Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Kalp krizi geçiren kişiye ne yapılmalı? | Sağlık Haberleri

        Kalp krizinde ne kadar erken müdahale edilirse hasar o kadar az oluyor. Peki kalp krizi geçirdiğimizi nasıl anlayacağız? Kriz sırasında neler oluyor, neler yapılmalı, sonrasında nelere dikkat edilmeli. Tüm bu soruların cevabını Kardiyoloji Uzmanı Dr. Veli Gökçe yanıtladı.

        Kalp krizi, kalbi besleyen koroner damarlarda meydana gelen tıkanıklıktır. Bu tıkanıklık çoğu vakada ‘ateroskleroz’ denen damar daralmalarının üstüne pıhtı oluşmasıyla oluşur. Daha az damarda spazm denen büzüşmeler ile oluşabilir. Bunu ilaçlar, uyuşturucu maddeler tetikleyebiliyor.

        Kalp krizi hala erkeklerde sık görülen bir hastalık olmaya devam ediyor. Günümüzde kadınlarda kalp krizi geçirme oranları erkeklerle karşılaştırıldığında yarı yarıya düşük olarak seyrediyor; fakat erkeklerde ölüm oranlarında son yıllarda ciddi bir azalma söz konusu. Kadınlarda azalma değil, artan sigara kullanımı ve diyabet oranları nedeni ile artış görülüyor.

        Türkiye’de kalp krizinden ölen kadın oranı 100 binde 384 iken gelişmiş ülkelerde bu sayı 100 binde 200’ün altında seyrediyor.

        KALP KRİZİ SIRASINDA NELER OLUYOR?

        Kriz sırasında kalp kası yeterli oksijen alamaması nedeniyle gerekli olan fonksiyonlarını yapamaz hale gelir. Süre uzadıkça kalp kası geri dönüşümsüz olarak fonksiyon kaybına uğramaya başlar. Hastanın kalp krizi sırasında hayatını kaybetmesinin en büyük nedeni, yeterli enerji alamayan kalbin ritminin bozulmasıdır. Bu ritim bozukluğu kalbin yeterli kan dolaşımı yapmasını engellemeye başlaması ile önce hasta aşırı yorgunluk ve halsizlik hisseder. Durum düzelmez ise hastanın şuuru kapanır. Kalp fonksiyonlarında bozulma çok ilerlerse bu defa kalbin pompa yetersizliği veya enfarktüs komplikasyonları ile hasta karşımıza gelebilir.

        ERKEN MÜDAHALE ÇOK ÖNEMLİ

        Hangi sebeple ortaya çıkarsa çıksın, tıkanıklık sonrası ne kadar çabuk tekrar açılırsa, kalpte o kadar az hasar oluşur. Bu yüzden insanların kalp krizini fark edip hastaneye başvurmaları ne kadar çabuk olursa hasar da o kadar azalır. Klinik durum ve başvuru zamanına göre damar açıcı, pıhtı eritici tedavi ve anjiyografik tanı sonrası girişimsel balon ve stentleme yöntemleri ile tıkanıklık açılmalıdır.

        KALP KRİZİNİN BELİRTİLERİ

        Kalp krizinin en belirgin belirtisi göğüs ağrısıdır. Göğüs ağrısı göğsün ortasında baskı tarzında olabilse de, sırtta, omuzda, boyunda ve karında da hissedilebilir. Başta diyabet hastalarında olmak üzere bazı nörolojik problemleri olan kişilerde ağrı olmayabilir. Bu hastalarda nefes darlığı, sıkıntı hissi, bulantı, kusma, terleme gibi göğüs ağrısı eşdeğeri olabilir. Ağrıdan sonra başlıca belirtiler ise nefes darlığı, çarpıntı, sıkıntı, soğuk terleme, baş dönmesi, bulantı, kusma, sersemlik ve bayılmadır.

        KALP KRİZİ GEÇİREN KİŞİYE KARŞI NELER YAPILABİLİR?

        * Kalp krizi geçirildiği düşünüldüğünde ilk olarak hasta güvenli bir konuma alınmalıdır. Araba kullanıyorsa hemen arabanın kenara çekilmesi gereklidir. Kontrolünü kaybederek kendisine ve etrafındakilere zarar vermemesi sağlanmalıdır.

        * Hasta oturtulmalı, yardım edebilecek kişiler bilgilendirilmelidir. Ayrıca 112 acil hattını arayarak yardım istenebilir.

        * Evde aspirin varsa bir tane çiğnenerek alınmalıdır.

        * Kalp atışlarınızda düzensizlik, hızlanma veya aşırı yavaşlama hissedilirse hasta öksürtülerek kalp atışlarını düzene sokmaya ya da normalleşmesini sağlamaya çalışılabilir.

        * Kriz sırasında aspirin çiğnenmesi ile kalp krizinden ölümlerin yüzde 23 oranında azaldığı biliniyor. Dilaltı almak kalp krizini önlemese de kan akışının artmasına neden olur. Her kalp krizi şüphesi olduğunda hastanın hastaneye götürülmesi gerekir; kalp krizi belirtilerinin çok hafif olması krizin ciddiyetini değiştirmez.

        Kalp krizinin kötü sonuçları, kaybedilen doku miktarı ile ilişkilidir. Hasar ne kadar az olursa oluşacak problemler o kadar az olacaktır. Ciddi bir kriz yetmezlik ve ölüme yol açabilirken, defalarca geçirilen sınırlı krizler hastanın hayatını etkilemeyebilir. Bu yüzden hastalarda hasarı azaltmaya yönelik tedavilerin bir an önce uygulanması hayati öneme sahiptir.

        KALP KRİZİ SONRASI KORUYUCU ÖNLEMLER

        Kalp krizini geçirildikten sonra koruyucu yöntemlere hayat boyu uyulmalıdır. Hastalığın önlenebilir risk faktörlerinin düzenlenmesi önemlidir. En önemli risk faktörleri olan şeker hastalığı, hipertansiyon, sigara, kolesterol yüksekliği ve hareketsizlikle mücadele edilmeli ve kontrol altına alınmalıdır. Ayrıca düzenli kontroller ve ilaçların düzenli kullanılması kalp krizi sonrası hayat kalitesi ve süresini direkt olarak etkiler.

        Bir insanın kalp krizi geçirme sayısında sınır yoktur. Bu, hastanın toplam kaybettiği kalp fonksiyonları ile ilgilidir. Eğer ilk saat içerisinde tıkalı damar açılabilir ise hastanın kalbinde hiçbir hasar kalmayabilir. Kan akımının tekrar sağlanması ne kadar gecikirse kalp o kadar hasar alacaktır. Hasar oranı arttıkça hastaların kalp yetersizliği nedeni ile ölüm oranları artar. Kalp krizinde esas ölüm nedeni ise kalbin ritim problemleridir.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa