Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Tekirdağ'da yaşayan ve aynı zamanda Kosova Biznesi Üniversitesi'nde akademisyen olan Prof. Dr. Muhsin Koçak, AA muhabirine, 20 Temmuz günü saat 01.00 sıralarında Ağrı Dağı'nın 4 bin 200 rakımında bulunan kamp alanından zirve tırmanışı yapmak için ayrıldıklarını, tırmanış sırasında hafif bir yağmur olduğunu ve sabaha doğru bir yerde mola verdiklerini söyledi.

"BİR METRE BİLE ÖNÜMÜZÜ GÖREMİYORDUK"

Mola verdikleri yerde yağmurun kesildiğini, rüzgar ve sisin kaybolduğunu anlatan Koçak, "Tırmanış için hava son derece güzeldi. Tırmanışa devam etmeye başladık. 4 bin 900 metreden sonra ani bir sis başladı. O sisle birlikte çok şiddetli bir rüzgar ve tipiye dönüştürdü. Önümüzü göremeyecek dereceye geldik. Bir metre bile önümüzü göremiyorduk. Zaten zor yürüyorduk. Geriye dönmemiz de imkan dahilinde değildi çünkü artık ayak izleri de siliniyordu." dedi.

Koçak, tipinin çok şiddetli olduğunu ve ayak izlerini doldurduğunu anlattı.

Önlerinde başka bir grubun da olduğunu ifade eden Koçak, "Ben ve Dilek hanım birlikte hareket ediyorduk. Dilek hanım benim arkamdaydı. O arada da ben grubun arkasından kopmamaya, yetişmeye çalışıyordum. Dilek hanıma da ikazda bulunarak benden ayrılmaması gerektiğini söyledim. Aksi takdirde kaybolursak bulunamayacağımızı ve öleceğimizi söyledim. Bizim önümüzdeki grubun rehberindeki Gps (konum) bizi zirveye taşıdı." diye konuştu.

Arkasına baktığında Dilek Gökbulak'ı görmediğini aktaran Koçak, "Dilek Hanım yoktu artık. Ben nasılsa arkamdan geliyordur ve onun da arkasında gruplar vardır, mutlaka onu bulur ve zirveye getirirler diye düşündüm. Zirveye gittiğimiz zaman ben zirvede olduğumu gördüm. Bunu gps aletinin metalinden anladım, başka türlü zaten zirveyi göremiyoruz. Zaten zirvede 2 dakika kalamadık. Zirveden geri dönüyorduk." ifadelerini kullandı.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ