Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Son dakika: Irak Başbakanı Muhammed Sudani'den Habertürk'e açıklamalar

        Irak Başbakanı Muhammed Sudani'den Mehmet Akif Ersoy'a açıklamalar.

        Ersoy'un soruları ve Sudani'nin yanıtları şöyle:

        MEHMET AKİF ERSOY: Hoş geldiniz, Habertürk televizyonu olarak öncelikle sizlere teşekkür ediyoruz.

        REKLAM
        REKLAM

        MUHAMMED SUDANİ: Siz de Bağdat’a hoş geldiniz. sizinle, komşu ve kardeş ülke Türkiye’deki izleyiciyle beraber olmak bizim için çok güzel bir fırsat.

        "KALKINMA YOLU PROJESİ İKİ ÜLKE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ"

        Sayın Başbakan, Tükiye–Irak ilişkileri açısından önemli bir dönemdeyiz. Bazı ziyaretler oldu ve anlaşmalar imzalandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Irak’ı ziyaret etti. Bu süreçte en önemli konu Kalkınma Yolu Qrojesi oldu. biz de bu soruyla başlamak istiyoruz. Kalkınma Yolu’nun Irak, Türkiye ve bölge açısından önemi nedir?

        SUDANİ: Kesinlikle Irak ve Türkiye arasındaki ilişkiler ileri bir seviyeye ulaştı. Gerek karşılıklı güven, gerekse bu ilişkilerin güçlendirilip her alanda geliştirilmesi ve stratejik, ekonomik fırsatlar açısından. bunların başında da ekonomik Kalkınma Yolu Projesi var. Bu, Türkiye ve Irak’ın stratejik konumu açısından bölgede ve uluslararası alanda çok önemli.

        Bu projeyle ticari malların doğudan Avrupa’ya taşınması planlanıyor. Ayrıca birçok lojistik hizmetin de taşınması var. Bunun yanı sıra, yol boyunca Irak ve Türkiye’de yeni sanayi bölgelerinin inşa edilmesi için de bir fırsat oluşturuyor. Kalkinma Yolu hattı boyunca oluşacak yeni sanayi bölgeleri yeni iş fırsatları, iki komşu ülkedeki doğal kaynakların kullanılması ve bu kaynakların önce iki ülkede sonra bütün dünyada kullanılacak sanayi ürünü haline gelmesi için imkan yaratacaktır.

        Projenin ne zaman başlayıp ne zaman biteceği öngörülüyor? Bir de nereden geçecek? Dicle’nin doğusundan mı batısından mı? Bir başka önemli konu da güvenlik nasıl sağlanacak, özellikle de kuzey bölgelerinde?

        "İKİ BÖLGE GÜVENLİ VE İSTİKRARLI OLACAK"

        SUDANİ: Bu projenin esasen sadece ekonomik boyutları yok. Bölgede güvenlik ve istikrar için önemli etkenlerden biri de olacaktır. Ortadoğu bölgesi çok hassas bir bölge ve dolayısıyla daha fazla ekonomik projelere ihtiyacı var. Hem buradaki ülkelerin ortak çıkarları hem de güvenlik ve istikrarın korunması için. Bu proje Fav Limanı'ndan başlayacak. Fav Limanı projesi 2005 yılında başladı ve hükümetimiz tarafından çok fazla önem verilen bir proje oldu. Ancak son dönemde daha fazla ihtimam göstermeye başladık. Çok şükür bu yıl içerisinde de projenin (Fav Limanı) ilk kısmının açılmasını bekliyoruz. Ve bu önemli limanın çalışmaya başlaması da ilan edilmiş olacak. Bu durum bölge için de çok önemli olacak. Kalkınma Yolu Projesi güvenlik ve istikrara ihtiyaç duyan bir bölgede Türkiye ile bağlanacak. Ki biliyorsunuz bu bölge geçmişte sürekli kaçakçılık ve terör olaylarına şahit oldu ve iki komşu ülkenin istikrarını, güvenliğini etkiledi. O nedenle Kalkınma Yolu Projesi her şeyden önce şüphesiz ki bölgeyi güvenli hale getirecek ve daha fazla istikrara kavuşturacak bir plan.

        Türkiye ve Irak ilişkileri açısından en temel başlıklar neler? Cumhurbaşkanı Erdoğan’la da konuştuğunuz en önemli konular neler oldu?

        "TERÖR BİZİM İÇİN İLKESEL BİR SORUMLULUKTUR"

        SUDANİ: İki ülke arasında güvenlik, ekonomi ve su gibi başlıca konulardan oluşan ortak dosyalar var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son ve önemli Bağdat ziyaretindeki görüşmemizde bu konular da görüşüldü. Ziyaretin zamanlaması çok önemliydi.

        Tabi şüphesiz iki ülke arasındaki güvenlik meselesi en öncelikli konumuz diyebiliriz. Irak Anayasası, devletin herhangi bir örgütün Irak topraklarından başka ülkelere yönelik sadırılar düzenlemesinin önüne geçmesini öngörüyor. Bu bizim için ilkesel bir tutum ve sorumluluktur. Hiçbir silahlı yapıya izin veremeyiz. PKK 80’lerden beri bölgede var. bu da herkesin malumu olan bir konu. Ama bunların Irak’taki varlıkları mülteci statüsündeydi. Bir örgüt veya parti statüsünde değil. Zaten kanun gereği de silahlı bir yapıya izin verilemez. Bu yüzden son olarak Irak Ulusal Güvenlik Meclisi’nde bu örgütle ilgili yasaklı olduğuna dair karar alındı. Bunun yanı sıra örgütün varlığını kısıtlayacak güvenlik önlemleri de almaya başladık. Özellikle bazı belli kamplarda. Mahmur kampı gibi. Güvenlik birimleri orada çalışıyor ve kampta kalan kişilerin kim olduğuna yönelik kayıtlar alınıyor çalışmalar tamamlandıktan sonra hazırlanan rapor Birleşmiş Milletler’e de sunulacak. Bu tarz icraatlarla bölgede güvenlik ve istikrarın güçlendirilmesini hedefliyoruz. Dolayısıyla sınır bölgelerinde bir güvelik koordinasyonunun olması tartışıldı. Şüphesiz Irak, egemenliği ve güvenliğini korumak konusunda kararlıdır ve topraklarından herhangi bir saldırıya veya bir tarafın Irak içerisinde tek taraflı tasarruflarının engellenmesi konusunda da kararlıyız. Biz Türkiye’ye bu konuda taahhüdümüzü ve herhangi silahlı bir yapıya izin vermeyeceğimizi teyit ettik. Bütün tarafların da buna ve ülkenin güvenliğine saygı duymasını bekliyoruz. Ayrıca görüşmede iki ülke sınırındaki güvenlik konularında atılan adımlarla ilgili ikili komitenin aktifleştirilmesi konusunda anlaşıldı. Ve silahlı kişilerin ve teröristlerin sızmasını ve komşu Türkiye’nin güvenliğine zarar gelmesini engellemek için güvenlik birimlerimizi sınır hattı boyunca konuşlandırmaya başladık.

        O zaman Türkiye ve Irak arasında sınırla ilgili yeni bir uzlaşma ve anlaşma var.

        SUDANİ: Evet, bu iki ülke sınırında resmi sınırları korumak ve kaçakçılık, terör ile güvenliğe zarar verebilecek her türlü faaliyete karşı ortak bir plan olacak.

        "HERHANGİ BİR ÖRGÜTSEL FAALİYETE İZİN VERİLEMEZ"

        Peki ileride PKK Irak'ta da terör örgütü olarak ilan edilebilir mi? bu mümkün mü?

        SUDANİ: Bu nitelendirme kanuni bir bağlama dayanıyor. Biz bu nitelendirmeler üzerinde çalışan bir uluslararası kuruluş değiliz. Biz bu dosyayı bunların buradaki varlığı yani mülteci olarak varlıkları bağlamında ve Irak kanunu ile uluslararası hukuk açısından ele alıyoruz. Ama herhangi bir örgütsel faaliyete de izin verilemez. Irak kanunundaki siyasi partilerle ilgili maddeler bunlar için uygulanmaz. Bu yüzden böyle bir siyasi faaliyet yasaklıdır ve bunun uygulanmaması bağlamında kanuni icraatlar uygulanır.

        Eşref Kampı gibi bir çözümün bu konuda da uygulanması söz konusu olabilir mi?

        SUDANİ: Bütün çözüm seçenekleri mümkün. ama Türkiye’den de bu konuda bir çaba gerekiyor. Bazı siyasi icraatlar, böylece bizi de pek mutlu etmeyen bu dosyanın çözüme kavuşturulmasına katkıda bulunabilir. Bu mesele geçmişteki birikimlerle ilgili sorunun bir parçasıdır.

        TÜRKİYE'NİN GÜVENLİĞİ IRAK'IN EGEMENLİĞİ

        Görüşmelerde özellikle güvenlik meselelerine ilişkin Irak ve Türkiye olarak ortak bir bakış açısında ortak bir paydada buluşabildiniz diyebilir miyiz?

        SUDANİ: Tabi ki, güvenlik meselesinde bir uyum vardı. İki taraf da Türkiye’nin güvenliği ve Irak’ın egemenliğinden taviz verilmemesi konusunda kararlıydı. Bu çerçevede sınır bölgelerinde koordinasyonla ilgili ortak bir plan üzerinde anlaşıldı. Yine bir diğer komşumuz İran’la olan tecrübelerimizi de paylaştık. İran’la gerginliğin giderilmesinde başarılı olduk ve o bölgeler güvenlik ve istikrara kavuştu. Türkiye’yle de aynısını yapabilmemiz mümkün.

        "SUYUN İDARESİNDE TÜRKİYE'NİN TECRÜBESİ VAR"

        Irak'la sınır aşan sular konusu da yıllardır gündemde. İki ülke arasında su meselesinde herhangi bir gelişme var mı?

        SUDANİ: Bu konusu yine iki ülke arasında ilişkilerde uzun yıllar belirleyici olan önemli ve stratejik konulardan biri. Herkes biliyor ki Fırat ve Dicle Irak’ta yaşamın ana kaynaklarından biri. Irak halkının yüzde 75’i tarımla uğraşıyor. geçtiğimiz senelerde bazı dönemler güney ve hatta orta vilayetlerde içecek su temini konusunda büyük sıkıntılar yaşadık. Bu yüzden Türkiye’deki kardeşlerimizle sorunun kalıcı çözümü konusunda sürekli görüşmeler halindeydik. Onların Irak’ta suyun kullanımı konusunda bazı dikkat çektikleri hususlar var. Biz de onlarla bu çerçevede aynı düşünüyoruz. Bu yüzden biz şöyle bir öneri getirdik. Türkiye’nin suyun idaresi konusunda dünyada önemli bir tecrübesi var. Baraj yapımları, sulama kanalları, ıslah çalışmaları, ziraat projeleri gibi suyun idresine dayanan suyun yönetimi projesi. Suyun kullanımının devamlılığını ve Irak ekonomisinde önemli bir alan olan tarım alanlarının daha verimli değerlendirilmesini sağlayacak çalışmalar yapmalıyız. İki ülkedeki uzmanların büyük çaba sarf etmesinden sonra bu anlaşmaya vardık ve inşallah çok yakında bu projelerin başlaması için son rötuşları da atacağız. Tabi bu projeler farklı alanlarda ve Irak’ın farklı bölgelerinde Türk şirketler tarafından uygulanacak.

        O zaman bu sizin açınızdan çok önemli bir gelişme...

        SUDANİ: Kesinlikle evet bu çok önemli bir gelişmedir. Sorun genel olarak şöyleydi, heyetler gidip gelirdi ve bir hisse bırakılması için çalışırdı. Ama çok önemli noktalardan biri adil bir hisse dağılımı üzerinde anlaşmaktır. Tabi en uygun kullanım şeklinin belirlenmesi de. suyun en uygun kullanım yöntemleri en modern yöntemlerle uygulandığında size önemli bir kaynak sağlayacak. Bu yaşamsal konuyla alakalı üzerinde anlaştığımız hususlar bunlar.

        Uzun zamandır Irak icin önemli başlıklardan biri de Amerikan askerlerinin Irak’taki varlığı. Yıllardır bu meseleyi konuşuyoruz ama halen 2 - 3 bine yakın Amerikan askeri var Irak’ta. Bu konudaki son gelişmeler nedir, ne kadar yol kat edildi?

        "DEAŞ'A KARŞI ZAFER SAĞLANDI"

        SUDANİ: Hükümet ilk günlerinde ülkede uluslararası askeri ittifakın Irak’taki varlığı konusunun tekrar gözden geçirileceği mesajını verdi. Bu ittifak 2014 yılında DEAŞ'ın birçok bölgeyi ele geçirmesinden sonra Irak devletinin daveti üzerine geldi. Irak o dönemlerde uluslararası alanda bir yardım talebinde bulundu ve bu uluslararası koalisyon ABD öncülüğünde kuruldu ve içerisinde 68 ülke yer aldı. Biz şu an 2024 yılındayız, yani 10 sene oldu. Çok şükür DEAŞ'a karşı zafer de sağlandı. Bu zafer de öncelikle Irak halkının büyük fedakarlığı daha sonra dost ülkelerin yardımıyla gerçekleşti. Dolayısıyla bu ilişkinin belirlenmesi ve gerekçenin ortadan kalmasıyla bu varlığın da sona ermesi için ikili bir diyalog başlatma üzerinde anlaştık. İkili bir komite oluşturuldu ve yakın bir zamanda bu misyonun görevinin sona ermesiyle alakalı bir takvim açıklayabiliriz. Ayrıca ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve özellikle ABD ve koalisyon ülkeleriyle güvenlik konularında ilişkilerin geliştirilmesi kararlaştırıldı.

        İran ve ABD Irak Kalkınma Yolu Projesi'ne nasıl yaklaşıyor? destekliyorlar mı yoksa karşılar mı?

        "ABD KALKINMA YOLU PROJESİ'NE KARŞI DEĞİL"

        SUDANİ: Biz Irak Kalkınma Yolu Projesi'ni ilk ilan ettiğimizde bütün komşularımız ve hatta Avrupa ve Dünya Bankası kurumlarına projeyi tanıtmak için bir konferans davetinde bulunduk. sonra İran’ın da dahil olduğu bütün bölge ülkeleriyle bu konuda diyaloglara başladık. Ve hatta İran cumhurbaşkanı rahmetli reisi’nin Irak ziyaretinde bu konuda anlaşmalar imzalanması kararlaştırılmıştı. Reisi’nin ayın 29’unda Irak’ı ziyaret etmesi bekleniyordu. Biliyorsunuz İran komşu bir ülke ve stratejik bir konumda yer alıyor. Çin’in Kuşak ve Yol Projesi ve Rusya, İran ve Azerbaycan arasında kuzey-güney yolu projesi İran’dan geçiyor. Bu projelerin Irak’tan geçmesi de mümkün ve Suriye üzerinden Akdeniz’e ve Suudi Arabistan üzerinden Kızıldeniz’e ulaşması muhtemeldir. Bütün civar ülkelerden Irak Kalkınma Yolu Projesiiyle uyum içinde olma ve projede yer alma rağbeti gördük. ABD’ye gelince, onun bu tarz projelere karşı herhangi bir olumsuz tutumu olmadı. Aksine o her zaman bu kalkınma projelerini destekledi. hatta Hindistan’dan başlayacak ve BAE, Ürdün ve işgalci İsrail yönetiminin olacağı projeyi de destekliyor. Ama Irak Kalkınma Yolu Projesiİne de karşı değil. Kalkınma Yolu Projesi, enerjinin Avrupa ülkelerine taşınması hususunda önemli rol oynayacak bu da dünya istikrarına katkıda bulunacak.

        İbrahim Reisi’nin ölümünden sonra iran’la ilişkileriniz nasıl olacak, ilişkilerde bir şey değişecek mi?

        SUDANİ: Maalesef bu çok acı bir hadiseydi. İran Cumhurbaşkanı sayın Reisi çok saygın bir isimdi, çok uzlaşmacı, yapıcıydı. Şüphesiz İran İslam Cumhuriyeti ile olan ilişkilerimiz çok stratejik ilişkilerdir ve bu hadiseden çok etkilenmez. Evet Reisi büyük bir kayıptı, ancak İran’da devamlılığı sağlayacak kurumlar var. Biz şu an cumhurbaşkanlığı görevini yürüten sayın Muhbir’le de görüştük ve kendisi de bize her alanda siyasi stratejik ve ekonomik ilişkilerin devam edeceğini teyit etti.

        Erbil’deki hükümet ile anlaşmazlığınız var mı? İki taraf arasında sorun varsa bunun nasıl çözülebileceğini düşünüyorsunuz?

        ERBİL İLE İLİŞKİLER

        SUDANİ: Esasen aramızdaki sorunlar siyasi sorunlar değil aksine teknik ve kanuni meselelerden oluşan sorunlar olduğunu söyleyebilirim. Biz de bu sorunları anlayış ve yardımlaşma bağlamında çözmeye çalışıyoruz. Bu konuda önemli oranda mesafe de kat ettik. Irak devlet kurumlarıyla uyumlu bir şekilde çalışmak bölgesel yönetimin çıkarınadır. Bağdat’taki merkezi hükümet de bölgesel yönetim ve diğer vilayetler ilgili anayasal yetkileri konusunda kararlıdır. Bu bağlamda artık şunu söyleyebilirim ki biz kalkınma ve ekonomik fırsatların ne olduğunu konuşmaya başladık. Bizim önceliklerimizi bunlar temsil ediyor. Erbil ve Bağdat arasındaki ilişkiler sözlüğünde “sorun” kelimesini terk etmeye başladık. Geçtiğimiz dönemde güvene dayalı ilişkiler kuruldu. Ülke idaresindeki ittifakı temsil eden federal hükümet Kürt taraflarını da temsil ediyor. Onlar bu ittifakın asli unsurlarından biridir ayrıca hükümetin ve parlamentonun da bir parçasıdır. Herkes bu siyasi ittifak ve hükümet programı için çalışıyor.

        Filistin ve Suriye ile ilgili de sorularım var. Sizin Filistin konusundaki tavrınız nedir? İki devletli çözümden mi yanasınız? Başkenti Doğu Kudüs olan bir devleti savunuyor musunuz? Son gelişmelerle ilgili tutumunuz nedir?

        "TÜRKİYE'NİN FİLİSTİN TUTUMUNU TAKDİR EDİYORUZ"

        SUDANİ: Filistin davası Irak açısından merkezi bir dava ve ilkesel bir tutumumuz var. İşgale ve 7 Ekim’den sonra başlayan İsrail saldırılarına karşı tutumumuz nettir. Bu saldırılar uluslararası toplumun sahteliğini ve işgalci israil yönetiminin gerçek yüzünü su yüzüne çıkarttı. Bu konuda biz ayrıca Türkiye’nin tavrını ve ilkesel tutumunu takdir ediyoruz. Özellikle son dönemlerde aldığı ekonomik boykot kararlarıni memnuniyetle karşılıyoruz. Gazze’de günlük olarak yaşananlar - son olarak Refah’ta çadırlar bombalandı – kelimenin tam manasıyla bir toplu katliam ve soykırımdır. Uluslararası Ceza Mahkemesi ve birçok kuruluş İsrail’in bu saldırılarının ne anlama geldiğini teyit etti. Bizim tutumuz Filistin halkının tutumuyla uyumludur. Biz her defasında bunu vurguluyoruz. Filistin halkının kaderini Filistin halkı belirleyecek ve devletin nasıl olacağına da Filistin halkı karar verecek. Biz Filistin halkının kararlarının yanında duruyoruz, direnişini ve mücadelesini destekliyoruz.

        Tekrar netleştirmek isterim, siz Irak olarak iki devletli çözümden mi yanasınız yoksa sadece Filistin devletini mi destekliyorsunuz?

        SUDANİ: Bizim İsrail oluşumuyla normalleşme ve onu meşrulaştırmak isteyenleri cezalandıran bir kanunumuz var. İsrail oluşumu açık bir işgal ve Filistin halkının haklarının gasp edilmesiyle kuruldu. Biz de hükümet olarak bu çizgideyiz ve bu kanunun uygulanmasından sorumluyuz. Irak’ın resmi tutumu Filistin halkının yanındadır. Filistin Devleti’nin kurulmasında Filistin halkının kararlarının yanındadır.

        Suriye’de rejimle ve Beşar Esad’la güçlü ilişkileriniz var. İletişiminiz var ve ziyaretler yapılıyor. Geçmişte Suudi Arabistan ve İran arasında arabuluculuk yaptınız ve tutumunuz oldukça önemliydi. Aynı şekilde Esad’la Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili görüşüyor musunuz? İlerleyen günlerde ırak’ın suriye ile Türkiye arasında arabulucu olma ihtimali var mı?

        "SURİYE KONUSUNDA TÜRKİYE İLE AYNI DÜŞÜNÜYORUZ"

        SUDANİ: Öncellikle Suriye’nin güvenliği ve istikrarı Irak’ın ulusal güvenliği ve istikrarı demektir. Bugün Irak’ta gerçekleştirilen terör tehlikelerinin çoğu Suriye devletinin kontrol edemediği ve DEAŞ'tan arta kalan örgütlerin olduğu bölgelerden ve oradaki kamplardaki ve hapishanelerdeki teröristlerden kaynaklanıyor. bu bizim için büyük bir endişe kaynağı ve sınır güvenliğimiz için bir tehlike. Üstelik Irak- Suriye sınırında kontrolümüz olmasına rağmen. Bunun yanı sıra kardeş Suriye halkının uzun süren savaş boyunca yaşadığı sıkıntıları görmezden gelemeyiz. Biz Suriye’nin güvenliği ve istikrarı için ortaya konan bütün çabaların yanındayız. Özellikle Arap Birliği nazarında Suriye konusunda çok çaba sarf ettik ve Suriye’nin Arap Birliği’ndeki koltuğunu geri almasını sağlayan ülkelerden biriyiz. Şüphesiz Suriye’de diyalog ve uzlaşma olması hususunda Türkiye ile aynı düşünüyoruz. Çünkü Türkiye’nin karşı karşıya olduğu terör tehlikesinin kaynağı da suriye devletinin kontrolünün olmadığı bölgeler. dolayısıyla uzlaşmaya varılması ve anlaşmazlık olan konuların giderilmesi ve ortaklaşılan konularda odaklanılması için bakış açılarının yakınlaşmasında ortak bir çıkar söz konusu. Bu bağlamda bölge ülkelerinin bakış açılarının yakın bir zemine oturtulmasında Irak’ın rolü merkezi bir konumda ve önemli. Sizin de zikrettiğiniz gibi Suudi Arabistan ve İran arasında yakınlık kurulmasında Irak aktif bir rol üstlendi. Şu an aralarında özel bir ilişki var ve kesinlikle bu çok kolay bir durum değildi. Çünkü ilişkiler gergin bir süreçle paralel gidiyordu. Ama başarılı olduk ve bölge de bundan kazandı. Çünkü bizim hedefimiz bu. Bölge ülkeleri birbiriyle uyumlu hale nasıl gelir diye böyle bir rol üstlendik. Suriye ve Türkiye arasında da böyle bir uzlaşma ve diyalog zemini oluşturmaya çalışıyoruz.

        Daha öne bu konuyla ilgili Erdoğan veya Esad’la konuştunuz mu?

        SUDANİ: Kesinlikle bununla ilgili görüşmeler devam ediyor. Ve inşallah yakında bu bağlamda bazı adımlar olacak.

        Türkiye halkına ve hükümete bir mesajınız var mı? Gelecekle ilgili ne bekliyorsunuz?

        SUDANİ: Evet, dostluk ve saygı mesajı göndermek istiyoruz. Türkiye komşu ve stratejik ilişkilerimizin olduğu bir ülke. Geçtiğimiz dönemde, değişimden sonra Türk halkıyla şirketler, kurumlar ve resmi hükümet aracılığıyla daha da yakınlaştık ve Türk halkı Irak halkıya yardımlaştı. Irak halkı bu tarz tutumları kaydeder. Irak’ın teröre karşı mücadelesini, egemenliği ve birliği konusunda Türkiye’nin tavrı hem hükümet hem de halk düzleminde netti. Bunların hepsi saygı ve takdire şayandır. Bizi ekonomik ve kalkınma açısından büyük fırsatlar bekliyor. Biz Türkiye ile stratejik ortaklık konusunda ciddiyiz. Bunun için ilk günlerden beri çalışıyoruz. En baştan Türkiye’nin Irak’taki büyükelçisine, ilişkilerin geleceğinin Türkiye ve Irak arasında ekonomik ve stratejik ortaklık olduğunu söyledim. Medyanın da bu resmi adımları desteklemesini talep ediyoruz. Biz anlaşmalarda ve karşılıklı görüşmelerde, fikirlerde ve projelerde esas taşları koyduk. Irak ve Türkiye’deki medya da bunu desteklemeli.

        "IRAK'TAN TÜRKİYE'YE SEYAHAT HACMİ BÜYÜK"

        Vize konusunda herhangi ilerleme var mı?

        SUDANİ: Bazı düzenlemeler yapıldı, işadamları ve şirketler için birçok kolaylık getirildi. Ve buna karşılık olarak bazı kolaylıklar bekliyoruz. Irak’tan Türkiye’ye yönelik seyahat hacmi büyük. Birçok kişi orada ikamet etmek istiyor ve konut alımına yöneliyor. Bu Türkiye’deki kalkınma ve turizmin gelişmesi için önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretinde Iraklı turistlerin Türkiye’ye gidişinde daha fazla kolaylıklar sağlanmasını talep ettik.

        Bizimle beraber olduğunu ve yayına katıldığınız için çok teşekkür ederiz.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa