Theirs ile ilgili cümleler - İçinde Theirs geçen örnek cümleler, konu anlatımı ve doğru kullanımı

"Theirs" İngilizce dilinin sahiplik ve ilişkilendirme durumlarını ifade etmek için kullanılan bir possessive pronoun (sahiplik zamiri) olarak işlev görür. Genellikle bir grup veya kişinin sahip olduğu bir şeyi veya bir şeyle ilişkilendirildiği durumları belirtmek için kullanılır. Bu kelime, dilin sahiplik kavramını açıklarken önemli bir role sahiptir ve kullanımı oldukça basittir. Peki, theirs ile ilgili cümleler neler? İşte theirs cümle içinde doğru kullanımı…

Giriş: 25.10.2023 - 17:41 Güncelleme: 25.10.2023 - 17:41

İngilizce konuşulan birçok kişi veya grup için günlük dilde sıkça kullanılan bir kelime olan "theirs" sahip olduğumuz şeylerle başkalarının sahip oldukları arasındaki farkı vurgulamak için faydalı bir dil aracıdır. Theirs cümle içinde kullanımına dair örnekler aşağıdaki gibidir.

The red car is ours, and the blue one is theirs. (Kırmızı araba bizimkisi, mavi olan ise onlarınkisi.)
This house is not theirs; it belongs to someone else. (Bu ev onların değil; başka birine aittir.)
The book you're looking for is on the top shelf, next to theirs. (Aramakta olduğun kitap en üst rafta, onlarınkine yanındadır.)
Theirs is the only garden on the block with roses. (Onlarınki gülle dolu bloktaki tek bahçedir.)
I borrowed a cup of sugar from our neighbors, and we'll return it when ours is back in stock. (Komşulardan bir fincan şeker ödünç aldık ve bizimkiler tekrar stokta olduğunda iade edeceğiz.)
This is your bag, and that one over there is theirs. (Bu senin çantan, oradaki ise onlarınkisi.)
They insisted that this decision should be theirs alone. (Bu kararın sadece onların olması gerektiğinde ısrar ettiler.)
The cat at the shelter was sweet, but we decided not to adopt it because theirs at home doesn't get along with other cats. (Barınakta ki kedi tatlıydı, ancak biz onu evdekilerle anlaşamayacağı için sahiplenmemeye karar verdik.)
The piano in their living room is a family heirloom, and it has been theirs for generations. (Onların oturma odasındaki piyano, aile mirasıdır ve nesiller boyunca onların olmuştur.)
It's not a competition; they have their goals, and we have ours. (Bu bir yarış değil; onların hedefleri var, bizimkiler de.)

Theirs konu anlatımına göre bu ifade İngilizce'de kullanılan bir iyelik zamiri olup bir nesnenin veya kişinin sahipliğini belirtmek için kullanılır. "They" (onlar) zamirinin iyelik hali olarak işlev görür. Genellikle aidiyet veya sahiplik durumlarını belirlerken kullanılır ve İngilizce dilinde oldukça yaygın bir biçimde kullanılır.

"Theirs" possessive pronouns kullanıldığında, bir şeyin bir grup insanın veya üçüncü bir tarafın sahip olduğunu veya onunla ilişkilendirildiğini göstermek için kullanılan bir zamandır. Theirs kısa örnek cümleler şu şekilde sıralanabilir:

It's not our fault; the mistake is theirs. (Bizim hatamız değil; hata onların.)
We will bring our snacks, and they will bring theirs. (Biz atıştırmalıkları getireceğiz, onlar da kendi olanlarını getirecekler.)
The blue bike is ours, and the red one is theirs. (Mavi bisiklet bizimkisi, kırmızı olanı ise onlarınki.)
Is that book theirs or did you lend it to them? (O kitap onların mı, yoksa onlara mı ödünç verdin?)
Theirs is a family of talented musicians. (Onların ailesi yetenekli müzisyenlerden oluşuyor.)
This victory is as much theirs as it is ours. (Bu zafer bizimkiler kadar onların da zaferi.)
The cat looks just like theirs. (Bu kedi tam olarak onlarınkine benziyor.)
We'll use our tools, and they'll use theirs for the project. (Biz kendi aletlerimizi kullanacağız, onlar ise kendi olanlarını projede kullanacaklar.)

Bu cümleler "theirs" kelimesinin sahiplik, ilişkilendirme veya başka bir grup tarafından sahiplenme durumlarını göstermek için nasıl kullanıldığını göstermektedir.