Mehmet Ali Şahin: Kopmak isteseler kollarından tutup çekeriz
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, son günlerde parti içinde yaşanan tartışmaları Kübra Par'a değerlendirdi
ABONE OLKübra PAR / GAZETE HABERTÜRK
Fotoğraflar: Ece OĞULTÜRK
Önce Bülent Arınç’ın zehir zemberek sözleri, arkasından Hüseyin Çelik’in eleştirileri... AK Parti içinden bir ‘Küskünler hareketi’ çıktığı hatta bu hareketin yeni bir siyasi partinin ayak sesleri anlamına geldiği söylentileri dolaşırken, Abdullah Gül’ün taraflarla görüşmesinin ardından sular bir süreliğine de olsa durulacak gibi görünüyor. Peki, tüm bu olaylar parti içinde nasıl karşılandı? Hareketin kurucu isimlerinden biri olan Mehmet Ali Şahin yaşananlara ne diyor? Eleştirilere hak veriyor mu? Sordum, anlattı...
Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik’in gidişata yönelik eleştirileri tartışma yarattı. Abdullah Gül önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. Sonra Bülent Arınç’ı, Hüseyin Çelik ve birkaç siyasetçiyle birlikte ziyaret etti. Neler oluyor? Hareketin en başından beri içinde olan kurucu isimlerden biri olarak siz ne diyorsunuz bu yaşananlara?
‘SUAT KILIÇ ARADI OLAYLARLA İLGİSİNİN OLMADIĞINI SÖYLEDİ’
Hüseyin Çelik bu tartışmalardan sonra size mi geldi?
Evet, öğle yemeğine davet etmiştim. Konuştuk. Hükümette görevimiz olsa da olmasa da bu parti hepimizindir. Dün akşam da Suat aradı. Olaylarda adının geçtiğini ve ilgisinin olmadığını söyledi. O da tartışmalardan çok rahatsız olmuş. Bülent Bey’i de davet etmek istiyorum. Bütün arkadaşlarımız gelip, bizimle konuşabilirler. Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan’dan randevu da alabilirler. Birbirimizle ilgili eleştiri getireceksek yüzümüze karşı olması gerekir. Eskiden teşkilat içi toplantılar yapardık. Bu arkadaşlarımız sorunların teşkilat içinde çözülmesini söylerdi. Biz de o zaman söylediklerini şimdi uygulamalarını istiyoruz.
‘Basın önünde değil de kendi aramızda konuşalım’ mı demek diyorsunuz?
Gayet tabii. Bizim göremediğimiz bir eksikliği, hatayı kendileri görmüş olabilirler. Dinleriz, gerçekten haklılarsa gereğini yaparız. Hatamızı söyleyene ‘Allah razı olsun’ demeyi her zaman fazilet bildik.
‘ABDULLAH GÜL’ÜN ATTIĞI ADIM TAKDİR EDİLECEK BİR ADIMDIR’
Abdullah Bey partimizin içinde çok önemli sorumluluklar üstlendi. Belki bu açıklamalardan sonra bu arkadaşlarla görüşme ihtiyacı hissetmiş olabilir. Cumhurbaşkanı’mızla görüşmesi olağanüstü bir şey değil. Gayet doğaldır. Partiyi birlikte kurduk. Başbakanlığımızı ve Cumhurbaşkanlığımızı yaptı. Neler konuşuldu bilmiyorum ama attığı adım takdir edilecek bir adımdır. Kendisine yakışan da doğrusu budur.
‘KOVSANIZ AK PARTİ’Yİ TERK ETMEZLER’
AK Parti içinde bir çatlak oluştuğu, hatta Abdullah Gül’ün öncülüğünde yeni bir siyasi hareketin çıkabileceği yorumlarına ne diyorsunuz?
Başbakan Davutoğlu’yla bu konuda bir görüşme yaptınız mı?
Şu sıralarda yurtiçi ve yurtdışı seyahatleri çok yoğun olduğu için bu konuda konuşma fırsatı bulamadık. En son Meclis’te grup toplantısında birlikteydik. MYK’dan sonra başka programlara geçti. Bunları konuşmak mümkün olmadı.
‘BÜLENT ARINÇ’A KARŞI YANLIŞ YAPIYORLAR’
Peki, Bülent Arınç’ın eleştirilerinde haklılık payı görüyor musunuz?
Hangi eleştiriler var bilmiyorum ama elbette haklı olabilir. Bunları değerlendiririz. Haklıysa, bunları görememiş olduğumuz için kendilerine teşekkür ederiz.
Ya Arınç’ın ‘Yazar demeye bin şahit isteyen isimler var. Bu troller ve troliçeler sabahtan akşama bize hakaret ediyor’ sözleri?
İnternet sitelerini, tweet’leri takip edemiyorum. Böyle bir alışkanlığım yok. Ama birtakım haksız eleştiriler ne kadar yanlışsa, partimizde önemli görevlerde bulunmuş arkadaşlar düşüncelerini açıkladılar diye onlara hakaret etmek çok daha yanlıştır. Bunu kim yapıyorsa iyi bir şey yaptığını düşünüyordur ama yanlış yapıyordur. Bunu kendi inisiyatifleriyle mi yoksa bir yerden yönlendirilerek mi yapıyorlar bilemiyorum. Her nasılsa yanlış yapıyorlar.
‘TABANIMIZ BUNDAN HUZURSUZ OLUYOR’
Geçen röportajımızda, 7 Haziran seçimlerindeki sonuçta, AK Parti içindeki anlaşmazlıkların da rol oynadığını söylemiş,“Kavgalı eve kız vermezler” demiştiniz. AK Parti tabanı bu son tartışmaları nasıl yorumlar?
‘BU ARKADAŞLARI BÖLGESEL TOPLANTILARA DAVET EDECEĞİZ’
Hüseyin Çelik “Bu hareketi başlatan kurucu kadronun çoğu partiden kopmuş ya da koparılmış durumda. Yeni yetme isimler var” diyerek kenara itildiklerini ima etti...
Partiyi kuranlar ömür boyu o hareketin içinde yer almazlar. Kadrolar değişir. Partiyi kurduk diye sittin sene partinin kadrosunda mı bulunacağız? Kaldı ki bir kişinin üst üste 3 kereden fazla milletvekili adayı olmasını bile parti tüzüğünde engelledik. İçeride ya da dışarıda olalım, bir partinin mensubuysak hepimize görevler düşüyor. Siyasi ve Hukuki İşler Başkanı olarak önümüzdeki günlerde bölge toplantıları yapacağım. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan başlamayı düşünüyorum. Bu arkadaşlarımızı oraya davet edeceğim. Birikimlerinden ve deneyimlerinden faydalanacağız. Siyasetimizi yine onlarla yapmayı düşünüyoruz.
‘Kendilerini dışarıda hissetmesinler’ mi diyorsunuz?
Gayet tabii. Bu arkadaşlarımız çok birikimlidir. Şimdi bu konumdalar ama zaman gelir bizim üstlendiğimiz sorumlulukları üstlenirler. O bakımdan gönüllerinin rahat olmasını istiyorum. Hüseyin Bey’e de söyledim. Biz bir davaya inandık. Hangi konumda olursak olalım o davayı hayata geçirmek için, bu partiye hizmet etmeye devam ederiz. Temel yaklaşımımız budur.
‘HALKIN NE İSTEDİĞİ REFERANDUMLA SORULMALI’
Tecrübelerime dayanarak baktığımda bu sürecin kolay olmayacağını görüyorum. Daha çalışmalar başlamadan bazı siyasi partiler kırmızı çizgilerden bahsettiler. İlk 4 maddeyle ilgili söyledikleri düzenlemeler, 1982 Anayasası’nı ve darbeyi yapanların iradesidir. Bunlara dokunmak istememek darbecilerin Anayasa’sına dokumak istememek anlamına gelir. Cumhuriyet’i kuran Anayasa’da bunlar yoktu. Darbe hukukunu temizlemek istiyorlarsa ilk Anayasa’ya bakmalılar.
Başkanlık önerisinin Anayasa görüşmelerini tıkayacağı şüphesi var...
Yeni bir Anayasa yaparken her siyasi parti yeni şeyler söyleyecektir. Başkanlık sistemi, idari yapıyla ilgili tekliftir. CHP ve MHP’nin de idari yapıyla ilgili başka önerileri var. “Bundan sonra Cumhurbaşkanı’nı halk değil Meclis seçsin” diyorlar. Onların bu teklifi sunma hakkı varsa bizim de başkanlık sistemini teklif etme hakkımız var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlık sistemini öneriyor ve “Meclis’ten çıkan sonuç ne olursa olsun halka gidilmeli” diyor. Bu sözünü nasıl yorumlamalıyız?
Bir Anayasa metni Meclis’ten 367’nin üstünde destekle de çıksa mutlaka halka sunulmalıdır demek istiyor. Halkın ne istediği referandum yoluyla mutlaka sorulmalı.
Başkanlık sistemi ve yeni Anayasa’yı geçirebilmek için erken seçime gidileceği söylentisine ne diyorsunuz?
Şu an gündemimizde bir erken seçim yok. Bunu son derece yanlış buluruz. Bunun konuşulması bile piyasaları son derece kötü etkiler. Bu parlamento 4 yıllık bir dönem için seçildi. Millet 1 Kasım’da bir siyasi partiyi tekrar iktidara getirdi. Yapılması gereken bu 4 yıllık süreyi ülkemiz ve halkımız lehine en iyi şekilde değerlendirebilmek. 2019’a kadar istikrarımızı sürdürmek istiyoruz.
‘1 MART TEZKERESİ GEÇMELİYDİ’
1 Mart tezkeresi yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Tezkerenin geçmemesi hataydı’ dedi. Cemil Çiçek de desteklediğini söyledi. Siz o dönem desteklemiş miydiniz?
Evet, tezkere için olumlu oy vermiştim. Tezkerenin reddedileceğine dair endişem de yoktu. Kabul oyları ret oylarından daha fazla çıkmış olmasına rağmen çekimser oylar nedeniyle bugünkü tablo ortaya çıktı. Bu konuda Cumhurbaşkanımızla aynı fikirdeyim. Geçmiş olmasını isterdim.