Cumhurbaşkanı Erdoğan: ABD'nin geri adım atması DEAŞ'ın zaferi olur
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar-Kitarovic ile ortak açıklama yaptı. Erdoğan, bir gazetecinin Münbiç'teki saldırının ardından ABD'nin Suriye'den çekilme kararını gözden geçirip geçirmeyeceği olasılığını sorması üzerine şöyle cevap verdi: Ben sayın Trump'ın bu noktadaki kararlılığını gördüğüm için bu tür terör eylemine karşı geri durmayacağına inanıyorum. Eğer geri durulacaksa bu DEAŞ'ın zaferi olur...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar-Kitarovic ile ortak açıklama yaptı.
Erdoğan Bosna Hersek'te Türkiye olarak üzerlerine ne düşecekse hazır olduklarını söyledi. Erdoğan ayrıca 2020'de AB dönem başkanlığı yapacak olan Hırvatistan'ın üzerine düşen yükümlülükleri göstereceğine inandığını söyledi.
Ortak açıklamanın ardından geçilen soru cevaplarda bir gazetecinin ABD Başkanı Trump'la yaptığı konuşmasını sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ağırlıklı olarak bölgeden ABD askerlerinin çekilmesi ve çekilme esnasında müşterek neler yapabiliriz, buradaki 20 mil güvenli bölge konusu üzerinde hassasiyetle durduk. Türkiye olarak bu güvenli bölgeyle ilgili üzerimize düşen her türlü görevi yapmaya hazır olduğumuzu başta DEAŞ terör örgütü olmak üzere buradaki tüm terör örgütleriyle sonuna kadar mücadele etmekte biz varız" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir başka gazetecinin sorusu üzerine "ABD Suriye'den çekilmede geri adım atarsa bu terör örgütü DEAŞ'ın zaferi olur" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Yatırım, kültür ve sanat alanlarında işbirliği, bunun yanında SİSAK İslam Kültür Merkezi Projesi, ki o da burada imzalanmış bulunuyor. Bundan memnuniyet duyuyoruz. Bunları uygulamaya geçirmekte de kararlıyız. Bu metinleri ülkemiz arasındaki kültürel ve insanı bağların güçlendirmesine katkı sağlayacağına inanıyoruz. Ülkelerimizi yakından ilgilendiren bölgesel ve uluslararası sorunlarda aynı hassasiyeti paylaştığımızı memnuniyetle ifade etmek isterim. Hırvatistan Türkiye'nin AB üyeliğinde en büyük desteklerden biri olmuştur. Bu destek üstleneceği dönem başkanlığında inanıyorum ki, daha da güçlenecektir."
"BİRLEŞİK KRALLIK'LA GÖRÜŞMELERİMİZ SÜRÜYOR"
"Bizler Brexit sürecini ve tartışmalarını yakından takip ediyoruz. Birleşik Krallık'la ticari, ekonomik ilişkilerimizin etkilenmemesi için görüşmelerimiz sürüyor. Ayrıca vatandaşlarımızın hukuki haklarını korumak için muhataplarımızla temas halindeyiz. 2017 yılında ikili ticaretimiz yüzde 29 artışla 531 milyon dolara ulaştı."
"HIRVATİSTAN'DAKİ MÜTEŞEBBİSLERE ÇOK CİDDİ DESTEK VERİLİYOR"
"Alınmamız gereken bazı tedbirler var. Karma Komisyon gibi mekanizmaları canlandırmamız gerekiyor. İşadamlarımızı teşvik etmeyi karşılıklı sürdüreceğiz. Sayın Başkana ifadeğ ettim ilk Zagrep'deki ziyaretimize işadamlarımızla gelip karşılıklı olarak Hırvat işadamlarımızı toplayıp, çok ciddi bir sıçramanın kararını alalım. Sayın Cumhurbaşkanı Hırvatistan'daki müteşebbislerimize gerçekten ciddi destek veriyor. Bizler bu noktada üzerimize düşeni yapmayı sürdüreceğiz. Bu düşüncelerle sayın Cumhurbaşkanı ve heyetine hoşgeldiniz diyorum ve sözü kendisine bırakıyorum."
KİTAROVİÇ: İLİŞKİLERİMİZ MÜKEMMEL DÜZEYDEDİR
Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kitaroviç'in açıklamaları:
"Ankara'da bizi güzel karşılamaktan dolayı, burada konuştuğumuz konulardan dolayı teşekkür etmek istiyorum. Özellikle sizin 2016 yılında geldiğinizde o Ekonomik Forum'da çok önemli sonuçları aldık. İkili ticarette yüzde 29 artış yaşandı. Dolayısıyla bu alanda çok daha iş yapabiliriz. Sayın Cumhurbaşkanı, Hırvatistan ve Türkiye çok derin ilişkilerdedir. Bugün de mükemmel düzeydedir. Özellikle ilişkilerimizin genişlemesinde, özellikle ekonomik anlamında."
"AB BAŞKANLIĞIMIZDA TÜRKİYE'YE DESTEK VERECEĞİZ"
"Ben de sayın Cumhurbaşkanı ve TİKA'ya teşekkür ediyorum yeni bir İslam merkezi kurulduğu için. Hırvatistan Türkiye'yi AB üyeliğinde destekleyecektir. Biz de 2020 yılının ilk yarısında dönem başkanlığını üstleneceğiz ve Türkiye'ye destek vereceğiz. Hırvatistan-Bosna Hersek ve Türkiye olarak üç kurucunun birbirmize daha fazla destek vermemiz gerekiyor. Bosna-Hersek konusunu konuştuk. Bu konuda hükümetler seviyesinde çalışmamız gerekiyor. Türkiye burada çok önemli bir rol oynuyor. Mülteciler konusunda da Türkiye mühim bir görev yapıyor. Türkiye'ye mültecilere yer verdiği için çok teşekkür ediyorum."
SORULAR VE CEVAPLAR....
Zagreb Televizyonu muhabiri: Bosna-Hersek'te çok iyi biliyoruz üçlü danışma mekanizmasının önemine vurgu yapıyorsunuz. Sizin Bosna-Hersek'teki siyasi durum hakkındaki görüşlerinizi duymak istiyoruz. Orada yaşayan Hırvatlar eşitlik konusunda haklarının yerine getirilmediği konusunda ne düşünüyorsunuz?
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Bu üçlü mekanizma Türkiye-Bosna-Hersek, Hırvatistan çok çok samimi niyetlerle başlattık. Şu anda ara verildi diyebilirim. Henüz tabii Bosna Hersek'te hükümet kurulmuş değil, böyle bir sıkıntı var. Temennim odur ki, hükümetin kurulmasından sonra üçlü mekanizmayı çalıştırmamız, tabii ki bu ülkelerin samimiyetiyle ilgili olarak Bosna Hersek'teki sıkıntıların aşılmasına gerek Türkiye gerek Hırvatistan tarafından katkı sağlama zeminini hazırlayacaktır. Aslında bana göre Dayton anlaşmasının gözen geçirilmesi şarttır. Bu anlaşmanın bir çözüm üretemediği bugüne kadar geçen sürede ortaya çıkmıştır. BM'nin yeniden devreye girmesi ve burada çok daha güçlü bir adımın atılması gerekir diye düşünüyorum. Bütün sıkıntılı dönemlerden sonra çok acil bir şekilde hatta aklımda kaldığı kadarıyla anlaşma yapılmıştır ve çözüm üretemimiştir. Şu anda da 8 aylık dönemler halinde orada dönem başkanlarının olması daha doğru dürüst ordusunun dahi oluşamaması, bunlar Bosna Hersek için ciddi sıkıntılardır. Bosna Hersek'e temennimiz odur ki, Boşnak, Hırvat ve Sırpların birbirlmeriyle dayanışma içerisinde olması ve barış içinde yaşayan Bir Bosna-Hersek yeniden tesis edilmelidir diye düşünüyorum.
"BOSNA-HERSEK'TEKİ SORUN DİYALOGLA ÇÖZÜLEBİLİR"
KİTAROVİÇ: Bosna Hersek'e bizim verdiğimiz destek kadar hiçbir ülke destek vermiyor. Biz Bosna Hersek'in AB'ye girmesini istiyoruz. Bosna Hersek, Avrupa ülkelerinden çok farklı bir ülkedir. Üç kurucu milletten oluşan bir devlettir. Sadece Dayton anlaşmasında değil bir anayasada yer almaktadır. Birçok değişiklik yaşandı orada. Tabii ki oradaki üç kurucu milletin de orada yaşayan insanların iradesi değildi. Şunu birkez daha söylemek istiyorum: Bosna Hersek'te diyalog dışında bir çözüm bulunamaz. Bazen bize içişlerine karışıyorsunuz gibi şeyler söylüyorlar. Biz komşu ülke olarak Dayton anlaşmasına imza atan ülkelerden biriyiz. Biz Hırvatistan dışında yaşayan Hırvatları da orada korumak zorundayız, onların haklarını korumak zorundayız. Onların haklarının orada daha büyük olması, diğerlerinin haklarının zedelenmesi değildir amacımız. Diyalog çok önemli.
"BOSNA HERSEK'TE BARIŞ İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPARIZ"
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Herşeyden önce seçimlerde kullanılan oyların hangi iradeler tarafından hangi tür kullanılmıştır, bunun tespitini yapmak bizim haddimize değil. Sandıkta irade oy kullananındır. Bu iradesini nasıl gerçekleştirmiştir, bunu bilemeyiz, bilemem. Seçmen nasıl oyu kullanmışsa saygı duymak durumundayız. Ortaya bir netice çıkmıştır. Bu netice ile birlikte buradaki gerek Boşnak, gerek Hırvat, gerekse Sırplarla ilgili olarak önümüzdeki süreçte bir dayanışmanın, bir birlikteliğin, bir beraberliğin olması çok önemli. Bosna Hersek'in buna ihtiyacı var. Sayın Kitaroviç'in ifade ettiği gibi AB sürecini yaşayan bir Bosna Hersek var. 2020'de malum Hırvatistan dönem başkanlığını alacak. Bu süreç içerisinde atılacak adımlar önem arzediyor. Burada Bosna Hersek'teki birlikteliğe vereceğimiz destek önemli. Boşnak, Hırvat, Sırplar birbirlerine düşmanca değil barışa yönelik yaklaşırsak barışa hep birlikte katkıda bulunuruz. Bize de ne düşerse bunu yapalım. Hükümet kurulduktan sonra da üçlü mekanizmayı yeniden devreye sokmak suretiyle bölgenin barışına katkıda bulunalım diyorum.
"DEAŞ BAŞTA OLMAK ÜZERE TÜM TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELEDE SONUNA KADAR VARIZ"
Suriye'den ABD'nin çekilme süreci mâlum. Bolton'un başını çektiği heyet Türkiye'ye geldi. Türkiye açısından o bölgede teröristlere dağıtılan silahların toplanması önemli. Sayın Trump'la yaptığınız telefon görüşmesinde bu mesele gündeme geldi mi?
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Bu mesele gündeme gelmedi. Ağırlıklı olarak bölgeden ABD askerlerinin çekilmesi ve çekilme esnasında müşterek neler yapabiliriz, buradaki 20 mil güvenli bölge konusu üzerinde hassasiyetle durduk. Türkiye olarak bu güvenli bölgeyle ilgili üzerimize düşen her türlü görevi yapmaya hazır olduğumuzu başta DEAŞ terör örgütü olmak üzere buradaki tüm terör örgütleriyle sonuna kadar mücadele etmekte biz varız. Tüm mesele Suriye'nin bütünlüğünü korumaktır. Arabıyla, Kürdüyle, Hristiyanıyla kim varsa hepsinin orada güvence altında yaşaması için gerekenleri, nasıl ki 4 milyon Suriyeliyi ülkemizde misafir ediyorsak aynı şekilde oradaki halkların birlik ve beraberlik içinde yaşamasına imkan tanıyalım istiyoruz. Bir spekülasyon var. Türkiye'nin Kürtler'e karşı farklı bir uygulama içerisinde olduğu. Biz sadece Kobani'den 300 bin Kürdü şu anda ülkemizde halen misafir ediyoruz. Bunun dışında birçok Suriye'deki hristiyanlara Aramilere karşı YPG-PYD acımasız uygulamalar yapmışlardır, zulmetmişlerdir. Biz hepsine kapımızı açtık aynı şekilde Araplara ve Türkmenlere kapımızı açtık. Bu çekilme sürecinin de devam edeceği konusunda sayın Trump'ın kararlılığını gördük.
"20 MİL MESELESİ ÖNEMLİDİR! TÜRKİYE BURALARDA ÖNEMLİ ADIMLAR ATACAKTIR"
Münbiç'te devriye görevi yapan askerlere saldırı gerçekleşti. 4 ABD askeri yaşamını yetirdi. Sizdeki son bilgi nedir?
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Bendeki bilgilerde 5 ABD askeri ve toplamda 20 kişiyi bulduğu bilgi. Bu olayı DEAŞ üstlendi. Anlaşılan o ki buradaki ABD'nin ve sayın Trump'ın almış olduğu kararı etkileme anlamında olabilir. Biz DEAŞ'ı ve diğer terör örgütlerini o topraklarda bitireceğiz. Suriye halkı bu teröristlerle içiçe yaşayamaz. 20 mil meselesi artık güvenli bölge olarak önümüzdedir. Türkiye buralarda önemli adım atacaktır. Hatay sınırı önemlidir. Hedefimiz bir an önce oradaki hüzuru, sükunu ve Suriye'nin bütünlüğünü sağlayabilmektir.