Yalan söylemek orucu bozar mı?Diyanet'e göre oruçluyken yalan söylemek orucu bozar mı?
Mübarek Ramazan ayı yaklaştıkça oruç tutmak ile ilgili sorular da artmaya başlamıştır. Ramazan ayına girmek üzere olduğumuz bu aylarda yalan söylemenin ve kötü söz sarf etmenin oruca bir etkisi olup olmadığı da merak konusu olmaya başlamıştır. Peki yalan söylemek orucu bozar mı? Ayrıca küfür, kötü söz ve diğerini aşağılamak gibi konular da merak edilen arasındadır. İşte detaylar…
Müslümanlar, üç aylarda ve Ramazan ayında oruç tutma detaylarını merak eder. İbadetini yapmak ve orucunu tutmak isteyenlerin kafasını bazı konular karıştırır. Yalan söylemek de bunlar arasındadır. Çünkü bu dönemde kişiler, hareketlerine ekstra dikkat etmelidir. Oruçlu olan bir kişi, iftar saatine kadar ağzından çıkanlara ve hareketlerine sahip çıkmalıdır. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur;
“Her kim yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi bırakmazsa, o kimsenin yemesini içmesini bırakmasına Allah’ın hiçbir ihtiyacı yoktur.” (Buhârî, Savm, 8 [1903]).
YALAN SÖYLEMEK ORUCU BOZAR MI?
Diyanet bu konuda şöyle bir aktarım yapmıştır;
Müslüman her zaman ve her yerde haramlardan sakınmalı, başta oruç olmak üzere ibadetle geçirilen Ramazan ayında ise daha da dikkatli davranmalıdır. Oruçlu kimsenin tüm günahlardan sakınarak oruç ibadetinin maksadına uygun hareket etmesi gerekir. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: “Her kim yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi bırakmazsa, o kimsenin yemesini içmesini bırakmasına Allah’ın hiçbir ihtiyacı yoktur.” (Buhârî, Savm, 8 [1903]).
Oruçlu olan kimsenin yalan konuşmaktan ve yalanla iş yapmaktan uzak durduğu gibi gıybet, kötü söz söylemek, kul hakkı yemek, harama bakmak, kumar oynamak vb. yasak davranışlardan da uzak durması gerekir.
KÖTÜ SÖZ SÖYLERSEM ORUCUM BOZULUR MU?
Müslümanların her zaman ve her koşulda haramdan sakınması önerilmiştir. Başta oruç olmak üzere ibadet eşliğinde geçirilen zamanlarda kötü söz ve yalan söylemek yasaklanmıştır. Oruçlu olan bir kişinin tüm süreç boyunca günahlarından sakınması ve uzak durması tavsiye edilmiştir. Çünkü İslam aleminde günahlardan kaçınarak ibadet maksadına uygun hareket etmek uygun görülmüştür. Bu yüzden din alimleri, günlük hayatta ve özellikle oruç süresince yalan söylemeden uzak durmayı tavsiye eder.
Ayrıca bu süreçte yalan konuşmaktan ve yalanla çeşitli işler yapmaktan da uzak durulması önerilir. Sahur ile iftar arasında yalan söyleyen kişilerin orucunun bozulduğu bilindiğinden bu şekilde davranılmalıdır. Ayrıca kul hakkı yemek, kumar oynamak, harama bakmak, gıybet yapmak ve kötü söz söylemek de kaçınılması gerekenler arasındadır.
RAMAZAN AYI ÖNEMİ
11 ayın sultanı olarak bilinen Ramazan, mübarek aylardan biridir ve birçok kişi bu dönemde yaptığı ibadetlere dikkat eder. Sosyal yaşantıyı düzenleyen, kişilerin ibadete bağlanmasını sağlayan ve toplumun dolaylı olarak kaynaşmasını sağlayan bu ayda oruç tutmak önemlidir. Birlik ve beraberliğin temsili olan Ramazan ayında birçok din aliminin ortak görüşüne göre nefsi terbiye etmek ve hoşgörüyü geliştirmek gerekir.
Sahur ile iftar arasındaki vakitlerce bazı hareketlerinize dikkat ederek sevap işleyebilirsiniz. İslam alimleri, bu konularda aydınlatıcı bilgiler paylaşmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı da ilgili konularda bazı bildirimlerde bulunmuştur. Dini maneviyata ışık tutan Ramazan ayındaki faziletler hakkında fikir sahibi olarak ibadetinizi güçlendirebilirsiniz. Bu ayda özellikle Allah’a koşulsuz şükredebilir, nimetleri paylaşabilir, bol iyilik yapabilir ve oruç ibadetinizi güçlendirebilirsiniz. Ayrıca Ramazan ayında kişilerin ettiği dualar da şükür merkezli yapılır.
RAMAZAN AYINDA NELER YAPILABİLİR?
• Oruç ayı olarak da kabul edilen Ramazan döneminde oruç tutan kişilere saygı duymak en başta gelir. Çeşitli nedenlerle ibadetini yapan kişilerin de diğerlerine saygılı olması gerekir. Bu dönemde hastalık ve ilaç kullanımı nedeniyle oruç tutulamıyorsa bile topluluk içinde yemek yemek ve içmek doğru kabul edilmez.
• Oruç tutmak, yalnızca bir ibadet değil aynı zamanda vücudu tazelemek ve yenilemek için bir fırsat olarak da değerlendirilmelidir.
• Vücuda zarar veren ve kronik hastalığı olan kişilerin bu ibadeti yapma zorunluluğu bulunmaz.
• Bu dönemde, özellikle yoksul kişileri doyurmak unutulmamalıdır. Gıda gibi önemli ihtiyaçların karşılanması kişinin maneviyatını güçlendirmeye de destekçidir.
