FED faiz kararını açıkladı
Fed, faiz kararını açıkladı. Banka faizleri 25 baz puan arttırarak 2,00 - 2,25 aralığına yükseltti. Karar 9-0 oy birliğiyle çıktı. Fed, böylelikle bu yıl 3. kez faiz arttırmış oldu. Fed'in dün akşam açıkladığı faiz kararının ardından dolar/TL paritesinde hafif bir gerileme görüldü. Karar öncesi 6.09 civarında olan dolar kuru 6.05 seviyesine dek çekildi. Fed Başkanı Jerome Powell, "Bizim ekonomimizin güçlü olmasının ve faizlerin artmasının, özellikle dolar üzerinden borcu bulunanlar olmak üzere diğer ülkeler için baskı yarattığını biliyoruz. Bu nedenle çok şeffaf olmaya çalışıyoruz ve çok kademeli hareket ediyoruz." dedi
Fed faiz kararını dün başlayan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının ardından duyurdu. Fed faizi 25 baz puan arttırarak 2,00 - 2,25 seviyesine yükseltti. Beklenti yüzde 92 oranında 25 baz puan faiz arttırılması yönündeydi.
Fed, ağustos ayındaki toplantısında politikasını sabit tutmuştu. Fed'in aralık ayındaki toplantıda bir kez daha faiz arttırması bekleniyor.
FED, para politikasına ilişkin "destekleyici" ifadesini karar metninden çıkardı. Fed, 2019 yılında da 3 kez faiz artışı öngörüyor. ABD 10 yıllık tahvil faizleri fed kararı sonrası yüzde 3.0610 ile en düşük seviyeyi gördü.
Fed'in faiz kararının ardından dolar/TL paritesinde hafif bir gerileme görüldü. Fed'in faiz kararı öncesi 6.09 civarında olan kur 6.05 seviyesine dek çekildi. Tüm gelişmekte olan ülke para birimleri de dolar karşısında değer kazandı.
Fed, ekonomik görünüme dair risklerin dengeli olduğunu tekrarlarken, uzun vadeli medyan faiz beklentisi haziran ayındaki yüzde 2.9'dan yüzde 3'e çıktı. Fed'in karar metninden öne çıkan notlar şöyle:
- Kademeli faiz artışları ekonomik genişlemeyle uyumlu.
- ABD'de ekonomik aktivite güçlü.
- Enflasyon yüzde 2 civarında seyretmeye devam ediyor. Enflasyona dair beklentiler çok az.
- Medyan politika faizi beklentileri 2020 ve 2021 sonunda yüzde 3.4
- İşsizlik oranı beklentisi 2018 yılı son çeyrek için yüzde 3.7, 2019 için yüzde 3.5
- Çekirdek enflasyon beklentisi 2018 için yüzde 2.1, 2019'da yüzde 2.
FED BAŞKANI POWELL'DAN AÇIKLAMA
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, Washington'da düzenlediği basın toplantısında Fed'in çarşamba günü yaptığı faiz artışını değerlendirdi.
Amerikan ekonomisinin görünümünün son derece iyimser olduğunu dile getiren Powell, "Büyüme çok sağlıklı bir hızda devam ediyor. İşsizlik düşük, çalışanların sayısı istikrarla artıyor ve ücretler yükseliyor. Enflasyon düşük ve durağan. Bunların hepsi iyi işaretler." diye konuştu.
Bu nedenle Fed'in, faiz oranını kademeli olarak artırdığını vurgulayan Powell, bunun ülke ekonomisinin büyümeyi sürdürmesine yardımcı olacağını anlattı.
Fed'in faiz artırımlarının ne zaman sona ereceğine yönelik bir soru üzerine Powell, bunun ekonominin gidişatına bağlı olduğunu ifade ederek, "Faizleri artırdıktan sonra bu adımın ekonomiyi nasıl etkilediğini ölçme şansımız oluyor. Şimdiye kadar ekonomimiz çok iyi performans gösterdi ve beklentilerimizi karşıladı." açıklamasını yaptı.
Jerome Powell, ABD Başkanı Donald Trump'ın Fed'in faiz artırımından memnun olmadığına ilişkin yorumlara dair bir soru üzerine, para politikasını belirlerken bu tarz siyasi faktörleri değerlendirmeye almadıklarını belirtti.
Fed'in toplantısının ardından yayımlanan karar metninden "Fed'in para politikası duruşu destekleyici olmayı sürdürüyor." ifadesinin çıkarılmasına da değinen Powell, 2015 yılından beri kullanılan bu ibarenin miadını doldurduğunu söyledi. Powell, buna karşın söz konusu değişikliğin faiz artış hızında bir değişiklik olacağı anlamına gelmediğine dikkati çekti.
Yükselen piyasa ekonomilerinin performansının ABD ekonomisi ve para politikası için önemli olduğunu vurgulayan Powell, şunları kaydetti:
"Bizim ekonomimizin güçlü olmasının ve faizlerin artmasının, özellikle dolar üzerinden borcu bulunanlar olmak üzere diğer ülkeler için baskı yarattığını biliyoruz. Bu nedenle çok şeffaf olmaya çalışıyoruz ve çok kademeli hareket ediyoruz. Bazı ülkeler ciddi sorunlar yaşıyorlar ancak bu yükselen piyasa ekonomilerinin geneli için doğru değil. Sadece az sayıda ülke bu durumda ve bu ülkelerin bütçe açıkları, dış borçları ve yüksek enflasyon gibi kırılganlıkları var."
