Beşiktaş ile Mersin İdmanyurdu arasında oynanması gereken maç, başlama düdüğünden 5 dakika sonra yoğun kar yağışı nedeniyle tatil edildi. Maçın tatil edilmesinin başlıca sebebi yağışın saha çizgilerini kapatması, futbolcu ve hakemlerin görüş mesafesini engellemesi, biriken karın topun hareketini, dolayısıyla futbol oynamayı güçleştirmesi ve sporcu sağlığına oluşturduğu riskti.
"Beşiktaş - Mersin İdmanyurdu ne zaman, hangi saatte oynanacak ?" sorusunun cevabı şu an tüm sıcaklığıyla tartışılırken, bir yandan da ertelemenin sonuçları ve gerekliliği hakkındaki polemikler sürüyor.
Mersin kupadan, Beşiktaş da Avrupa'dan elendiği için tekrar maçı fikstürünü ayarlamak fazla problem olmayacaktır. Şubat ayında bir hafta arasına sıkıştırılabilir ama ertelemenin doğasındaki yanlışlar bu kadar çabuk giderilebilecek gibi değil.
Kar yağışının bir hafta önceden davul zurnayla beklenmesine rağmen önlem alınmaması, alttan ısıtmalı zemine sahip olduğu açılış sürecinde ilan edilmiş statta bu teknolojinin kullanılamamış olması ve İstanbul’da yağışın en fazla düşeceği Başakşehir civarında akşam saatine konması eleştirilerinin hepsi doğru, mantıklı ama hiçbiri taraftarı umursayan bir bakış açısı getirmiyor.
Kentsel dönüşüm çalışmalarından ötürü dev bir şantiyeye dönüşen İstanbul şehrinde, Başakşehir gibi merkeze uzak, normal şartlar altında dahi ulaşımın zor olduğu (Beşiktaş'tan otobüsle 2 saat), toplu taşımanın diğer unsurlarının şehrin merkez ilçelerine göre daha sınırlı olduğu ve metro istasyonundan indikten sonra stada yürümenin gerektiği bir yere; buzlu ve kaygan yollar, sert rüzgârlar ve yoğun trafik içinde akşam vakti taraftarın maça nasıl geleceği ve maç bitiminde insanların nasıl sağ salim evine döneceği kimsenin umurunda değil.
Üstelik bu sırada İstanbul'da AKOM alarma geçmiş, 399 uçak seferi ve deniz hatları ulaşımı iptal edilmiş. Anadolu Ajansı'nın haber metnine göre "Evlerine gitmek isterken karla karışık yağmur ve kara yakalanan kimi vatandaşlar ise otobüs durakları ile iş yerlerine sığınmış." ve son olarak da İstanbul Valiliği pazartesi günü okullara tatil etmiş.
Deniz ve hava seferlerinin iptal edilmesinin, okulların tatil edilmesinin sebebi kar yağışının insan sağlığına oluşturduğu tehdit. Çocukların okula giderken kaza ihtimalini artırması. Peki stada gelecek taraftarın, gelmesi istenen aile ve çocukların farkı ne ? Futbol seyircisinin canı bu kadar ucuz mu ? Hem de yayıncı kuruluşundan federasyonuna, kulübünden futbolcusuna maçlara sürekli aileleri ve çocukları davet eden bir futbol ailesi söz konusuyken.
İngiltere'de iki sezon önce rüzgârın saatte 120 mille esmeye başlamasından ötürü Manchester City - Sunderland ve Everton Crystal Palace maçları ertelenmişti. Manchester kulübünün iptale dair resmi açıklaması maçın oynanma koşullarına değil maça gelecek taraftarın güvenliğine yönelik endişelerdi.
Manchester City menajeri Manuel Pellegrini yaptığı açıklamada taraftar güvenliğinin her şeyden önemli olduğunu belirtmiş ve kararı desteklemişti. Kaptan Kompany da twitter hesabından taraftara evde kalıp kendilerine dikkat etmeleri çağrısı yapmıştı.
— Manchester City (@ManCity) February 12, 2014
— Vincent Kompany (@VincentKompany) February 12, 2014
İngilizler ne yapıyor ?
Premier Lig yönetimi daha önce de benzer şekilde dört maçı iptal etmişti. 2010-11 sezonunda Arsenal-Stoke City, Birmingham City-Newcastle United, Wigan Athletic-Aston Villa karşılaşmaları taraftarın ulaşım esnasında ve dışarıda kar yağışından ötürü can güvenliği riski altında bulunduğundan pırıl pırıl stat zeminlerine rağmen maçlar tatil edilmişti.
Wigan kulübü yaptığı açıklamada "DW Stadyumu zemini futbol için oldukça iyi durumda ve alttan ısıtma sistemi çalışmaktadır. Fakat toplu taşıma çalışmamakta, otobanlar kapatılmakta ve etraftaki diğer alternatif yol güzergâhları da tehlike arzetmektedir. 25 santimetreyi bulan kar kalınlığı seyircilerin seyahatini büyük tehlikeye attığı için maç ertelendi." demişti. Liverpool ve Arsenal kulüpleri de zeminin müsait olmasına rağmen taraftarın ulaşımına yönelik benzer endişeleri, farklı cümlelerle dile getirerek erteleme kararını duyurmuştu.
Süper Lig'de henüz bu bilince ulaşabilmiş değil. Oysa futbol maçının tek başına hiçbir anlamı yok. Oyun taraftar ya da izleyiciyle bir bütün. Seyircisiz oynatılan maçlarda bu serzenişi başta yayıncı kuruluş ve tüm otoriteler belirttiği, hatta bu nedenle kısmi tribün kapatma vb. cezalar yürürlüğe girdiği halde söz konusu hava şartları olduğu zaman herkesin gözünü kapatması dramatik.
Türkiye'deki futbola dönük kurumların taraftardan anladığı parası alınacak müşteri profilinin ötesine geçemiyor. Futbolun temaşa sporu olduğunu her fırsatta dile dolamakla da futbol temaşa sporu haline gelmiyor. %27 tribün doluluk oranı her şeyi çok net anlatıyor aslında. Yayın hakları, kulüpler birliğinin şirket olması, holiganizm gibi konularda feyzalınan İngiltere lig organizasyonuna başka gözlerle bakma zamanı artık geldi de geçiyor.
