İşte dünyanın en yaşlı insanı VİDEO
Bilinenin aksine Türkiye'de doğdu! Uzun yaşamın sırrını paylaşan kadın, torun sayısını bilmiyor.
KAMERA: İLYAS AKENGİN
Bu güne kadar bilinenlerin aksine dünyanın en yaşlı insanın Türkiye'de olduğu ortaya çıktı. Diyarbakır'ın Kulp İlçesine bağlı Aygün köyünün 40 kilometre uzağındaki Sarıçoban mezrasında yaşayan Halime Olcay'ın doğum kayıtları 1874 yılına uzanıyor.
Radyoyu icat eden fizikçi Guiglielmo Marconi ile aynı yıl doğan Halime Olcay 1. Dünya savaşını ve Rusların Osmanlı topraklarını işgal ettiği yıllarını net hatırlıyor. Tek kelime Türkçe bilmeyen Olcay, o acı dolu yılları anlatırken gözleri doluyor.
TORUN SAYISINI BİLMİYOR
Halime Olcay, bölgede erken evliğin aksine 30'lu yıllarda severek evlenmiş. 1980'li yıllarda hayat arkadaşı Halil Olcay'ı 104 yaşındayken kaybeden 135 yaşındaki Olcay, zaman içerisinde 5'i erkek 2 kız 7 çocuğu çeşitli sebeplerden ötürü ölmüş, ancak o halen dim dik ayakta duruyor. Torunun, torunun torunun gören yaşlı kadın tam 5 kuşağı gördüğünü söylüyor. Torun sayısının yüzün üzerinde olduğunu söyleyen Olcay, şimdilerde hayata kalan tek oğlu Allahverdi Olcay (84) yanında kalıyor.
GUİNNESS'E BAŞVURACAK
Anne annesinin dünyanın en yaşlı insanı olduğunu sonradan öğrenen torun Ahmet Aksal (35), " Ninemizin dünyanın en yaşlı insanı olduğunu nüfus müdürlüğünden öğrendik. Bizde Guinness Rekorlar Kitabına müracaat edeceğiz."dedi.
Kulp Kaymakamı Ahmet Günaydın ailenin talebi olası halinde Guinness'e başvurmak için hazırlıklara hemen başlayacaklarını söyledi.
UZUN YAŞAMININ SIRRI
Uzun yaşamının sırrı konusunda bir fikrinin olmadığını söyleyen Halime Olcay dağlarda doğal beslenmiş keçi eti, sütten elde edilen tereyağı ve hayvansal yağlar ile bal yediklerini, ayrıca keçi yoğurdunu çokça tükettiğini belirtiyor. Kendisini 170 ile 300'lü yaşlarda gördüğünü iddia eden Olcay: "Ben sabah namazı ile uyanıp hayvanları sağardım. Her sabah doğal bal kaymak ile kahvaltı yardım. Gün içinde ise yoğut ve bahçede yetiştirdiğim sebzelerden yerdim. Akşam yemeğinde ise tereyağlı bulgur pilavı yapardım. Eti haşlayarak pişirip az tüketirdim. Asla yatsı namazından sonra yemek yemezdim. Uykuma önem verirdim. Niçin bu kadar uzun yaşadığımı bilmiyorum. Allah elbette benimde canımı alacak" dedi.
YAŞADIĞINA DEVLET BİLE İNANMIYOR
Devletten yaşlılık maaşı alan Halime Olcay'ın nüfus kaydı bir yıl önce yapılan bir çalışma ile dondurulmuş. Türkiye'de adına Mernis denilen ve nüfus kayıtlarının bilgisayar ortamına aktarılması sırasında bir insanın bu kadar yaşayamayacağı varsayılarak Halime Olcay'ın kaydı 2008 yılında dondurulunca 3 ayda bir aldığı yaşlılık yardımı maaşını kesilmiş. Bunun üzerine Olcay'ın torunlarının "Ninemiz yaşıyor ölmedi" resmi başvurusuna inanmayan Kulp İlçe Nüfus Müdürü Mehmet Yiğit, yaşlı kadını karşısında görünce yanlış yaptıkların farkına varıyor. Olcay'ın nüfus bilgileri tekrar güncellendi. Öldü diyen yaşlı kadın tekrar yaşatıldı. Nüfus Müdürü Yiğit "Olcay'ın yaşadığına inanmadığımız için köye geldik. Yaptığımız araştırmada 135 yaşında olduğu ortaya çıktı. Bu bizide çok şaşırttı. Kesilmiş maaşını geçmişe yönelik tekrar bağlayacağız. Ona büyük özür borçluyuz" diye konuştu.
135 YIL SONRA YEŞİL KART ALCAK
Dünyanın en yaşlı insanını Sarıçoban mezrasında yaşadığını duyan Kulp İlçe Kaymakamı Ahmet Günaydın, sağlık ekibi ile birlikte patika yollu geçerek köye ulaşıyor. Yaşlı kadını elinde öpen Kaymakam Günaydın Olcay'a tekerlekli sandalye armağan ediyor. Bu güne kadar hiç doktora gitmeyen Halime Olcay karşısında hemşireyi görünce oldukça şaşırıyor. Tansiyon ve şekeri yaşına göre oldukça iyi çıkan Olcay'ın sağlık durumu iyi ancak bundan sonra düzenli sağlık taramasından geçirilecek. Sağlık güvencesi olmayan yaşlı kadın 135 yıl sonra Yeşil kart alacak.
ATATÜRK HAYRANI ÇIKTI
Hayatının son 10 yılını yatalak olarak geçiren ve bir süreden beri hasta olan Halime Olcay'ın hafızası da zaman zaman gelip gidiyor. 1,5 asır yaklaşan yaşından kaynaklı amnezi geçiren yaşlı kadın tam bir Mustafa Kemal Atatürk hayranı, kurtuluş savaşı öncesi Atatürk'ü 2 kez gördüğünü ifade eden Halime Olcay şöyle konuştu:
"Rus ordusu Muş'a kadar girdi. Kardeşlerim ve akrabalarım öldü. Babam bizi zorla kaçırıp Sason'a getirdi. Oradan da Kulp dağlarına yerleştik. Savaş vardı her tarafta Rus askerleri vardı. Hamile kadınların karınlarını hançerlerle yarıp öldürüyorlardı. Çok acımasızdı. Ama sonrasında Atatürk ordusu ile gelip onlarla savaştı. Ve bizi düşmandan kurtardı."
"Atatürk için çok Müslüman ve merhametli" diyen Olcay: "Büyük askerlerimiz düşmanı yendikten sonra Atatürk köyümüze gelip bizlerle konuştu. Sorunlarımızı dinliyordu. Kıtlık döneminde ekmeği olmayanlara gıda dağıtıyordu. Çok merhametliydi. O kadar güzel konuşuyordu ki herkes ağlıyordu" dedi.
ÇOK ŞAKACI
