'Boncuklu Tarla'daki keşifler takı kültürüne yeni boyut kazandırdı
Mardin'in Dargeçit ilçesindeki Boncuklu Tarla arkeolojik alanında 2012'den beri yapılan kazılarda, Neolitik dönemden kalma 12 bin yıl öncesine ait çok sayıda süs eşyası çıkarıldı. Bulunan iskeletlerin üzerinde tespit edilen takıların kulak ve dudaklara takılan labret (piercing) olduğu belirlendi
- 1
Dargeçit ilçesindeki kırsal Ilısu Mahallesi'ndeki Boncuklu Tarla arkeolojik alanında 2012’den beri yapılan kazılarda, Neolitik dönemden kalma 12 bin yıl öncesine ait çok sayıda süs eşyası çıkarıldı.
- 2
Bulunan iskeletlerin bazılarında da çeşitli takılar bulundu. Yapılan incelemelerde takıların dudak ve kulaklara takılan labretler olduğu belirlendi. İncelemelerin ardından Birleşik Krallık'ta bulunan Cambridge Üniversitesi'nin bilimsel yayın organlarından Antiquity dergisinde, labretlerle ilgili makale yayınlandı.
- 3
Ankara Üniversitesi Tarih Öncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı'ndan Doç. Dr. Emma L Baysal, Mardin Artuklu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Ergül Kodaş ve Batman Üniversitesi Arkeoloji Anabilim Dalı'ndan Kazım Özkan'ın imzaları ile yayınlanan ‘Bodily boundaries transgressed: corporal alteration through ornamentation in the Pre-Pottery Neolithic at Boncuklu Tarla’ (Bedensel sınırların aşılması: Boncuklu Tarla, Türkiye'de Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'da süsleme yoluyla bedensel değişim) başlıklı makalede, takı kültürüne yeni bir boyut kazandırıldı.
-
- 4
Makalede, takılar ile bunları takan insanların bedenleri arasında bağlantı kuran kanıtlar yer aldı.
- 5
"LABRETLERİN BAZILARI HAM BAKIRDAN ÜRETİLMİŞ"
Takıların çeşitli malzemelerden üretildiğini ifade eden Doç. Dr. Ergül Kodaş, “Boncuklu Tarla’da yürütülen kazılarda ele geçen labret ve küpler; kireç taşı, obsidiyen, kum taşı ve mermer gibi değişik kayaçlar veya ham bakırdan üretilmiştir. Tipolojik olarak bakıldığında form ve boyut olarak kendi içerisinde önemli farklılıklar sergileyen söz konusu örnekler 7 ayrı tip altında toplanmıştır.
- 6
Bu bağlamda küpe olarak kullanıldıkları düşünülen çivi formlular, yuvarlak gövdeli ve ortası boğumlu örnekler, yuvarlak formlu konik baş kısmı olan örnekler ve silindir biçimli örnekler kendi içerisinde bir grup oluşturmaktadır. Zira bu örnekler bireylerin mastoid kemiklerinin yakınlarında ele geçmiştir ve küpe oldukları belirlenmiştir. Dudak labreti olduğunu düşündüğümüz mantar biçimliler ve yuvarlak gövdeli ve baş kısmı iki kenara doğru T formunda olanlar da kendi içinde ayrı bir grup oluşturmaktadır.
-
- 7
Söz konusu tipteki örnekler ise bireylerin dişlerinin üzerinde, önünde, göğüs kafesi üzerinde veya bireylerin ağızlarının içerisinde ele geçmiştir. Bu durum söz konusu örneklerin dudak labreti olduğunu göstermiştir. Ayrıca bu ikinci grubun ele geçtiği bazı bireylerin ön dişlerinde labial aşınmalar bulunması labret olarak kullanılmış olduklarını doğrulamaktadır. Son olarak ise disk biçimli örnekler olarak üçüncü bir gruptan bahsedilebilir.
- 8
Bu örnek de bir bireyin kafatasının yanında ele geçmiştir. Fakat söz konusu iskeletin anatomik pozisyonu bazı bozulmalar sergilemektedir. Buna karşın söz konusu bireyin dişlerinde aşınmanın olmaması küpe olarak kullanılmış olduğunu düşündürmektedir. Bu tipolojik ve fonksiyonel dağılıma ek olarak bireylerin yaş ve cinsiyetleri ile bu objelerin dağılımı arasındaki ilişki yeni yorumlamaların yapılmasına olanak sağlamaktadır” dedi.
- 9
"BİLİM İNSANLARI, BU OBJELERİN İSMİNİ LABRET OLARAK KULLANMAYA BAŞLADI"
Bazı takıların Paleolitik (Eski Taş Devri) çağa kadar uzandığını, ancak kulaklar için kullanılan küpe labretler hakkında çok az veri olduğunu ifade eden Kodaş, “Mezarın içinde labreti ilk defa net bilgileri Boncuklu Tarla’da elde ettik. Bu da bize daha çok kulak tıkacı gibi farklı isimlerle anılan isimlerin aslında dudak labreti ya da labret şeklinde küpeler olduğu gösterdi bize. Bu aslında 2017 yılında gözlemlediğimiz ve yaptığımız bir çalışmaydı.
-
- 10
2024 yılında da bu çalışma ve verilen uluslararası bir dergide yayımlandı. Makaleden sonra artık bilim insanları bu objelerin ismini de küpe ve labret olarak kullanmaya başladı. Boncuklu Tarla’da milattan önce 10’uncu binde başlıyor ve 8’nci binin sonuna kadar takip edebiliyoruz. Ama daha önce de çok sayıda yerleşim yerinde bu objelere ulaşılmış durumda. Anadolu Coğrafyası, gün geçtikçe Neolitik yani Cilalı Taş Devri üzerine yeni veriler elde edilmesini sağlıyor. Boncuklu Tarla da bunlardan bir tanesidir” diye konuştu.
- 11
- 12
-
- 13