Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Sessiz istifa: Tepki mi, yeni çalışma modeli mi?

        Covid-19 pandemisi 2020 yılının başından itibaren yayılarak tüm dünyayı etkisi altına alırken; ekonomik, siyasi, toplumsal pek çok alanda önemli tartışmalara yol açtı. Egemen sistem üzerinde kalıcı ve yeni bir değişikliğe neden olamasa da bazı kalıpların tartışılmasına yol açtı. Bunlardan biri de geleneksel çalışma hayatı oldu. İşveren ve çalışanlar; uzaktan çalışma, hibrit model, zoom toplantıları gibi yeni bazı kavramlarla tanıştı ve aslında işlerin bu şekilde de yürüyebileceğini deneyimledi. Bazı şirketler kalıcı olarak uzaktan ya da esnek çalışma modeline geçti.

        Pandemi sürecinde her ne kadar evden çalışmanın getirdiği trafikten kurtulma, özgür çalışma ortamı, özel işlerine vakit ayırabilme gibi çeşitli avantajlar cazip gelse de; işe konsantre olamamak, sosyalleşememek ve mesai saatlerinin belirsizliği gibi dezavantajları da oldu. Pandemi sonrasında işe dönüşlerde de çalışma temposunun yine aynı şekilde devam etmesinin beklenmesi, iş ve özel hayat dengesizliği ile düşük maaş hayatımıza 'Sessiz İstifa' (Quiet Quitting) kavramını hediye etmiş bulunmakta.

        YİNE Z KUŞAĞI

        Bu kavramın ilk kez 2009 yılında ABD'deki bir sempozyumda gündeme geldiği söylense de, 1999 yapımı Office Space (Ofis Çılgınlığı) adlı film, işinden bunalan bir beyaz yakalı çalışanın kovulmanın bir yolu olarak işini ihmal etmeye başlamasını konu alıyor. Yani aslında çalışma şartlarından memnun olmayan ve değişmesinden de umudu kalmayan X,Y,Z bütün kuşakların sorunu, şimdilerde kavramsallaşarak gündemimize 'Sessiz İstifa' adıyla girmiş durumda. TikTok’ta çok kısa bir süre içerisinde viral olan “sessiz istifa” videolarını başlatanlar son zamanlarda kendilerinden sıklıkla bahsettiren Z kuşağı. Çünkü özellikle pandemi döneminde iş yaşamına başlayan, bu nedenle de farklı çalışma modellerini deneyimleyen bu kuşak artık geleneksel çalışma yöntemlerine sığmıyor ve diğer kuşaklardan farklı olarak taleplerini, tepkilerini daha cesur bir şekilde ifade ediyor.

        REKLAM

        O İYİ İNSANLAR SESSİZCE İSTİFA ETTİLER...

        2022 yılının iş dünyasına armağan ettiği bu kavram en genel haliyle 'tanımlı iş saatlerinde sadece tanımlı işi yapmak' olarak özetlenirken, “işte yapılması gerekenler dışında hiçbir şey yapmamak, özel hayatı korumak ve daha az sorumluluk almak” şeklinde ifade edilen sessiz bir vazgeçiş süreci olarak tanımlanıyor. Çalışan; düşük maaş, yoğun mesai saatleri dolayısıyla iş ve özel yaşam dengesini koruyamama, iş tanımının net olmaması ve kariyer basamaklarının kendisine açık olmaması gibi nedenlerle sessizce vazgeçiyor. Çoğunlukla Z kuşağı tarafından kabul gören bu kavram; 'yaşamak için mi çalışmak, çalışmak için mi yaşamak?' sorusuna verilen bir yanıt olarak da değerlendirilebilir, gitme lüksü olmayan çalışanın çıkış yolu bulana dek direnme yöntemi olarak da... Bunun geçici bir tepki mi yoksa bir yaşam felsefesi mi olduğu kişiden kişiye değişebilir çünkü sessiz istifadan sonra daha mutlu olduğunu, rahatladığını söyleyenler de var.

        REKLAM

        SESSİZCE İSTİFA EDERKEN SESSİZCE İŞTEN ÇIKARILMAYIN

        Yalnız dikkat! Bu kovulmayacak kadar çalışma modeli bıçak sırtı bir denge istiyor tabii... Sessiz istifa işveren tarafından fark edilmeyecek bir süreç değil. Yani siz sessiz istifa sürecinde gerektiği kadar çalıştığınızı düşünürken, işveren tarafından toplantılara ve sosyal aktivitelere dahil edilmemek suretiyle sessizce işten çıkarılmış da olabilirsiniz. Bkz. 'Quiet Firing'...

        Bu noktada devreye giren arabulucu ise 'açık iletişim'... İşte bu kavram belki de insanlık tarihi kadar eski ve insan ilişkilerine dair her sorunun çözüm anahtarı. Sessiz istifa sürecinde problemi anlamak ve çözmek noktasında işverene büyük sorumluluk düşüyor çünkü Harvard Business Review'a göre sorun, 'çalışanın tembelliğinden veya isteksizliğinden çok, yöneticinin çalışanlarla bağ kurma becerisiyle ilgili.'

        SADECE KUŞAK DEĞİL DÜNYA DEĞİŞİYOR

        Sonuç olarak kuşak meselesini fazla abartmak ve her konuyu kuşaklar üzerinden tartışmak doğru olmamakla birlikte, sorunu anlamayı ve çözmeyi de zorlaştırıyor. İçinde bulunduğumuz dijital çağ yaşamın her alanına olduğu gibi çalışma hayatına da nüfuz ederken, 2000'li yıllardan itibaren yaygınlaşmaya başlayan 'serbest çalışma' (freelance) gibi kavramlar, pandeminin hızlandırıcı etkisiyle; uzaktan, esnek, hibrit çalışma modelleriyle çoğalarak çeşitlendi. Değişen dünyaya paralel olarak değişen nesillerin talepleri, yetenekleri, ihtiyaçları da farklı artık... Tüm bu kavramlar iş yaşamındaki dönüşümün işaretleri olarak düşünülebilir ve geleneksel çalışma hayatının kalıpları sadece Z kuşağı için değil, değişen dünyaya uyum sağlamak için de esnetilebilir. Mümkünse de süreç biraz hızlı ilerleyebilir çünkü Z kuşağının ardından gelmekte olan bir de Alfa kuşağı var...

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa