Feride Hilal Akın farklı bir Youtuber
Feride Hilal Akın, sosyal medya aracılığıyla şöhret olan yeni nesil ünlüler arasında yer alıyor. Ne var ki Akın; şöhretle iş değil, işle şöhret sahibi olarak bir çok sosyal medya ünlüsünden ayrılıyor
Günümüzün bir çok ünlü ismi geleneksel yollarla değil, sosyal medya aracılığıyla geniş kitlelerce tanınıp şöhret oldu.
O kişiler, sosyal medyadaki paylaşımları sonucu ünlendi.
Ne var ki şöhretlerinin içini çalışmalarıyla dolduramaz, meziyet sahibi olamazlarsa o şöhret geldiği gibi gidecek.
Kısa yoldan...
.pngYoutuber'lar arasında biri var ki diğer Yotuber'lardan ayrılıyor.
Feride Hilal Akın...
23 yaşında.
Şarkıcı.
Oyuncu.
Haberi yayına hazırlamadan önce baktığımda 809 bin 895 abonesi vardı.
Feride Hilal Akın, sosyal medyada fenomen olmuş birçok kişi gibi insanların dikkati çekmek için tuhaf davranışlarda, tuhaf söylemlerde bulunup ünlü olduktan sonra şarkıcı ve oyuncu olmadı.
Kısacası; önce ünlü olup sonra iş yapmadı.
Önce işini yaptı sonra ünlü oldu.
Şakı sözü yazdı, besteledi ve seslendirdi.
Sonra da şarkılarını sosyal medyada paylaştı.
Gördüğü ilgi üzerine bir sosyal medya fenomeni olurken tuhaf davranışlarda bulunmadan ve yalandan 'aykırı' olmadan da fenomen olunabileceğini gözler önüne serdi.
Neyle?
'Bu Nasıl Veda', 'Vazgeçtim', 'Günah Benim', 'Gözlerimi Kapatsam', İntihaşk' ile...
Feride Hilal Akın, hatırı sayılır bir hayran kitlesine ulaştığı sosyal medya yoluyla başlayan kariyerini sonraki dönemde 'Yüzsüz Yürek', 'Meleklerin Sözü Var', 'Gizli Aşk', 'Sesinde Aşk Var', 'Olmaz', 'Şehrin Yolu' ile taçlandırdı.
Feride Hilal Akın, Habertürk'ten Mehmet Çalışkan'a kariyerinin nasıl başladığını ve geleceği hakkında neler planladığını anlattı.Ve kariyerinin temeline şimdi de sözlerini Kubilay Karça ile birlikte yazdığı 'Yok 'Yok' ile bir kazık daha çaktı.
Youtube'da şarkının görüntülenme sayısı 5 gün içinde 11 milyon 617 bin 370...
Gün başına 2 milyon 323 bin 474...
Kanımca müthiş bir rakam.
Üstelik yüksek dinlenme sayılarına adını çeşitli sansasyonlarla duyurmadan, meslektaşlarıyla yalandan polemiklere girmeden, reklam amaçlı ilişkiler yaşamadan veya yaşıyor gibi görünmeden, sadece işini yaparak ulaştı.
Müziği amatörce yapıyordu.
Dinleyicisi arada sırada sahneye çıktığı mekânlarda en fazla 50 kişiydi.
Henüz bir yapım şirketinin değil kapısından girmek semtinden bile geçmemişti.
.pngŞimdi;
Müziği profesyonelce yapıyor.
Dinlenme sayısı 400 milyona yaklaştı.
Yapımcısı ülkenin önemli yapımcılarından biri.
.png19 yaşındayken şöhret, 23 yaşında bir isim sahibi olmak ruhunda nasıl fırtınalar estirdi?
Kimlik bunalımı veya kimlik kaybı yaşamadı mı?
Abone sayısı, takipçisi arttıkça şöhret oldukça bir düşler ülkesine düştüğünü sanmış.
Peter Pan, almış bir gün götürmüş onu düşler ülkesine.
Perilerle birlikte uçmuş.
Sonra...
Uyanmış o rüyadan.
Müzik; Peter Pan'ı, şarkıları ise perileri olmuş.
Feride Hilal Akın, ilk oyunculuk deneyimini 'Yeni Gelin' ile yaşadı.Feride Hilal Akın, oyuncu da oldu.
Amacı oyuncu olmak değildi, asli işini yapmak isterken kendini fenomen bir dizinin setinde buldu.
SHOW TV'de yayınlanan 'Yeni Gelin'in yönetmeni Ersoy Güler, enerjik, deli dolu, eğlenceli bir karakter olan 'Şirin Bozok'u canlandıracak bir oyuncu arayışı içindeydi.
Tam da günlerde karşısına Feride Hilal Akın çıktı.
Oyuncu olmayı aklının en ücra köşesinden bile geçirmemişti ama...
'Yeni Gelin'in şarkılarını seslendirmesi için bir görüşme yapma adına yapım şirketinden davet almıştı.
Ersoy Güler, karşısında dizinin şarkılarını seslendirmeye aday birini değil de sanki 'Şirin Bozok'u gördü.
Oyunculuk kariyeri de böylelikle başladı.
Aynı zamanda 'Yeni Gelin'in jenerik şarkısını ve diğer şarkılarını da seslendirdi.
Geleceğiyle ilgili yaptığı plan, işinin en iyisi olmak...
En güzel şarkı sözlerini yazmak, en güzel besteyi yapmak ve şarkıları en güzel bir şekilde seslendirmek istiyor.
Bunlar için de çok çalışması gerektiğini söylüyor ve ekliyor; "Çalışmaktan korkmam. Çünkü sevdiğim bir işi yapıyorum. İnsanın sevdiği işi yapması eğlenceli bir oyun haline dönüşüyor.
Olabilir mi?
Zamanında Zeki Müren, Nilüfer, Ajda Pekkan, Ebru Gündeş, Emel Sayın gibi mesleğinin zirvesine yerleşenler de aynı mesleki sevgiye, aynı hırsa, aynı hayallere, aynı azme sahip değil miydi?