Hakem vücudumu kıskandı!

HTSPOR / Anıl ÇINAR

Almanya’ya attığı 2. golden sonra formasını çıkardığı için Fransız hakem Stephane Lannoy tarafından sarı kartla cezalandırılan Mario Balotelli, “Sanırım birileri vücudumu kıskandığı için bana sarı kart gösterdi” diye konuştu.

İtalya’yı finale taşıyan Mario Balotelli, oldukça ilginç hayat hikayesiyle dikkat çekiyor. İşte vukuatları nedeniyle adı ‘arıza golcü’ ye çıkan 22 yaşındaki futbolcunun yaşamından satırbaşları...

Geri sayımın bittiği Euro 2012’nin belki de en büyük yıldızlarından biri oldu Mario Balotelli... Bu dev turnuva öncesi şike skandalı ile sarsılan İtalya’nın finale çıkmasını sağladı 22 yaşındaki futbolcu... Aslında grup maçlarında oynadığı futbolla sürekli eleştirildi, sık sık ırkçı hakaretlere mağruz kaldı, ancak yılmadı ve Almanya’ya attığı 2 golle takımını finalde İspanya’nın rakibi yaptı.

İşte ‘vukaatların adamı’ olarak anılan Batotelli’nin ilginç hayat hikayesi:

EVLATLIK VERİLDİ

Balotelli, Ganalı göçmen bir ailenin çocuğu olarak Sicilya Adası’nın Palermo kentinde dünyaya geldi. Thomas ve Rose Barwuah çiftinin 4 çocuğundan biriydi. Bilmediği bir ülkeye göç eden ailesinin maddi durumu hayli kötüydü. Bir zamanlar ‘faşizmin kalelerinden’ biri olan Çizme’de bir ‘siyahi’ olarak yaşamak sıkıntılarını bir kat daha arttırıyordu. Sağlığı da pek yerinde değildi minik Mario’nun. Ağır bağırsak sorunları yaşıyordu ve bu yüzden birçok kez ameliyat masasına yatmıştı. Hatta geçirdiği bir ameliyat sonrası hayatını kaybetme tehlikesi bile yaşamıştı.

En sonunda Barwuah ailesi, Mario’ya daha fazla bakamayacaklarına karar vererek 5 yaşındaki çocuklarını İtalyan Francesco ve Silvio Balotelli çiftine evlatlık verdi. Bu olayı hiç unutmayan Mario, daha sonra gerçek soyadı olarak Barwuah’ı değil ‘Balotelli’yi tercih etti.

IRKÇILIK YAKASINI BIRAKMADI

Balotelli’nin evlatlık verildiği çiftin durumu, Barwuah’a ailesine göre daha iyiydi. Mario’nun tüm zamanını futbol oynayarak değerlendirdiğini farkeden anne Francesco, oğlunu bir futbol okuluna yazdırmaya karar verdi onu USO Mompiano’nun alt yapısına gönderdi. Mario’nun buradaki tek siyahi çocuk olması ona büyük

sıkıntılar yaşattı. Takım arkadaşları ve onların aileleri tarafından ırkçı saldırılara maruz kaldı. Hatta Mario’nun takımdan atılması için kulüp yönetimine baskı bile yapıldı. Belki de Euro 2012’de kendisine yapılan ırkçı saldırılara tepkisiz kalması bu yüzdendi.

Futbol yeteneği tartışılmaz olan Mario, 11 yaşından itibaren 4 yıl boyunca Lumezzane’de top koşturdu. 15 yaşında Barcelona seçmelerine bile katıldı, ama olmadı. Ülkesine döndüğünde İnter’in altyapısına seçildi ve kendini göstererek 2007-08’de A takıma kadar yükseldi.

İNTER’DEN CİTY’E...

İnter’de güçlü fiziği ve bitirici son vuruşlarıyla hemen göze çarptı. Takımda bir çok yıldız olmasına rağmen kendisine ilk 11’de yer buldu. Her geçen gün kendini daha fazla ispatladı. 2009-10 sezonu ise Balotelli için bir milattı. Artık İnter’in değişilmez oyuncularından biri olmuştu. 39 maçta forma giydi, 11 gol attı. O sezon takımıyla Seria A, İtalya Kupası ve Şampiyonlar Ligi olmak üzere 3 şampiyonluk yaşadı.

12 Ağustos 2010’da ise 22 milyon Euro’ya İngiliz ekibi Manchester City’e transfer oldu. Genç yıldız, City’in uzun yıllar sonra elde ettiği Premier Lig şampiyonluğuna büyük katkı sağladı.

MARİO’NUN VUKUATLARI

* Antreman sahası yakınlarında trafik kazası yaptı. Polis, İtalyan yıldıza arka cebinde neden 5 bin sterlin taşıdığını sordu. Mario ise bu soruya şöyle cevap verdi: “Çünkü zenginim.”

* Antremanda genç takım oyunclarına dart oku fırlattı. ‘Amacım makara yapmaktı’ dedi.

* Geçtiğimiz yıl, Balotelli ve erkek kardeşi Enock, Brescia’da bulunan bir kadın cezaevi çevresinde dolaşırken yakalandı. Polise bunun sebebini; “Sadece merak ediyorduk” diyerek açıkladı.

* Evinin banyosunda havai fişeklerle oynadı. Havlu ve perdenin yanmaya başlamasının ardından evi terk etti.

* Annesinin temizlik malzemesi alması için dışarı yolladığı Balotelli, birkaç saat sonra bir karavan, bir trambolin ve iki scooter ile eve döndü!

* Yılbaşında Manchester sokaklarında Noel Baba kıyafeti giyerek sokaktan geçenlere para dağıttı.

* İngiltere’de bir pub’a gidip, durup dururken bardaki herkesin hesaplarını ödedi.