Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet Resmi İlanlar

Ayşe ÖZEK KARASU/ HT PAZAR

akarasu@cyh.com.tr

Tamam, K. Kore lideriyle matrak geçen “The Interview” filmi hacker marifetiyle engellendi. Sony siber teröre boyun eğdi diye çok laf işitti. Dev şirketlerin kolayca dize gelebileceği tescillendi. Fakat başka bir mesele daha var. Sony bünyesinde hack’lenen binlerce mail şimdi ortalıkta. Bunların haber değeri var mı yok mu? Mesela Obama’nın rengiyle dalga geçen üst düzey mail trafikleri...

"Barış Gardiyanları” adı çok saf, masum duruyor ama adamlar terörist, siber terörist. Öldürmüyorlar ama cebren hedefe ulaşıyorlar. Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un’a suikast içerikli filmin vizyona çıkışını şimdilik engelleyen hacker saldırısı, bir Amerikan şirketinin başına gelebilecek en kötü siber savaş senaryosu olarak değerlendiriliyor. Özellikle de sonuçları bakımından. Çünkü saldırının teknolojik detaylarıyla ilgili fazla bilgi yok. NSA’nın İran’ın nükleer tesislerine StuxNet virüsüyle sızma harekâtı kadar sofistike olup olmadığı bilinmiyor meselâ. Ancak Sony Pictures’ı teslim aldığı kesin. Şirkette çalışan hemen herkesin mail hesaplarına, tıbbi bilgilerine girildi, dosyalar ve kurumsal Twitter hesabı işgal edildi, tüm sırlar deşifre oldu ve Sony silahları bıraktı. Tabii 11 Eylül hatırlatmasıyla sinema salonlarına baskın tehdidi de bu sonuçta etkili oldu. Amerikan istihbaratına göre Barış Gardiyanları saldırısının merkezinde Kuzey Kore yönetimi var. Teknoloji yazarlarına göre de bu olay bir nevi uyandırma zili. Teknolojik hünerden çok sonuçları bakımından. Aslında yüksek profilli hack’leme vakası istemediğin kadar çok. Şöhretlerin Apple hesaplarından çalınan çıplak fotoğraflarından 77 milyon Sony PlayStation hesabının ve milyonlarca kredi kartı numarasının çalınmasına kadar. Ancak bunlar para kaybına ve özel bilgilerin ortalığa saçılmasına mal olan adi hırsızlık vakalarıydı. Hedef maddi çıkar sağlamaktı. Sony’ye yönelik saldırıda ise 100 terabayt veri çalınmakla kalmadı, bilgi işlem sistemleri ağır hasar gördü, altyapı felç oldu, PC’ler kullanılamaz hale geldi, dosyalar uçtu. Muhasebe sistemi de çöktüğü için ücretlerin ödenip ödenmeyeceği bile şüpheli. Bunların en önemli nedeni de sistem güvenliğinin zayıf olmasıydı.

BUNUN ADI TERÖR

Eğer güvenlik duvarı zayıfsa siber saldırıda paranız, fikri mülkiyetiniz çalınabilir, ulusal güvenlik sırları ele geçirilebilir. Sony’ye saldırıyı siber terör sınıfına sokan şey ise temel hakları, fikir özgürlüğünü hedef alması. İnsan davranışlarını etkileyecek, özgürlükleri kısıtlayacak şekilde baskı uygulaması. Güvenlik uzmanları bu boyutta etkisi olan bir siber savaşın ilk kez yaşandığını, bir sınırın aşıldığını söylüyor. Şimdi artık herhangi bir stüdyoya film iptal ettirmek için siber terör yolu açılmış bulunuyor. Ya da yayınevlerine, plak şirketlerine bir kitap ya da albümü piyasaya sürmemesi için... Bu kaygıların yanı sıra bir başka tartışma daha var: Hack’lenen mail’lerin içeriği haber değeri taşır mı? Mesela Obama’nın film zevki üzerine yürütülen ırkçı soslu fanteziler. Hem de Sony Eşbaşkanı Amy Pascal ile yapımcı Scott Rudin arasında. Hacker’lar bu mail’leri sızdırdı, haber siteleri de yayınladı. Kadın yapımcıya soruyor, “Şu aptal kahvaltıda başkana ne sorayım?” diye. Sonra Obama’nın “Zincirsiz”, “12 Yıllık Esaret” gibi filmleri -ki malum ikisi de köle filmisevdiği üzerine bir sohbet başlıyor. Bu trafik yayınlanınca ikisi de “derin üzüntü ve pişmanlıklarını” belirterek “düşüncesiz, duyarsız ve hiç de komik olmayan esprilerle yaraladıkları herkesten” özür diliyorlar. Bazı siyahlar kınıyor. Obama ise bozulmak bir yana, teröre boyun eğmeyip filmi vizyona çıkarmaları çağrısı yapıyor. Seth Rogen ve James Franco’lu komedi filmi The Interview’un, Kazakları kızdıran Borat gibi kaba saba, ahmak işi bir komedi olması ihtimali de var. Ama fikir özgürlüğü ve insanların bilgi edinme hakkı da var. Tepe yöneticiler dahil 6 bin Sony çalışanının maaş bordroları da ortaya dökülüyor ve ücrette müthiş bir cinsiyet eşitsizliği olduğu görülüyor. Yılda 1 milyon dolar ve üstü kazanan 17 kişiden sadece biri kadın (Amy Pascal, 3 milyon dolar), yüksek maaşla çalışanların yüzde 94’ü erkek ve yüzde 88’i de beyaz. Bu hassas verileri yayınlamak kimi yazarlara göre teröristlerin ekmeğine yağ sürmek. Bu kesim özel bilgilerin kamuoyunu ilgilendirmediğini düşünüyor. Bir kesime göre ise sızıntılar, dünyada milyonlarca insanı etkileyen bir endüstriye ışık tutması bakımından önem taşıyor. Dolayısıyla haber değeri de taşıyor. Hangi filmin yapılacağına karar veren yöneticilerin ırkçı yazışmaları, Hollywood’da ırk ve cinsiyet eşitsizliği, WikiLeaks belgelerinden bile daha fazla önem taşıyor. Çünkü hayat, siyaset ve diplomasiden ibaret değil. “

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ