Hem yurtiçi hem yurtdışı gelişmeler Türkiye'nin yelkenlerini şişiriyor
FED'in faiz artırımından neredeyse vazgeçen oldukça 'güvercin' politikası Türkiye Merkez Bankası'nın enflasyonda ikna edici düşüş görülene kadar sıkı para politikasını sürdüreceği mesajı ile birleşince Türk Lirası ve borsayı uçuruyor. Doların faiz maliyetinin azalması Türk şirketlerin maliyetini azaltırken dolar ve Euro'nun bu paraların sahibi merkez bankalarının faiz artırımlarından vazgeçilmesi ihtimalleri ile zayıflaması ile getiri arayan yatırımcılar gelişmekte olan ülkelere kayıyor. Petrol fiyatı da yardımcı oluyor. Borsa İstanbul bu nedenle son 1 ayda yüzde 15.1 son 1 haftada yüzde 2.3 değer kazandı ve dünya şampiyonu oldu. Dolar/TL 5.18'in altını gördü. Rahim AK'ın kaleminden
Son günlerde finansal piyasalar Türk Lirası'nda ve Borsa İstanbul'daki değer kazancı ile adeta bayram ediyor. Peki bu erken baharı ne getirdi? Bu durum piyasalarda Türkiye için en iyi kombinasyonun oluşması sağladı. Peki nedir bu kombinasyon? Öncelikle iki, üç hafta öncesinde en küçük veri karşısında özellikle dolar TL'nin ateşi çıkıp borsa değer kaybederken bu denklemi önce Merkez Bankası bozdu. Her Merkez Bankası toplantısı öncesi piyasalar 'Acaba erken ya da prematüre faiz indirimi olur mu?' endişesi ile bozulurken Merkez'in son Enflasyon Raporu'nda enflasyon tahmini 0,6 puan düşüşle yüzde 14.6'ye çekilirken en önemli açıklama Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın "Enflasyonda ikna edici bir düşüş görülene kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir" cümlesi oldu. Enflasyon rakamının ardından kur ve faizdeki düşüş hızlanırken Borsa İstanbul uçuşa hazır hale geldi.
Piyasaya ikinci umut enjeksiyonunu ise ABD Merkez Bankası FED yaptı. FED, bırakın faiz artırımın karar metninden kademeli faiz artırımı yapılacağı maddesini çıkarıp bir de bilanço küçültme operasyonunun bile tartışılacağı mesajı verince borsalar ve gelişmekte olan para birimlerinde ralli başladı.
BORÇLANMA MALİYETLERİ AZALIYOR
Türkiye ekonomisi için en iyi kombinasyon da böylece oluşmaya başladı. FED'in faiz artırımı ihtimalinin oldukça azalmasının yanı sıra Avrupa ekonomilerindeki büyümenin giderek yavaşlamasına yönelik rakamlar da gelince Avrupa Merkez Bankası'nın faiz artırma ve bilanço küçültme operasyonunagidebilme olasılığı da oldukça azaldı.FED'in faiz artıramıyor olmasıdoları ve ECB'nin faiz artıramayacak olması da Euro'nun değerini baskılarken bu para birimlerinde borçlanma maliyetlerini de düşürdü. Bu da doğal olarak borcu fazla olan Türk özel sektör şirketlerinin borçlanma maliyetlerini azaltacak. Neredeyse en fazla Türk özel sektörüne yarayacak.
FAİZ, CARİ AÇIK, ENFLASYON DÜŞÜYOR
Bu gelişmeler bir yandan faizi diğer yandan kurda sağladığı istikrar ile enflasyonu aşağı çekiyor. Diğer yandan TL’deki değer kaybı sonrası ithalat daralırken ihracat artıyor. Hem ekonomideki stabilizasyon hem de TL’nin değer kaybı sonrası ucuzlayan paketler sebebiyle turizmde de toparlanma bekleniyor. Mayıs 2018’de 58 milyar dolara çıkan cari açık 34 milyar dolara geriledi.Cari açıktaki iyileşme yurt dışından temin edilmesi gereken dolar ihtiyacını da düşürüyor.
PETROLÜN KATKISI VAR TEK RİSK KÜRESEL BÜYÜME
Kombinasyonun bir bacağı da düşük seyreden petrol fiyatları. Ancak bu durum kendi içinde şöyle bir çelişkiyi de barındırıyor: Hampetrol fiyatları 54 dolar civarında seyrederken bunun ana nedeni başta Çin olmak üzere Uzakdoğu ve Avrupa ülkelerinin büyüme rakamlarının kötü geliyor olması. Çin ve Avrupa ekonomilerindeki düşüş birbirini sarmal haline olumsuz etkilemeye devam ediyor. İşte Türkiye ekonomisi için bundan sonraki asıl tehlike de burada yatıyor. Çünkü Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile ihracata dayalı üretim ile büyüme stratejisini seçen Türkiye'nin ihracat ayağının özellikle Avrupa ekonomilerindeki büyüme sorunları ile sekteye uğraması en önemli bariyer olarak duruyor. Çünkü yükselen enflasyon ve kur ile iç pazarda en iyimser tahminler bile yüzde 2 büyümeden öteye gidemiyor.
Borsa İstanbul dünya şampiyonu oldu