Sarı nokta hastalığından korunmak için beslenmeye dikkat!
Sarı nokta hastalığı hakkında açıklamalarda bulunan Göz Sağlığı ve Hastalıkları Op. Dr. Melih Haboğlu, sarı nokta hastalığı ve beslenme ilişkisini anlattı
Sarı nokta (makula lutea), görmeyi sağlayan retina bölgesidir. Keskin ve kaliteli görme; yerini zamanla görme düzeyinde azalma, orta noktayı görememe, düzensiz görme, görmede kırılma gibi belirtilere çevirebilir. Bu durum sarı nokta hastalığı (makula dejenerasyonu) olarak adlandırılır.
Sebebi tam olarak bilinmeyen sarı nokta hastalığının gelişimindeki en önemli risk faktörü; ileri yaş ve genetik yatkınlıktır. Yaşın haricinde sağlıksız beslenme, sigara ve genetik faktörler de makula dejenerasyonu tetikleyen başlıca etkenlerdendir. Genellikle orta yaşın sonlarında görülen makula dejenerasyonu; hipertansiyon, yüksek kolesterol, şişmanlık, metabolik sendrom ve uzun süre güneş ışığına maruz kalınması gibi durumlarda genç bireylerde de görülebilmektedir.
SARI NOKTA TİPLERİ
Kuru Tip: Kuru tip makula dejenerasyonu yaşlanmaya bağlı gelişir, yavaş ilerlediğinden daha az görme kaybı riski barındırır. Sinsice ilerleyen bir tip olduğundan dolayı, uzun süre içerisinde görme kayıplarına neden olmaktadır. Bu tip için henüz kesin bir tedavi mevcut değildir. Fakat kuru tip, zamanla yaş tipi makula dejenerasyonuna dönüşme riski taşıdığından bu hastaların mutlaka takip altında tutulması gerekir.
Yaş Tip: Kuru tip sarı nokta hastalığına oranla daha az görülmekle birlikte ani görme kayıplarına neden olmaktadır. Bozuk kılcal damarların makulaya ulaşması sonucunda, ani görme kayıpları meydana gelir.
BESLENME İLE TEDAVİ VEYA KORUNMA MÜMKÜN MÜ?
Sarı nokta hastalığının önüne geçebilecek henüz kesin bir tedavi şekli bulunmamaktadır. Fakat bireylerin beslenme şekillerine dikkat ederek, sarı nokta hastalığı riskini azaltabilmeleri mümkündür.
Çinko
Yetersiz çinko içeren gıdalarla beslenen kişiler, sarı nokta hastalığıyla daha fazla karşılaşır. Çinko içeriği yüksek besinler; et, balık, kabuklu deniz ürünleri, fasulye, nohut ve yulaf gibi besinlerdir.
A, E ve C vitamini
Özellikle A ve E vitamininin göz sağlığına pozitif etkisi bilimsel olarak kanıtlanmıştır. A vitamini kaynakları içerisinde karotenoidleri içerir, bu besinler bu grupta önceliklidir. Bitkisel gıdalardan; ıspanak, maydanoz, mercimek, pırasa, brokoli, pazı, kabak, havuç, patates, kavun, kırmızı biber, greyfurt, bezelye; hayvansal gıdalardan ise; karaciğer, balık yağı, süt, tereyağı, yumurta, böbrek, peynir, yoğurtta bolca bulunur. Fazlası karaciğerde depo edilir ve aşırı alımı toksik etki yapabilir.
E vitamini kaynakları içerisinde tokoferolleri içerir, bu besinler bu grupta önceliklidir. E vitamininden zengin besinler; tüm bitkisel yağlar, sert kabuklu yemişler, avokado gibi yağ oranı yüksek besinlerdir. Fazlası vücutta depo edilir ve aşırı alımında toksik etki görülebilir. Ayrıca C vitamininin antioksidan etkisi E vitaminiyle kompleks olarak çalışır. Bu nedenle C vitaminin günlük yeterli dozda tüketilmesi gerekmektedir. C vitamininden zengin meyveler; turunçgiller, kivi, biber başta olmak üzere, çoğu sebze ve meyvede elzem de olsa bulunmaktadır ve günlük ihtiyacı almak oldukça kolaydır.
Omega 3
Özellikle somon, sardalya gibi yağlı ve küçük omega 3 yağ asitlerinden zengin balıklar; ceviz, semizotu gibi bitkisel olarak omega 3 içeriği yüksek besinler sarı nokta hastalığının oluşma riskini düşürür ve mevcut hastalığın ilerleyişini de yavaşlatır.
Yeşil yapraklı sebzeler
Yeşil yapraklı sebzelerin içeriğinde bol miktarda lutein ve zeaxanthin isimli makulayı koruma özelliği taşıyan antioksidan pigmentler bulunur. Bu nedenle ıspanak, karalahana ve brokoli gibi koyu yeşil yapraklı sebzelerle beslenen kişilerde sarı nokta hastalığı daha az görülür. Bunların yanı sıra lutein ve zeaxanthinden zengin besinler; mısır, avokado, sarı biber, yumurta sarısı, portakal, şeftali ve hurma gibi gıdalardır.
Sadece bu gıdaları tüketmek bizleri 'sarı nokta hastalığından korumakta yeterli değildir. Sigara içmemek, alkol tüketmemek, UV ışınlara maruz kalmamak ve stresten uzak durmak gerekir. Bunun yanında sağlıklı ve dengeli beslenmek, düzenli fiziksel aktivite gibi sağlıklı alışkanlıklar bizleri çoğu hastalıktan koruyacaktır.