Her şey bel fıtığı ameliyatı sonrasında oldu! Teksaslı ama Rus ve Avustralya aksanıyla konuşuyor...
Teksaslı bir kadın (39) bel fıtığı ameliyatından belirgin bir Rus aksanıyla uyandı. İyileşme sürecinde olan kadının konuşurken zaman zaman da Avustralya aksanı kullandığı belirtildi
Teksaslı bir kadın bel fıtığı ameliyatından sonra uyandığında güneyli aksanının yerini Rus aksanının aldığını görünce şaşkına döndü.
Daily Mail'de yer alan habere göre, 39 yaşındaki Abby Fender, bu belirtiden beri kimlik sorunlarıyla mücadele ediyor ve artık garip konuşmalardan kaçınmak için nereli olduğu konusunda yalan söylemek zorunda kaldığını belirtti.
YABANCI AKSAN SENDROMU KONULDU
Başlangıçta şaşkınlık yaşayan doktorlar, sonunda Fender'e Yabancı Aksan Sendromu olarak bilinen nadir bir durum teşhisi koydu.
Travmatik beyin hasarı, felç, anevrizma veya multipl skleroz adı verilen bir merkezi sinir sistemi rahatsızlığı nedeniyle bir tür beyin hasarına, tipik olarak konuşma bozukluğuna neden olur. Bazı vakalarda ise altta yatan bir neden tespit edilemez.
Haberde Fender'ın "Rus Minnie Mouse" sesi benzerliğinden kurtulmak için konuşma terapisi aldıktan sonra, başka bir sorunla karşı karşıya kaldığı bu defa da Avustralya aksanı geliştiği kaydedildi.
"SESİM ÇİZGİ FİLM KARAKTERİ GİBİ ÇIKIYORDU"
Profesyonel bir şarkıcı olan Fender durumuyla ilgili şunları söyledi: "Ameliyattan uyandım ve sesimde bir sorun olduğunu hemen anladım çünkü yüksek sesle konuşamıyordum. Çok geçmeden sesimin perdesinin çok çok yükseldiğini hissetmeye başladım ve biz buna 'Rus Minnie Mouse sesi' adını verdik, sesim sürekli bir çizgi film karakteri gibi çıkıyordu.
Yabancı Aksan Sendromu, 20. yüzyılın başlarında ilk kez tanımlandığından bu yana nörologları ve konuşma uzmanlarını şaşırttı. İnsanlar genellikle yerel dillerindeki ses kalıplarından kaynaklanan ve bilinçaltı bir süreç olan aksanları zaman içinde geliştirirler. 1907'den bu yana sadece yaklaşık 100 vaka teşhis edildi.
KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Bildirilen yaklaşık 100 vakanın çoğunun, beynin Broca bölgesi adı verilen konuşma merkezinin hasar görmesi sonucu ortaya çıktığı ifade edilerek, ön lobda yer alan bu bölgenin, bir kişinin fikirlerini ifade etme ve kelimeleri sözlü ve yazılı dilde doğru bir şekilde kullanma yeteneği için çok önemli olduğu kaydedildi.
Bu durum kadınlarda ise erkeklerden daha sık görülüyor. Hastalar tipik olarak inme nedeniyle bu sendroma maruz kalabiliyor; ayrıca gelişimsel veya psikolojik bozukluklar, travma veya tümörlerin bir sonucu olarak da gelişebiliyor.
Bu durum, insanların kelimeleri telaffuz etme biçimlerinde, sözdizimlerinde ve kelime dağarcıklarında değişikliklerin yanı sıra sesli harflerin uzunluğunda ve gerginliğinde de değişikliklere yol açabilir. Bu kişiler, 't' veya 'd' gibi dillerini üst ön dişlerinin arkasına vurmayı gerektiren seslerde sorun yaşayabilir ve bazı kelimeleri telaffuz etmekte zorlanır.
Fender'in durumunda herhangi bir beyin hasarı vakası rapor edilmedi; Rus aksanı ilerleyen süreçte ise Avustralya aksanına dönüştü.
GÜNDE EN AZ 10 KEZ NERELİ OLDUĞU SORULUYOR
Bu durumun günlük yaşamı üzerindeki büyük etkisini anlatan Fender, sık sık tuhaf ve açıklanamayan aksanı hakkında sorulara maruz kaldığını söyledi.
Fender, "Nereli olduğum konusunda yalan söylemek istemiyorum ama bazen söylüyorum çünkü daha kolay geliyor. Bunu her yaptığımda, gerçekte kim olduğumu inkar ediyormuşum gibi hissediyorum ve bu iyi bir duygu değil ama nereli olduğum sorusu günde en az 10 kez soruluyor" dedi.
Konuşma patoloğu, Fender'in şarkı söyleme perdesini yeniden kazanmasına ve doğal konuşma sesine geçecek kadar boyun kaslarını gevşetmesine yardımcı oldu.
Buna inanamadığını söyleyen Fender, "Kendi sesimi tekrar duymak bir mucizeydi. Çok uzun bir yolculuktan sonra eve dönmek gibiydi, ancak bu uzun sürmeyecekti; çünkü sadece bir pipet kullanarak bir şişe suya baloncuk üflemek gibi belirli teknikleri kullanarak eski aksanımı geri alabileceğim" dedi.
Konuşma terapisinde kaydettiği büyük ilerlemelere rağmen, Fender hala aksanına tam olarak kavuşamadı ve son zamanlarda Avustralya aksanıyla konuştuğunu söyledi.
Fender sözlerine şöyle devam etti: "Kontrolün bende olmamasından ya da sesimin nasıl çıkacağını bilmemekten hoşlanmıyorum. Bu çok korkutucu."