Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Yaşam Okullarda kılık- kıyafette serbestlik uygulansın mı?

        Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in "Saçı uzun diye hiçbir çocuğu uzaklaştırmayın. Saçını keserek rencide etmeyin. Bırakın saçlarını uzatsınlar. Bazen farklı bir şey giysinler. Haftanın bir günü serbest kıyafet uygulayarak yeni bir hava yaratabilirsiniz" açıklamaları tartışma yarattı. Kimi uzmanlar, bunun doğru bir karar olduğunu, hatta öğretmenlerin kılık ? kıyafeti için de geçerli olması gerektiğini vurgularken, kimileri de öğrenciler arasında eşitlik ilkesini zedeleyebileceği görüşünde. İşte görüşler...

        ÖZLEM YILMAZ / AHT

        "EĞİTİMDE ŞEKİLCİLİKTEN VAZGEÇİP İÇERİĞE YÖNELMELİYİZ"

        Ahmet Özer (Eğitim Bir- Sen Genel Sekreteri): "Okulların sivilleşmesi açısından tek tip üniformadan uzaklaşmak, önemli ve uygulanabilir bir adım. Bu uygulama, öğrencinin kendisini birey olarak hissetmesini sağlayacaktır. Öğrenci özgür bir vatandaş olarak kendi kıyafetini seçmeye başlayacak. Bize göre, öğrencilerin ortaya koyduğu değerler önemli. Eğitimde artık şekilcilikten vazgeçip içeriğe yönelmemiz lazım. Her gün okullarda saç, kravat kontrolü yapılır. Kravatı olmayan öğrenciye 'Git kravatını tak gel' ya da saçını uzatmış gence 'Git, saç traşı ol gel' demek yerine hoşgörülü davranırsanız bu sistem uygulanmış olur. Zaten şu an bazı okullarda haftada bir gün kılık kıyafet serbestliği var. Bunu genele yaygınlaştırmak mümkün olabilir. Öğretmenler için de kılık-kıyafet serbestliği olması gerekir. İsteğimiz, önümüzdeki yıllarda Avrupa'daki gibi okullarda kıyafetin tamamen serbest bırakılması."

        "KRAVATSIZ ÖĞRENCİYİ OKULA ALIRSAK SİSTEM ÇÖKER Mİ?"

        Yrd. Doç. Dr. Mehmet Okutan (KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi): "Okula kravatlı gelmeyen öğrenciyi okula almıyoruz, alırsak ne olur? Okul yıkılır mı? Sistem çöker mi? Kız öğrencilere kravat takma zorunluluğunun mantığı nedir? Kravatsız öğrencilerin ülkesini daha az sevdiklerine dair elimizde herhangi bir bulgu da yok. Kılık-kıyafet, öyle büyütülecek bir olay değildir. Önemli olan okulun, öğrencilerin nerede ne giyeceğine ilişkin bir bilinç kazanmasına katkı yapmasıdır. Okula pijama ile gelinmeyeceği bilincini verebilirsek, hiç kimse okula pijama ile gelmeyecektir. Kılık-kıyafet rejim sorunu yaratmaz. Kravat takarak Cumhuriyetçi olunmaz! Okullarda öğrencilerin haftada bir gün serbest kıyafet giymesi, gelecekte okul kıyafetlerinin daha serbest bir hale gelmesi için hayırlı bir adım olabilir. Öğrenci için iyi olan her şeyin iyi olduğunu söylemek, öğrenci merkezli eğitimi uygulama iddiasında olan her müdürün boynunun borcudur. Bırakalım öğrenciler özgür bir ortamda sorumluluklarının bilincinde olarak ne giyeceklerine kendileri karar versinler. Göreceksiniz ki, daha iyi olacak!"

        "DOĞRU BİR TESPİT ANCAK ENDİŞELERİMİZ VAR"

        Ünsal Yıldız (Eğitim - Sen Genel Başkanı): "Sayın Bakan, son derece önemli bir konuya değindi. Kendisi öğrencilerimize saygı duyulmasından ve yeni bir eğitmi iklimi yaratılmasından bahsediyor. Hepsi son derece doğru, ancak bahsettiği öğrenciye saygının sınırı ile eğitim ikliminin zemininin ne olacağı çok önemli. AKP'nin attıkları adımların söylediklerinden çok farklı olması nedeniyle endişe duyduğumuzu belirtmek isterim. Böyle bir işin yapılabilmesi için başlanacak yer kılık- kıyafet serbestliği midir, yoksa disiplin yönetmeliği midir? Bizdeki disiplin yönetmeliğinin hiçbir ülkede karşılığı yoktur. Buna dokunmadan sadece çocukların kıyafetleri üzerinden hoşgörü gösterilerek yeni bir eğitim iklimi yaratılabilir mi? Prensip olarak kıyafet serbestliğine karşı çıkmamız olanaksız, ancak niyeti görmek isteriz. Bu uygulama, dinsel inançları dışa vuran giysileri de kapsıyorsa, bu durum çocuklar arasında kamplaşma yaratacak, bazı çocuklarda baskı oluşturacaktır. Dinsel kıyafetleri bu kapsamda değerlendirmemiz mümkün değildir. Tüm bu nedenlerle 'Biz bu sistemi değiştiriyoruz' diyerek atılan adımlarda endişelerimiz sözkonusu."

        "TOPLUMDA EŞİTLİK KAVRAMI ZEDELENEBİLİR"

        Prof. Dr. Arif Verimli (Psikiyatrist): "Çocukların anne ve babalarının ekonomik durumu elbette giysilerine yansır. Dolayısıyla ekonomik durumu güçsüz olan ailelerin çocukları, diğer çocukların giysileri karşısında birtakım çocukça tepkiler gösterebileceklerdir. Hatta bu durumu kompleks edinip, ilerde toplumdan öç alma noktasına dahi gelebilirler. Bu durumun, toplumdaki eşitlik kavramını bir miktar zedeleyebileceğini, çocukların o yaşlarda bundan olgun bir sonuç çıkaramayacaklarını düşünüyorum. Bu nedenle konu bir kez daha gözden geçirilmeli. Ezik yetişen çocuk, bundan dolayı anne ve babasını sorumlu tutarsa, onlarla övünmezse, bu durum psikolojik sorunlara yol açabilir. Öte yandan saçını uzatmak isteyen öğrenci saçı uzatmalı, bu konuda baskı yapılmamalı. Saç Allahın vergisi birşeydir. Ama elbiseyi parayla alıp koyabilirsiniz."

        "BAZI ÖĞRENCİLER PODYUMA ÇIKAR GİBİ GELİR, BAZILARI DA TEK BİR ETEĞE MAHKUM OLUR"

        İsmail Koncuk (Türk Eğitim- Sen Genel Başkanı): "Serbest kıyafet uygulaması, ülkemizde yaşanan sosyo-ekonomik farklılıkları da okullarımıza yansıtır. Bazı öğrenciler podyuma çıkar gibi okula gelirken, bazı öğrenciler bir eteğe, pantolona mahkum hale gelebilirler. Bu durum çocukların olumsuz bir psikolojiye girmelerine yol açabilir. Sayın Ömer Dinçer bu konuda acele etmemeli. Önce haftada bir gün uygulayalım. Geri dönüşümleri bir alalım. Çocuk pedagojik yönden nasıl etkilenmiş, okullardaki eğitime öğretime bir katkı sağlamış mı, bu geri dönüşümü aldıktan sonra kıyafet serbestliği yaygınlaşabilir. Ayrıca 'Saçınızı ne kadar uzatırsanız uzatın' yaklaşımını doğru bulmuyorum. Elastiki bir kısıtlama getirmek lazım. Sınırlama olmalı. Aksi taktirde okullarda içinden çıkılmaz, hoş olmayan manzaralar oluşur."

        "ÖĞRENCİ KENDİSİNİ HEM ÖZGÜR, HEM DE OKULA BAĞLI HİSSETMELİ"

        Prof. Dr. Nevzat Tarhan (Psikiyatrist): "Özellikle lise çağındaki çocukların, öğretmenlerle disiplin konusunda en çok çatıştıkları alan saç konusudur. Bunu kıyafet takip eder. Eskiden saçın kısa olması hijyen açısından tavsiye edilen bir şeydi. Ama artık öyle bir şey sözkonusu değil. Öğrenci kendisini hem özgür hissetmeli, hem de okula bağlı hissetmeli, okulunu sevmeli. Kıyafet konusunda da marka rekabeti oluşmaması için tamamen serbest değil de, 'Koyu renk olacak, örneğin siyah ya da lacivert' denilebilir. Öğrenciler kendi kıyafetleri üzerinde karar sahibi olmalı. Bakanlığın yaklaşımı geç kalmış bir yaklaşımdır. Öğrencinin kafasını değil de, içini önemseyen bir yaklaşıma ihtiyaç vardır."

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa