Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet Resmi İlanlar

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetini yayınladı.

Metinde, doğalgaz başta olmak üzere enerji tüketimine verilen desteklerin, enflasyondaki düşüş sürecini olumlu etkilediği belirtildi. Açıklamada et fiyatlarındaki artış da "Kırmızı ve beyaz et fiyatlarındaki yükselişlerin devam ettiği izlenmiştir" şeklinde değerlendirildi.

TCMB'nin yayınladığı metin şöyle:

"Enflasyon Gelişmeleri

1. Tüketici fiyatları nisan ayında yüzde 2,39 oranında artış kaydederken yıllık enflasyon 6,83

puan düşüşle yüzde 43,68 seviyesine gerilemiştir. Yıllık enflasyon enerji ve gıda gruplarında

daha belirgin olmak üzere tüm gruplarda azalmıştır. Aylık bazda fiyatlar incelendiğinde, enerji

grubunda gerilerken, gıda ve hizmet gruplarında artmıştır. Enerji fiyatlarındaki belirgin

düşüşün devam etmesiyle üretici fiyatlarındaki aylık artış sınırlı olmuş ve yıllık üretici

enflasyonundaki gerileme eğilimi sürmüştür. Bu görünüm altında, mevsimsellikten

arındırılmış verilerle aylık artışlar B göstergesinde yavaşlama eğilimini korurken C

göstergesinde sınırlı bir miktar yükselmiş, her iki göstergenin de yıllık enflasyonu gerilemiştir.

2. Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları nisan ayında yüzde 3,95 oranında artmış, grup yıllık

enflasyonu 13,97 puan düşüşle yüzde 53,92 olmuştur. Yıllık enflasyon, işlenmemiş gıdada

13,24 puan azalışla yüzde 52,70, işlenmiş gıdada ise 13,93 puan düşüşle yüzde 57,75 olarak

gerçekleşmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış veriler, sebze grubu kaynaklı olarak, taze meyve

ve sebze fiyatlarının nisan ayında arttığına işaret etmiştir. Taze meyve ve sebze dışı

işlenmemiş gıda fiyat gelişmeleri incelendiğinde, kırmızı ve beyaz et fiyatlarındaki yükselişlerin

devam ettiği izlenmiştir. İşlenmiş gıda alt grubunda aylık fiyat artışı yavaşlama eğilimini

sürdürerek yüzde 0,97 ile sınırlı bir yükseliş sergilemiştir. İşlenmiş et ürünleri haricinde grup

genelinde ılımlı fiyat hareketleri izlenirken, ekmek ve tahıllar kaleminin fiyat artışındaki

yavaşlama dikkat çekmiştir.

3. Enerji fiyatları aylık bazda yüzde 3,86 ile yüksek bir oranda gerilemiş, grup yıllık enflasyonu

14,47 puan azalışla yüzde 21,19 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu gelişmede olumlu seyreden

küresel fiyat hareketlerinin etkisi hissedilmiştir. Bu dönemde meskenlere yönelik elektrik

tarifeleri yüzde 15 oranında gerilerken, akaryakıt (yüzde -1,24) ve tüp gaz (yüzde -4,66)

fiyatları da azalış sergilemiştir. Şebeke suyu ise fiyat artışıyla (yüzde 1,74) grup

görünümünden ayrışmaya devam etmiştir. Enerji fiyatlarındaki gerilemenin mayıs ayında da

devam edeceği değerlendirilmektedir.

4. Hizmet grubunda fiyatlar yüzde 3,89 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 1,31 puan

düşüşle yüzde 58,62’ye gerilemiştir. Bu dönemde, yıllık enflasyon ulaştırmada daha belirgin

olmak üzere ulaştırma ve lokanta-otel alt gruplarında gerilemiş, diğer hizmetler grubunda

yatay seyretmiş, kira ve haberleşmede ise yükseliş kaydetmiştir. Aylık bazda incelendiğinde,

karayolu ile şehirlerarası yolcu taşımacılığındaki artışın sürüklediği ulaştırma hizmetlerinde

fiyatlar yüzde 3,08 oranında yükselmiş, alt grup yıllık enflasyonu 11,68 puan azalışla yüzde

45,44 seviyesine gerilemiştir. Kırmızı et başta olmak üzere gıda fiyatlarındaki görünüm ile

birlikte lokanta-otel grubunda aylık fiyat artışları yüksek seviyesini (yüzde 4,24) korumuş, alt

grup yıllık enflasyonu 4,32 puan düşüşle yüzde 66,41 olmuştur. Diğer hizmetler alt

grubundaki artışta (yüzde 2,70) temelde paket tur, bakım-onarım ve eğitim kalemleri öne

çıkmıştır. Kiralarda aylık bazdaki yüzde 4,37’lik artışla birlikte yıllık enflasyon yüzde 66,76

oranına yükselmiştir. Haberleşme alt grubunda fiyatlar yüzde 8,02 ile belirgin oranda

yükselirken, bu gelişmede cep telefonuyla yapılan görüşme ile internet ücretlerindeki artışlar

belirleyici olmuştur.

5. Temel mal grubunda yıllık enflasyon 2,42 puan azalışla yüzde 34,16 olmuştur. Yıllık

enflasyonun alt gruplar genelinde gerilediği gözlenmiştir. Dayanıklı mal fiyatları (altın hariç)

aylık bazda yüzde 3,05 oranında yükselirken, alt grup yıllık enflasyonu 2,74 puan düşüşle

yüzde 37,47 olarak gerçekleşmiştir. Nisan ayında fiyat artışları otomobil ve beyaz eşya

kalemlerinde güçlenmiş, mobilyada ise yavaşlamıştır. Diğer temel mallar alt grubunda fiyatlar

yüzde 1,09 oranında yükselirken yıllık enflasyon 1,15 puan gerileyerek yüzde 43,33 olmuştur.

Perakende ilaç satımında uygulanan yasal karlılık baremlerinde mart ayı ortasında yapılan

güncellemenin sarkan etkileriyle ilaç fiyatları yüzde 5,36 oranında artmış ve alt grup aylık fiyat

yükselişinde öne çıkan kalem olmuştur. Giyim ve ayakkabı alt grubunda, fiyatlar yüzde 3,80

oranında artış kaydederken yıllık enflasyon 3,49 puan düşerek yüzde 12,77 seviyesine

gerilemiştir. Giyim ve ayakkabı grubunda yazlık ürünlerin endekse giriş ayının nisan ayından

mayıs ayına kaymasını içeren yöntem değişikliğinin bu iki ayda endeks üzerinde beklenen

etkileri de söz konusudur.

6. Mayıs ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon

beklentisi 1,18 puan düşüşle yüzde 29,84’e gerilemiştir. Gelecek yirmi dört aya ilişkin

enflasyon beklentisi yüzde 17,74, beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 8,22

seviyesinde ölçülmüştür.

Enflasyonu Etkileyen Unsurlar ve Riskler

7. Yakın dönemde iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan veriler tahmin edilenden daha olumlu

seviyelerde gerçekleşmesine rağmen, jeopolitik risklerin ve faiz artışlarının da etkisi ile

gelişmiş ülke ekonomilerinde resesyon endişeleri sürmekte, birbirini takip eden banka

iflaslarının tetiklediği finansal istikrarı tehdit eden koşulların oluştuğu gözlenmektedir.

8. Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak

üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte

üretici ve tüketici enflasyonu yüksek seviyelerini sürdürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun,

enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından

izlenmektedir.

9. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının

para politikası adım ve iletişimlerindeki ayrışma devam etmekle birlikte, takas anlaşmaları ve

yeni likidite imkânları ile finansal istikrarı öncelikleyen eşgüdümlü adımlar atılmaktadır.

Finansal piyasalar, merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracağını

beklentilerine yansıtmaktadır.

10. Gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarında, mayıs ayında hisse senedi piyasalarına

girişler devam ederken borçlanma senedi piyasalarından çıkışlar gözlenmiştir. Bununla

birlikte gelişmiş ülkelerin uzun vadeli tahvil faizlerindeki oynaklık ve küresel finansal

koşulların seyri gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarına ilişkin riskleri canlı

tutmaktadır.

11. Uluslararası emtia fiyatları nisan ayı ortalarına kadar artış kaydettikten sonra yeniden

gerileme eğilimine girmiştir. Söz konusu gelişme alt gruplar geneline yayılırken, enerji alt

endeksindeki düşüşün daha belirgin olduğu izlenmektedir. Enerji alt endeksinde gerileme

ham petrol ile sınırlı kalmamış, propan, bütan ve doğal gaz gibi ürünlerde de gözlenmiştir.

Küresel arz zincirindeki baskılara dair göstergeler nisan ayında tarihsel eğiliminin altında

seyretmeye devam etmiş, uluslararası taşımacılık maliyetlerindeki ılımlı seyir korunmuştur.

Bu görünüm altında, üretici fiyatları yüzde 0,81 oranında sınırlı bir şekilde yükselmiş, yıllık

üretici enflasyonu 10,34 puan düşüşle yüzde 52,11 seviyesine gerilemiştir.

12. Uluslararası gelişmelere ek olarak doğal gaz başta olmak üzere enerji tüketimine verilen

destekler, enflasyondaki düşüş sürecini olumlu etkilemektedir. Hanelere sağlanan doğal gazın mayıs ayında tamamının, sonraki 11 ay süresince de 25 metreküpünün bedelsiz sunulacak

olması doğal gazın tüketim sepetindeki önemli ağırlığından ve uygulamanın tüm ülkeyi

kapsamasından dolayı gelecek aylarda fiyatlar üzerinde beklentileri aşan güçlü bir düşürücü

etkide bulunabilecektir. Söz konusu düşürücü etki, ilave destekler söz konusu olmazsa,

havaların soğuması ve ısınma amaçlı enerji tüketiminin devreye girmesiyle birlikte yılın son

çeyreğinde kademeli olarak endeksten çıkacaktır.

13. Uygulanan bütüncül politikaların desteğiyle enflasyonun seviyesinde ve eğiliminde iyileşmeler

devam etmekle birlikte, depremin yol açtığı arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki

etkileri yakından izlenmektedir.

14. Asrın felaketi öncesindeki öncü göstergeler 2023 yılının ilk çeyreğinde iç talebin dış talebe

kıyasla daha canlı olduğuna ve büyüme eğiliminde artışa işaret etmekteydi. Mevsim ve takvim

etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi şubat ayında aylık bazda yüzde 5,9 oranında

düşüş kaydederken mart ayında yüzde 5,5 oranında kayda değer bir toparlanma

sergilemiştir. Böylelikle yılın ilk çeyreğinde sanayi üretim endeksi afetin etkilerine rağmen

çeyreklik bazda yüzde 0,4 oranında artmıştır. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış

perakende satış hacim endeksi ise şubat ayındaki daralmadan sonra mart ayında aylık bazda

yüzde 7,3 oranında artarak afet öncesi seviyesini aşmıştır. Böylelikle endeks ilk çeyrekte bir

önceki çeyreğe kıyasla yüzde 6,5 oranında yükselerek iç talepteki güçlü seyri teyit etmiştir.

Tüketim talebine ilişkin diğer göstergeler ve anket verileri şubat ayında afet kaynaklı etkilerle

gerileyen üretim ve tüketimin mart ayından itibaren güçlü toparlanma eğilimi sergilediğine ve

iç talebin dış talebe kıyasla daha güçlü olduğuna işaret etmektedir.

15. Güncel veriler deprem bölgesinde ekonomik faaliyetin beklenenden hızlı toparlandığını

göstermekte, orta vadede depremin Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir

etkide bulunmayacağı belirginleşmektedir. Kartla yapılan harcamalar afetten daha şiddetli

şekilde etkilenen illerde mayıs ayı ortası itibarıyla deprem öncesi seviyelerine doğru

toparlanmayı sürdürürken afet bölgesindeki diğer illerde deprem öncesi seviyelerinin

üzerindedir. Benzer şekilde, mevsimsellikten arındırılmış olarak, afet bölgesinden yapılan

ihracat şubat ayındaki gerilemeden sonra mayıs ayı itibarıyla afet öncesindeki seviyesine

yakınsamaya devam etmektedir. Saha görüşmelerinden edinilen ayrıntılı bilgiler de afet

bölgesinde toparlanma eğiliminin güçlü şekilde sürdüğünü ve sektörel bazda bakıldığında

üretim kapasitesi üzerinde orta vadeli bir kaybın söz konusu olmadığını teyit etmektedir.

16. Mevsimsellikten arındırılmış istihdam şubat ayındaki azalışının ardından mart ayında nispeten

yatay bir seyir izlemiştir. Böylece istihdam ilk çeyrekte 195 bin kişi artmış ve çeyreklik bazda

yüzde 0,6 oranında yükselmiştir. Mart ayında mevsimsellikten arındırılmış işgücüne katılım

oranı yataya yakın seyrederken istihdamın sınırlı artış kaydetmesiyle işsizlik oranı

değişmeyerek yüzde 10 düzeyinde gerçekleşmiştir. Çeyreklik bazda değerlendirildiğinde, ilk

çeyrekte işgücüne katılım oranı yüzde 53,7 düzeyinde gerçekleşmiş, işsizlik oranı ise 0,3 puan

azalarak yüzde 9,9 seviyesine gerilemiştir. Depremin afet bölgesi işgücü piyasası üzerindeki

etkisi ilerleyen aylarda daha net olarak değerlendirilebilecektir. İstihdama ilişkin veri akışıyla

birlikte, anket göstergeleri ve yüksek frekanslı veriler yakından izlenmektedir. İstihdam

beklentileri, iş ilanı ve iş başvurularına ilişkin veriler ülke genelinde istihdamdaki artış

eğiliminin, afet sonrasında sınırlı ivme kaybına rağmen takip eden güçlü toparlanmayla

birlikte, korunduğunu göstermektedir.

17. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı yüksek seyrederken, turizmin

cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı yılın tüm aylarına yayılarak devam

etmektedir. Bunun yanında, iç tüketim talebinde devam eden artış, enerji fiyatlarındaki

yüksek seviye ve ana ihracat pazarlarındaki zayıf iktisadi faaliyet cari denge üzerindeki riskleri

canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat

istikrarı için önem arz etmektedir.

Para Politikası

18. Para politikası duruşu, enflasyon görünümüne yönelik risklerin kaynağına, kalıcılığına ve para

politikası ile ne ölçüde kontrol altına alınabileceğine dair değerlendirmeler dikkate alınarak,

temkinli bir yaklaşımla sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefine ulaşılması odağında

belirlenecektir.

19. Para politikasında sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda finansal istikrara yönelik

riskleri de gözeten liralaşma odaklı bir yaklaşım sergilenmeye devam edilecektir. Kredilerin

büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile

buluşması yakından takip edilmektedir.

20. Kurul, yaşanan felaketin etkilerinin en düşük seviyelere indirilmesi ve gerekli dönüşümün

desteklenmesi amacıyla uygun finansal koşulların oluşmasını önceliklendirecektir. Sanayi

üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından

finansal koşulların destekleyici olması deprem sonrasında daha da önemli hale gelmiştir. Bu

çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Kurul, para politikası

duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı

desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir. Depremin 2023 yılının ilk yarısındaki etkileri

yakından takip edilmektedir.

21. TCMB, fiyat istikrarının kalıcı ve sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması için Liralaşma

Stratejisi’ni tüm unsurlarıyla uygulayacaktır. Kurul, 2023 Yılı Para Politikası ve Liralaşma

Stratejisi metninde belirttiği üzere, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek

araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere tüm

politika araç setini liralaşma hedefleriyle uyumlu hale getirecektir. Bu süreçte, politika

araçlarının Türk lirası mevduat gelişiminin desteklenmesi, Açık Piyasa İşlemleri fonlamasının

teminat yapısında Türk lirası cinsi varlıkların artırılması, fonlamanın kompozisyonunda para

takası (swap) ağırlığının azaltılması ve döviz rezervlerinin güçlendirilmesi istikametinde

geliştirilmesine odaklanılmaktadır.

22. Uzun vadeli, sabit getirili ve Türk lirası varlıklara talebin yükselerek getiri eğrisinin parasal

aktarımın etkinliği yönündeki seyri yakından izlenmektedir. Kurul, kredilerin büyüme hızıyla

birlikte, hedefli alanlarda verimlilik kazanımları sağlayan kredilerin finansman maliyetlerinin

de aktarımın korunmasını sağlayacak şekilde gelişimini gözetecektir.

23. Bu çerçevede, Türk lirası likiditesinde ve dağılımında yaşanan gelişmelerin mevduat ve kredi

fiyatlamaları üzerindeki etkileri, döviz kurundaki gelişmelerin enflasyon üzerindeki etkileri,

kur korumalı mevduat ürünlerine yönelik gelişmelerin ters para ikamesi, döviz piyasalarının

derinliği ve istikrarı ile fiyat istikrarı üzerindeki etkileri analiz edilmekte ve gerekli politika

tedbirleri oluşturulmaya devam edilmektedir.

24. TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü

göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları

kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

25. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para

ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı

olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir.

Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için

uygun zemin oluşacaktır.

26. Kurul, fiyat istikrarının sağlanması için, güçlü bir politika koordinasyonuyla tüm paydaşları

içeren bütüncül bir makro politika bileşimi oluşturulmasını desteklemektedir.

27. Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir."

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ