Dünyanın en güzel sesli kilisesi Panayia Evangelistria!
Dolapdere'deki Panayia Evangelistria kilisesi, 2005'te çanları çalınana dek düğün, cenaze, ayin saatlerini haber verirdi. Geleneksel Rus mimarisinin İstanbul'daki en güzel örneklerinden biri olan kilise, İsa'nın müjdelenişine adanmıştı
Bedia Ceylan Güzelce, HT Cumartesi'dePanayia Evangelistria Kilisesi'ni kaleme aldı. İnanışa göre Tanrı, Meryem’e bir meleğini gönderir. Bu melek ona, evlenmeden bir çocuk doğuracağını, adını İsa koymasını söyler. İkinci semavi din olan Hıristiyanlığın peygamberi Hz. İsa’nın doğumunun müjdelenişi, dünyanın birçok yerindeki kiliselere isim verir. İşte, Taksim’den Dolapdere’ye inen yokuşun sonundaki Panayia Evangelistria Kilisesi de bu adı taşıyanlardan biri.
Tanzimat Fermanı’nın yeni kiliseler yapılmasına izin vermesiyle, Panayia Evangelistria Kilisesi’nin inşasına 1877’de başlanır. Önce aynı yerde bulunan ahşap kilise özenle sökülür ve yeni bina için yer açılır. Yanındaki derme çatma ayazma yenilenir. Malta’nın yegane doğal kaynağı Malta taşının, burası için ideal malzeme olduğuna karar verilir. Taş yumuşaklığı ve kolay işlenmesiyle ünlüdür. Böylelikle, kilisenin ön cephesindeki süslemeler, çatısındaki kubbeler ve pencereler kolayca işlenir.
Ortodoks dünyası o kadar önem verir ki bu kiliseye, dünyanın en güzel sesli kilise çanlarının yapıldığı Rusya’dan bir çan sipariş edilir. Çan, içerisinde altın ve gümüşün de bulunduğu, hazırlanışı haftalar süren bir metal karışımın, Rus bozkırlarında yetişen türlü otların katıldığı sularla ağır ağır soğutularak yapılır. Bugün bile bu çanlardan yapabilen kişilerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
16 YILDA TAMAMLANDI
Haç planlı, iki kuleli kilisenin diğer çanı da Türkiye’de üretilir. Yine usta ellerden çıkan çan, en tepeye, diğer kulenin içine yerleştirilir. 16 yıllık hummalı bir çalışmanın ardından kilise, 1893’te ibadete açılır. Düğün, cenaze ve ibadet saatlerini haber veren çanlar, muhtelif saatlerde semtteki Ortodokslar’a seslenir.
Bu gelenek yaklaşık 100 yıl boyunca sürüp gider. Ta ki, 2005 yılında çanlar hırsızlar tarafından çalınana dek. Temmuz 2005’te iki çan, birer gün arayla yerlerinden sökülür ve kilisenin hemen yanındaki ayazmaya yaslanan karanlık bir merdivenden kaçırılır. Hâlâ izine rastlanamayan çanlar, muhtemelen demiri ağır çektiği için, kıymetli diye birileri tarafından çalınmıştır.