Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İnanç Saffat Suresi Okunuşu ve Anlamı: Saffat Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Meali, Tefsiri ve Okunuşu
        • 1

          Saffat Suresi, İslam dini için önem taşıyan dualar arasındadır. Saffat Suresi, Kur'an'ın 37. suresidir. Sure, 182 ayetten oluşur. Sure, adını ilk ayette geçen “es-Saffat” kelimesinden almıştır. Saffat, sıra sıra dizilenler, saf saf duranlar demektir. Surede başlıca, gökten haber çalan şeytanların kovulmasından, meleklerden, cinlerden, kıyamet ve ahiretten söz edilir. Nuh, İbrahim, İsmail, İshak, Musa, Harun, İlyas, Lut ve Yunus gibi peygamber kıssalarına yer verilir. Saffat Suresi Arapça okunuşu, Türkçe anlamı ve yazılışı hakkında bilgi sahibi olmak için doğru yerdesiniz. Bu sureyi ezberinizden bilmiyorsanız önce okumalı, daha sonra tekrar etmelisiniz. İşte, Saffat Suresi Türkçe - Arapça okunuşu, anlamı, Diyanet meali, tefsiri, fazileti ve yazılışı...

        • 2

          Saffat Suresi Arapça Okunuşu

          Bismillahirrahmanirrahim.

          1.Vessaffati saffa

          2.Fezzacirati zecra

          3.Fettaliyati zikra

          4.İnne ilaheküm le vahıd

          5.Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma ve rabbül meşarık

          6.İnna zeyyennes semaed dünya bi zınetinil kevakib

          7.Ve hıfzam min külli şeytanim marid

          8.La yessemmeune ilel meleil a'la ve yukzefune min külli canib

          9.Dühurav ve lehüm azabüv vasıb

          10.İlla men hatfel hatfete fe etbeahu şihabün sakıb

          11.Festeftihim ehüm eşddü halkan em men halakna inna halaknahüm min tıynil lazib

          12.Bel acibte ve yesharun

          13.Ve iza zükkiru la yezkürun

          14.Ve iza raev ayetey yesteshırun

          15.Ve kalu in haza illa sıhrum mübın

          16.E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le meb'usun

          17.E ve abaünel evvelun

          18.Kul neam ve entüm dahırun

          19.Fe innema hiye zecratüv vahıdetün fe izahüm yenzurun

          20.Ve kalu ya veylena haza yevmüd dın

          21.Haza yevmül faslillezı küntüm bihı tükezzibun

          22.Uhşürullezıne zalemu ve ezvacehüm ve ma kanu ya'büdun

          23.Min dunillahi fehduhüm ila sıratıl cehıym

          24.Ve kıfuhüm innehüm mes'ulun

          25.Me leküm la tenasarun

          26.Bel hümül yevme müsteslimun

          27.Ve akbele ba'duhüm ala ba'dıy yetesaelun

          28.Kalu inneküm küntüm te'tunena anil yemın

          29.Kalu bel lem tekunu mü'minın

          30.Ve ma kane lena aleyküm min sultan bel küntüm kavmen tağıyn

          31.Fe hakka aleyna kavlü rabbina inna le zaikun

          32.Fe ağveynaküm inna künna ğavın

          33.Fe innehüm yevmeizin fil azabi müşterikun

          34.İnna kezalike nef'alü bil mücrimın

          35.İnnehüm kanu iza kıyle lehüm la ilahe illellahü yestekbirun

          36.Ve yekulune e inna letariku alihetina li şaırim mecnun

          37.Bel cae bil hakkı ve saddekal murselın

          38.İnneküm lezaikul azabil elım

          39.Ve ma tüczevne illa ma küntüm ta'melun

          40.İlla ıbadellahil muhlesıyn

          41.Ülaike lehüm rizkum ma'lum

          42.Fevakih ve hüm mükramun

          43.Fı cennatin neıym

          44.Ala sürurim mütekabilın

          45.Yütafü alyhim bi ke'sim mim meıyn

          46.Beydae lezzetil lişşaribın

          47.La fıha ğavlüv ve la hüm anha yünzefun

          48.Ve ındehüm kasıratüt tarfi ıyn

          49.Ke ennehünne beydum meknun

          50.Fe akbele ba'duhüm ala ba'dıy yetesaelun

          51.Kle kailüm minhüm innı kane lı karın

          52.Yekulü e inneke le minel müsaddikıyn

          53.E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le medınun

          54.Kale hel entüm müttaliun

          55.Fattalea fe raahü fı sevail cehıym

          56.Kale tellahi in kidte le türdın

          57.Ve lev la nı'metü rabbı leküntü minel muhdarın

          58.E fe ma nahnü bi meyyitın

          59.İlla mevtetenel ula ve ma nahnü bi müazzebın

          60.İnne haza le hüvel fevzül azıym

          61.Li misli haza felya'melil amilun

          62.E zalike hayrun nüzülen em şeceratüzç zekkum

          63.İnna cealnaha fitnetel liz zalimın

          64.İnneha şeceratün tahrucü fı aslil cehıym

          65.Tal'uha ke ennehu ruusüş şeyatıyn

          66.Fe innehüm le akilune minha fe maliune minhel butün

          67.Sümme inne lehüm aleyha le şevbem min hamum

          68.Şümme inne merciahüm le ilel cehıym

          69.İnnehüm elfev abaehüm dallın

          70.Fe hüm ala asarihim yühraun

          71.Ve le kad dalhle kablehüm ekserul evvelın

          72.Ve le kad erselna fıhim münzirın

          73.Fenzur keyfe kane akıbetül münzerın

          74.İlla ıbadellahil muhlesıyn

          75.Ve le kad nadana nuhun fe le nı'mel müccıbun

          76.Ve necceynahü ve ehlehu minel kerbil azıym

          77.Ve cealna zürriyyetehu hümül bakıyn

          78.Ve terakna aleyhi fil ahırın

          79.Selamün ala nuhın fil alemın

          80.İnna kezalike neczil muhsinın

          81.İnnehu min ıbadinel mü'minın

          82.Sümme ağraknel aharın

          83.Ve inne min şıatihı le ibrahım

          84.İz cae rabbehu bi kalbin selım

          85.İz kale li ebıhi ve kavmihı maza ta'büdun

          86.E ifken aliheten dunellahi türıdun

          87.Fe ma zannüküm bi rabbil alemın

          88.Fe nezara nazraten fin nücum

          89.Fe kale innı sekıym

          90.Fe tevellev anhü müdbirın

          91.Ferağa ila alihetihim fe kale e ela te'külun

          92.Ma leküm la tentıkun

          93.Ferağa aleyhim darbem bil yemın

          94.Fe akbelu ileyhi yeziffun

          95.Kale e ta'büdune ma tenhıtun

          96.Vallahü halekkkaküm ve ma ta'melun

          97.Kalübnu lehu bünyanen fe elkuhü fil cehıym

          98.Fe eradü bihı keyden fe cealnahümül esfelın

          99.Ve kale innı zahibün ila rabbı seyehdın

          100.Rabbi heb lı mines salihıyn

          101.Fe beşşernahü bi ğulamin halım

          102.Felemma beleğa meahüs sa'ye kale ya büneyye innı era fil menami ennı ezbehuke fenzur maza tera kale ya ebetif'al ma tü'meru setecidünı in şaellahü mines sabirın

          103.Felemma eslema ve tellehu lil cebın

          104.Ve nadeynahü ey ya ibrahım

          105.Kad saddakter rü'ya inna kezalike neczil muhsinın

          106.İnne haza le hüvel belaül mübın

          107.Ve fedeynahü bi zibhın azıym

          108.Ve terakna aleyhi fil ahırın

          109.Selamün ala ibrahım

          110.Kezalike neczil muhsinın

          111.İnnehu min ıbadinel mü'minın

          112.Ve beşşernahü bi ishaka nebiyyem mines salihıyn

          113.Ve barakna aleyhi ve ala ishak ve min zürriyyetihima muhsinüv ve zalimül li nefsihı mübın

          114.Ve le kad menenna ala musa ve haun

          115.Ve necceynahüma va kavmehüma minel kerbil azıym

          116.Ve nasarnahüm fe kanu hümül ğalibın

          117.Ve ateynahümel kitabel müstebın

          118.Ve hedeynahümes sıratal müstekıym

          119.Ve terakna aleyhima fil ahırın

          120.Selamün ala musa ve harun

          121.İnna kezalik enczil muhsinın

          122.İnnehüma min ıbadinel mü'minın

          123.Ve inne ilyase le minel murselın

          124.İz kale li kavmihı ela tettekun

          125.E ted'une ba'lev ve tezerune ahsenel halikıyn

          126.Allahe rabbeküm ve rabbe abaikümül evvelın

          127.Fe kezzebuhü fe innehüm le muhdarun

          128.İlla ıbadellahil muhlesıyn

          129.Ve terakna aleyhi fil ahırın

          130.Selamün ala ilyasın

          131.İnna kezalike neczil muhsinın

          132.İnnehu min ıbadinel mü'minın

          133.Ve inne lutal le minel mürselın

          134.İz necceynahü ve ehlehu ecmeıyn

          135.İlla acuzen fil ğabirın

          136.Sümme demmernel aharın

          137.Ve inneküm le temürrune aleyhim musbihıyn

          138.Ve bil leyl e fe la ta'kılun

          139.Ve inne yunüse le minel murselın

          140.İz ebeka ilel fülkil meşhun

          141.Fe saheme fe kane minel müdhadıyn

          142.Feltekamehül hutü ve hüve mülım

          143.Fe lev la ennehu kane minel müsebbihıyn

          144.Le lebise fı batnihı ila yevmi yüb'asun

          145.Fe nebeznahü bil arai ve hüve sekıym

          146.Ve embenta aleyhi şeceratem miy yaktıyn

          147.Ve erselnahü ila mieti elfin ev yezıdün

          148.Fe amenu fe metta'nahüm ila hıyn

          149.Festeftihim e li rabbikel benatü ve lehümül benun

          150.Em halaknel melaiket inasev ve hüm şahidun

          151.E la innehüm min ifkihim le yekulun

          152.Veledellahü ve innehüm le kazibun

          153.Astafel benati alel benın

          154.Ma leküm keyfe tahkümun

          155.E fe la tezekkerun

          156.Em leküm sültanüm mübın

          157.Fe'tu bi kitabiküm in küntüm sadikıyn

          158.Ve cealu beynehu ve beynel cinneti neseba ve le kad alimetil cinnetü innehüm le muhdarun

          159.Sübhanellahi amma yesıun

          160.İlla ıbadellahil muhlesıyn

          161.Fe inneküm ve ma ta'büdun

          162.Ma entüm aleyhi bi fatinın

          163.İlla men hüve salil cehıym

          164.Ve ma minna illa lehü mekamüm ma'lum

          165.Ve inna le nahnüs saffun

          166.Ve inna le nahnül müsebbihün

          167.Ve in kanu le yekulun

          168.Lev enne ındena zikram minel evvelin

          169.Lekünna ıbadellahil muhlesıyn

          170.Fe keferu bih fe sevfe ya'lemun

          171.Ve le kad sebekat kelimetüna li ıbadinel murselın

          172.İnnehüm le hümül mensurun

          173.Ve inne cündena lehümül ğalibun

          174.Fe tevelle anhüm hatta hıyn

          175.Ve ebsırhüm fe sevfe yübsırun

          176.E fe biazabina yesta'cilun

          177.Fe iza nezele bi sahatihim fe sae sabahul münzerın

          178.Ve tevelle anhüm hatta hıyn

          179.Ve ebsır fe sevfe yübsırun

          180.Sübhane rabbike rabbil ızzeti amma yesfun

          181.Ve selamün alel murselın

          182.Vel hamdü lillahi rabbil alemın

        • 3

          Saffat Suresi Türkçe Anlamı

          Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle.

          1, 2, 3, 4.Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah'ın kelamını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilahınız gerçekten bir tek ilahtır.

          5.O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Doğuların da (Batıların da) Rabbidir.

          6.Biz en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık.

          7.Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk.

          8, 9.Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır.

          10.Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).

          11.(Ey Muhammed!) Şimdi sen onlara sor: "Kendilerini yaratmak mı daha zor, yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı? Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık.

          12.Hayır, sen (onların haline) şaştın onlar ise alay ediyorlar.

          13.Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.

          14.Bir mucize gördükleri zaman onu alaya alıyorlar.

          15.(Dediler ki:) "Bu bir büyüden başka bir şey değildir."

          16."Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı, biz mi tekrar diriltileceğiz?"

          17."Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı?"

          18.De ki: "Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz)."

          19.O ancak şiddetli bir sesten ibarettir. Bir de bakarsın ki onlar (diriltilmiş hazır) beklemektedirler.

          20.Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Bu beklenen ceza günüdür."

          21.Onlara, "İşte bu, yalanlamakta olduğunuz hüküm ve ayırım günüdür" denilir.

          22, 23, 24.Allah meleklere şöyle emreder: "Zulmedenleri, eşlerini ve Allah'ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.

          25.Onlara, "Ne diye yardımlaşmıyorsunuz?" denir.

          26.Hayır, onlar bugün teslim olmuş kimselerdir.

          27.Birbirlerine yönelip sorarlar (çekişirler).

          28.Şöyle derler: "Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yana görünürdünüz."

          29.Diğerleri de onlara şöyle derler: "Hayır, siz zaten mü'min kimseler değildiniz."

          30."Bizim, sizin üzerinizde hiçbir hakimiyetimiz yoktu. Hatta siz azgın bir kavimdiniz."

          31."Artık Rabbimizin sözü (azap) bizim hakkımızda gerçekleşti. Biz onu mutlaka tadacağız."

          32."Evet, biz sizi saptırdık. Çünkü biz de sapkın kimselerdik."

          33.Artık onlar o gün azapta ortaktırlar

          34.İşte biz suçlulara böyle yaparız.

          35.Çünkü onlar, kendilerine, "Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur" denildiği zaman inanmayıp büyüklük taslıyorlardı.

          36."Biz, deli bir şair için ilahlarımızı mı terk edeceğiz?" diyorlardı.

          37.Hayır, öyle değil. O, hakkı getirmiş, (önceki) peygamberleri de tasdik etmiştir.

          38.Şüphesiz siz mutlaka elem dolu azabı tadacaksınız.

          39.Siz ancak işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız.

          40.Ancak Allah'ın halis kulları başka.

          41, 42.İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir.

          43.Onlar Naim cennetlerindedirler.

          44.Koltuklar üzerinde karşılıklı olarak otururlar.

          45, 46.Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır.

          47.Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar.

          48.Yanlarında bakışlarını yalnızca kendilerine çevirmiş iri gözlü eşler vardır.

          49.Sanki onlar (beyazlıklarıyla), saklanmış (gün yüzü görmemiş) yumurtalardır.

          50.Derken birbirlerine yönelip sorarlar.

          51.İçlerinden biri der ki: "Benim bir arkadaşım vardı."

          52."Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin?" derdi.

          53."Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı, biz mi hesaba çekileceğiz?"

          54.Konuşan o kimse yanındakilere, "Bakar mısınız, hali ne oldu?" der.

          55.Kendisi de bakar ve onu cehennemin ortasında görür.

          56.Ona şöyle der: "Allah'a andolsun, neredeyse beni de helak edecektin."

          57."Rabbimin nimeti olmasaydı, mutlaka ben de cehenneme konulanlardan olmuştum."

          58, 59."Nasıl, ilk ölümümüzden başka ölmeyecek miymişiz? Bize azap edilmeyecek miymiş?"

          60.Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir başarıdır.

          61.Çalışanlar böylesi için çalışsınlar!

          62.Ziyafet olarak bu mu daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?

          63.Şüphesiz biz onu zalimler için bir imtihan aracı kıldık.

          64.O, cehennemin dibinde biten bir ağaçtır.

          65.Onun meyveleri sanki şeytanların kafalarıdır.

          66.Cehennemlikler ondan yiyecekler ve onunla karınlarını dolduracaklardır.

          67.Sonra onlar için bunun üstüne kaynar sudan karışık bir içecek vardır.

          68.Sonra onların dönüşleri mutlaka cehennemedir.

          69.Çünkü onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular.

          70.Kendileri de onların izinden koşa koşa gitmektedirler.

          71.Andolsun, onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı.

          72.Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik.

          73.Bak, uyarılanların sonu nasıl oldu!

          74.Ancak Allah'ın ihlaslı kulları başka.

          75.Andolsun, Nuh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz!

          76.Onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

          77.Onun neslini yeryüzünde kalanlar kıldık.

          78.Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık.

          79.Alemler içinde Nuh'a selam olsun!

          80.İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.

          81.Çünkü o, bizim mü'min kullarımızdandı.

          82.Sonra biz, diğerlerini suda boğduk.

          83.Şüphesiz İbrahim de onun taraftarlarından idi.

          84.Hani o, Rabbine temiz bir kalple gelmişti

          85.Hani babasına ve kavmine şöyle demişti: "Siz neye tapıyorsunuz?"

          86."Allah'ı bırakıp da bir takım uydurma ilahlar mı istiyorsunuz?"

          87."O halde Alemlerin Rabbi hakkında görüşünüz nedir?"

          88, 89.İbrahim yıldızlara baktı ve "Ben hastayım" dedi.

          90.Bunun üzerine arkalarını dönüp ondan uzaklaştılar.

          91.İbrahim onların putlarının tarafına gizlice gitti ve şöyle dedi: "Yemez misiniz?"

          92."Ne diye konuşmuyorsunuz?"

          93.Derken üzerlerine yürüyüp onlara güçlü bir darbe indirdi.

          94.Kavmi (telaş içinde) koşarak ona doğru geldi.

          95.İbrahim şöyle dedi: "Yonttuğunuz putlara mı tapıyorsunuz?"

          96."Oysa Allah sizi de, yaptığınız şeyleri de yaratmıştır."

          97.Kavmi, "Onun için bir bina yapın, (içinde ateş yakın) ve onu ateşe atın" dedi.

          98.Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de onları en alçak kimseler kıldık.

          99.İbrahim şöyle dedi: "Ben Rabbime (onun emrettiği yere) gideceğim. O bana yol gösterecektir."

          100."Ey Rabbim! Bana salihlerden olacak bir çocuk bağışla."

          101.Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik.

          102.Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, "Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?" dedi. O da, "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.

          103, 104.Nihayet her ikisi de (Allah'ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: "Ey İbrahim!"

          105."Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız."

          106."Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır."

          107.Biz, (İbrahim'e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail'i) kurtardık.

          108.Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık.

          109.İbrahim'e selam olsun.

          110.İyilik yapanları işte böyle mükafatlandırırız.

          111.Çünkü o mü'min kullarımızdandı.

          112.Biz onu salihlerden bir peygamber olarak İshak ile de müjdeledik.

          113.Onu da İshak'ı da uğurlu kıldık. Her ikisinin nesillerinden iyilik yapanlar da vardı, kendine apaçık zulmedenler de.

          114.Andolsun, biz Musa'ya ve Harun'a da lütufta bulunduk.

          115.Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

          116.Onlara yardım ettik de onlar galip gelenler oldular.

          117.Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik.

          118.Onları doğru yola ilettik.

          119.Sonradan gelenler arasında onlara güzel birer ad bıraktık.

          120.Musa'ya ve Harun'a selam olsun.

          121.Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.

          122.Çünkü onlar mü'min kullarımızdan idiler.

          123.Şüphesiz İlyas da peygamberlerden idi.

          124.Hani kavmine şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"

          125, 126."Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah'ı bırakarak "Ba'l'e mi tapıyorsunuz?"

          127.Onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (cehenneme) götürüleceklerdir.

          128.Ancak Allah'ın ihlaslı kulları başka.

          129.Sonradan gelenler içerisinde ona güzel bir ad bıraktık.

          130.İlyas'a selam olsun

          131.Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız

          132.Çünkü o bizim mü'min kullarımızdandı.

          133.Şüphesiz Lut da peygamberlerdendi.

          134, 135.Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kafir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık.

          136.Sonra da diğerlerini yok ettik.

          137, 138.Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hala düşünmeyecek misiniz?

          139.Şüphesiz Yunus da peygamberlerdendi.

          140.Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti.

          141.Gemidekilerle kur'a çekmiş ve kaybedenlerden olmuştu.

          142.Böylece, Yunus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu.

          143, 144.Eğer o, Allah'ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı.

          145.Derken biz onu hasta bir halde sahile attık.

          146.Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik.

          147.Biz onu yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik.

          148.Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

          149.Ey Muhammed! Onlara sor: Kız çocukları Rabbinin de, erkek çocukları onların mı?

          150.Yoksa biz melekleri dişi olarak yaratmışız da onlar şahid mi bulunuyorlarmış?

          151, 152.İyi bilin ki onlar kendi uydurmaları olarak, "Allah çocuk sahibi oldu" diyorlar. Onlar elbette yalan söylüyorlar.

          153.Yoksa Allah kızları erkeklere tercih mi etti?

          154.Neyiniz var? Nasıl hüküm veriyorsunuz!

          155.Hiç düşünmüyor musunuz?

          156.Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var?

          157.Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz getirin (bu delili içeren) kitabınızı!

          158.Allah ile cinler arasında da nesep bağı kurdular. Oysa cinler de kendilerinin Allah'ın huzuruna getirileceklerini bilirler.

          159.Allah onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir.

          160.Ancak Allah'ın ihlaslı kulları bunlar gibi değildir.

          161, 162, 163.(Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah'ın yolundan saptırabilirsiniz.

          164.(Melekler derler ki:) "Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır."

          165."Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız."

          166."Şüphesiz biz (Allah'ı) tespih edip yüceltenleriz."

          167, 168, 169.Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: "Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlaslı kullar olurduk."

          170.Fakat (kitap gelince) onu inkar ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler.

          171.Andolsun, peygamber olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmişti

          172."Onlara mutlaka yardım edilecektir."

          173."Şüphesiz ordularımız galip gelecektir."

          174.O halde bir süreye kadar onlardan yüz çevir

          175.Gözetle onları, yakında onlar da görecekler.

          176.Yoksa onlar azabımızı acele mi istiyorlar?

          177.Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde o uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur!

          178.Ey Muhammed! Bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

          179.(Bekle ve) gör. Onlar da yakında görecekler.

          180.Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir.

          181.Peygamberlere selam olsun.

          182.Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.

        • 4

          Saffat Suresi Konusu

          Saffat suresinde Allah’ın birliği, ahiret hayatının gerçekliği, o hayatta neler olacağı, inkarcıların ahiretteki pişmanlıkları ve birbirlerini suçlamaları, ayrıca Allah’ın samimi kullarının cennetteki mutlu yaşayışları hakkında bilgi verildikten sonra Nuh, İbrahim, İsmail, İshak, Musa ve Harun, İlyas, Lut ve Yunus peygamberlerin hayat hikayelerinin ibretli yanları ve Allah’ın onları yardımıyla desteklemesi anlatılmakta; putperestlerin batıl inançları eleştirilmektedir. Sure, genellikle Kur’an tilaveti ve duaların sonunda okunması adet haline gelen ve “Sübhane rabbike...” diye başlayıp “ve’l-hamdü lillahi rabbi’l-alemin” diye biten ayetlerle son bulmaktadır.

          Saffat Suresi Nuzül

          Mushaftaki sıralamada otuz yedinci, iniş sırasına göre elli altıncı suredir. Enam suresinden sonra, Lokman suresinden önce Mekke’de inmiştir.

        • 5

          Saffat Suresi Tefsiri (Kur’an Yolu)

          İlk üç ayette hangi varlık topluluğundan bahsedildiği ve bunlara yüklenen işlevlerle ilgili ifadelerin ne anlama geldiği konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bu ifadelerle ya melek veya insan topluluklarının kastedilmiş olabileceğini belirten Razi’nin açıklamalarından da (XXVI, 114-117) yararlanarak bu husustaki görüşleri şöyle özetleyebiliriz:

          a) Yaygın yorum, burada meleklerden söz edildiği yönündedir. Şevkani’ye göre “sıra sıra dizilmiş olanlar”la dünyada insanların (ibadet için) saf tutmaları gibi semada saf tutan melekler kastedilmiştir. İbn Mes‘ud, İbn Abbas, İkrime, Said b. Cübeyr, Mücahid ve Katade bu görüştedirler (IV, 442). İbn Aşur da, Arap putperestlerinde putların emrinde melekler bulunduğu şeklinde bir inancın yer almadığını, meleklerin, buyruğu altında görev yaptığı tek gerçek Tanrı’nın Allah olduğunu, dolayısıyla aşkın alemin en değerli yaratıkları olan melekler üzerine yemin edilmekle surenin temel amacı olan ve 4. ayette altı çizilen Allah’ın birliği inancına dikkat çekildiğini söyler (XXIII, 82). Buna göre bu ayetlerde dolaylı olarak putperestlere hitaben şöyle denilmektedir: “Allah’ın huzurunda sıra sıra dizilip ibadetle meşgul olan, buyruğunun yerine getirilmesine hizmet eden ve zikir okuyan melekler bulunmaktadır. Tanrı yerine koyup taptığınız putların böyle hizmetçileri bulunmadığını siz de kabul ettiğinize göre onları Allah’a nasıl ortak koşabilirsiniz!”

          Meleklerin sıra sıra dizilmesi, çoğunlukla saf tutarak ibadet etmeleri şeklinde yorumlanmıştır. Ancak bunun mecazi bir ifade olup meleklerin Allah katındaki farklı derecelerine işaret ettiği de belirtilmektedir (Razi, XXVI, 114).

          “Engellemeye çalışanlar” diye çevirdiğimiz 2. ayet, meleklerin gök cisimlerini, en küçük bir sapmaya izin vermeksizin ilahi buyruk ve yasalara itaat ettirmeleri, sevk ve idare etmeleri veya bütün kozmik ve dünyevi varlıkların ilahi hüküm ve kanunlara boyun eğmelerini sağlamaları şeklinde açıklanır (İbn Atıyye, IV, 465) . Bunlar, ilk ayetteki meleklerden ayrı, özellikle bu işle görevlendirilmiş ayrı bir melekler topluluğu da olabilir (Taberi, XXIII, 34).

          “Anmak için okuyanlar”la da meleklerin Kur’an’ı, ilahi kitapları (Zemahşeri, III, 295) veya ilahi kitaplar da dahil olmak üzere Allah’ı zikir mahiyetindeki sözleri okumaları kastedilmiştir (Şevkani, IV, 442).

          b) Bu ayetlerde bazı insan topluluklarından söz edilmiş olması da mümkündür. Bunlar, Razi’nin ifadesiyle “Kendilerini Allah’a ibadete adamış olan ve bu özellikleriyle adeta yer yüzünün melekleri sayılmaya değer bulunan yüce ve tertemiz beşeri ruhlar olabilir. Bu insanlar, Allah’ın huzurunda saf tutup namaz kıldıkları, “Euzü billahi mine’ş-şeytani’r-racim” diyerek şeytanın kalplerine zararlı dürtüler vermesini önledikleri ve namazda okudukları ayetlerle Allah’ı zikrettikleri için burada belirtilen niteliklerle Allah tarafından takdir edilmişlerdir. Ayrıca burada, insanları Allah’ın dinine davet eden, dini ve ahlaki bakımdan sakıncalı davranışlardan alıkoyan, Allah’ın hükümlerini yaşayan ve yaşatan alimler topluluğu veya düşmana karşı saf tutup savaşan, harp meydanlarında yiğitçe haykırarak düşmanlarının kalplerine korku salan, Kur’an okuyup tekbir getirerek düşman üzerine saldıran mümin savaşçılar kastedilmiş olabilir.

          c) Burada Kur’an ayetlerinin bazı özellikleri de kastedilmiş olabilir. Buna göre ilk ayette Kur’an’ın konularının zenginliğine, tertip ve düzenine, ayetler arasındaki uyuma; 2. ayette insanların kötü fiilleri işlemelerini yasaklayan, 3. ayette de iyi işler yapmalarını emreden ayetlere işaret edilmiştir (Zemahşeri, III, 295; Razi, XXVI, 116). Muhammed Esed, Kur’an ayetlerini aklileştirme yönündeki temel eğiliminin bir sonucu olarak, Razi’ye nisbet ettiği, aslında diğer tefsirlerde de geçen (mesela bk. Taberi, XXIII, 33-34; İbn Atıyye, IV, 465) bu şıktaki görüşü tercih ederse de bu yaklaşımın “melekler” anlamını vermekten kaçınma saikine dayandığı anlaşılmaktadır. Oysa Kur’an’ın başka yerlerinde de gerek meleklerin gerekse ay, güneş gibi kozmik varlıkların Allah’ı tesbih ettikleri, buyruğuna göre hareket ettikleri yönünde sarih ifadeli birçok ayet bulunmaktadır.

          Bize göre bu ayetleri belli bir varlık türüne veya bir tür içindeki belli bir gruba hasretmek yerine, –ifadelerinin mutlaklığını da dikkate alarak– ilahi yasalara boyun eğen bütün kozmik varlıklar yanında; aynı inanç ve kulluk bilincinde buluşup birleşerek Allah’a yönelen, ona kul olan; varlık düzeninde, ahlaki ve dini hayatta O’nun yasalarının egemen olması için çalışan; dilinde, gönlünde ve hayatında O’nun ayetlerini yaşatan, meleğiyle insanıyla bütün görünür ve görünmez varlıkların kastedildiğini düşünmek daha isabetlidir.

          Böylece bu ayetlerde başlıca özelliklerine işaret edilen varlıklar üzerine yemin edilerek Tanrı’nın birliğine vurgu yapılmakta ve bu suretle Araplar’ın benimsediği putperestlik yanında bütün çok tanrıcı inançlar kesin bir dille reddedilmekte; Allah, “göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin rabbi, doğuların rabbi” olduğuna göre, O’ndan başkasına tanrılık nitelikleri yükleyip kulluk etmenin anlamsızlığı dile getirilmektedir.

          “(Güneşin) doğuş yerleri” diye çevirdiğimiz 5. ayetteki meşarık, meşrık kelimesinin çoğulu olup bu bağlamda mevsimlere, hatta yılın her bir gününe göre güneşin farklı doğuş noktalarına işaret etmektedir (bk. Taberi, XXIII, 35; İbn Aşur, XXIII, 86-87). Muhammed Esed, ayetle ilgili olarak –bizim de katıldığımız– notunda şöyle demektedir: “Muhtelif gündoğumu noktalarının (meşarik) vurgulanması, yaratılmış fenomenlerdeki sonsuz çeşitliliğin, yaratıcının birliği ve benzersizliği ile karşıtlığını sergiler” (II, 910); yani yaratılanların çeşitliliğini ve yaratanın tekliğini ortaya koyar. Aynı yazarın, Rahman suresinin 17. ayetine düştüğü notta (III, 1097) belirttiği görüşe de katılıyoruz; orada olduğu gibi bu ayeti de Esed’in ifadesiyle, “Allah’ın, uzaydaki yörünge hareketlerinin nihai etkeni olduğunu mecaz yoluyla anlatan bir ifade” olarak düşünmek yerinde olur.

        • 6

          Saffat Suresi Kaç Ayet?

          Saffat Suresi 182 ayetten oluşmaktadır.

          Saffat Suresi Kaçıncı Sayfa ve Cüzde Yer Alıyor?

          Saffat Suresi, Kur’an-ı Kerim’de 445. Sayfada başlayıp 451. Sayfada biter ve 23. Cüzde yer alır.

        • 7

          Saffat Suresi Abdestsiz Okunur Mu?

          Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz.

          Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Saffat suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. (Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157)

          Keza, başörtüsü olmadan da Saffat suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olunması tavsiye edilmektedir.

          Saffat Suresi Adetliyken Okunur Mu?

          Saffat suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır.

        • 8

          EZBERLEMENİZ İÇİN DİĞER DUALAR VE SURELER

          • Ayetel Kürsi
          • Kunut Duaları
          • Sübhaneke Duası
          • Nasr Suresi
          • İnşirah Suresi
          • İhlas Suresi
          • Asr Suresi
          • Felak Nas Suresi
          • Yasin Suresi
          • Kadir Suresi
          • Alak Suresi
          • Al-i İmran Suresi
          • Beyyine Suresi
          • Cuma Suresi
          • Hümeze Suresi
          • Fatiha Suresi
          • Müzzemmil Suresi
          • Duha Suresi
          • Fetih Suresi
          • Kevser Suresi
          • Kehf Suresi
          • Müddessir Suresi
          • Münafikun Suresi
          • Bakara Suresi
          • Muhammed Suresi
          • Nisa Suresi
          • Salli Barik Duaları
          • Nebe Suresi
          • Abese Suresi
          • Rad Suresi
          • Fatır Suresi
          • Tebbet Suresi
          • Maun Suresi
          • Fil Suresi
          • Casiye Suresi
          • Kıyamet Suresi
          • Tekasür Suresi
          • Zilzal Suresi
          • Kureyş Suresi
          • Kalem Suresi
          • Mearic Suresi
          • Şifa Duası
          • Rızık Duası
          • Dilek Duası
          • Nazar Duası
        Haberi Hazırlayan: Kubilay Kos
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa