Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol 1. Lig Altınordu Altınordu devrimi böyle gerçekleşti: Cengiz Ünder, Çağlar Söyüncü! - Futbol Haberleri

        Tarihler 30 Mayıs 1997'yi gösterdiğinde Antalya Atatürk Stadı'nda bugünkü adıyla Spor Toto Süper Lig'e yükselme mücadelesinde o gün Şekerspor adıyla mücadele eden bugünün Turan Spor'u, Bucaspor'u 4-1 mağlup ederek Spor Toto Süper Lig'e yükseliyor. Bugün için önemsiz görünen play-off mücadelesi, Türk futbolu için dönüm noktası oluyor! Henüz bunudönemin Bucaspor başkanı Seyit Mehmet Özkan dahil bilmese de... Seyit Mehmet Özkan o gün "Artık paramı bu devşirme futbolculara yedirmeyeceğim" diyor ve kendi isteğiyle başkanlıktan ayrılarak kendi deyişiyle Bucaspor'un 'öz kaynak' düzeninin başına geçiyor. Şekerspor, ertesi sezon Süper Lig'de 34 maçta 36 puan toplayarak küme düşüyor, Seyit Mehmet Özkan iseyıllar sonra Türk futbolunda 'devrim' sayılabilecek bir kulübün temellerini atmaya başlıyor.

        Seyit Mehmet Özkan istifasından hemen sonra işe koyuluyor, Buca Futbol Akademisi'ne gidiyor, iki yıl içerisinde B Genç Türkiye şampiyonu bir takımın yanında şimdiki Bucaspor Tesisleri'ni yaratıyor. Yıl 2011'e geldiğinde ise yeniden üst kademede görev alan Özkan, bu kez asbaşkanlık görevinden "çağ dışı olan dernek statüsündeki yönetim şekline artık dayanamayacağını'' söyleyerek bir mektupla bu görevden de istifa ediyor. 2012'de İzmir'in köklü ama bir kenarda kalmış kulübü Altınordu'nun çoğunluk hisselerini alarak şirketleşme yolunda ilk adımı atıyor. 2012'de birçok hedef sıralıyor. İlk 5 yılın sonunda TFF 1. Lig, ikinci 5 yıl sonunda ise Süper Lig'i hedeflediklerini dile getiriyor.

        "Önemli olan iyi futbolcudan önce iyi insan olmak. Bu yüzden dönüşüm toplumdan başlamalı.”
        "Önemli olan iyi futbolcudan önce iyi insan olmak. Bu yüzden dönüşüm toplumdan başlamalı.”

        "KENDİ DROGBA'MIZIÇIKARIRSAK,ÜÇ BÜYÜKLER'LE MÜCADELE EDEBİLİRİZ"

        2013'te Spor Toto 3. Lig 3. Grup'ta şampiyon olan Altınordu, 2014'te de Spor Toto 2. Lig Kırmızı Grup'ta şampiyon oluyor ve 22 yıl sonra TFF 1. Lig'e çıkıyor. Özkan 2014 yılında Türkiye'de futbol ekonomisinin 3'te 1'inin devlet tarafından sübvanse edildiğine vurgu yaparak "Türkiye'de tüketen futbol var, üreten futbol yok. Devlet neden futbolu desteklesin? Biz liglerde farklı olacaksak varız. Sürünün içinde kaybolup gideceksek yokuz. Biz vatana hizmet ediyoruz" diyor ve çarpıcı noktayı da ekliyor: "Üç Büyükler'le nasıl mücadele edebiliriz, karşımızda Drogba var, nasıl yarışabiliriz? Biz de üretmeye başlayıp 10 sene sonra kendi Drogba'mızı çıkarırsak,Üç Büyükler'le mücadele edecek duruma geliriz."

        Bu tespitin dışında Altınordu nasıl bir yapılanma içine giriyor da üst üste iki yıl şampiyon oluyor? Bucaspor'dan ayrılmaya karar verildiğinde bir ofisi bile olmadan üstelik! Kulübün genel kaptanı Sedat Gündoğdu "Elimizde kalan 3 futbolcu vardı. Bir otele kapandık, gece gündüz hiç çıkmadan bağlantılarımızı kullandık, sorduk soruşturduk, scout'larımızı gönderdik. Buca Futbol Akademisi'nden gelen 85 çocukla birlikte öz kaynakta kemik kadrolarımızı oluşturduk" diyor.

        Teknik ekip bunları yaparken idari ekip de yerleşkeler ve tesisler üzerine çalışıyor. Kulübün tesisleri İzmir Yeşilyurt, Aydın Selçuk ve Kuşadası’na yayılıyor. Yeşilyurt’ta bulunan Altınordu Futbol Eğitim Kurumu (AFEK) bir nevi Altınordu’nun ilkokulu. Burada beş ayrı saha, spor merkezi, kum havuzu, çalışma duvarları ve şehir dışından getirilen çocukların kaldığı lojmanlar bulunuyor. Çocukların odalarında çalışma masaları, televizyon, banyo ve balkonları var. Yine lojmanın içindeki dersliklerde aldıkları özel derslerle okuldaki açıklarını kapatıyorlar. Bu onlar için mecburiyet; çünkü derslerinde başarısız olan futbolcu topa değemiyor!

        AFEK’te eğitimini tamamlayan çocuklar, futbol eğitiminin lisesine denk olan Altınordu Futbol Akademisi’ne gönderiliyor. Buraya gelen çocuklar sekiz yaşından itibaren hız, dayanıklılık, kuvvet, çabukluk, ekip bilinci ve kişilik eğitimi almış oluyor. Kuşadası’nda 15 ve 17 yaşları arasında kendilerine ait bir otelde yaşıyorlar. Onları okullarına ve tesislere taşıyan servisleri, A takımın çalışma şartlarına denk çalışma salonları, oyun odaları var. Futbolcular hallerinden memnun olacaklar ki izin günlerinde İzmir’e gitme imkânları varken Kuşadası’nda kalmayı tercih ediyorlar.

        Image Title 1 Image Title 2
        Description

        SALİH UÇAN'IN ANNESİ, ALTINORDU'NUN 'HAFİZE ANASI'

        Altınordu gelecek planlarını sadece bu temel planlamalarla yapmıyor, çünkü olayın tesisleşmeden daha fazlası olduğunu da biliyor. Futbolcuların tesislerde "Anne" diye seslendiği, akıllara Hababam Sınıfı'nın 'Hafize Ana'sını getiren bir anneleri var. Önce Buca Futbol Akademi'de çalışan, aralarında Salih Uçan'ın da bulunduğu onlarca çocuğu doyuran Hafize Çınar, öz evlatlarını, futbolcu çocuklarından ayırmayan bir aşçı. Altınordu altyapısında top koşturan çocuklar kadar, Bucaspor'da elinden yemek yemiş, yıllar geçse de ona hala 'Anne' diye seslenenler de var. Altınordu'nun 'Hafize Anası, "Salih Uçan geldiğinde mutlaka yanıma uğrar. Bir tanesi geçen gün ağlattı beni. Yolda yürürken 'Anne anne!' diye bağırarak geldi. Boynuma sarıldı öptü, kokladı gitti. Bucaspor’da kaldı o çocuğum" diyor. Kendi yaptığı işi de "Dünyanın en güzel işi" olarak adlandırıyor.

        Seyit Mehmet Özkan: 4 yıl gibi kısa bir sürede iki önemli yıldızı futbol dünyasına hediye ettik. Doğru şeyleri, doğru zamanda yaparak ve kendimize ayrı bir yol çizerek başarıya ulaştık. - 2016
        Seyit Mehmet Özkan: 4 yıl gibi kısa bir sürede iki önemli yıldızı futbol dünyasına hediye ettik. Doğru şeyleri, doğru zamanda yaparak ve kendimize ayrı bir yol çizerek başarıya ulaştık. - 2016

        Altınordu, İspanya'nın en üst düzey altyapılarından biri olan AthleticBilbaoile iş birliği yapıyor, yabancı oyuncu oynatmıyor, kendi yetiştirdiği çocuklara güveniyor. Onları önce 'iyi bir birey' sonra iyi futbolcu olarak yetiştirmek için uğraşıyor. Sadece kulüp için değil, Türk futbolu için projeler geliştiriyor, uluslararası turnuvalar düzenliyor. 2012-13 sezonundan bu yana görev yapan Hüseyin Eroğlu, yüzlerce teknik direktörün değiştiği TFF 1. Lig'de hala görevinin başında yer alıyor.Yıllar önce o dönemde sadece üç Süper Lig kulübünün kullandığı CPS sistemiyle futbolcuların koşu mesafeleri, nabızları ve hızları ölçülülebilen bir sistem için İngiltere'den teknisyen getiriyor. Suni çim sahalarını sağlıklı kakao ağacı granülleriyle kaplıyor. Rakibe ya da puan durumuna göre değil, sezon başlarında hazırlanan programlara göre idman yapıyor, her futbolcuyu özel çalıştırıyor. Psikologlar küçük yaştaki futbolculara oyunlarla güven ve farkındalık geliştirme çalışmaları yaptırıyor. Küçük yaş grupları ayna karşısında ses sistemleriyle ritim tutarak senkronize hareket etmeyi öğreniyor. Dayanıklılık için her takım liglerde bir üst yaş grubunda oynuyor. 13 yaşından itibaren Croskor’la vücudun denge merkezini geliştiren çalışmalar başlıyor. Öncesinde jimnastik dersleri alıyorlar.

        Bu düzenden Çağlar Söyüncü, Cengiz Ünder çıkıyor, onları Berke Özer, BarışAlıcı, Erce Kardeşler izliyor... Cengiz, Roma'nın Şampiyonlar Ligi tarihinde en genç futbolcusu oluyor, İtalya'da manşetleri süslüyor. Çağlar Söyüncü yaklaşık 20 milyon Euro'luk bonservis bedeliyle İngiltere Premier Lig'in yolunu tutuyor...

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa