Kabuğumuz kalınlaşıyor, yazıyorum.
Kabuğumuz bize yeter.
*
Neredeyse yerçekimsiz bir ortamdayız, mesela sualtında.
Neredeyse yaşadığımız anlaşılmıyor, ne ayaklarımız yere basıyor, ne konuştuğumuz duyuluyor.
2011 yılı kötücül bir varlık gibi peşimize düşmüş, her birimizi tek tek öldürene dek sona ermeyecek sanki.
Ruhlarımıza güdümlenmiş nükleer başlıklı bir füze gibi, yakaladığı yerde öldürdüğü yetmezmiş gibi, ölünün etrafındaki yaşam alanının da tüm genetik kodlarını değiştiriyor, hem altüst ve hem de yeniden inşa ediyor.
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ