Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Küresel tehditler: Gıda krizinde kıyamet kapıda mı? - Güncel Haberler
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        2022 yılı belki dünyanın resmen COVID-19 salgınından uzaklaştığı ve normalleşme planları kurduğu bir yıl olsa da ardı ardına gelen krizler, normalleşmeden ne kadar uzak olduğumuzu bir kez daha gösterdi.

        Bu krizlerden belki de en önemlisi gıda krizi.

        Dünya ‘gıda krizi’ tanımını Ukrayna savaşının ardından The Economist’in gündem olan kapağı ile konuşmaya başladı ancak gıda krizi ne bugün ortaya çıktı ne de yakın zamanda sona erecek…

        BM genel sekreteri António Guterres, geçtiğimiz aylarda alarm seviyesini artırarak "Savaş on milyonlarca insanı gıda güvensizliğinin sınırlarına itti, bu da yetersiz beslenme, geniş kitlelerde açlık ve nihayetinde kıtlığa yol açabilir" dedi ve bunun küresel bir durgunluk olasılığını artırabileceğini söyledi.

        REKLAM

        Dünya Gıda Programı, yaklaşık 49 milyon insanın kritik açlık seviyeleriyle karşı karşıya olduğunu tahmin ediyor. Verilere göre yaklaşık 811 milyon kişi ise her gece yatağa aç giriyor. Örneğin, Afrika'nın Sahel bölgesindeki açlığın eşiğinde olan insan sayısı, COVID-19 öncesine göre en az 10 kat daha fazla.

        Pandemi. Tedarik zinciri krizi . İklim olayları gibi birbirine ardına gelen kesintiler de gıda fiyatlarının yükselmesine yol açarken Ukrayna'yı işgali, gıda sistemini küresel krize sürükleme riskini de savaşla birlikte taşıyor.

        Bununla birlikte gıda fiyatlarında dünya genelindeki rekor artışlar yoksulluk, açlık ve politik istikrarsızlığı da beraberinde getiriyor. Peki gıda krizinin ardında ne var?

        Birden fazla yanıtı olan sorunun belki de en bilineni Rusya-Ukrayna Savaşı. Ukrayna normal şartlarda büyük tarım ihracatçılarından birisi, ancak Rusya limanlara saldırıp tren yollarını bombalayınca bu durum beklendiği kadar kolay olmuyor. Bununla birlikte yine en büyüklerden biri olan Rusya’nın tahıl ihracatını kesmesi bu krizin daha da alevlendiriyor.

        Ukrayna ve Rusya normalde küresel buğday ihracatının yaklaşık %30'unu üretiyor. Bu da savaşın gıda konusunda dünyayı sarsmasının en önemli nedenlerinden biri.

        Rusya'nın işgalinin buğday, mısır, arpa ve ayçiçek yağı gibi temel gıda maddelerinin bulunabilirliği ve fiyatı üzerindeki olumsuz etkisi de bu nedenle çok büyük oldu.

        Ukrayna'nın bu yıl buğday üretiminin %35 oranında düşmesi muhtemel ve savaş nedeniyle buğdayın çoğunu ihraç etmek imkansız olabilir. Mart ayında, BM Gıda ve Tarım Örgütü tarafından kaydedilen küresel emtia fiyatları tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Rekor seviyelerde kalmaya da devam ediyorlar.

        REKLAM

        Rusya'nın savaşı, bir dizi bağlantılı faktörden kaynaklanan ve önceden var olan gıda açıklarını ve enflasyonist eğilimleri artırdı veya hızlandırdı. Bununla birlikte pandeminin olumsuz ekonomik etkisi; ortaya çıkan tedarik zinciri, istihdam ve ulaşım sorunları; iklim krizi; sarmal enerji maliyetleri; ve dünya çapında devam eden sayısız diğer çatışmalar da gelecekteki büyük sorunlar arasında...

        SAVAŞ, KRİZ VE ÇATIŞMA RİSKLERİ…

        İngiltere merkezli küresel bir risk ve stratejik danışmanlık firması olan Verisk Maplecroft Mayıs ayında yayımladığı bir raporda , Mısır ve Brezilya gibi orta gelirli ülkelerin artan gıda güvensizliği ile başa çıkmak için son derece kötü bir konumda olduğunu söyledi. Birçok hükümet, COVID-19 ile savaşan mali ve maddi rezervlerini tüketmiş ve büyük borçlar üstlenmişti. Şimdi ise o dolap bomboş.

        ‘Gıda kıyameti’ yaklaştıkça, en zenginler bir noktaya kadar bu durumdan izole edilebilirken, fakir halklar her zaman olduğu gibi acı çekecek. Bununla birlikte, aç bir dünyada siyasi türbülans, insani krizler, istikrarsızlık ve jeo-stratejik rekabetlerde bir artış olması da muhtemel…

        Raporda, gıda ve enerji ithalatına büyük ölçüde bağımlı olan Arjantin, Tunus, Pakistan ve Filipinler'in, 2022'nin sonunda yüksek bir sivil kargaşa riskiyle karşı karşıya olan diğer birçok orta veya düşük orta gelirli ülke arasında yer aldığı ifade edildi.

        Gıda kıtlığı, fiyat artışları, elektrik kesintileri, benzin ve ilaç kıtlığı ile birleştiğinde, bu bahar Sri Lanka'da benzer siyasi bir krize yol açtı.

        YENİ BİR ‘ARAP BAHARI’ MI?

        Birçok Pakistanlının temel gıda maddelerini karşılayamaz hale getiren çift haneli enflasyon, aynı zamanda başbakan Imran Khan'ın bu yılın başlarında iktidardan düşmesinde de önemli bir etken oldu. Baskıcı yönetim, yolsuzluk, yetersizlik, kutuplaşma – her iki ülkede de huzursuzluğu körükledi. Ancak korkunç gıda kıtlıkları ve enflasyon durumu katlanılmaz hale getiren asıl faktördü. Bu, Peru , Filipinler ve Küba'dan Lübnan ve Tunus'a kadar güvensiz ve popüler olmayan rejimlerin de karşı karşıya olduğu bir olasılık olarak görülüyor.

        Analistler bugün Ortadoğu'da olup bitenleri Arap Baharı isyanlarıyla karşılaştırıyorlar.

        2010 yılında başlayan Arap Baharı’nın öncüsü olarak görülen olaylardan biri olan ekmek isyanı Mısırlıları derinden etkilemişti. Sırasıyla bu süreçte buğday fiyatları artmış, ardından ekmek fiyatlarının yükselmiş, gramajı azaltılmış, ürüne sınır getirilmiş, son aşamasında ise kıtlık yaşanmış ve karaborsaya düşmüştür.

        REKLAM

        2011 yılında hükümeti devrilen Mısır, dünyanın en büyük buğday ithalatçısı konumunda. Yaklaşık 70 milyon insan devlet destekli ekmeğe güveniyor.

        Ancak Rusya ve Ukrayna, geçen yıl Mısır'ın tahıl ithalatının %80'ini oluşturdu ve durum Mısır için oldukça endişe verici noktada görülüyor.

        Temel gıda maddelerinin yükselen fiyatları , Arjantin, Endonezya ve Yunanistan da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde de şimdiden protestoları körükledi. İran'da, un bazlı temel gıda fiyatlarının %300'e kadar yükselmesinin ardından da protestocular sokaklara döküldü.

        GIDA STOKLARI KRİZDE BİR FAKTÖR MÜ?

        Gıda krizi Afrika ülkeleri açlık, Güney Amerika ve Ortadoğu’da siyasi kriz olarak vücut bulurken bazı ülkeler de krizi öngörerek ciddi bir stok yapıyor.

        REKLAM

        ABD Tarım Bakanlığı verilerine göre, Çin 2022’nin ilk yarısında dünya mısır rezervlerinin %69'una, pirincinin %60'ına sahip olacak. Ancak bununla yetinmeyen Çin'in stoklamayı tüm hızıyla sürdürüyor.

        1,5 milyara yaklaşan nüfusu ile Dünya'nın en kalabalık ülkesi olan Çin özellikle son 3 yılda dünyanın en fazla stok yapan ülkesi konumuna geldi.

        Ulusal Gıda ve Stratejik Rezervler İdaresi'nin tahıl rezervleri başkanı Qin Yuyun, Çin gıda stoklarını "tarihsel olarak yüksek bir seviyede" olarak tanımlarken, “Buğday stoklarımız bir buçuk yıldır talebi karşılayabiliyor. Gıda arzında herhangi bir sıkıntı yok” dedi.

        Uzmanlar, Çin’de yeni kapanmalara ve seyahat kısıtlamalarına yol açan salgının bu stokun asıl nedeni olduğunu ifade etse de tedarik zincirinin de daha da kesintiye uğrayabileceğinden korkuluyor.

        Bazı analistler ise stokların nedeninin Tayvan’a yönelik bir saldırıya ilişkin planlarla ilgili olduğunu düşünüyor ancak bu konuyu destekleyecek herhangi bir adım da görünmüyor.

        REKLAM

        Ancak Afrika ülkelerinin açlıkla sınanması ve krizin büyümesi Çin’in bu hamlesinin her zamankinden fazla dikkat çekmesine yol açıyor.

        BM Gıda ve Tarım Örgütü tarafından Kasım ayında hesaplanan gıda fiyat endeksi, bir yıl öncesine göre yaklaşık %30 daha yüksekti. Japonya Doğal Kaynaklar Araştırma Enstitüsü başkanı Akio Shibata, "Fiyatların artmasının bir nedeni Çin'in stoklaması" dedi. BM Genel Sekreteri "Birlikte harekete geçersek dünyada herkese yetecek kadar gıda var” çağrısında bulunarak gıda krizi yaşamayan ülkelere birlikte hareket çağrısında bulunuyor.

        Çin ise bunun stokçuluk olmadığı konusunda ısrarcı. Renmin Üniversitesi Ekonomi Bölümü Dekan yardımcısı Yu Chunhai konuya ilişkin “Çin tahılları stoklamadı. İthalat sadece iç arz açığını kapatmak için kullanıldı” diyerek iddiaları reddediyor.

        ALTERNATİF ÇÖZÜM TAHIL KORİDORU MU?

        Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'ne (FAO) göre, küresel pazara yönelik 20 milyon ton tahıl Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı nedeniyle şu anda Ukrayna'da mahsur kaldı. Peki tahıl koridoru buna geçici de olsa acil bir çözüm olabilir mi?

        REKLAM

        Tahıl koridorundaki ana fikir aslında tahılın dünya pazarına nasıl dağıtılacağını düzenlemek için İstanbul'da bir BM koordinasyon organının kurulması.

        Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Ankara’ya gelen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un görüşmedeki gündem maddelerinden biri de buydu. Lavrov basın toplantısında "Ukrayna limanlarından ayrılan gemilerin güvenliğini sağlamaya hazırız. Türk meslektaşlarımızla işbirliği içinde bunu yapmaya hazırız” derken Bakan Çavuşoğlu “BM, Rusya, Ukrayna ve Türkiye arasında oluşturulabilecek bir mekanizmadan bahsediyoruz. Türkiye olarak uygulanabilir bir plan olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.

        Dünya Gıda Örgütü’ne (FAO) göre dünyanın bir çözüm bulması için sadece 10 haftası var.

        ÇÖZÜM İÇİN 10 HAFTA

        Prensip olarak, Ukrayna’nın böyle bir anlaşmaya ilgi duysa da çeşitli çekinceleri olduğu belirtiliyor. Bu nedenle BM, olası bir güvenli tahıl ihracat koridoru için bir kontrol mekanizması oluşturmak üzere Türkiye, Rusya ve Ukrayna'dan temsilcilerle bir temas grubu kurulmasını önerdi. Bu konuda şimdilik Rusya’nın vereceği yanıt bekleniyor.

        Dünya Gıda Örgütü’ne (FAO) göre dünyanın bir çözüm bulması için yaklaşık 10 haftası var. Bir sonraki buğday hasadı o zaman başlayacak. O zamana kadar siloların boşaltılması gerekecek.

        Çin'in COVID-19 karantinaları ve stokları, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, siyasi çatışmalar ve diğer baskılar aslında uzun zamandır var olan ancak ciddi olarak yeni fark ettiğimiz gıda krizini tetikliyor. Küresel tedarik zinciri sorunları ise daha da kötüleşecek gibi görünüyor.

        Çözüm ise ülkelerin birlikte ortak karar almasında…

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa