"O sözlerimden rahatsız olan varsa özür de dilerim"
Başbakan Erdoğan, Teke Tek'te konuştu
Başbakan Tayyip Erdoğan; Habertürk TV, Show TV ve Bloomberg HT ortak yayını Teke Tek Özel'de Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı.
Erdoğan, Gezi Parkı'ndaki olaylarla ilgili neler düşündüğünü, Taksim'e yeniden yapılacak Topçu Kışlaşı'nı, Atatürk Kültür Merkezi'nin yıkılıp yıkılmayacağını, yeni havalimanı projesini, Kanal İstanbul'u, 3. Boğaz Köprüsü'nü, yeni vergi yasasını, Suriye'de gelinen noktayı, Cenevre Konferası'ndan beklentileri, Irak, Rusya ve İran'la ilişkileri, ABD gezisinin somut sonuçlarını anlatıyor.
GEZİ PARKI OLAYLARI
GEZİ PARKI'NIN TARİHİ
Bu bir anda ortaya çıkan bir olay mı? Kim neyi nereye getirdi, bunu görmeleri gerekiyor ekrandaki vatandaşlarımın. Zira bu olayın üzerinde durulan yer Gezi Parkı. Böyle başladı. Gezi Parkı nedir? Bunu şu anda bilmeyen çok.
Orada 10 tane sökülen ve taşınan, 2 tane de kesilen ağaç var.
Burada Topçu Kışlası vardı. Mimarisi çok farklı ve güzel bir mimariydi. 1940'a kadar geliyor ve Lütfi Kırdar yıktırıyor. Taksim Stadı olarak yapılıyor ve bugünkü İnönü Stadı ahırlar yıkılarak yapılıyor
"AKM YIKILACAK"
Taksim Gezi Parkı ile ilgili bunun çalışmaları benim önüme geldi belediye başkanlığı dönemimde. Baktım ki merkezi yönetim bana destek vermiyor, o işten vazgeçtim. Başbakan olduktan sonra tekrar gündeme getirdim. Baktım ki nefis olacak bunu yaparsak. Hem orada yeşili ve tarihi yeniden kazanırız ve yayalaştırmayı yapacağız. Ona başladık. Bir başka hedef de AKM'yi yıkmak. Yan taraftaki ve arka taraftaki boşluğu da katarak çok büyük bir kültür merkezi yapmayı düşünüyoruz.
Bu adımları atarken tabii biz önce Gezi Parkı için kurulun olumsuz yaklaşımı oldu. Bu olumsuz yaklaşımı Ankara'da üst kurul bozdu.
"ZATEN ASLI VAR. NEDEN VATANDAŞA SORALIM"
Bu tarihi eserin zaten aslı var. Bunun nasıl yapılacağını sormanın gereği yok. CHP tarafından yerle yeksan edilmiş bir eseri biz yeniden kazandırıyoruz.
Bugün gitmiş 300-500 kişilik grup 3. Köprü'nün orada gösteri yapmış. Geçen bir TV programında seyrediyorum. 358 bin ağaç kesilecekmiş. Yahu sen bunu neye dayanarak söylüyorsun? Böyle bir rakam yok. Ben işin içindeyim. Ağırlıklı olarak zaten maki, makinin yanında kömür ocakları ve taş ocakları var. Bu düzenlemeyle birlikte oralar yeşile kavuşacak. Orman içinden yol geçecek. Havalimanı etrafı çok güzel olacak. Orada çeşitli yapılanmalarla bir güzelleşme sağlanacak. Kanal İstanbul var bir de. Burada çevreciliğin en ileri nookta çalışmaları yapılıyor.
"MESELE GEZİ PARKI MESELESİ DEĞİL"
Taksim'de aslında mesele AVM ve Gezi Parkı olayı değildir. Bir İstinye Park gibi bir şey oraya yapılabilir mi? Şehir Müzesi olayını telaffuz ettik biz. İstanbul'da çünkü bir şehir müzesi yok. Bunun dışında biz bir büyük kütüphane de düşünüyoruz. Orası da Rami Kışlası olacak. Ona da itiraz edecekler. Orada zaten kışla kalmamış.
"CEYLAN OTEL YAPILIRKEN BUNLAR NEREDEYDİ?"
Bu olay bugün ortaya çıkmadı. 2011 seçimlerinden önce konuştuk. Bir Ceylan Otel yapılırken bunlar neredeydi? Hilton'un önündeki parkla ilgili benim verdiğim kavgayı herhalde takip etmişsinizdir. Orayı bizden alıp vereceklerdi. O ilçenin sıınırlarının içinde olduğu belediye yeşil ışık yaktı.
"ZEKERİYAKÖY NERE, TAKSİM NERE"
Mesela Koç Üniversitesi'nin olduğu yer. 10 yaş grubu üzeri tamamen dört dörtlük bir ormandır. Orada ağaçlar kesildi. Kimse benim yanımda değildi. Çevreci geçinenler oranın patronajını üstlenenler bunu yaptılar. Açılışta ben cezaevindeydim, Cumhurbaşkanı açılışta dedi ki; Buraya karşı çıkanlar şimdi neredeler? Sonra biz davayı kazandık. Bu okulun rektörü öğrencilere yazı yazdı. 'Taksim'deki eylemlere katılabilirsiniz. Rapor getirmeseniz de izinli sayılacaksınız' diye. Şimdi Zekeriyaköy nere, Taksim nere?
Olması gereken demokrasi mücadelesi ise demokrasi mücadelesi sandıkta verilir. O gün ben açıklama yaptım. Polis aşırı gitmiştir dedim. Ama dün polis bunu yapmadı. Minimize oldu iş. Polisin araçlarını yaktılar.
"MHP VE BDP BU İŞE BULAŞMADI, CHP YALNIZ KALDI"
Toplum psikolojisi öyle bir şeydir ki; oradaki bir marjinal grup toplumu yönlendirebilir. CHP Genel Başkanı Kadıköy'ü iptal etti oraya çağırdı. MHP ve BDP bu işe bulaşmadı. CHP ortada yalnız kaldı.
RESMİ RAKAMLARA GÖRE VERİLEN ZARARLAR
Araçlar, belediye otobüsleri yakılıp yıkıldı. Bunda kesinlikle CHP'nin onayı var. Resmi rakamlara göre 1 Haziran'dan 2 Haziran'a kadar 89 polis aracı, 42 özel araç, 18 belediye aracı, 4 bize ait bina yakılıp yıkıldı. Şimdi yani ne oldu da siz bunu yapıyorsunuz? Seçim hakkınız, demokratik haklarınız mı elinizden alındı? Neden bunları yaptınız?
"TWITTER DENİLEN BAŞ BELASI"
Her ülkenin kendine ait bir yapısı var. İnsanların da genlerinde olan birtakım yapıları var. Birtakım insanlar bir yere girdikleri zaman oradan çıkmayabilirler ve orayı terörize edebilirler. Burada da atılan adımlarımız var. Bir defa onların yaklaşım tarzına cevap veremeyecek durumda değildik. Ama samimi yaklaştık. Twitter denilen bir bela var. Yalanın daniskası burada. Bu sosyal medya denilen şey aslında şu anda bana göre toplumların baş belasıdır. 'Ağaçlarda sallandıracaklar' 'Yüz tane İslamcı Taksim'e kaleşnikoflarla geliyor' filan... Toplum bu şwekilde terörize edilir. Photoshoplarla cesetler yayınladılar. Onlar Taksim'e 20 bin kişi mi çıkardı ben de 500 bin kişiyi Kazlıçeşme'ye çıkarırım. Böyle bir imkanımız, gücümüz var. Partimin tabanı da 'Biz bunlara karşı sessiz mi kalacağız' diye sürekli bizi aradılar ama biz sakin durduk.
"21.5 MİLYON OY ALDIK, ONLAR MI TAHAKKÜM EDECEK"
Biz 21.5 milyon oy almışız ama onlar gelip tahakküm edecekler. Böyle bir şey yok. Ben çoğunluğun azınlığa ve azınlığın çoğunluğa tahakkümüne karşıyım. Bütün alanlar yol geçen hanı değil ki. Gösteri, yürüyüş yapabileceğin yerlerde yaparsın. Toplumun diğer katmanlarına saygı göstermeyecek misin? Gelişmiş toplumlarda bu işler belli yerlere bağlanmıştır.
"AVRUPA'DA MÜDAHALE DAHA SERT"
Avrupa'da polis bizden çok daha sert müdahale yapıyor. Ben dün Almanya'daki olayları izledim, polis yere yatırmış. Bunlar bizde de oluyor.
"BEN DİLSİZ DEĞİLİM"
Galatasaray Stadı'nı biz yaptık ve açılışa gittik. Belli bir grubun başlatmasıyla yuhalandık. 400 trilyon para harcamışız. Şu anda bir numaralı stat Türkiye'de orası ve Galatasaray'ın kullanımında. Aynı şey kapalı spor salonlarında da oluyor. Buralarda belli bir ideolojik grup, verdiğinn hizmete rağmen her türlü hakareti yapıyorlar. Onların güç aldığı siyasiler, köşe yazarları da 'Başbakan artık diktatör olmaya başladı' diyor. Kusura bakmayın, siz her şeyi yazarken biz de bırakın da sesimizi çıkaralım. Siz her türlü şeyi yazacaksınız, biz de sessiz duracağız. Ben dilsiz değilim. Tabii ki konuşacağız.
"AK PARTİ'DEN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİ NASIL ALIRIZ DİYE DÜŞÜNÜYORLAR"
Bu kadar ağaç, fidan dikmiş bir iktidarı kalkıp bu şekilde eleştireceksiniz. Olay tamamıyla ideolojik. Bu yaklaşımla iktidarıma, şahsıma ve Büyükşehir Belediyesi seçimlerine yönelik. AK Parti'den büyükşehiri nasıl alabiliriz diye düşünüyorlar. Bunun mücadelesi içindeler. AK Parti'den İstanbul Büyükşehir'i almaya yönelik. Şahsıma yapılan hakaretlerden de asla çekinmiyorum. Burada bir sıkıntı yok. Millet görev vermeye devam ettiği sürece biz devam edeceğiz.
"İSTANBUL AVM'YE DOYMUŞ DURUMDA"
Şimdi 3. havalimanı yapıyoruz. Büyük kısmını yeşil alan düşünüyoruz. Konut ve AVM olmayacak. İstanbul zaten AVMye doymuş durumda. İstanbul'un en büyük sıkıntısı şu an rezidans ve otel sıkıntısı.
KİLİSENİN MEYDANA ÇIKMASI İÇİN HAMBURGERCİLER KALDIRILIYOR
Taksim'e cami olayı var. Maksemin arkasında yapılacak. Burada ilk kez açıklıyorum. Kilise vakfının önündeki tüm dükkanları kaldıralım diye vakıfla konuşacağız. Kilise meydana çıksıın. Diğer tarafta cami olsun. Bizim medeniyet anlayışımızın çok güzel bir göstergesi olsun.
Benim adım Tayyip Erdoğan. Biz bu yola çıkarken aldatan olmayacağız dedik. Biz tarihini verdiğimiz gün bunları bitiririz. Bizde gerçek manada kültür merkezi yok. AKM'nin yerine uluslararası bazda da gösterilerin geleceği bir muhteşem yer yapalım. Ses akustiği hiçbir yerle mukayese edilemeyecek güzellikte olsun istiyoruz. En kısa zamanda da orada yıkımı yapıp, adımı atacağız.
"TOPÇU KIŞLASI OTEL OLACAK, ALTINA DA ŞEHİR MÜZESİ UYGUN"
Bizim İstanbul'da ciddi manada otel ihtiyacımız var. Burayı biz ilk olarak konferans merkezi haline getirmeye çalışıyoruz. Topçu Kışlası büyük ihtimalle otel olacak. Altı da şehir müzesi olur büyük olasılıkla. Buraya insanlar geleceği için alışveriş mağazaları da olmalı. Halı mağazası vs. Ama bunların modern olması lazım. Rastgele değil.
"TAKSİM DAHA YEŞİL OLACAK"
Bunun kararı tam anlamıyla verilmiş değil. Proje eskisinin aynısı ama çevre düzenlemeleriyle yapılır. Taksim'deki ağaç sayısında herhangi bir eksilme olmayacak, daha yeşil hale gelecek. AKM yerine de dev bir opera binası yapacağız.
"İKİ AYYAŞ" POLEMİĞİ
Bu, toplumda bizim laf ola diye söylenen, iki kişinin hazırladığı diye söylenen bir şeydir. Zaten iki kişinin imzasıyla çıkmaz ki. Bu kanun çıktığında Gazi Mustafa Kemal meclis başkanıydı. CHP'nin şu anki yöneticileri çok büyük talihsizlik. Bunlar siyaset de bilmiyor. Büyük ihtimalle Gazi'nin de imzası yoktur.
ALKOL DÜZENLEMESİ
Ben insanımı seviyorum ve alkolik olmasını istemiyorum. Alkolün insan sağlığına zararlı olduğu bilimsel olarak ortada. Trafik kazalarının en önemli nedeni alkol. Bize düşen nedir? Gitsin istediği gibi intihar etsin, kendini bıçaklasın mı? Ona müdahale etmeyi yöneticiler nasıl kendisi için telakki kabul ediyorsa ben de bu konuda kendime görev telakki ediyorum. Biz Anayasa'nın amir hükümlerini yerine getiriyoruz.
"RAHATSIZ OLAN VARSA ÖZÜR DİLERİM"
Dinin emrini yerine getiriyor diyorlar. Din, toplum için, insan için hayırlı bir şey emrediyorsa bunun gereğini yapmak zararlı ve kötü mü? Biz bu arada muhafazakar demokrat bir partiyiz. Burada bizim ifadelerimizden rahatsız olanlar varsa, özür de dilerim ben. Ama ben onları düşünerek bunları söylüyorum.
'ALKOLİK' POLEMİĞİ
Dünya Sağlık Örgütü bana ödül verdi. İlk defa bu ödülleri almıyorum. Çünkü onların da mücadelesi bu istikamette. Amerika'da bugün alkolle mücadeleye yönelik uygulamalar var. Onlar da
tebrik ediyorlar. Avrupa'da da öyle. Bunlar yapılmayan şeyler değil. 18 yaşı altındaki kişilere alkol ve sigara satmazsınız.
Fatih Altaylı: "Yasaklamalar, kısıtlamalar, düzenlemelerden daha çok insanlara kötü hissettiren belki 'her içki içen alkolik değildir'"
Başbakan Erdoğan: Alkoliktir, içkiyi içiyorsa alkoliktir. Bunun tanımı odur.
Fatih Altaylı: Haftada bir gün içen de var. Sosyal içici olan da var.
Başbakan Erdoğan: Tasarruf onundur. Bizim ona saygımız da vardır.
Alkol aldığı için alkolik olarak yola çıktı ve karşıdan gelen alkolik olmayan adamla kaza yaptı. Ne olacak? Normal bir katilin aldığı cezayı alıyor mu?
Fatih Altaylı: Fazlasını alması lazım. O konuda kimsenin itirazı yok.
Başbakan Erdoğan: Alkol alanlar bize o zaman isyan edecekler. Siz niye bu kadar yükseltiniz diye.
Fatih Altaylı: Trafikte alkol konusunda yüzde yüz haklısınız.
İnsanlara kendini kötü hissettiren şey 'ben kırk yılda bir kadeh içiyorum neden alkolik olayım'
Başbakan Erdoğan: Ya onlar bile bana oy veriyor, sen bakma. (gülerek)
Fatih Altaylı: Onlar da size oy veriyor ama bazen öyle bir ayrışım oluyor ki, siz biz noktasına gelindiğinde onlar dışarı kalıyormuş gibi bir durum var. 'Kadeh içiyorum ama ben de Tayyip'e oy veriyorum' diyenler var.
Başbakan Erdoğan: Onlar zaten alkolikler arasına girmemiş oluyor.
"AYDA YILDA İKİ KADEH İÇEN ALKOLİK DEĞİL"
Az önce de ifade ettim, ayda yılda bir iki kadeh içmiş kişiler alkolik değil. Alkolik olması için düzenli içmesi gerekiyor. Benim oy tabanımda böyle ayda yılda bir içenler var. Alkolünü içenler alkolünü de alıyor. Rakısını, şarabını, votkasını alıyor. Biz bu düzenlemde cami ve okulların yakınında satışını yasakladık. Karayollarında ve benzin istasyonlarında kaldırdık. Alkol yasağı gibi bir hedefimiz yok. Bu tamamen gençliğe yöneliktir.
Fatih Altaylı: Acaba bir sonraki adıımda daha fazla yasaklama gelecek mi kaygısı var...
Başbakan Erdoğan: Bu ifadeler 10.5 yıldır hep söylenen ifadeler. Ben bunları dinlemekten bıktım ama malesef söylemekten bıkmadılar. Biz çıkardığımız yasalarla sorumluyuz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sosyal tesislerinde alkol yok. Ben kaldırdım. Göğsümü gere gere söylüyorum. Alkol almak istiyorsan git alkollü mekanlarda al.
SURİYE POLİTİKASI
Suriye konusunda ben zaman açıklaması yapmadım ama bir şeyi biliyoruum. Bu adam gidecek. Cenevre ile ilgili yapılacak toplantılara muhalifler katılmayacaklarını açıkladılar. Beşar şu anda yalnızlığa doğru gşdiyor. Karada Beşar güçlü değili havada güçlü. Karada muhalifler güçlü. Dünkü olayda muhalifler bu bomba yüklü aracı yakaladılar. Bizler tabii Türkiye olarak burada bir sıkntı yaşıyoruz. 300 bin mülteci var.
Reyhanlı bizim yüzde 72 oy tabanımızın olduğu yerdir. Burayı ziyaretimizde gördükki arkada bir siyasi koku var. Fakat ne olursa olsun biz teröre karşı tedbirlerimizi sahil şeridi ve Hatay boyunca alıyoruz. Oradaki muhaliflerin olumlu bakış açısı var. PYD hariç. PYD de bir yanlışın içinde düşerse tavrımız farklı olur.
RUSYA VE İRAN'IN DESTEĞİ
Rusya ve İran Suriye'ye destek vermeyi sürdürürse çözüm tabii zorlaşır ama çözülmez diyemeyiz. Onlarla da görüşmelerimiz sürecek.
"BEN BÜTÜN MEZHEPLERE KARŞIYIM"
Mezhep savaşını asla arzu etmeyiz. Mezhepçilik bizim nefret ettiğimiz bir şeydir. Ben bütün mezheplere karşıyım. Benim için aslolan İslam'dır. Ben Müslüman'ım. Ama bu sünnicilik değil. Arap dünyasında böyle bir gelişme var. Şia Şiacılık, Sünni Sünnicilik yapmamalı. Bırakalım, biz Müslümanız. 100 yıl savaşlarını yaptı Hristiyanlar ve çok sayıda insan öldü.
OBAMA İLE GÖRÜŞME
SERBEST TİCARET ANLAŞMASI
Obama bu konuda bana olumlu bir yaklaşım gösterdi. Ekonomi bakanlarımıza talimatları verelim dedi ve verdik. Ama Cumhuriyetçilerle görüşmemiz lazım. Onlardan da olumlu yaklaşanlar var. Bunu yapabiliriz.
Bizi dışarıda bırakmaları mümkün değil. Çünkü biz Gümrük Birliği içindeyiz. Bunu da Sayın Obama çok net söyledi.
Suriye konusunda biz döndük, 2 gün sonra komisyonda bir karar alındı. Silah yardımı konusunda... Hemen arka arkaya adımlar atıldı. Bütün bunlar durup dururken olmadı. Gayretlerimizle oldu. Gayet iyi bir konuma geldi bu konular. Yüzde 100 demesek de büyük oranda neticeye kavuşturduk. Gittiğimizden çok daha ileri bir noktaya kavuşturduk.
"REKLAMLARI KESEN ARACI KURULUŞLAR VAR, TESPİT ETTİRİYORUM"
Bütün medya demeyelim. Burada bazı medya gruplarıı bunların yanında yer aldılar. Öyle gazeteler oldu ki; özellikle köşe yazarları ve atılan başlıklarla provokatif çağrılar yaptılar. Ve biz bunları okuduğumuz anda dedik ki biz nereye gidiyoruz. Aracı reklam kurumları gazetelere ve televizyonlara reklam vermiyormuş. Böyle bir şey olabilir mi? Bu bir defa medya grupları için ve ülke ekonomisi için bir sıkıntı. Ben çok açık net söylüyorum. Arkadaşlara dedim bu kuruluşları bir tespit edin. Hangi kuruluşlar şirketlerin reklam vermelerine ambargo uyguluyorlar. Gereğini yaparız. Başı boş bırakmayız. İdeolojik davranmak suretiyle holdinglerin reklamını vermiyor. Çok enteresan bir noktaya zemin hazırlıyor. 'Biz istediğimiz zaman bunu yaparak Türkiye'nin ekonomik itibarını sarsarım' mesajı verme gayretindeler. Bu aracı kurumdan kaynaklanıyor. Reklam veren bundan haberdar bile değil. Ben birkaÇ tanesini aradım, haberleri yok. Aracı kurumlar reklamları kestiler.
MELİH GÖKÇEK'İN 'TÜKÜRÜĞÜMÜZLE BOĞARIZ' SÖZLERİ
İfadenin tamamını bilmiyorum nasıl söyledi ama... Yıllar yılı bu ülkede ezilenn biz ve bizim gibiler oldu. Bize çok zulüm ettiler. Suadiye'de bir kız Kur'an Kursu ve aynı zamanda pansiyon var. Bu kızlar sabah dükkana gidiyorlar ve orada o dükkanda terbiye dışı ifadeler kullanılıyor. Bir anda bakıyorsunuz belli yerlerde çirkin el kol hareketleri yapıyorlar. Biz bu ülkenin Başbakanıyız. Bana o el kol hareketlerini yapamazsın. Hele bir bayan olarak yapamazsın. Bu parti yüzde 50 oy almış, halen birileri gelip diyor ki biz sizi ezmeye devam edeceğiz. Ben yüzde 50 ile ezmeyi düşünmüyorum, ama sen yüzde 7 ile, yüzde 13 ile, yüzde 21 ile ezmeye çalışıyorsun.
'METRODA ÖPÜŞME' POLEMİĞİ
Her yerin kendine ait kuralları vardır. Devletin metrosunda da ahlak kuralları vardır. Bu ahlak kruralları aşılırsa buna karşı anonsa yapılmasının nesi yanlış. Sonra da bir grup geliyor, ellerinde alkoller malkoller. Şimdi soruyorum, bir anne baba kızının afedersin birinin kucağına oturmasını ister mi? Biz de diyoruz ki buna dikkat edin. Birisiyle bir bankta oturursun sohbet edersin, bunu saygıyla karşılarsın. Tayyip Erdoğan olarak ben bunu saygıyla karşılamam ve toplumun büyük kesimi de saygıyla karşılamaz. Ben Dolmabahçe'de ofisimin önünde, Kadıköy'den gelenlerin durumunu görüyorum. Ama saygı gösteriyorum. Giyimine kuşamına karışmıyorum. Ama aynı saygıyı beniim eşim, kızım giyinenlere de göstermeliler.
ÇÖZÜM SÜRECİ