Aykut Kocaman: İçimde en büyük ukde milli maç sayısıdır
Türkiye'nin yeni spor kanalı HT Spor tarihi bir yayına daha imza attı. Türk futbolunun ve Fenerbahçe'nin efsane isimleri Aykut Kocaman, Oğuz Çetin ve Rıdvan Dilmen, ilk kez bir televizyon yayınında buluştu! İşte efsanelerin açıklamaları...
Fenerbahçe ve Türk futbolunun üç efsanesi bir arada... Tarihi 88/89 sezonunun en önemli üçlüsü yıllar sonra HT Spor ekranlarında buluştu. Rıdvan Dilmen, Aykut Kocaman ve Oğuz Çetin anıları tazeledi ve Türk futbolunu masaya yatırdı.
Türk futbolunun ve Fenerbahçe'nin efsane isimleri Aykut Kocaman, Oğuz Çetin ve Rıdvan Dilmen, HT Spor'daki yayını öncesinde Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı M. Kenan Tekdağ ve grup yöneticileriyle sohbet etti.
İşte Mehmet Ayan ve Ahmet Selim Kul moderatörlüğündeki canlı yayından satır başları:
Aykut Kocaman: Futbolda Türkiye'de iyiye doğru bir dönüşüm var. Teknik direktörlük yapmaya başladıktan sonra dönemde oyuncularımdan istediğim şeyler benim oyunculuğumda yoktu. Hiddink hocamız beni yanına çağırdı. Boluspor'la oynayacağız 'Abdülkerim var, onu kontrol etmen lazım' dedi. İçimden reaksiyon vermiştim. Zihinsel olarak öyle bir şeye hazır değiliz. Benim antrenörlük yaptığım dönemde bütün oyuncular kontrol altında olmalıydı. O günkü şartlardaki Aykut Kocaman'ı kendi takımımda istemezdim.
Oğuz Çetin: O günün oyun kültüründe topu kaybetmeleri en doğal hakkıydı.Temel amaç sonucu değiştirecek oyunculardı. Onların hakkıydı. Takım savunması yönünde ciddi beklenti bilinci yoktu. Bugüne evrildiğinde o bilinçle geldi. Sonuç yaratıcılığa geliyor.
Aykut Kocaman: Rıdvan pek çok özelliğinin yanısıra giderken hızlı durmak, tekrar harekete geçmek, en önemli özelliklerinden biri olmuştu. Kendi oyunculuğumla pandemi döneminde barıştım. Antrenörlük sürecinde kıyas olsun istemiyordum. Karantina döneminde kendimi seyrettim. Kendimle barıştığım dönemde pek çok maç izledim. Rıdvan ve Oğuz'la ilgili söyleyeceğim. Antrenör gözüyle baktığımda hakikaten üst seviyede oyunculardı.
Oğuz Çetin: Rıdvan'la olan iletişimimde 3 saniye içinde 3 tane pozisyon gösterirdi. Ofsayta düşeceğini görür, o pozisyondan farklı pozisyona evriliyor, üçüncü pozisyonda topu önünde buluyor. Durması, kalkması, ivmelenmesi. Bu tür oyuncu dünyada bulmak çok zor.
Rıdvan Dilmen: Aykut'la çok sık telefonlaşırız. Karşılaştığımızda konuşuyoruz. Bir şeyi itiraf ettim. Sen gerçekten büyük futbolcuymuşsun dedim. Oyuncu iken çok iyi iletişimimiz vardı. Şimdi gördüğümde bizim kuşaktaki forvetlere baktığımızda Metin, Ali Feyyaz, Tanju Çolak, Hasan Vezir gibi. Milli takımlar kolay tercihler değil.
Aykut Kocaman: İçimde en büyük ukde milli maç sayısıdır. Kendime biçiyorum. Fenerbahçe'de çok formda olduğum dönemler oldu. Tam milli maç olacağı zaman sakatlıklar devreye girdi. Sakatlıklarım hep milli maç arefelerine geldi.
Rıdvan Dilmen: Sakatlık konusunda yanıma gelemezsin...
Aykut Kocaman: Oğuz'un şöyle problemi oldu. Fenerbahçe'ye geldiğinde 26 yaşındaydı.
Rıdvan Dilmen: İlk milli maçını hatırlıyorum, İnönü'de Yunanistan maçı. Oğuz Sakaryaspor'da 1981'de oynuyordu. Kaptanlığı yapıyordu.
Oğuz Çetin: O günlerde özellikle Fener, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzon belli Anadolu kulüplerinde çok fazla yetenekli oyuncular vardı. Ne zaman 88'de Sakarya'da kupayı kazandık, Fener'e geldik, 1 ay sonra 11'e girdim.
Aykut Kocaman: O zamanki havuz çok genişti. Yerli oranı çok yüksekti. Galatasaraylı, Beşiktaşlı dönemimizin oyuncuları için söylüyorum. Son yerli kahramanlardık. Sonra yabancılaşma daha da arttı.
Oğuz Çetin: 88-89 sezonunda gol rekoru kırdık. Kalede bir tek Scuhacmer vardı sonra bizdik. Yabancı yoktu.
Aykut Kocaman: Samsunspor kaza geçirmişti. Yaralanan ve hayatını kaybeden arkadaşlarımız olmuştu. 3 Haziran 1989'da Konyaspor karşısında çıktık. İkinci yarıda 100. golü atan Güneş gazetesinin ortaya koyduğu arabayı alacaktı. İkinci yarıda ciddi araba savaşı oldu. Gol atamadan bitirdik. Herkesin çok şey istemesi hiçbir şeyin olmayacağını gösteren bir şeydi. Taraftar çok istiyordu. Sarıyer maçına çıkarken, soyunma odasında karar alındı. Golü kim atarsa atsın, 100. gol çok değerliydi. Fenerbahçe futbol tarihine geçecekti. Golü kim atarsa atsın Emin arkadaşımıza vereceğiz dendi. Herkes rahatladı. Turan iki dizinden sakattı. Aykut mu, Rıdvan mı, Hasan mı, Oğuz mu atar diye konuşuluyor. Turan her seferinde 'Ben gelir atarım' diyordu. Rıdvan olağanüstü alışveriş yaptı Oğuz'la, karşı karşıya kaldı, döndü dolaştı top Turan'ın kafasına geldi, gol oldu.
Oğuz Çetin: O senenin en önemli özelliği kadro mühendisliği. Turan, Oğuz, Hakan Tecimer. Önde Hasan, Aykut ve Rıdvan. Birbirinden bambaşka ama birbirini tamamlayacak zekaya sahipler. Turan savunmada gerekli görevlerini yerine getirmekle beraber, her hücum çıkışında bizim önümüze geçerdi. Geçiş oyunu o yıllarda konuşulmazdı, Turan bunu yapardı.
Aykut Kocaman: Antrenörlüğe başladıktan sonra bireyselliğin önemli olduğunu ama herşeyin olmadığını düşünmüşümdür. O sene bizim için rüya sezondu. Hasan gelmeseydi acaba Rıdvan ile ikimiz taşıyabilir miydik? Çünkü ikimiz de seyyar oyuncuyduk. Orhan'la başladık, demoralize olurdu. Hasan ana parçalardan biri oldu.
Rıdvan Dilmen: Bence en iyi kadroların oluştuğu takım Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray'dı o zaman. Çok önemli kadrolar vardı. Bu kadroların önünde zorlanmıştık. Ben sağlıklı devam etseydim o sezonda 2-3 şampiyon olurduk.
Oğuz Çetin: Hasan'ın gidişi bizde ciddi tramva yarattı. Rıdvan'ın sakatlığı bizi etkiledi.
Rıdvan Dilmen: Bilal, rahmetli Ergin, İsmail hepsine şükranlarımı sunuyorum. Hasan Vezir diyoruz. Beşiktaş final maçından önce ayrıldı. O kadar seviyoruz ki, şu kadar kırılmadık. Mutlaka bir sebebi olmuştur demiştim kendi kendime. Hasan'la devam etseydik 4-5 sene şampiyon olurduk.
Aykut Kocaman: Fenerbahçe'nin yakın tarihinde beklenmedik kırılmalar oluyor. Bu yaz başında Hasan'dan telefon geldi. Telefonu 'ah be Hasan' diye açtım. Hasan o andaki duygularımı anladı. O kadar içimize oturan bir şeydi ki. Galatasaray ve Beşiktaş çok güçlü kadrolardı. Hasan'ın gidişi bizde büyük yıkım yarattı. Scuhacmer sarılık olmuştu, Şenol ve Rıdvan sakatlandı. Turan sakatlandı, uzun süre oynamadı ve bir de Hasan gitti. İkinci yarıya beşte beş başlamıştık. O ara çok hoşnutsuzdu herkes. Kazanıyoruz ama iyi değiliz hoşnutsuzluğu vardı. Beşiktaş maçında sakatlandım, sonra Oğuz, sonra Engin sakatlanmıştı.
Aykut Kocaman: Bir kere skor yapmayla ilgili problemimiz yoktu. Sıradışı bir şey vardı. Rakip Galatasaray, ilk devre 3-0 olmuş. Hatta 4-0 oldu. Uğur sağ çaprazdan girmişti. 3-0'la içeri girince toparlandık. Veselinoviç şunu söyledi, o takımın mimarıdır. Tam tarzına uygun takım yapmıştı. Özellikle pozisyona gireni, atanı çok seviyordu. Bu maçta şunu söyledi bize; "Siz şampiyon takımsınız, şampiyonluğa çok az kalmıştı.İlk yarı 3-0 bitti. İkinci yarıyı hiç olmazsa 1-0 biz kazanalım" dedi. İlk 10 dakikada gol bulursak maçın lehimize geleceğini söylemek mümkün dedi. Tam istediği gibi oldu. O kadar skorer takımız ki. Ve tam da öyle oldu.
Oğuz Çetin: Bizim literatürümüze girdi bu, Aykut çalımı.
Aykut Kocaman: Kalede dev var. Simoviç'e hiç gol atamamıştım. 'Yemez' diyordum. Gol olduğuna inanamadım. Simoviç'ten dolayı.
Rıdvan Dilmen: 3-0 mağlubuz. Fenerbahçe taraftarı 'Fener' diye bağırıyor. Daha fazla yemeyelim diyordum kendi adıma. Seyirci bağırıyordu.
Aykut Kocaman: İkinci yarıya başlarken önemli oyuncu değişikliği oldu. Oğuz oyundan çıktı. Kadroya Taygun girdi.
Oğuz Çetin: Sakat oynuyordum, çıktım. Aykut'un o dakikada golü bulması önemli. Savunmada çok önemli işler oldu.
Aykut Kocaman: 4-3 iken Scuhamacher'in inanılmaz kurtarışı vardı.
Oğuz Çetin: Takım savunmasını kaybetmiyoruz.
Rıdvan Dilmen: Ben maalesef 4'lük 5'lik olacağız diye korktum.
Oğuz Çetin: Biz yıllar itibariyle Galatasaray'a karşı hep üstündük. Bu daha birinci yıl. Bu tip galibiyetler rakip takıma o travmayı yaşatıyor.
Aykut Kocaman: Burası Türkiye. Bu kulüpler de çok önemli firmalar. İnanılmaz güçleri olan. İçinden çıkan insanları çok önemli yerlere taşımış. Bu kulüpler de ihtiyaç olduğu zaman 'gel' deniyorsa birisine o gider. Ana duygu da eğer yardıma ihtiyaç varsa yapabileceği herşeyi sonuna kadar yapar.
Oğuz Çetin: Futbolculuk dönemimiz bitmeden önce de biz camia tarafından geri gelmemiz adına da çok ciddi destekler aldık. Futbol hayatımız bittiğinde Aziz Yıldırım'ın davetiyle teknik adamlığa geçişim gibi önemli duygular. Bu kadar üst düzey oynayıp, kulüple aidiyet yüksek olan yere karşı zaten şansın yok. Güncel olarak Aykut hoca daha fazla bunları yaşadı.
Rıdvan Dilmen: Ben Cemil abiyle büyüdüm. Allah bana nasip etti. Bir telefona bakar. Beklentimiz yok tabii. 3-4 gün önce başımdan geçeni anlatayım. Çok karşılaşıyorum oğlunun adı Aykut, Rıdvan koymuş. 'Maraş'ta Halil Bey, oğlunun adını Rıdvan Dilmen' koymuş dedi. Halil Bey'le konuştum 'Bir oğlum daha var Oğuz Çetin' dedi. 'Aykut'u unuttun mu' dedim, 'Eşimi maalesef kaybettim' dedi. Benim Eda ile Erdi'ye bırakacağım ne miras var ki? O yüzden gelen telefon bizim için emirdir. Kaldırdığımız kupalardan daha önemli bunlar. Her dönemin kendi arkadaşlıkları devam ediyor. Belki Aykut'u ve Oğuz'u 6 aydır görmüyorum. Ama her gün görüşüyormuş gibiyiz.
Aykut Kocaman: 4-3'lük maçtan sonra... Muazzam o dönemi de anlatan şey. Ankara'da Galatasaray'la oynuyoruz. Biz Ankara'ya gittik maça. Rıdvan'ın hastalığı vardı galiba... Kadroda Rıdvan yok. Ankara'da cadde kenarında kahvaltıyı yaptık, Rıdvan geldi sonra... Maçı seyretmeye gelmiş. Sonra zaman geçti, stada gittik. O zaman yarı yarıya tribünler. Rıdvan'ın olağanüstü bir popüleritesi var. Sahaya çıktık, çıkış tünelinde oturuyoruz. Rıdvan geldi aramıza acayip Fenerbahçe taraftarının sevgisi var ama... Hocanın şöyle dediğini duydum o ara, "Çocuk sen oyna" Rıdvan sadece maç seyretmeye gelmişti. O gün kimi kesti hatırlamıyorum. Kadrodan biri çekti Rıdvan'ı yedeklere aldı. İkinci yarı Rıdvan oyuna girdi. Tesadüfen maçı izlemeye gelmişti, hoca da oyuna aldı maç 3-2'ye döndü oradan.
Oğuz Çetin: O dönemde 90 dakika oynayan iki oyuncu vardık. Takımın temposunu yükseltiyorduk. Şuna vurgu yapalım. Bizim 8 yıllık dönemimizde 6 tane gol kralı çıkardık. Aykut 3 kere oldu. Bülent, Boliç ve Tanju oldu.
3 TEMMUZ SÜRECİ
Aykut Kocaman: 3 Temmuz sürecinde Fenerbahçe camiası tek yumruk olduğu zaman ne kadar güçlü olabileceğini göstermişti, tek vücut olmuştu. Taraftarıyla, antrenörüyle, oyuncusuyla, yönetimiyle, medyasıyla kastedene karşı tek yumruk tek yürek olmuştu. Müthiş bir güç gösterisiydi. Başkanını dışarıya çıkarma gücüne sahip. Bence benim gördüğüm kadarıyla o dönemki gidişatı da çeviren bir tutum aldı Fenerbahçe.
Aykut Kocaman: Bir taraftarıyla bakıldığında Fenerbahçe müthiş bir güç üretti 3 Temmuz sürecinde ancak öbür taraftar ürettiği güçten çok daha fazlasını götüren bir süreç oldu. 2011'den bu yana sadece 1 şampiyonluk var. Bunu sadece yönetimler, oyuncular, başka şeylerle açıklamak çok zor. 1 milyar küsur dolarlık bir borsa değerine sahipti Fenerbahçe. Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor'un toplamından daha fazlasına sahip bir gücü vardı Fenerbahçe'nin. Buradan okuduğumuz zaman ne kadar büyük bir güç kaybına uğradığını görüyoruz. Fenerbahçe'den çok şey götüren bir süreçtir. Fenerbahçe'nin son 15 yılını çalan bir süreçtir. Hala daha izleri devam ediyor. Tam olarak atılmış değil.
Aykut Kocaman: En önemli noktası şurası... 3 Temmuz'un arkasından gelen süreçte Fenerbahçe bir tarafıyla güç kazadı diyorum. Beraberdi tek yumruktu. Hamle yapan tarafa karşı bir hamle yaptı Fenerbahçe geri adım atmadı. 2013/14'ten sonrası aslında bu güç strateji değiştirdi. Çok net gözüküyor. Değişen strateji neydi. Fenerbahçe'yi Fenerbahçe yapan dimanikler birbirleriyle küçük kontaklar kurduğu zaman enerji üretiyorlardı ve güç olduğu zaman o güce karşı tepki verebiliyorlardı. Bir sonrası adıma geçildi birbirini kırdırmaya geçildi. Antrenörler çöp antrenör olmaya başladı, oyuncular çöp oyuncular olmaya başladı. Artık birbirini bitiren, yiyen bir yapıya döndü.
Aykut Kocaman: Ben 6 sene ayrıydım Fenerbahçe'den. Ayrıldıktan sonra 6 sene içinde çok teknik direktör krizi oldu. Olmalıydım demiyorum. Dünyanın her tarafından teknik direktör arandı bir tek seçenek olarak benim ismim geçmedi. Tekrar söylüyorum benim bir beklentim yok ama bir durumu anlatmaya çalışıyorum. 'Neden ben değilim?' sorusu değil. Bunu sorma hakkım yok. Bunun yanıtını o günkü yönetenler verirler. Ben olmak zorunda değilim ama bu CV ile seçeneklerden biri olamıyorsam bu bir durumdur.
Aykut Kocaman: 8 puanlık fark var artık bu saatten sonra ciddi bir seri yakalaması gerekiyor. Fenerbahçe'de oyuncuların arzusu azalmış gibi gözüküyor. Fenerbahçe, şu an çok önemli bir virajda. Fenerbahçe, bu virajı geçerken yarışta kalabilirse yarışta son haftaya kadar gider. Ama bu viraj geçen seneye göre biraz daha tehlikeli bir viraj olarak da gözüküyor.