Ahmet Misbah Demircan: Beyoğlu'nun Araplaşmasına müdahale ediyorum
Bundan böyle her hafta bir belediye başkanıyla yollara düşüp ilçesini adım adım gezeceğiz. On bin adımda başkanların yaptıklarını, yapamadıklarını konuşacağız. İlk konuğum Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan oldu. Başkan Demircan'la Taksim Meydanı'ndan başladığımız yürüyüşümüzü İstiklal Caddesi, Tünel, Tarlabaşı, Talimhane güzergahında sürdürdük, Beyoğlu'na dair her şeyi konuştuk. Buyrun...
Başkan Demircan’la buluşma noktamız Taksim Meydanı’ydı. Malum meydan kısa bir süre önce yenilendi ve sonrasında da "beton bir meydana dönüştü" diye çok eleştirildi. İşte bu eleştirilerle başladık sohbete. Başkana "Meydan size de gri, beton, soğuk, boş gelmiyor mu?" diye sordum… Demircan, cami ve yeni AKM projesinin tamamlanmasıyla bu algının ortadan kalkacağını söyledi:
"Meydandaki bu boşluk algısı, Atatürk Kültür Merkezi’nin yerine yapılacak opera binası ve caminin tamamlanmasıyla ortadan kalkacak. Bu iki yapının meydana katkısı büyük olacak. Cami inşaatı ince işçilikte. Yıl sonunda hizmete girmeye başlayabilir.
İsteğimiz anlamda caminin altındaki sanat merkezinin de hizmete girmesi bir yılı bulur. AKM’nin yerine yapılacak opera binasının ihalesi de ekim sonuna kadar tamamlanacak, müteahhidin vereceği tarihe göre yapım zamanını ilan edeceğiz."
"BEYOĞLU, TARİHİNİN EN İYİ CİROSUNU YAPIYOR"
Meydanda AKM alanını ve cami inşaatını gezdikten sonra İstiklal Caddesi’ne doğru yola koyulduk, İstiklal’deki insan seline karıştık. Geçen birkaç yılda dükkanların kapanmasıyla gündemde olan İstiklal’de acaba son durum ne? Kiralar hala dolar üzerinden mi, yoksa TL’ye mi çevrildi? Yol boyunca ben sordum, Başkan Demircan anlattı:
"2004’ten beri belediye başkanıyım. O tarihte Beyoğlu’ndaki otellerde 6 bin yatak kapasitemiz vardı şimdi 50 bin yatak var. 9 bin esnaf vardı. Bugün 19 bin. 10 bin yeni esnafla 50 bin yatağa 3.1 milyar dolar para harcamışız. 134 bin yeni istihtam oluşturduk. Terör olayları ve darbe girişimiyle turizm dibe vurmuştu. İşte biz tam da bu dönemde Taksim Meydanı ve İstiklal’de yenileme çalışmalarına başladık.
Bu durgun dönemde istiklal’in altyapısını bitirdik. Bittiğinde turizm sezonu yeniden canlanma dönemine girdi. Bugün İstiklal’de boş yer kalmadı, her yer doldu. Dükkan kiraları TL üzerinden artık ve 100 bin lira civarında. Beyoğlu tarihinin en iyi cirosunu yapıyor. Dönem dönem çalkantılar olacaktır ama elinizdeki kapasite ve insan gücü önemli. Biz de böyle toparladık. Geçen yıllarda ‘Beyoğlu bitti, tükendi’ lafları edildi. O dönemde, ‘Beyoğlu belki olumsuz bir dönem yaşıyor ama 2019 tahmin edilmeyeceği kadar iyi olacak’ demiştim. Bugün Beyoğlu eski canlılığını kazandı."
ARAPÇA TABELA, ARAPÇA MÜZİK, HER YER NARGİLE KAFE...
Demircan, şehre gelen turist sayısında ciddi bir artış olduğunu, bunun da Beyoğlu’nda hissedildiğini söylerken tabii ki söz Arap turistlere geldi. Zira meydanda, İstiklal’de, Talimhane’de, her yerde Araplar var. Her sokağın, her köşenin Araplaşması dikkat çekici. Her yerde Arapça tabela, mekanlardan Arap müzikleri yükseliyor, kafeler, büfeler nargile mekanlarına dönmüş. Kısacası Beyoğlu küçük bir Arabistan gibi. Peki ama niye? Araplar dünyanın her yerine gidiyor ama hiçbir yer bizdeki gibi Araplaşmıyor.
İşte bu eleştirileri yönelttim Demircan’a ve ‘Arap kültürünü yansıtan esnafa müdahale etmek gerekmez mi?’ diye sordum. Bu Araplaşmanın esnafın işgüzarlığı olduğunu anlattı Demircan:
"ESNAF KOLAYA KAÇTIĞI İÇİN BEYOĞLU ARAPLAŞIYOR"
“Hiçbir turist bir yere kendi yemeğini yemeye gitmez, başka kültürler tanımak ister. Bizim sorunumuz şu; hızla büyüdüğümüz için, esnaf turiste sunacak özgün bir şey bulamayınca kolayına kaçıyor. Bir yıl önce Arapça tabelalar daha fazlaydı, Arapça müzikler yine daha fazlaydı bugün daha az. Esnaf, işin kolayına kaçıp müşteriyi tavlamak için böyle davranıyor. Oysa turist görmediği şeyi tercih eder. Büyümekte olan ekonomilerde böyle şeyler oluyor. Zaman zaman müdahalemiz oluyor.
Sorun, Arapça tabelanın sunum tarzı, iptidailiği, estetikten uzak oluşu. Işıl ışıl neonlar estetikten uzak. Arapça düşmanlığı değil yoksa derdimiz. Derdimiz kalite ve estetik. Araplar iyi ki var. Bu, Avrupalılar gelmesin anlamında değil tabii. İstanbul’a gelen turistte Araplar ilk sırada. Alışverişte ilk sırada Araplar var. Parayı bırakan da Araplar. Şu gelsin bu gelmesin diyemeyiz. Şehre gelen Avrupalılarda düşme vardı fakat şimdi Alman turistlerde artış bekliyoruz.”
"ASMALI KARARIM ELEŞTİRİLDİ AMA…"
İstiklal’deki dükkanların yeniden dolması, turistler, Araplar, tabela kirliliği derken bir baktık ki İstiklal’den Asmalı Mescit’e gelmişiz. Geçen yıllarda masa-sandalye yasağıyla gündeme gelen sokaklarda yürürken Başkan Demircan, bu kararı neden aldığını anlattı:
"O dönem çok eleştiri aldım ama aldığım karar çok doğruydu. Sokaklarda yürünmüyordu. Bir kargaşa hakimdi her yere. Mekanların önünde masa-sandalye yine var ama bir düzen dahilinde…”
"TARLABAŞI’NIN İLK ETABI EYLÜLDE BİTİYOR"
Asmalı’dan sonraki hedefimiz ise Tarlabaşı’ydı… Demircan, Tarlabaşı’ndaki dönüşüm alanının ilk etabının eylül ayında açılacağı bilgisini verdi:
“2004 yılında başkan olduğumda Beyoğlu’ndaki 3 paralel aksı hareketlendirme kararım olmuştu. Biri İstiklal Emek Sineması, ikincisi Tarlabaşı, üçüncüsü de Dolapdere. Bu üç aksta yatırımcıyı teşvik eden hamleler yaptık. Dolapdere’de müze ve otellerle hareketlenme başladı. Bu hareketlilik, Kasımpaşa’yı da etkileyecek. Piyalepaşa ve Okmeydanı da yeni bir aksın doğduğunun işareti. Deniz arafından Galataport ve Haliçport’u da eklediğimizde Beyoğlu’nun topyekin bir kalkınma hamlesi büyüttüğünü görüyoruz. Tarlabaşı dönüşüm projesi bitmek üzere. İlk kısmını önümüzdeki haftalarda açacağız. Beyoğlu’nda 15 yıl içinde 5 bine yakın bina yenilendi. 2004’te başkan olduğumda yaptırdığım araştırmada gördüm ki İstiklal’e erkekler ve gençler geliyor. Oysa şimdi her sosyolojiden, her kesimden insan var. Beyoğlu ruhu geri geldi. Güvenlik açısından zirve yapmış, gecesi gündüzü eşitlenmiş bir Beyoğlu var. İrili ufaklı binalar da dönüştü. Muhit muhit Beyoğlu’nu aldık yürütüyoruz. Şişhane, Karaköy, Galata’da sosyolojik dönüşüm oldu. Her türlü insan kaynağı geldi. Modacılar, galeriler, entelektüel kesim yerleşti. 2004’te Beyoğlu medyada cinayet ve kapkaçla haber oluyordu. Şimdi dinamizmiyle, ruhunu yakalamış olmakla yer alıyor. Yeni projeler bir güven oluşturdu. Geleceğin daha iyi olacağına inanıyor. Ciddi bir üniversite kaynağımız var. Beyoğlu’nda 9 üniversite var. Yüzde 60’ı son 15 yılda açıldı. Sahillerimiz doldu. Beyoğlu İstiklal’den ibaret değil. Kasımpaşa, Dolapdere, Galata, Çukurcuma hepsi bir bütün. Birbirinden çok farklı kesimler ve Beyoğlu ruhu bu. Belediye başkanı olarak maestro gibiyim. Görevim tüm bu bu semtlerin beklentilerine cevap vermek. Ayrışmadan, herkesin birbirini kabullendiği bir atmosfer yaratmak. Beyoğlu’nda çatışma yok uzlaşma var. Bütünü kucaklayarak herkese hizmet ediyorum.”
Tarlabaşı’nı, Dolapdere’yi, Galata’yı konuşa konuşa, Talimhane’ye çıktık. Oteller bölgesine… Demircan, Talimhane’deki otellerin dolu olduğunu anlattı: “Oteller full, boş yer yok. Talimhane’deki estetikten uzak uygulamalara da müdahale ediyorum ve edeceğim. Hanutçular mesela. Büyük ölçüde önledik, çalışmalarımız sürüyor…”
SÜTLÜCE’DE ÇÖKEN BİNA ALANINA KENTSEL DÖNÜŞÜM
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’la on bin adımımızı Talimhane’de tamamlamış olduk. Başkan’la Sütlüce’ye gitmedik ama oradaki son durumu sordum elbette. Hatırlayacaksınız birkaç hafta önce aşırı yağışın ardından bölgede bir bina çökmüştü. Peki o binada oturanlara ne oldu? Zararları karşılandı mı? İşte Başkan’ın yanıtı…
“Çöken binayla ilgili her şey kağıt üstünde yapılmış görünüyor. Toplum bu yağış debisini hiçbir zaman öngörmemiş. Depremi analiz etmiş ama yağışı düşünmemiş. Böyle bir sorun var. Mühendislik olarak bu yağış miktarı hesaplanmamış. Yağışa dayalı algoritmanın yeniden hesaplanması gerekiyor. Bundan sonra vadi alanlarındaki tekniklerini değiştirecekler. Çöken binada 5 kiracı var. Belediye olarak taşınma ücreti ve kendilerini toparlayacakları nakdi yardımı yaptık. 30’ar bin lira desteğimiz oldu. Çöken bina ve arkadaki bina sahiplerini topladık, kentsel dönüşüm için uzlaşma aşamasındayız. 3 bina ve arkadaki bir arsa. Biz bunları bir araya getirdik. O minik alanda kentsel dönüşümü yapacağız."