Dünya için en kritik 10 yıl
Davos Zirvesi'ne iklim değişikliği ile mücadelenin damgasını vurduğuna dikkat çeken Sompo Sigorta Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özer Şimşek, "Artık gezegenimizle ilgili risklerin bu yeni iklim gerçeği ile yönetilmesi gerekiyor. Bu nedenle önümüzdeki 10 yıllık sürede hükümetler, özel şirketler ve sivil toplum dünyasının tüm dünyada kararlı inisiyatifler üstlenerek bu alanda hızla aksiyona geçmeleri gerekiyor. Sompo Sigorta olarak bu bakış açısıyla hayata geçirdiğimiz Yerküreye Saygı projemizi kararlılıkla sürdürerek, kurumsal vatandaşlık görevimizi en iyi şekilde yerine getirmeye devam edeceğiz" dedi.
Hayata geçirdiği ‘Yerküreye Saygı’ projesi ile küresel iklim değişikliği konusunda toplumsal ve bireysel farkındalığı artırmayı amaçlayan Sompo Sigorta’nın Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özer Şimşek; Dünya Ekonomik Forumu tarafından bu yıl 50.’si düzenlenen Davos Zirvesi’nde de en acil gündemin iklim değişikliği olduğuna dikkat çekti. Türkiye dahil olmak üzere dünyanın her yerinde deneyimlenen doğal afetler, aşırı hava olayları ve su kaynakları ile ilgili sorunların temel nedeni olan küresel ısınmaya karşı, 2020 yılı itibariyle kritik bir eşiğe gelindiğini vurgulayan Şimşek, “Önümüzdeki 10 yıllık sürede başta karbon salınımının en az yüzde 30 düzeyinde azaltılması için enerji gereksiniminin, sürdürülebilir kaynaklardan temini olmak üzere; hükümetler, özel şirketler ve sivil toplum dünyasının tüm dünyada kararlı inisiyatifler üstlenerek bu alanda hızla aksiyona geçmeleri gerekiyor. Tüm ülkelerin, önümüzdeki 50 yıl için kapsamlı risk senaryolarını ve ulusal iklim değişikliği eylem planlarını hazırlayarak devreye almaları gerekiyor” diye konuştu.
DRAMATİK SONUÇLAR DOĞURACAK
Davos Zirvesi kapsamında yapılan oturumların yarısından fazlasının küresel ısınma, iklim değişikliği ve sonuçlarıyla ilgili olduğunu belirten Şimşek, “Oturumlara katılan bilim insanlarının, ekonomistlerin, toplum bilimcilerin, fütüristlerin ve bu alanda karar vericilerin yaptıkları değerlendirmelerde üç temel konu ön plana çıkıyor. Bunlardan ilki iklim değişikliğinin önümüzdeki on yılda lineer olmayan bir zarar boyutuna geçeceği, ikincisi ise iklim değişikliği sorununun tek başına fiziksel risklerle sınırlı olmayacağı. Zira özellikle, başta tarım ve hayvancılık olmak üzere doğal sermayenin zarar görmesinin, toplum yaşamı üzerindeki negatif etkisi ile milyonlarca insanın hayatlarını sürdürememesinin tetiklediği ve yerkürenin kaldıramayacağı ölçekte büyük göç dalgalarından söz ediyoruz. Örneğin sadece Asya kıtasında 500 milyondan çok insanın geçimini okyanuslardan elde edilen deniz ürünlerinden karşıladığı düşünüldüğünde, okyanuslardaki aşırı ısınmanın dramatik sosyo-ekonomik sonuçlarını öngörmek güç değil” şeklinde konuştu.
SERMAYE ÜZERİNDE ETKİLİ OLACAK
Davos Zirvesi’nde öne çıkan bir diğer konunun ise, fiziksel risklerin küresel sermaye üzerinde yaratacağı uzun vadeli dolaylı negatif etki olduğunu söyleyen Şimşek, “Geçmişte lüks denebilecek bir yerleşim merkezinin,sürekli yaşanan kasırgalar ile uzunca süre seller altında kalmasıyla, gayrimenkul fiyatlarının giderek düşmesini ve hatta uzun vadeli mortgage kredilerinden yoksun kalmasını, bu başlığa örnek olarak verebiliriz. Aynı durum maalesef sanayi yatırımları için de geçerli. Bu sorunları çözümsüz kılan faktörler olarak; daha korumacı politikalar, bölgesel ve küresel düzeyde ülkeler arası çıkar çatışmaları, iklim değişikliği ile mücadele konusunda uluslararası toplumun daha isteksiz hatta duyarsız bir noktaya gelmesi olarak değerlendirmek mümkün. Ancak yerküremiz açısından alarm zilleri en üst risk seviyesinde çalarken, çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünya bırakmak adına harekete geçmek zorundayız” dedi.
YERKÜREYE SAYGI DEVAM EDECEK
Tüm bu gerçekleri göz önüne alarak 2018 yılında hayata geçirdikleri ve milyonlarca kişiye ulaştıkları Yerküreye Saygı projesini kararlılıkla sürdürerek, kurumsal vatandaşlık görevlerini yerine getirmeye büyük özen gösterdiklerini vurgulayan Şimşek, şunları söyledi: “Proje kapsamında gerçekleştirdiğimiz eğitim ve çalışmalarla iklim değişikliği konusunda toplumsal farkındalık ve bilinç düzeyini artırmaya katkıda bulunuyoruz. Ürettiğimiz içeriklerin gördüğü ilgi ve paydaşlarımızdan aldığımız olumlu geri dönüşler de bizlere doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Bu bakış açısıyla yıl içerisinde projemizin kapsamını genişleterek, toplumu çözümün bir parçası haline getirecek çalışmalar yürütmeyi hedefliyoruz.”