‘Sadakatsizlik Çağı’nda pandemik Sevgililer Günü
Hiçbir şey eskisi gibi değil… Sevgililer Günü de… Beklenmedik bir şekilde ortaya çıkarak, insanlık tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olmaya aday koronavirüs pandemisi, ilişkileri de derinden etkiledi. Boşanmalar, ayrılıklar artarken, süreçten güçlenerek çıkanlar da oldu. Türkiye'de pandemi koşulları altındaki bu ilk (son olması umuduyla) sevgililer gününde İletişim Bilimleri Uzmanı ve yazar Uğur Batı ile aşkı ve ilişkileri konuştuk. Burçak ORÇUN'un haberi…
Koronavirüs pandemisinde her şey gibi aşk ve ilişkiler de ciddi bir sınavdan geçti, geçiyor… Güçlü ilişkiler bu süreçten daha da güçlenerek çıktı belki… Ancak araştırmalar dünya genelinde boşanmaların arttığını ortaya koyarken, kimileri bunun salgının yarattığı stresten, kimileri de zaten var olan sorunların bu süreçte gün yüzüne çıkmasından kaynaklandığını söylüyor. Boşanmaların zaten pandemi öncesinde de dünya genelinde büyük artış gösterdiğini belirten Prof. Dr. Uğur Batı “Hız toplumu diyoruz gerçekten her şey olağanüstü hızlandı. Sadece evliliklerde değil yakın ilişkilerde de birbirimize çok az tahammül edebiliyoruz. Ben bunu sadece salgına bağlayamam” diyor.
SADAKATSİZLİK ÇAĞI
İçinde bulunduğumuz çağ için kullanılan dijital, teknoloji, bilgi, internet, bilişim gibi kavramlara bir ek daha yapıyoruz: Sadakatsizlik Çağı... Prof. Dr. Uğur Batı “İnsanlar her gün saatlerce sosyal medyada. İnsan hayatı o kadar değiştirdi ve değiştirmeye devam ediyor ki, insan sosyolojisi değişiyor. Sabırsızlık var, vazgeçmenin çok yoğun yaşandığı bir çağ. Ben bu çağa sadakatsizliğin çağı diyorum” ifadelerini kullanıyor.
Prof. Dr. Uğur Batı"KADIN HİSSEDER, ERKEĞİN GÖRMESİ LAZIM"
Sadakatsizlik demişken, aşk konuşulduğunda sözün mutlaka geldiği ve tıkandığı noktada, yani aldatmak noktasında biraz duruyoruz. Ve bu konudaki en klasik sorulardan biri olan “Kadın mı daha çok aldatır, erkek mi?” sorunsalına biz de değiniyoruz. Kadın ve erkek beyninin farklı çalıştığını “Kadınlar hisseder, erkeklerin görmesi gerekir” cümlesiyle özetleyen Batı diyor ki: “Bu aldatmada da böyle. Kadın, beyninin iki lobunu da kullanabiliyor. Tüm ipuçlarını ortadan kaldırmak, pek çok değişkeni saklamak pek erkek kafasına göre bir şey gibi durmuyor.” Ve ekliyor: “Hayatta sadece kendini aldatabilirsin.”
AŞKIN TARİFİ PRENS CHARLES'TAN
Prenses Diana-Prens CharlesDerken… Geliyoruz aşkın tarifine… Kuşkusuz ki insanlık tarihi kadar eski bir duygu olan aşk üzerine sayısız fikir üretilmiş, tanımlamalar getirilmiş, bilimsel araştırmalar yapılmıştır. “Aslında belki de aşkı tanımlamamak, sadece yaşamak lazım” diyen Uğur Batı, Prens Charles’ın Leydi Diana ile evlendiği sırada, bir muhabirin sorusuna verdiği yanıta atıfta bulunuyor: “Aşktan siz ne anlıyorsanız odur.” Ardından devam ediyor: “İlla bir tanım yapmak gerekirse aşk içerisinde sadakatin, şefkatin, bağlılığın olduğu ama bunların her birinin hazla şehvetle birlikte yükseldiği bir durum. Duygudan ziyade içgüdüsel, marazi bir şey.”
BİR KALPTE KAÇ KİŞİ?
Aşk hakkında en fazla tartışılan sorulardan birine geliyor sıra… Aynı anda birden fazla kişiye aşık olmak mümkün mü? Prof. Dr. Batı bu noktada sözü bilime bırakıyor: “Beyin görüntüleme cihazları ve ona bağlı yapılan araştırmalara göre insan beyni aşka atfettiğimiz özellikleri birden fazla kişiye gösterebiliyor.” Aşkın uzun süreli ilişkilerde sevgiye evrildiğini söyleyen Prof. Dr. Batı “Sevgide adanmışlık var ve daha değerli bir duygu gibi duruyor” diyor. Prof. Dr. Uğur Batı… Sevgililer Günü mesajı olarak da bir uyarıda bulunuyor: “14 Şubat bir tüketim günü. 14 Şubat’ı tükettiğimiz gibi aşkın kendisini tüketmeyeceğimiz zamanlar yaşarsak o zaman çok daha değerli bir hale gelebilir böyle günler.”