Bilim ve sanat aynı yerde
14. İstanbul Bienali'ni gezerken İstanbul'la yeniden tanışacaksınız. Hiç bilmediğiniz yapılara girecek, imgelerle hayatı, edebiyatı, müziği, sinemayı ve hatta bilimi sorgulayacaksınız
ABONE OLHeja BOZYEL / HT CUMARTESİ
Her zamankinden daha yoğun (Akdeniz’in tuz yoğunluğunda) politik bir duruş sergileyen bu bienalin katılımcıları arasında Charles Darwin de var, Charles Bukowski de. Bedri Rahmi Eyüboğlu da var, Troçki de, Wes Anderson da, Orhan Pamuk da. İnanmazsanız sanatçı listesine bakın. Göreceksiniz.
Bu iyi kürate edilmiş ve “daha uzun sürse keşke” dediğimiz bienalde, tüm bunları yapabilmeniz elbette sanat aracılığıyla olacak ancak eserleri yaratanların sadece sanatçılar olmadığını bilmekte fayda var. Denizi olmayan başkentimizin en önemli eğitim kurumlarından ODTÜ’de Deniz Bilimleri bölümünde “fiziki okyanus bilimi” profesörü olan Oşinograf Emin Özsoy’un “Sualtı Nehirleri” baskısı ile başlıyor Tuzlu Su temasını anlatan bienalin ilk adımları. Yani aslında bu bienal sanat değil, bilimi temel alıyor bir noktada. Bir dönem UNESCO bursu ile Harvard Üniversitesi’nde konuk profesör de olan Özsoy, Kanal İstanbul projesinin İstanbul’un sonu olacağını, iklimi dahi değiştireceğini belirtiyor ve Boğaz’a bambaşka bir açıdan, yalılardan, erguvanlardan ve köprülerden öteye bakmamızı sağlıyor.