"Bu meydanda AKP'li kardeşim varsa..."

MHP Genel Başkanı Devlet Bah&ccedil;eli, partisinin Tokat&rsquo;ta d&uuml;zenlediği mitingte halka hitap etti. AK Parti&rsquo;ye oy veren yurttaşlara seslenen MHP lideri, &ldquo;Ekonomik darboğazdan &ccedil;ıktınız mı?&rdquo; diye sordu. İşte Bah&ccedil;eli&rsquo;nin o s&ouml;zleri:&ldquo;Bu meydanda AKP&rsquo;li kardeşlerim varsa onlara bir soru soracağım. AKP&rsquo;ye &uuml;&ccedil; d&ouml;nemde destek vermiş olan aziz millet evlatları bu desteğin karşılığı olarak ekonomik darboğazdan &ccedil;ıktınız mı? Gelir seviyeniz artabildi mi? İşte milli iradenin ger&ccedil;eği budur. Bunlar istatistikle, televizyonlardaki besleme aydınlarla ifade edilmiyor. Bir AKP var ki sizlerin desteğiyle kurulmuştur. AKP&rsquo;ye oy vermiş, destek vermiş, iktidara taşımış, bundan da kısa s&uuml;rede caymamış, acaba gelir seviyesi artar mı diye beklemiş de beklemiş. Diyelim ki Tokat&rsquo;ta b&ouml;yle bir kardeşim var oğlunun adı Bilal. Başbakan&rsquo;ın oğlunun adı da Bilal. Şimdi AKP&rsquo;liler bu iki Bilal&rsquo;i karşı karşıya getirsinler ve Tokat&rsquo;taki Bilal&rsquo;e sorsunlar, &lsquo;İş kurabildin mi, evin var mı?&rsquo; diye. Bunların cevabı tek tek &lsquo;Hayır&rsquo; olur. &Ouml;b&uuml;r Bilal&rsquo;e sorarsan o da her şeye &lsquo;Evet&rsquo; diyor. Bu iki Bilal eşit midir, o zaman Adalet ve Kalkınma Partisi&rsquo;nin adaletinde bir adalet var mı? Bir Bilal ki evinde 1 milyar dolar var. Bunlar tapelerde ge&ccedil;iyor. Şimdi bunu dikkate alarak bir değerlendirme daha yapalım.&rdquo; Bah&ccedil;eli, konuşmada, halkın AK Parti ye kısaltılmış haliyle AKP diye hitap ettiğini ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın bunu kabul etmediğini s&ouml;yledi. Bunun yasaklandığını iddia eden Bah&ccedil;eli, Biz AK Parti yiz demiştir. Acaba bu kara noktaların &uuml;st&uuml;n&uuml; &ouml;rtmek i&ccedil;in mi AK kavramını kullanmaya başlamıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi, 11 yılı bulan iktidarı d&ouml;neminde T&uuml;rkiye nin her sorununu &ccedil;&ouml;zmeye muktedirken, T&uuml;rkiye nin her sorununu &ccedil;&ouml;zmek yerine kendi programını, &ouml;rt&uuml;l&uuml; olarak hala sakladığı değişim ve d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m projesini uygulamaya koydu. Bir de Ortadoğu da yeni g&ouml;rev ve misyon y&uuml;klenmişti. O da B&uuml;y&uuml;k Ortadoğu Projesidir, eş başkanlığı g&ouml;revidir. Bu iki g&ouml;revle T&uuml;rkiye yi y&ouml;netirken bir yol &ccedil;izmiştir. Buraya, &ouml;ncelikle Adalet ve Kalkınma Partili kardeşlerim olmak &uuml;zere hepinizin dikkatini &ccedil;ekiyorum diye konuştu. Kuvvetler ayrılığına değinen Bah&ccedil;eli, yasamanın TBMM de 300 &uuml; aşan milletvekilliğiyle Recep Tayyip Erdoğan ın denetimine girdiğini &ouml;ne s&uuml;rerek, şunları kaydetti: B&ouml;yle bir durumda yasama var, y&uuml;r&uuml;tme var, 3. kuvvet, o da yargıdır. İşte bu yargıda aldatma ile T&uuml;rk milleti karşı karşıya kalmıştır. 2010 yılı i&ccedil;erisinde 28 maddelik bir anayasa değişikliği, AKP li milletvekilleri de dahil olmak &uuml;zere hi&ccedil; kimse ile istişare edilmemiş, bazı danışmanlar aracılığı ile komisyondan ge&ccedil;irilmiş, genel kurula gelinmiş fakat 367 milletvekili desteği bulamayınca 300 &uuml;n de &uuml;zerinde olması sebebiyle, anayasamıza g&ouml;re bir referandum yoluna gidilmiş. Bu değişikliğin yapılmasıyla ilgili olarak da anayasaya ge&ccedil;ici 15. maddeyi de koymak &uuml;zere el atından ve bazıları tarafından devrimcilere ve &uuml;lk&uuml;c&uuml;lere karşı 12 Eyl&uuml;l den hesap soracağım denmiştir. Bazı arkadaşlarımız da buna inanmıştır ama aradan ge&ccedil;en zaman i&ccedil;erisinde mahkemeler nasıl gelişmişse bunu bilmekteyiz ama bir ka&ccedil; konu 28. maddenin i&ccedil;ine serpilmiş. Bazı kesimler, bunlar iyi maddeler sosyal kesim olarak bizim işimize yarıyor. Bu g&uuml;zel oldu. İşte demokrasi, insan hakları, &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k gibi. Fakat burada Milliyet&ccedil;i Hareket Partisi nin teklifiyle iki gizli g&uuml;ndemin varlığı ortaya konarak, bu referandumda MHP hayır oyu kullanmayı tercih etmiştir. HSYK DA DURUP DURURKEN NEDEN DEĞİŞİKLİK OLDU? MHP nin haklı &ccedil;ıktığını dile getiren Bah&ccedil;eli, ş&ouml;yle konuştu: Bu iki gizli g&uuml;ndem maddesinin birisi Anayasa Mahkemesi nin yapısını ve sayısını değiştiren madde, ikincisi ise HSYK nın teşekk&uuml;l ettirilmesi. B&ouml;ylelikle Recep Tayyip Erdoğan, değişim ve d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m&uuml;n anayasaya aykırı, milli değerlerle &ccedil;elişen, cumhuriyetin kazanımlarını reddeden bir s&uuml;re&ccedil;te Anayasa Mahkemesi ni bir zırh edinmiş. Daha sonraki uygulamalarında yargının kendi kontrol&uuml;ne girmesini de ama&ccedil;layarak, yasama, y&uuml;r&uuml;tme ve yargı kuvvetler ayrılığını da yargıda kuşatarak, yargıyı siyasallaştırarak ve yargıyı da son olarak AKP leştirerek, bug&uuml;nk&uuml; yargı rezaleti ortaya &ccedil;ıkmıştır. Şimdi yargıdan anlayan yok, yargıdan kim anlıyor, bilen yok. Bağımsız ve tarafsız yargı nedir, anlayan da yok. Mahkemeler nasıl kıyım yaptı? Şimdi nasıl bir hukuk uygulanıyor? HSYK da durup dururken neden değişiklik oldu? 17 Aralık tan itibaren 237 hakim ve savcı neden g&ouml;revlerinden alındı? Neden s&uuml;r&uuml;ld&uuml;? Bunların hepsi milletimize anlatılmıyor. Milletimize bunların ger&ccedil;ekleri s&ouml;ylenmiyor. İşte bu s&uuml;recin i&ccedil;erisinde değerli vatandaşlarım, yargı da Recep Tayyip Erdoğan ın denetime ve kontrol&uuml;ne girmiştir. Bu ne demektir? Kuvvetler ayrılığına sahip olmaktır. Bu &ouml;nemli bir g&uuml;&ccedil;t&uuml;r. Yasama ve y&uuml;r&uuml;tmeye sahip olmak &ouml;nemli bir g&uuml;&ccedil;t&uuml;r. Bu da sayın Recep Tayyip Erdoğan a yetmemiştir.

"Bu meydanda AKP'li kardeşim varsa..."

Bahçeli, Tokat'ta konuştu