Star Wars'un 10 şifresi
"Star Wars: Skywalker'ın Yükselişi"nin gösterime gireceği hafta 1977'de başlayan ve bugün artık neredeyse bir endüstri haline gelen serinin başarısının altında yatan nedenlere baktık. Serinin bir efsaneye dönüşmesinin kökeninde kadim masallar kadar politik fikirler ve tanıdık film klişeleri de önemli bir rol oynadı. Habertürk sinema yazarı Mehmet Açar, Star Wars serisinin 10 şifresini yazdı
- 1
ÖZGÜRLÜK SAVAŞI
İlk masallardan bu yana vazgeçilmez hikâye formlarından biridir özgürlük savaşı... Lucas da “Star Wars”u öncelikle bir özgürlük savaşı destanı olarak planladı. Bütün öykü, İmparatorluk güçlerinin uzayda kurduğu hâkimiyetin yıkılması üzerine kuruludur. İmparatorluk; cumhuriyet, demokrasi ve serbest ticaretin karşısına çıkar; askeri gücüyle zorbalığı temsil eder.
- 2
Star Wars özünde zulme karşı birleşen halkların Jedi'lar önderliğinde verdiği bir özgürlük mücadelesidir. İlk bölümünü J.J. Abrams'ın yazdığı yeni üçleme de aynı çıkış noktasına sahiptir. Kendine İlk Düzen adını veren dikta rejimi, cumhuriyet ve demokrasiyi yok etmeyi hedefler, İsyancılar da buna karşı çıkar.
- 3
SEÇİLMİŞ KİŞİ
Başta masallar olmak üzere birçok çağdaş fantastik ve bilimkurgu filminde karşımıza çıkan vazgeçilmez hikâye formlarından biri... Tüm bu öykülerde sıradan bir genç, seçilmiş kişi olduğunu anlar ve hayatı değişir. İlk üçlemenin (4, 5, 6) seçilmiş kişisi Luke Skywalker, İmparatorluğa karşı verilen mücadelede önemli bir figürdür.
-
- 4
İkinci üçlemede (1, 2, 3) ise Anakin Skywalker “yanlış seçilmiş kişi” olarak klişeyi tepe taklak eder. Üçüncü üçlemenin ilk filmi “Güç Uyanıyor”da Seçilmiş Kişi Rey gibi görünür ama “Son Jedi” dikkati tek bir kahramandan ziyade Güç kavramı üzerine çeker. Güç'ün anlamını isyanla birleştirir...
- 5
DEMOKRASİ ÖZLEMİ
Eski masallardaki merhametsiz ve zorba krallar, 20. yüzyılla birlikte diktatörlere dönüşür. Star Wars'taki İmparator Palpatine ilk bakışta 20. yüzyıl diktatörlerinin hiç birine benzemez ama hepsinden izler taşır. Soğuk Savaş yıllarında çekilen ilk üçlemede İmparatorluk daha çok Sovyetler Birliği'ni hatırlatır.
- 6
Soğuk Savaş'ın bittiği dönemde çekilen ikinci üçlemede ise demokrasi mücadelesi ağır basar, Palpatine Hitler'e yakınlaşır. Senatodan yetkileri devraldığı sahnedeki alkışlar tüyler ürperticidir. Yedinci filmdeki dikta rejimi kendine İlk Düzen adını verir ve II. Dünya Savaşı sırasında Avrupa'daki faşist rejimleri hatırlatır.
-
- 7
MANEVİ GÜÇ ZORBALIĞI YENER
İmparatorluğun Ölüm Yıldızı gibi gelişmiş teknolojik silahları ve droid askerleri vardır. Palpatine ve Darth Vader gibi liderler astlarına karşı merhametsizdir. Güçlerini acımasızlıklarından alırlar. İyiler ise birbirlerine manevi değerlerle bağlıdır ve sevgiyi öne çıkarırlar. Jedi'ların sözünü ettiği “Güç” insanların da dahil olduğu bir çeşit enerji alanıdır.
- 8
Korkusu olanlar, Güç'ün karanlık tarafına geçmeye eğilimlidir. Jedi'lar katı kuralları olmayan bir sevgi dinini temsil ederler. Batı'da Jedi dinine mensup on binlerce kişi olduğunu unutmayalım. Star Wars evrenindeki Güç, manevi enerjidir. İnançtır. Gizemdir. Her şeyin anlamıdır... Güç, insanları baskıya, zorbalığa, kötülüğe karşı bir araya getiren ruhani bağdır. Manevi değerlerin maddi kuvvete dönüşmesidir... Kötülerin iktidarına karşı iyilerin gücü, umut ve inançtır...
- 9
GÜÇ BİLGELİKTEN GELİR
George Lucas'ın özgürlük mücadelesi veren Jedi'ların manevi liderini Yoda olarak belirlemesi Star Wars'un önemli şifrelerinden biridir. Yoda, Beyaz Amerikalıların ötekileştirdiği insanların özelliklerini taşır. Cücelerden daha kısadır. Teni renklidir ve şirin olsa da genel geçer güzellik anlayışının dışında kalır.
-
- 10
Fiziksel olarak zayıf görünür ama sahip olduğu yeteneklerle süper kahramanları aratmaz. Eline ışın kılıcını aldığında müthiş bir dövüş ustasına dönüşür. Asıl gücü ise bilgeliğinden gelir. Yoda fiziksel güzelliğe ve güce tapılan bir çağda manevi değerleri temsil eder, ötekileştirmenin foyasını açığa çıkartır ve beyaz erkekler tarafından yönetilen dikta rejimlerine karşı alternatif gücü temsil eder.
- 11
ÇOKKÜLTÜRLÜLÜK ÖZGÜRLÜKTÜR
George Lucas 1977'deki ilk filmden itibaren uzayı birbirine hiç benzemeyen farklı türlerin bir araya geldiği çok renkli ve canlı bir yer olarak tasvir etti. İmparatorluk güçleri düzeni, tek sesliliği temsil ederken isyancılar sahip oldukları etnik çeşitlilik ve çok seslilikle öne çıkarlar. Lucas'ın insanlar dışında kalan diğer uygarlıkları ve zeki türleri genelde hayvanlar dünyasından esinlenerek tasarladığı gözden kaçmaz.
- 12
Özellikle isyancılar arasında hayvansı türler en az insanlar kadar etkindir. Tüm bunların beyaz Anglo Sakson kahramanlarla dolu Amerikan sineması için önemli bir işlevi olduğu inkar edilemez. Yeni üçleme, çokkültürlü yapısıyla ilk iki üçlemenin ötesine geçerek alkışı hakeder...
-
- 13
ŞİRİN DROİDLER EN GÜVENİLİR DOSTUMUZDUR
George Lucas, insanlara hükmetmeye çalışan “yapay zekâ” korkusu yerine elektrik süpürgesini andıran R2-D2 ve “teneke adam” C-3PO ile yapay zekâlara yeni bir yaklaşım getirir. C-3PO insana benzeyen, geveze ve nevrotik bir protokol robotudur. Oyuncakları andıran R2-D2 harekete geçtiğinde şirin ve savunmasız bir görünüm alır.
- 14
Çıkardığı elektronik sesler dışında sessizdir. En kritik anlarda özgürlük mücadelesinin gizli kahramanı olarak önemli roller oynar. İmparatorluğun droid savaşçıları ise Terminatör'ün yenilmezliğinden iz taşımazlar, ilk darbede düşerler. Yeni üçlemenin şirin droidi ise BB-8...
- 15
AŞK VE GÜÇLÜ KADINLAR
Lucas, ilk iki üçlemede de aşkı hikâyenin gelişiminde kilit bir noktaya koyar. İlk üçlemede Prenses Leia – Han Solo ilişkisi romantik komedi havasında gelişirken, ikinci üçlemede aşk, trajik ve karanlık bir noktaya doğru ilerler. Kraliçe Amidala'nın Anakin'i henüz şirin bir çocukken tanıması ve aralarındaki yaş farkına rağmen birbirlerine âşık olmaları klişelere meydan okuyan şaşırtıcı bir yan taşır.
-
- 16
Buna karşılık, yeni üçlemenin ilk iki filmini domine eden benzer bir aşk ilişkisinden söz etmek mümkün değil. Finn ve Rey arasında romantik bir ilişki başlayacağı varsayılsa da “Son Jedi” bu yönde gelişmedi. Son filmde ne olur bilinmez ama yeni üçleme Lucas'ın “aşktan vazgeçilmez” şifresini “güçlü kadınlarla” reforme ettiği kesin... Rey'in ana karakter olması bir yana, özellikle “Son Jedi”da, Poe gibi karakterlerin klasik “erkek kahraman refleksleri”ne karşı Leia ve Holdo gibi kadın liderlerin mütevazı sabrı, akılcılığı ve insan hayatını savunan tavırları filmin can damarlarından biriydi... “Nefret ettiklerimizi yok etmek için değil, birbirimizi kurtarmak için savaşırız” cümlesi de yine bir kadından gelmişti.
- 17
KLİŞELERE TAKLA ATTIRMAK
Star Wars, atmosferi ve öyküsüyle seyirciye çok orijinal gelse de, Lucas aslında tanıdık formatlardan ve bildik klişelerden vazgeçmez. Mesela Han Solo iyilerin tarafını seçen yalnız bir kovboydur. İlk filmdeki bar ve bardan kaçış sahnesi westernlerden alınmıştır. R2-D2 ve C-3PO, Laurel – Hardy gibi komedi ikililerinin başka bir versiyonudur.
- 18
Jabba, Ortaçağ'da şatosunda yaşayan acımasız derebeylerinden ya da mafya filmlerindeki babalardan farksızdır. Işın kılıcı bizi Ortaçağ'a ve kılıç şıkırtılı filmlere götürür. Bölüm 3'de Anakin ile Obi Wan Kenobi arasındaki düellonun geçtiği volkanik gezegen, cehennemden farksızdır. Anakin, cehennem ateşine düşer ve Darth Vader olarak yeniden doğar. Tüm bu ters dönmüş klişeler yeni üçlemede farklı şekillerde karşımıza çıkar. Yedinci filmde Rey, köksüz ve yalnız mültecileri hatırlatır. Luke Skywalker, Uzakdoğu'da tapınaklara kapanan keşişleri hatırlatır vb...
-
- 19
AKSİYON VE SAVAŞ
Lucas aksiyonun henüz bağımsız bir tür olarak rüştünü ispat etmediği bir dönemde çektiği ilk filmde hareketi vazgeçilmez öğe haline getirdi. Daha sonra da filmlerin öykülerini savaş, kaçış, takip, kılıç düellosu gibi aksiyon sahneleri üzerinden ilerletti.
- 20
1977'deki ilk filmden önce bilimkurgu türü, uzayda gerçekleşen savaşları asla böylesine renkli ve hareketli bir biçimde tasarlayamamıştı. Lucas, uçakların gökyüzünde savaştığı filmlerden hareket etti ve gökdelenlerin arasındaki takip sahnelerinden başlayarak bir Star Wars estetiği oluşturdu. Diğer filmler de Lucas'ın gökyüzünde ya da uzayda savaş ilkesinden hiç vazgeçmedi.