Mehmet Günsür: Genetik bir şansım var

İşte Günsür'ün açıklamalarından öne çıkan kısımlar:

- Babam kuantum fizikçisi değil. Babam ODTÜ mezunu bir endüstri mühendisi, fizikle ilgisi yok. Ablam da bale kareografı değil. Sanatla iç içe olduğum bir ailede büyüdüm. Annem öğretim görevlisi, babam endüstri mühendisi ama sanat damarları kuvvetliydi. Belki de şu anda İtalya'da olmamın nedenlerinden biri bu olabilir.

"GENETİK BİR ŞANSIM VAR"

- Hiç aynaya bakıp 'Bana ayrılan genç kızların sevgilisi rolünün sonuna geldik' demedim. O aynaya bakınca değil, eski fotoğraflara bakınca oluyor. 'Vay be, gençmişim' diyorsun. Genetik bir şansım var.

- Hiç estetik yaptırmadım. Hiç merak da etmedim.

"HER İŞ BANA BİR ŞEY KATTI"

- İçinde yer aldığımı unutmak istediğim bir proje olmadı ama çok zorlandığım projeler oldu. Senaryo, yönetmen ya da hikaye olarak demiyorum, ilişkilerle ilgili. Sette zorlandım ama yaptığım hiçbir işten pişman değilim. Her iş bana bir şey kattı. Yüzüne bakamadığım kadar sinirlendiğim birisiyle oynamak zorunda kaldım mesela.

"ZOR BİR ŞEY"

- Muhteşem Yüzyıl'da ilk çektiğim sahne Şehzade Mustafa'nın yemin töreniydi. Topkapı Sarayı'nda çektik ve gerçekten kar yağıyordu. İnanılmaz soğuktu ve ayakkabılar bale pabucu gibiydi. Sauna falan hiç sevmem ama o günün sonunda kemiklerim ısınsın diye saunaya girmiştim. İçlik olmasına rağmen... İçlik set dışında kullandığım bir şey değil. Zor bir şey.

- İzlerken 'Bu rol bana gelecekti, neler yapardım' dediğim roller tabii ki oldu.

- Gitmek zorunda olduğum bir düğün ya da davete yalan söylediğim olmadı, gitmedim.

- Stalkladığım birini yanlışlıkla beğendiğim mutlaka olmuştur.

"BANA SAÇMA GELİYOR"

- Suçluyken üste çıkmaya çalıştığım olmadı. Suçlu olduğumu biliyorsam üste çıkmaya çalışmam. Bana saçma geliyor.

"HİÇ UNUTAMADIĞIM BİR ŞEY OLDU"

- Hayran olduğum ama tanıştıktan sonra fıs çıkan çok ünlü var. Çok var derken eskiden çok oluyordu ama oraları kapattım. Mesela John Lurie... Çünkü hiç unutamadığım bir şey oldu. İstanbul'a geldi bir konser için. Restoran işletiyorum, oraya geldi. Filmden bir repliği söyledim, hiç oralı bile olmadı. Üzülmüştüm, sonra bir şey beklememeyi öğrendim.

- Bir arkadaşımın aşırı şımarık çocuğunu onlar yokken cimciklemem ama orada bir baba figürü gerekiyorsa gerekeni yaparım. Kendi arkadaşlarım da benim çocuklarıma böyle yapsınlar isterim.

- Çeşitli şeylerde huzuru buluyorum. Müzik, yalnız kalmak... Yalnız kalmak önemli benim için. Herkesin farklı meditasyon teknikleri olduğunu düşünüyorum, benim için müzik dinlemek mesela. İyi bir dinleyici olduğumu düşünüyorum.

- İlk kez bir reklam filminde gölge olarak geçtim kamera önünden. Orada 7 yaşındaydım. Sonra 9 yaşında bir reklamda oynadım.

- Benim için meşhur olma durumu, yaptığım işin yan etkisi. Benim için iş eğlence olmalı aynı zamanda.

"İZDİHAM OLDU"

- Muhteşem Yüzyıl'da Şehzade Mustafa öldükten sonra Bursa'da mezarına izdiham oldu. Herkes mezarına gitti. İşin enteresan tarafı orada dua eden herkesin aklında ben vardım görüntü olarak. Acayip bir şey.

"HAYATIMDA HİÇ BÖYLE BİR ŞEY OLMAMIŞTI"

- Atiye'ye iki sezon çektik ama şu anda tek sezon yayına girecek. Ben projeye çok hızlı dahil oldum. 'Evet' deyip 10 gün sonra kamera karşısındaydım. İki sezonu 6 ayda çektik. 42 dile dublaj yapıldı, 190 ülkede gösterilecek. Böyle bir şey daha önce hayatımda hiç olmamıştı. Herkes çok mutlu.

"ONUNLA SONSUZA KADAR HER PROJEDE ÇALIŞIRIM"

- Bu konuda da şanslıyım. En özel olduğunu düşündüğüm proje ve partnerim çok oldu. Yakın zamandan bahsedecek olursak zaten Serenay. Onunla sonsuza kadar her projede çalışırım.

"HERKESİ ÖPÜYORDUM"

- Muhteşem Yüzyıl setine beni 15 dakika erken çağırıyorlardı. Çünkü girerken herkesi öpüp, selamlıyordum. Sonradan anladım sebebinin bu olduğunu. Bu güzel bir şey.