Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam İlişkiler Mutlu olmak için hayati uyarı

        Elif DEMİRTAŞ BİLİR / haberturk.com

        edemirtas@haberturk.com

        "Ben eleştirilmekten rahatsız olmam" bu sözü duydunuz mu hiç? gerçekçi olmasını beklemeyin. Her insan , belli dozdan sonra rahatsız olur. Eleştiri, bütün bünyeleri güçsüz düşüren bir virüstür.

        Eleştirel tutum, yapısal bir özelliğiniz ise dikkat edin. Soğuk, duygusuz, mükemmeliyetçi, inatçı, bencil, narsist, bağımlı gibi özelliklerinizi de keşfedebilirsiniz.

        Eleştirinin, sadece evlilik ve flörtlerde değil, hayatımızda ilişki içinde olduğumuz tüm insanlarla sorun yaşatan bir tavır olduğunu belirten Serhat Yabancı, kişiye sadece olumsuzlukları yansıtan, övgü ve onur etme yerine sadece tamirci edasıyla düzeltmeye çalışan, ama bitmeyen bir tamir süreci gibi bir durum olarak nitelendiriyor.

        ‘Eleştirel tutumu olanları, tamirciye benzetirim’ diyen Yabancı, şöyle devam etti:.

        ‘Bir tamirci her zaman tamir edilecek yere odaklanır. Genelde de kusurlu araçları da severler. Çünkü onlar üzerinden kendilerini başarılı hissederler ve karakterlerini yaşarlar. Tıpkı hayatlarına aldıkları insanları da kusurlu görmek ya da ters karakterli insanları seçmek gibi.

        Eş değiştirmenin sınırı yok!

        İncelediğim evliliklerde 30 yılda bile eleştirel tutuma sahip insanların bir adım ileriye gidemediklerini, eşini değiştirmenin sınırının olmadığını, eleştirinin bir evlilik sorunu olmasından çok kişisel sorun olduğunu belirten Yabancı, 'bir aracı tamir ve modifiye edip, farklı hale getiriyor, sonra o kadar emek verip ürettiğiniz yeni hali de beğenmiyor, tekrar değiştirmeye çalışıyorsunuz. Eleştirel tutumun sonu yoktur. Eleştirel tutum, % 100 sağlıksız olmasa da, sağlıksız olan bunun sık ,sürekli ve yanlış üslupla yapılmasıdır’ derken şu bilgileri verdi:

        Eleştiri, sadece yapıcı olmak amacıyla yapılırsa işe yarar, gerisi eleştiri yapanın kendi egosunu tatmin etmekten başka bir şey değildir.

        Eleştiren insanlar negatif baktıkları için, genelde mutluluk düzeyleri orta veya altıdır. Böyle olunca da, mutsuzluklarını hayatındaki insanlara veya yaşantılara yüklerler. yapılması gereken ise bunun bireysel bir bakış açısının sonucu olduğunu kabul etmek,insanları eleştirip değiştirmeye girişmeden önce kendi bakış açılarının farkına varıp ona emek harcamalarıdır.

        Eleştirel insanların özellikleri :

        *Eleştiri yapan kişinin arka planda eleştirel bir ebeveyni vardır. Ondan öğrendiklerini farkında olmadan sürdürür.

        *Çocukluğunda, çok fazla eleştirilmiş, yönlendirilmiş, özgür karar verme yetisi kazandırılmamış, bu nedenle de KARARSIZDIRLAR.

        *Anne veya babanın çocuğu aşırı önemsemesi, tüm beklentilerini karşılamaları da eleştirel çocuğu oluşturmuştur. Çocuk ilerleyen dönemlerde, istediği olmadığında acımasız va narsistçe eleştirir.

        *Eleştiri yapmak, öğrenilme ve model alma ile geliştiği için öğrenme ve terapiler ile de düzelmesi mümkündür.

        *Genetik boyutunda, takıntılar kısmi olarak etken olabilir.

        *Eleştirel kişiler, bazen en büyük çocuk olabilir. Ebeveynler, anne-baba olmayı ilk çocukta deneyimlerler. O nedenle biraz yap boz tahtası çocuklardır. Kontrollü veya aşırı kontrolsüz yetiştirilmiş olabilirler.

        *Övülme, taktir edilme konusunda cimrilik yaparlar. Asgari ücrete verilen zam misalidirler. Hem az verirler hem de gözünüze sokarlar taktiri.

        *Eleştirel kişiler, eleştirel büyüdükleri için, kendini devamlı kanıtlama, insanların onayını kazanma çabasına girerler. İlerleyen dönemlerde de kendini kanıtlayacağı ama yeterince istediği onayı alamayacağı insanlarda ısrarcı olurlar.

        *Eleştirel kişiler, memnun edici oldukları için, yüksek oranda beklentileri vardır. Her fedakarlık, bir tatmine endekslidir.

        *eleştirel kişiler, yetiştirilirken eleştiriyi dibine kadar yaşadıkları için, kendini eleştirenlerin sevgisinden devamlı şüphe etmiştir. Evlendiğinde veya ilişkisi olduğunda da sevildiğinin devamlı kanıtı ister, test eder söyletir, güvenmez.

        *Eleştirel insanlar, aslında çok fazla dürüst, kuralcı ve hassaslardır. Adaletsizliği ve uyumsuzluğu sevmezler. bunlara maruz kaldıklarında ise takıntı yapar, öfkelenirler.

        *Eleştirel insanlar, çok iyi dost, arkadaş olabilirler. Ama eleştiriler başladı mı ilişkileri bozulabilir. Ya da sessiz kalıp karşıdakini üzmemek için kendi içinde mutsuz olurlar ve ilişkiye de yansıtırlar.

        *Eleştirel kişilerde, enerji sorunu yaşanır. Genelde mükemmeliyetçilikleri nedeniyle çok fazla kafa ve bedeni yorarlar.

        * Çok sık eleştirenler, zamanla karşıdaki kişi üzerindeki etkisini kaybederler. Ciddiye alınmazlar. Haklı oldukları konularda bile kredilerini doldurdukları için önemsizleşirler.

        *Eleştiren insanlar, her şeyin doğrusunu bildiklerini, mükemmel olduklarını zannederler. Şişirilmiş bir ego ile hareket ederler. Kendi şişirdikleri egoya uygun da itibar beklerler.

        Eleştirel yapı, kişinin kontrolüne geçtiğinde hem kendisi hem de çevresi daha olumlu süreçler yaşar. Burada sorun, kişinin bu yönünü fark etmesidir. Eleştiri, içimizdeki negatifliklerin söze ve mimiklere vurumudur. Genel olarak mutlu insanlar daha az takılır ve daha az olumsuz eleştiride bulunurlar.

        Eleştirel insanlarla yaşamak özgüveninizi yıpratır. Devamlı hata yapıyor/ yapabilirim hissi yaşarsınız. Çoğu zaman nerede nasıl davranacağınızı bile bilemezsiniz.

        Sık sık birbirini eleştiren çiftlerin yaşamış olduğu evliliklerde zamanla eşler ayrı davranmaya , herkes bildiğini okumaya başlar, evlilikte kocaman 2 kişilik yanlızlık oluşur.

        Sürekli ve sık eleştirilmek mutsuz eder. Mutsuz ettiğiniz birinden de mutlu etmeyi beklemek adaletsizlik olur. Bu nedenle eğer devamlı hatayı gören, yapılanı değil eksiği gören biriyseniz, zamanla ilgi ve sevgiye muhtaç olacak ve unutacaksınız. Çünkü eleştiri taş atmaktır. Taş attığınız birinden gül atmasını beklemeyeceksiniz.

        Eleştirel tutum, bir iletişim sorunu gibi görülse de sadece doğru üslubu öğrenmek ile sorun çözülmez. Esas olan, kişinin çocukluğunu, iç dinamiklerini fark etmesi, kendi içinde barışamadığı benliğiyle yüzleşmesidir.

        Kişinin benliği ile yüzleşmesi, mükemmel olmadığı ve olunamayacağını, insanları olduğu gibi kabullenmenin ilk şartının da kendini olduğu gibi kabullenmekten geçtiğini görmesidir. Kişisel olarak insanlar kendini kusurlu gördükçe, kusurlara odaklanır. Yoğun eleştirel tutumların kendi kusurlarımızın bir yansıması olduğunu bildiğimiz sürece, karşımızdaki kişiyi suçlamayı bırakırız.

        Beslenmek istediğiniz kaynağa mümkün olduğunda itinalı davranmalısınız. Sürekli eleştirilen eşlerde yaşanan, depresyon, anksiyete, panikatak, cinsel sorunlar,aldatma girişimleri olayın başka boyutudur.

        ÇÖZÜM ÖNERİLERİ :

        * Devamlı eleştiren insanların, aslında hiç bir şeyi değiştiremediklerini aksine partnerinin gözünde önemsizleştiklerini unutmayalım. o halde yeri ve zamanı geldiğinde, yapıcı bir üslupla eleştirmeliyiz.

        *Eleştiri asla kişiliğe yapılmamalı, davranışa yönelik olmalıdır. "sen şöylesin böylesin" yerine,"bu hareketin- davranışın.." ile başlamak lazım.

        *Eleştiri için "sandiviç yöntemi"ni kullanabiliriz. Önce olumlu mesaj, ardından negatif eleştiri ve sonra olumlu mesaj ile sonlandırmak . ( +-+ ) (örnek: Yemeğin tadı ve masa düzeni harika, ama yemek biraz tuzlu olmuş).

        *Eleştirilerde öncelikle olayı anlatmak, sonrasında ise hissettiğimizi anlatmak gerekir. Böyle yaptığın için böyle hissediyorum gibi.

        *Eleştirilerde, eski olaylarla bağlantı kurmamak, her olayı bağımsız konuşmak lazım. Pişirip önüne getirmek çözüm değil çözümsüzlük yaratır.

        *Eleştiriler, başbaşa yapılmalı, topluluk önünde, aile üyeleri veya çocukların önünde yapılmamalıdır.

        *Eleştiri okunun değdiği herkesi mutsuz ettiğini ve oku gönderenin de itici göründüğünü unutmamak lazım.

        *Eğer eleştirel bir eşiniz varsa onunla aynı kulvarda savaşmayın. Israrla, ona model olun. Siz övücü olun. Eleştiriye onun hatalarını bularak cevap verirseniz o sizi ringe çekmiş olur.

        *Eleştirip sonuç alamadığınız konularda, kendi davranışlarınızın değişimine geçmelisiniz. Sadece karşıdakinin değişimini beklemekle sorun çözülmemişse yöntem değişikliği gereklidir.

        *İlişkisel sorunlarda herkes partnerinin değişmesi halinde sorunun çözüleceğini düşünür. Oysa her evlilik/ilişki sorunu karşılıklı döngünün ürünü olduğu unutulmamalıdır.

        *Eleştirme hakkınızı öfkeyle ödüllendirmeyin. Eleştirmek bir hata, üzerine öfkelenmek ise ikinci hatadır.

        *Mutlu olmak istiyorsanız, hayatınızdakileri olduğu gibi kabullenin. Değişmesi gereken noktalar için de onlara yardım edin. Emir veren olmayın. Önemli olan bilmek değil, yapabilmeye çalışmaktır. Hatırlatmanın bilimsel bir katkısı yoktur.

        Bugüne kadar eleştirip sonuç alamadıysanız, o konuda aynı yöntemle 20 yıl da geçse sonuç alamazınız. Einstein dediği gibi 'Aynı yöntemlerle farklı sonuç alınmaz.'

        *Eleştiri mağduru iseniz, onun eleştirilerinden haklılık arayıp kendinizi yıpratmayın. Eleştirileri kişiliğinize yormayın. Ama davranışsal olarak farkındalığınızı da geliştirin.

        Neleri eleştirmeliyiz?

        Durumsal ve anlık olan davranışları eleştirmek yerine görmezden gelmek en sağlıklı yöntemdir. Bunun yanı sıra esas olan süreklilik haline gelen davranışları konuşmak ve doğru eleştir yöntemini kullanmaktır. Yani konuları, durumsal ve süreklilik arz eden olarak ikiye ayırmalıyız.

        Eleştirmek çözüm değil.. Çözüm desteklemektir.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa