Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İnanç Nasr Suresi Okunuşu ve Anlamı: Nasr Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Meali, Tefsiri ve Okunuşu
        • 1

          Nasr Suresi, İslam dini için önem taşıyan dualar arasındadır. Nasr Suresi, Kur'an'ın 110. suresidir. Sure, 3 ayetten oluşur. Sure ismini ilk ayetinde geçen ve yardımcı anlamına gelen nasr kelimesinden almıştır. Medine'de indirildiğine inanılan surede Allah'ın yardımı ile Mekke'nin fethedildiğinden, insanların büyük kitleler halinde Allah'ın dinine girdiğinden bahsedilir. Nasr Suresi Arapça okunuşu, Türkçe anlamı ve yazılışı hakkında bilgi sahibi olmak için doğru yerdesiniz. Bu sureyi ezberinizden bilmiyorsanız önce okumalı, daha sonra tekrar etmelisiniz. İşte, Nasr Suresi Türkçe - Arapça okunuşu, anlamı, Diyanet meali, tefsiri, fazileti ve yazılışı...

        • 2

          Nasr Suresi Arapça Okunuşu

          Bismillahirrahmanirrahim.

          1. İza cae nasrullahi velfeth

          2. Veraeytennase yedhulune fiy diynillahi efvace

          3. Fesebbıh bihamdi rabbike vestağfirh* innehu kane tevvaba

        • 3

          Nasr Suresi Türkçe Anlamı

          Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle.

          1. Allah'ın yardımı ve zaferi geldiği,

          2. Ve insanların bölük bölük Allah'ın dinine girmekte olduklarını gördüğün vakit ,

          3. Rabbine hamdederek O'nu tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.

        • 4

          Nasr Suresi Konusu

          Surede Allah’ın Hz. Peygamber’e nasip ettiği zafer, fetih ve fetih sonrası insanların grup grup İslam’a girmelerinden bahsedilmektedir.

          Nasr Suresi Nuzül

          Mushaftaki sıralamada yüz onuncu, iniş sırasına göre yüz on dördüncü suredir. Medine döneminde Tevbe suresinden sonra nazil olduğu ve tam sure olarak Kur’an’ın en son inen suresi olduğu kabul edilmektedir (Elmalılı, IX, 6234). Surenin Veda haccı esnasında Mina’da indiği rivayet edilir (bk. Şevkani, V, 602).

        • 5

          Nasr Suresi Fazileti

          Nasr suresinin fazileti hakkında Enes b. Malik’ten rivayet edilen ve diğer bazı sureleri de kapsayan hadiste “İza cae nasrullah” suresinin Kur’an’ın dörtte birine denk olduğu ifade edilmiştir (Müsned, III, 146-147, 221; Tirmizi, “Feżaʾilü’l-Ḳurʾan”, 7; sıhhatinin değerlendirilmesi için bk. Müsned [Arnaut], XIX, 472-473; XXI, 32-33; İbrahim Ali, s. 381-382). Bu oran Kur’an muhtevasının tevhid, nübüvvet, dünya ve ahiret ahkamı şeklinde dört bölümde özetlenmesi ve Nasr suresinin peygamber gönderme amacını teşkil eden “insanların dine girmesi” olgusunu temsil etmesi biçiminde açıklanmıştır (a.g.e., s. 382). Bazı kaynaklarda nakledilen, “İza cae nasrullah suresini okuyan kimseye Mekke’nin fethedildiği gün Muhammed’le birlikte bulunan gazilerin sevabı verilir” mealindeki hadisin (Zemahşeri, IV, 295; Beyzavi, IV, 460) mevzu olduğu kabul edilmiştir (Muhammed et-Trablusi, II, 729).

        • 6

          Nasr Suresi Tefsiri (Kur’an Yolu)

          Müfessirlere göre “Allah’ın yardımı”ndan maksat, Mekke putperestlerine veya bütün düşmanlarına karşı Allah’ın Hz. Peygamber’e yardım etmesi ve onu zafere kavuşturmasıdır; mecazen “dinin kemale ermesi, son şeklini alması” anlamında da yorumlanmıştır. “Fetih”ten maksat ise başta Razi’nin “fetihlerin fethi” dediği Mekke’nin fethi olmak üzere Hz. Peygamber’e nasip olan bütün fetihlerdir. Fetih mecaz olarak “Hz. Peygamber’e verilen ilimler, dünya nimetleri, cennet” olarak da yorumlanmıştır (Razi, (XXXII, 153-155; Şevkani, V, 602-603).

          Surede Hz. Peygamber’in şahsında genel olarak müminlere hitap edilerek Allah Teala kendilerine bir nimet ve yardım lutfettiğinde O’na hamd ve şükretmeleri gerektiği ifade edilmektedir. Müminler Mekke döneminde fakir ve güçsüzdü; müşriklerin kendilerine yaptıkları zulme karşılık verecek durumda değillerdi. İnsanlığı kurtuluşa çağıran Hz. Peygamber, çağrısına olumlu cevap alamadığı için üzülüyor, hatta kendi kavmi tarafından din konularında yalan söylemekle suçlanıyordu (bk. Hud 11/12; En‘am 6/33-35). Fakat Medine döneminde müminler güçlenerek kendilerine haksızlık eden inkarcılara karşı savaşacak duruma geldiler ve fetihler başladı. Bu durum Araplar’ın İslam’a girmesinde büyük etken oldu. Özellikle Mekke’nin fethinden sonra Arap kabileleri savaşmaksızın İslam’ın hakimiyetini kabul etmiş ve akın akın İslam’a girmişlerdir. 2. ayet bunu ifade etmektedir. 3. ayette ise daha önce müşrikler tarafından “sihirbaz, şair, kahin, mecnun” gibi yakışıksız sıfatlarla nitelenerek her türlü hakarete maruz bırakılan Hz. Peygamber’e, kendisini bu durumdan kurtaran Allah’a hamd ve şükretmesi emredilmektedir. Mekke’den hicret ederken Sevr mağarasında gizlendiğinde yanında sadece Hz. Ebu Bekir vardı; şimdi ise binlerce sahabi ile birlikte Mekke’yi fethetmiş, bu arada tarihin en büyük ve en yapıcı inkılabını gerçekleştirmişti. İşte bu sebeple müminlerden yüce Allah’a hamdetmeleri, kendilerine nasip edilen zafer ve fetih nimetlerinin şükrünü yerine getirmeleri istenmektedir.

          Hz. Peygamber’in günahtan korunduğu bilinmektedir (ismet). Buna rağmen ona Allah’tan af dilemesi emredildiğine göre bunun manası ya ümmeti için, onların adına af dilemesi veya –günahtan uzak dursa bile– Allah’tan af dilemek kullukta kemalin gereği olduğu için “Allah’ın lutuf ve inayetine her zaman muhtaç olduğunu dile getirmesi, her şeye rağmen ibadetlerini mükemmel görmeyip bu sebeple O’ndan af dilemesi”dir. Bu sure indikten sonra Hz. Peygamber’in, “Allahım! Sana hamd eder ve seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Beni bağışla, çünkü sen tövbeleri kabul edensin!” anlamındaki duayı sık sık tekrarladığı rivayet edilmektedir (İbn Kesir, VIII, 532-533; ayrıca bk. Fetih 48/1-3).

          Sahabeden bazıları bu ayetlerden Hz. Peygamber’in görevinin tamamlandığı ve artık vefatının yakın olduğu sonucunu çıkarmışlardır (bk. Buhari, “Tefsir”, 110). Bundan dolayı sureye “vedalaşma” anlamında “Tevdi” ismi de verilmiştir. Nitekim bu ayetler indikten sonra Hz. Peygamber’in ancak seksen gün gibi kısa bir süre yaşadığı rivayet edilmektedir (bk. Kurtubi, XX, 233).

        • 7

          Nasr Suresi Ölüler İçin Okunur mu?

          Din alimlerinin ölülere okunan dualar ve sureler konusunda farklı görüşleri bulunmaktadır.

          Ortak görüşe göre, Nasr suresinin ölülere okunmasında bir sakınca yoktur. Mezarlık ziyaretlerinde dua amaçlı okunabilir.

        • 8

          Nasr Suresi Kaç Ayet?

          Nasr Suresi 3 ayetten oluşmaktadır.

          Nasr Suresi Kaçıncı Sayfa ve Cüzde Yer Alıyor?

          Nasr Suresi, Kur’an-ı Kerim’de 603. Sayfada başlayıp aynı sayfada biter ve 30. cüzde yer alır.

          Nasr Suresi Abdestsiz Okunur Mu?

          Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz.

          Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Nasr suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. (Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157)

          Keza, başörtüsü olmadan da Nasr suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olunması tavsiye edilmektedir.

          Nasr Suresi Adetliyken Okunur Mu?

          Nasr suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır.

        Haberi Hazırlayan: Kubilay Kos
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa