Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık 50 yaş üzeri için Zona tehlikesi: Aşı ile korunabilirsiniz | Sağlık Haberleri

        Zona özellikle 50 yaş ve üzeri kişileri etkileyen ve suçiçeği virüsünün (Varisella Zoster) neden olduğu ciddi bir deri hastalığı. Halk arasında ‘gece yanığı’ olarak da tanınan bu hastalık sadece cildi değil sinirleri de etkiliyor. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Akpınar, ciltte ağır kızarıklıklar şeklinde görülen bu hastalığın viral kaynaklı ve bulaşıcı olduğunu söyleyerek, “Vücudun her noktasında ortaya çıksa da çoğunlukla gövdenin sol ya da sağ tarafını tekli kabarcık şeridi şeklinde sararak dayanılmaz ağrılara yol açar” diyor. Son 10 yılda ülkemizde zona görülme sıklığının yaklaşık 2 kat artmış olması dikkat çekiyor.

        REKLAM

        VİRÜSÜ TAŞIYAN HER 3 ERİŞKİNDEN BİRİ HASTALIĞA YAKALANACAK

        40 yaşından büyük erişkinlerin yaklaşık yüzde 99.5’i suçiçeği virüsünü (Varisella Zoster) taşıyor ve bu erişkinlerin her 3’ünden birinin yaşamı boyunca zona hastalığına yakalanacağı belirtiliyor. Hastalık sırasında veya sonrasında ortaya çıkan ağrılar aylarca, hatta yıllarca sürüp, yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebiliyor. Bazı hastalarda dokunmaya karşı aşırı duyarlılık ile sürekli yanma hissi, iyileşme döneminde bile devam ediyor. Gece uykudan uyandıran ağrılar nedeniyle hastaların tüm yaşamı sorunlu hale geliyor. azaltıp ağrı oluşmasını önlemeye yardımcı oluyor”

        NEDEN OLUR?

        Zona, suçiçeği virüsünün vücutta saklanması ve bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla yeniden aktif hale gelmesinden kaynaklanıyor. Özellikle 50 yaş ve üzeri kişilerde, bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara karşı zayıflaması zonayı tetikleyen en yaygın neden olarak görülüyor. Stres, kanser tedavisi veya büyük ameliyat geçirilmesi gibi faktörler hastalığın ortaya çıkma riskini artırıyor.

        KİMLER RİSK ALTINDA?

        *50 yaş üstü bireyler,

        *Diyabet ve kalp - damar hastaları,

        *Astım hastaları,

        *KOAH hastaları,

        *Kronik böbrek hastaları,

        *Otoimmün hastaları (Romatoid Artrit, Multipl Skleroz (MS),

        *Ülseratif kolit hastaları

        *Crohn ve çölyak gibi bağırsak hastaları

        *Sedef (psöriasis) hastaları,

        *Pemfigus vulgaris, vitiligo gibi cilt hastaları

        *Graves ve Hashimato hastaları

        REKLAM

        * Kanser tedavisi gören ve savunma mekanizmaları zayıflamış kişiler hastalığın oluşması konusunda büyük risk taşıyor.

        ZONA BELİRTİLERİ

        Zona belirtileri genellikle vücudun bir tarafında ağrı ve ardından kabarcıklı döküntüler şeklinde başlıyor. Döküntülerin kaşıntı, yanma ve acı hissine neden olduğu belirtiliyor. Bunların özellikle kulağa yakın olması sonucunda; İşitme kaybı ve yüz kaslarında güçsüzlük gibi komplikasyonlar ortaya çıkabiliyor. Gözde meydana gelen zona ise görme kaybına yol açabilecek kadar ciddi olabiliyor.

        UYKUDAN UYANDIRAN AĞRI

        Zonanın sadece döküntülerle sınırlı bir hastalık olmadığına dikkat çekiliyor. Hastalık sırasında veya sonrasında ortaya çıkan ağrılar aylarca, hatta yıllarca sürüp, yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebiliyor. Bazı hastalarda dokunmaya karşı aşırı duyarlılık ve sürekli yanma hissi, iyileşme döneminde bile devam ediyor. Gece uykudan uyandıran ağrılar nedeniyle hastaların tüm yaşamı sorunlu hale geliyor.

        ZONA BULAŞICI MI?

        Zonada bulaşma riski özellikle deri üzerindeki açık yaralarla temas nedeniyle artıyor. Bu nedenle Zona olan kişilerin bu dönemde bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerden uzak durması öneriliyor. Zona hastalığında ortaya çıkan ve dayanılmaz ağrılar ile hastaların yaşamını karartıp “Postherpetik Nevralji” olarak adlandırılıp sinir hattı boyunca oluşan ağrılar, hastaların hastane yatışlarına ve aylarca ilaç kullanmalarına neden olabiliyor.

        Prof. Dr. Ersin Akpınar
        Prof. Dr. Ersin Akpınar

        ZONADAN KORUNMAK MÜMKÜN MÜ?

        Prof. Dr. Ersin Akpınar, Zonadan korunmanın en etkili yollarından birinin aşı olmak olduğunu belirterek “2006 yılında geliştirilen aşılardan özellikle ‘Rekombinant Zona aşısı’ yüzde 95’ten fazla koruyuculuğu ile Türkiye'de de uygulanıyor. İki doz olarak yapılan bu aşı, Zona hastalığının oluşumunu büyük ölçüde engelliyor ve eğer kişi hastalığa yakalanırsa hastalığın şiddetini azaltıp ağrı oluşmasını önlemeye yardımcı oluyor” diyor. Akpınar, özellikle 50 yaş ve üzeri bireylere önerilen bu aşının yaşam kalitesini koruma adına çok önemli olduğuna dikkat çekiyor.

        İLK 72 SAAT ÇOK ÖNEMLİ

        Zona tedavisinde erken tanı çok önemli bulunuyor. Hastalık belirtileri fark edildiğinde, ilk 72 saat içinde doktora başvurulması durumunda antiviral tedavilerle hastalığın seyrinin hafifletilebildiğine dikkat çekiliyor. Ayrıca kanıtları zayıf olsa da B vitamini, ağrı kesiciler ve cilt üzerine sürülen ilaç tedavileri ile hastalığın ağrı şiddetinin kontrol altına alınmaya çalışıldığı belirtiliyor. Sonuç olarak Zona hastalığı, özellikle ileri yaşlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Hastalığın ağrılı ve uzun süren etkilerinden korunma noktasında aşının büyük önemi bulunuyor.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa