Son dakika: Avukatlardan Emine Bulut cinayeti yorumu!
Kırıkkale'de, eski eşi Fedai Varan (43) tarafından bıçaklanarak öldürülen Emine Bulut, Türkiye'nin gündemine oturdu. Hukukçular, Emine Bulut cinayetini Habertürk TV ekranlarında değerlendirdi. Avukat Eray Karınca, "Esnafın konuşmaması yadırganacak bir durum. Oradaki yargısı, bakanlığı, halk, esnaf o bıçağın sapından tutmuş durumdayız" derken, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü de "Bütün meselemiz burada başlıyor. Biz yıllardır, olayın sonrasını konuşacağız. Bunların yerine önlemeyi konuşalım" dedi. Avukat Rezan Epözdemir ise "Türkiye'nin temel meselesi kimyasal hadım değil, zihinsel hadımdır" dedi...
Türkiye'nin kanını donduran Emine Bulut cinayetini avukatlar Habertürk TV'de yorumladı. Avukat Eray Karınca, "Toplumun tümü, 'Hayır' diye gerçekten bir tepki gösterirse, -mışgibi yapmamamız lazım. En baştan en aşağı kadar bunu yürekten hissetmeli ve gereken tepkiler gösterilmeli" dedi.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü de yaptığı açıklamada, "Sayın Cumhurbaşkanı artık buna ses çıkarsın. İstanbul Sözleşmesi'nin arkasında durulacak. Ölmek istemiyoruz" diye konuştu.
Avukat Rezan Epözdemir de, "Türkiye'nin temel meselesi, bir zihinsel değişime ihtiyaç var. Biz aksi halde bu cinayetleri konuşmaya devam ederiz. Türkiye'nin temel sorunu bu" dedi.
Habertürk TV'de avukatların yaptığı değerlendirmeler şöyle:
DİDEM ARSLAN YILMAZ GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Kırıkkale'de Emine Bulut çocuğunun gözleri önünde öldürüldü. Habertürk spikeri Didem Arslan Yılmaz gözyaşlarını tutamadı. Yılmaz "31 gün içinde 31 kadın, 31 can, 31 anne, 31 kardeş hayatını kaybetti. Lütfen yeter artık" dedi.
"HERKES BIÇAĞIN SAPINDAN TUTUMUŞ DURUMDAYIZ"
Avukat Eray Karınca:
Bir kere adam elinde bıçakla gidiyor. Kafasında öldürme planı var. Cezası en ağır biçimde olacaktır. Bahanesine bakalım, 'Velayet konusunu konuşacaktım' diyor. Bu düşüncede olan birisi bıçakla gitmez. Kızını düşünüyor olsa, kızının yanında annesini öldürme düşüncesi olmaz. Bencil bir kişilik bozukluğu olduğunu düşünüyorum. Kadın herhangi bir yerde değil, herkesin olduğu yerde. Öyle bir yerde bu adamla buluşmayı kabul ediyor. Adamın tek derdi var 'Bana boyun eğeceksin'. Bu haberle tüm kadınlara böyle bir mesaj da veriyor. Buradaki temel sorun, kadın ve erkek arasındaki eşitsiz güç ilişkisi. Bu mesajın doğru anlaşılması gerekiyor. Bundan 5-10 sene önce kadınlar sokakta dolaşamıyordu. Orada bu kadın cefa görürken, vatandaşların buna tepki göstermemesi yadırganacak bir durum ve soru işareti. Esnafın konuşmaması yadırganacak bir durum. Oradaki yargısı, bakanlığı, halk, esnaf o bıçağın sapından tutmuşdurumdayız. Kendimizi sorgulamak durumundayız. Toplumun tümü, 'Hayır' diye gerçekten bir tepki gösterirse, -mış gibi yapmamamız lazım. En baştan en aşağı kadar bunu yürekten hissetmeli ve gereken tepkiler gösterilmeli. Yasalarda çok büyük sıkıntılar olduğunu düşünmüyorum ama Türkiye'de rüzgar kadın aleyhine döndü.
"ÖLMEK İSTEMİYORUZ"
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü:
"Bütün meselemiz burada başlıyor. Biz yıllardır, olayın sonrasını konuşacağız. Bunların yerine önlemeyi konuşalım. Sanal din tacirlerinin, medya organlarının yaptığı düşünceler, o Emine'nin, Ayşe'nin, Fatma'nın ölümüne yol açıyor. Bu ülkede neler oluyor sorgulamasına başlayalım. Elini vicdanına koyan, bunu önleyebilen kaç kişi var? Nafakayı önümüze getirilen nafakada araştırma yok. Sayın Cumhurbaşkanı artık buna ses çıkarsın. İstanbul Sözleşmesi'nin arkasında durulacak. Ölmek istemiyoruz."
"ZİHİNSEL HADIM GEREK"
Avukat Rezan Epözdemir:
"Türkiye'nin temel meselesi, bir zihinsel değişime ihtiyaç var. Biz aksi halde bu cinayetleri konuşmaya devam ederiz. Türkiye'nin temel sorunu bu. Türkiye'nin temel meselesi kimyasal hadım değil, zihinsel hadımdır. Bu feodal anlayışı bertaraf etmek lazım. Sosyolojik, psikolojik, ekonomik gerekçeleri var. Ancak zihinsel gerekçelerin önüne geçmek lazım. O çocuğun yaşayacağı travma, geleceği kimsenin umurundadeğil. Toplum bunu içselleştirmiş. Asıl problem bu. Kadın cinayetleri ve kadına şiddet kanıksanmış durumda. Bunun önüne geçmek lazım. Şiddeti meşrulaştırma anlayışı var. Bu konuda kararlı bir mücadele yapmak lazım. Buna karşı bir mücadele yürütmek lazım. Problem soyut cezada değil, somut cezada. Haksız tahrik uygulanıyor, iyi hal indirimi uygulanıyor. Bu ülkede sanıklar haksız tahrik indirimi alıyor."
