çoğu sanatçılara haklarını tam olarak maalesef ödemediler" diye konuştu.
- 11
"HAYRANLARIM SAHNEYE İÇ ÇAMAŞIRINI ATARDI"
O dönemler genç kızların sevgilisi olan Ersan Erdura'ya hayranlarından gördüğü ilgiyi sorunca, ünlü şarkıcı şu ilginç yanıtı verdi: Hayranlarımız mektup yollardı, biz de onlara mektupla cevap verirdik. Samimi ve güzel iletişimimiz olurdu. Ancak zaman zaman ilginç şeyler de yaşardık. Örneğin; 1978'de, Nilüfer ile İzmir Fuarı Lunapark Gazinosu'nda yılında sahne aldık. Nilüfer'den önce sahneye çıktım. O zamanlar 'Çocuk Gözler' şarkım popülerleşmiş ve 45'liğim de haftanın plağı seçilmişti. Kadınlar matinesi yapıyorduk. Sahneye çıktığımda eğilerek hayranlarımın eline tutuyordum. Sonra bir hanımefendi geldi, dudaklarımdan öptü, ardından da diğer kadınlar. Eşim Leyla hanım da mekân da bu arada. O zaman koruma da yok. Benim dudaklarım uçuk oldu. Ardından hiçbir sahnemde eğilmemeye karar verdim. Eşim de yasakladı tabi. Dudaklarımda uçuk çıksa "kendini öptürmüşsündür" diyor bana. (Gülüyor) Zaman zaman sahneye iç çamaşırlarını atan hayranlarım da oldu. - 12
"UCUZ VE KALİTESİZ İŞLER VAR"
Günümüzdeki Türk pop müziğine eleştiriler getiren Ersan Erdura, "Dediğim gibi biz; Elvis Presley, Frank Sinatra, Bing Crosby ve Tom Jones gibi efsanelerden ilham aldık. Ülkede bu sanatçılar dinlendirdi. Onlar gibi olmaya çalılştık. Onlar gibi söylemezsen, onlar gibi yorum yapamazsan seni beğenmezlerdi. Biz de onlar gibi söylemeye, çalmaya çalışırdık ve bu bize büyük bir tecrübe kazandırdı. 1990'lardaki şarkılar da bugünlere kadar geldi. Çünkü güzel ve kaliteli işler çıktı. 55 yıldır müziğin içindeyim. Şimdiki gibi müzik teknolojisi bizim zamanımızda yoktu. Şimdi ise baktığımızda maalesef emeksiz, ucuz ve kalitesiz işler var. Bizler sevmediğimiz ve inanmadığım şeyleri yapmazdık" dedi. -
- 13
Ersan Erdura, müzikle gelen şöhretinin etkisiyle 1970'de kendini beyazperde de buluyor: Filmin prodüktörü ve rejisörü Sevket Aktunç, müzikal bir film teklif etti. Bülent Oral, Sevtap Çetinkale, Selami Şahin, Berna Egeli, Nermin Candan, Beyhan Akıncı, Nubar Terziyan ile rol aldık. Çekimler 1,5 ay sürdü. Ben her gün sabah 06.30'da sette oluyordum. Diğer isimler ise 11.00'de geliyordu. Şevket ağabey; 'Ersan, seni bir filme daha yazıyorum' dedi. 'Tövbe ettim, yok olmaz' diye yanıt verdim.
- 14
Sevket Aktunç, 'Sende star ışığı var' dedi. Ben de 'Ağabey benim ışığım söndü' dedim. Oyunculuğu da sevmedim tabi... Beni pek sarmadı açıkçası. Wikipedia'da hakkımda 'müzisyen ve aktör' yazıyor ama bir filmde rol aldım. rahmetli Erol Büyükburç'un ise 20'den fazla filmi var onda aktör yazmıyor. (Gülüyor)
- 15
74 yaşındaki müzisyen, yaşına rağmen hâlâ oldukça fit. Ersan Erdura sırrını ise şöyle açıklıyor: Hayata pozitif bakarım, balık tutarım, yüzerim ve yürürüm. Son 5 yıla kadar da futbol oynadım ama kalp ritmimde bir düzensizlik oldu ama şu anda iyiyim çok şükür...
-
- 16
"ARABESK FURYASINDAN SONRA MÜZİKTEN UZAKLAŞTIM"
Arabesk furyasından sonra müziğe ara verdiğini ifade eden Ersan Erdura, "Ailemi geçindirmek için Taksim'de bir otelin barında sahne aldım. Her gün 3 saat boyunca sahne alıyor 50 şarkı söylüyordum. İstediğim müziği yaptım orada. Ardından bir delilik yapıp, 1994'te evimi satıp 'Çivi gibi Çak' albümünü yaptım. Şahin Özer'di yapımcısı, CD çıkarmadı, kaset çıkardı. Şahin Özer gereken ilgiyi göstermedi, beni üzdü sonucunda da fazla ses getirmedi" şeklinde sözlerini sürdürdü.
Ersan Erdura pandemi döneminde sahnelere ara verse de, şimdi ise zaman zaman çeşitli mekânlarda yine hayranlarıyla buluştuğunu söyledi.
- 17
"KIZLARIMIN SANATÇI OLMASINI İSTEMEDİM"
İstanbul Beylikdüzü'nde yaşamını sürdüren 74 yaşındaki Ersan Erdura'nın, 1968'de evlendiği Leyla Erdura ile birlikteliğinden üç kızı dünyaya gelmiş. Kızlarının sanatla ilgili bir şey yapmasına izin vermediğini söyleyen müzisyen, "Sektörün zorluklarını yaşadık. Bu meslekte parasız kaldığımız günler oldu. O dönemler prodüktörler ne derse o olurdu. Kızlarımın üniversite eğtitimlerini tamamlayıp başka bir iş yapmalarını istedim. Onlar da mesleklerini eline aldılar. Dört tane de torunum oldu. Mütevazi bir hayat yaşıyordum" ifadelerini kullandı.