İşini bırakıp, yollara düşen gezgin: Yağmur Arat!
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra özel bir şirkette çalışmaya başlayan Yağmur Arat, farklı kültürleri tanıma aşkıyla işini bıraktı, yollara düştü. Yaklaşık 6 yıldır seyahat eden Arat ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde ilham dolu yolculuğunu konuştuk. Haberturk.com'dan Bilge Nur Akan'ın röportajı...
Bir zamanlar ofis ortamında 9-6 çalışan Yağmur Arat şimdi yaklaşık 55 ülkeyi tanıma şansı elde eden bir gezgin. Sosyal medya paylaşımları ve videolarıyla herkesi sırt çantasıylafarklı kültürleri keşfetmeye teşvik eden gencecik bir kadın. Çok düşük bütçe ile seyahat edilebileceğini gösteren Arat'ın dünya turuna çıkma isteği aslında Mısır'dakesinleşiyor ancak elbette hikayenin öncesi var.
30 yaşındaki gezgin, üniversiteden mezun olduktan sonra Interrail biletiyle Avrupa’yı gezince özgür olduğunu hissetmiş. Avrupa turundan sonra özel bir şirkette şehir plancısı olarak işe başlamış başlamasına ancak hayalinden çok uzakta olduğunu anlamış. Cesaretini toplayarak işinden istifa etmiş. Hindistan, Malezya, Sri Lanka, Tayland, Singapur seyahatleri ise dönüm noktası olmuş.
Dünya turuna 2017 yılında Japonya’dan başlayan Arat, şimdilerde bir yandanfarklı ülkeleri keşfederken diğer yandan deneyimlerini YouTube ve Instagram hesaplarından paylaşıyor. Biz de kendisiyle maceralarını 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle konuştuk.
- Chichén Itzá, Meksika
Seyahate başlamadan önce hayat nasıl geçiyordu?
Dünya turuna çıkmadan önce, yeni mezun olmuştum ve bir ofiste çalışıyordum. Hayatım aslında "normal"di ama içimde bir yerlerde yaşamımı böyle geçirmek istemediğimi hissediyordum. Her gün ofise git gel, her gün aynı işler, aynı monotonluk… Tabii o zamanlar, her şeyi bırakıp dünya turuna çıkmadüşüncesi de çok uzak geliyordu ama en azından bir şeyleri değiştirmek için adım atabilirim diye düşünüyordum. Aslında hayatım gayet standarttı. Hatta çoğu insana göre güzel olarak adlandırılabilirdi. Kadıköy’de yaşıyordum, çalışıyordum, kendi hayatım vardı. İşten kalan vaktimi seyahate ve sanata harcıyordum.
Dünyayı gezmeye nasıl karar verdiniz?
İlk olarak üniversiteden mezun olduktan sonra bir aylık Interrail seyahati yaptım. Interrail; trenle Avrupa’yı daha esnek gezebileceğiniz bir seyahat türü. Bir tren biletiyle beş Avrupa ülkesi gezdim ve hepsi de hayalim olan ülkelerdi. Hayatımda ilk defa esnek olmanın özgürlüğünü bu seyahatle hissettim.
Sonra tabii hemen dünya turuna çıkamadım. İstanbul’a döndükten sonra, bir iş buldum ve çalışmaya başladım. Aslında işimin ilk zamanları keyifliydi diyebilirim. Sonunda mezun olmuştum ve para kazanacaktım. Her gün yeni şeyler öğreniyordum ve o zaman kendime söz vermiştim; kazandığım tüm parayla her yıl yurt dışına gidip yeni yerler keşfedecektim. Ancak maalesef bu süreç benim hayalimdeki gibi olmadı. Bir yerden sonra hayat çok monotona bağlamaya başladı ve ben bu monotonluk içinde boğuldum.
Tek istediğim dünyayı gezmekti ama ekonomik olarak imkansız gözüküyordu. Uzun bir süre bunun üstüne düşündükten sonra, genç yaşlarımı güneş görmeyen bir ofiste geçirmek istemediğime karar verdim ve istifa ettim. İstifa ettikten sonra bir süre freelance çalıştım.
Ardından dünya turundan önce üç aylık Hindistan, Malezya, Sri Lanka, Tayland, Singapur yolculuğuna çıktım. Aslında ilk defa bu yolculukta, hayatımın tamamını seyahat ederek geçirmek istediğimi anladım.
İlham aldığınız kadın figürü ya da sizi cesaretlendiren biri oldu mu?
Dünya seyahati benim için oldukça zor bir karardı. Çünkü bu kararı verirsem, evimi kapatacak, eski hayatıma veda edecek ve yepyeni bir yolculuğa başlayacaktım. Bu kararı vermek için bir kampanyadan kazandığım ücretsiz uçak bileti ile Mısır’a gittim. Muhteşem bir seyahatti, Mısır gerçekten çok etkileyici bir yer. Orada yıllar önce benim gibi sorgulardan geçerek işinden 2 yıllık izin alan ve dünya turuna çıkan bir kadınla tanıştım. “Nasıldı?” diye sorduğumda hayatında şimdiye kadar yaptığı en güzel şey olduğunu söyledi. O kadın bana çok güç verince “Ben de yapacağım” dedim. Dünya turuna çıkmaya aslında Mısır’da Kızıldeniz’de kesin karar verdim.
Aile ve arkadaşlarınızın tepkileri ne oldu?
Ailem çok endişelendi ve açıkçası istemedi. Arkadaşlarım da bunun bir çılgınlık olduğunu düşündü. Seyahatte tanıştığım arkadaşlarım ise beni anladı ve en çok onlar destek verdi. Ailemi ikna etme süreci de kolay olmadı. Malum Türkiye’de 25 yaşında bir kadın olarak her şeyi geride bırakıp dünya turuna çıkma kararını çoğu aile olumlu karşılamaz. Ancak benim ne kadar istekli olduğumu görünce, onlar da sonunda ikna oldular.
-Cusco, Peru
Seyahat öncesi maddi olarak ne gibi hazırlıklar yapıyorsunuz? Gezi için ayırdığınız bütçe nedir?
Bu konuda çok iyi bir örnek olduğumu sanmıyorum. Aslında bütçem çok belirsiz. Bazen cebimde ne varsa o. Uçak bileti ve bir süre için kalacak yer parası öncelikli oluyor tabii ama sonrası çok planlı bir şekilde ilerlemiyor. Cebimde konaklama ve yeme içme için gittiğim yere göre minimum bir miktar oluyor ama seyahatlerimde, gezginlerin kullandığı ücretsiz birçok uygulama keşfettim. Sonrasında da insanların evinde ücretsiz konaklayarak ya da gönüllü işler yaparak gezmeye başladım.
Dünya turuna nereden başladınız?
Diğer seyahatlerimin yanında turistik kaldığı için Avrupa seyahatimi saymazsam, 26 yaşındayken Hindistan’a gitmiştim. Ülkeye ilk adımımı attığımda “Ne işim var benim burada?” demiştim. Sebebim sadece gezmekti, çok farklı bir ülkeydi ve ben sadece o farklılıkları kendim gözlemlemek istiyordum. Dünya turuna ise 2017 yılında Japonya’da başladım.
Youtube'dan video paylaşma fikri nasıl ortaya çıktı?
Dünya turu fikri oluşunca aslında 2 yıldır yaptığım şeyin çok normal olmadığını ve benim gibi seyahat etmek isteyen çok insan olduğunu fark ettim. Böylelikle bildiğim gönüllü işleri, nasıl daha az para harcayarak gezdiğimi, kısacası bildiğim her şeyi insanlarla paylaşmak istedim. Youtube’a 2017 yılında Japonya ile başladım.
Bugüne kadar hangi ülkeleri gördünüz? Bir ülkede ne kadar vakit geçiriyorsunuz?
Gezdiğim ülkeleri tek tek saymayı pek sevmiyorum ama bu soruyla çok karşılaşıyorum. Sanırım 50-55 ülke oldu. Gittiğim ülkelerde vizem ne kadar yeterse o kadar geziyorum. Mesela Meksika’ya 6 aylık vizem var ve ben 4 aydır Meksika’dayım. Bana göre çoğu ülkeye bir yıl bile yetmez çünkü sadece turistik yerleri görmek beni tatmin etmiyor. Lokal hayata inmeden, insanların nasıl yaşadığını anlamadan o ülkeden ayrılmıyorum.
En çok beğendiğiniz ülke veya şehirler hangileri?
Japonya, Hindistan ve Kenya unutulmazdı. Japonya benim dünya turundaki ilk rotamdı. O kadar güvenli, güzel bir ülkeydi ki, kendimi hiç olmadığım kadar özgür hissettim. Tek başıma otostop çekerek gezdim. Gece hep tek dolaştım ve bu özgürlük duygusunu daha önce hiçbir yerde tatmadığımı fark ettim.
Bazı turistlerin içtiği sudan, yediği yemekten zehirlendiğini hatta öldüğünü düşünürsek Hindistan benim için çok zorlayıcıydı. Yine de tüm bu olanları bir kenara bırakıp Hindistan’ı olduğu gibi yaşamak istedim ve bana çok şey öğretti. Hayatımın en büyük sorgulamalarını orada yaptım.
Kenya ise bambaşka bir yolculuktu. Afrika’yı hep belgesellerde izlemiştim ve ilk defa orada yaşama şansı yakalamıştım. Hem oradaki köyleri ziyaret ederek gerçek yoklukla yüzleştim hem de bakir hayat, insanlığın özünde ne olduğunu gösterdi bana.
Seyahat ederken yaşadığınız en unutulmaz, eğlenceli anılarınızı paylaşır mısınız?
O kadar çok var ki; hangisini anlatsam bilemedim. Örneğin Sri Lanka’da küçük bir minibüsün beni yanlış yerde bırakmasıyla ıssız bir yolda kalmıştım. Telefonumda hattım olmadığı için kimseye ulaşamıyordum ve nerede olduğumu bile bilmiyordum. O esnada yolda geçen bir çift beni en yakın otele bıraktı ve onlar da beni bıraktıkları yerde kalmak istediler.
Ardından ertesi gün kahvaltı yaparken birbirimizi çok sevdik ve bana birlikte gezmeyi teklif ettiler. Beş gün boyunca hiç tanımadığım ama çok yakın hissettiğim insanlarla Sri Lanka’nın tüm kıyısını gezdim. Çok ama çok güzel bir yolculuktu.
Olumsuz tecrübelerinizden de bahseder misiniz? Kadın olduğunuz için zorluk yaşadınız mı?
Tabii ki yaşadım. Çoğu yerde sırf kadın olduğum için daha fazla önlem almak zorunda kalıyorum. Özellikle Avrupa dışında örneğin; Hindistan’da, Mısır’da, Kenya’da, açıkçası kadınların seyahat etmesine çok da alışık olunmayan coğrafyalarda zaman zaman zorlandığım oldu. Bunlar daha çok rahatsız edici bakışlar, rahatsız edici konuşmalar gibi çok anlık şeylerdi. Çoğu yerde "Tek mi geziyorsun? Kocan yok mu?" gibi sorular da aldım. Ama bunlar benim için zorluk değil, sadece garip olaylar.
- Kolombiya
Seyahat sırasında asla yapmam dediğiniz bir şey var mı?
Sanırım yok. Karşıma çıkan her şeyetecrübe olarak bakıyorum ve her fırsata yeni deneyimlere bir şans veriyorum.
Hangi ulaşım araçlarını tercih ediyorsunuz?
Uçak yolculuklarını çok sevmiyorum. Hızlıca onlarca ülkenin üstünden geçiyoruz ve göremiyoruz. Aynı zamanda çevreye duyarlı biri olarak çok fazla uçak yolculuğu yapmamaya çalışıyorum. En sevdiğim yolculuk türü; tren yolculukları. Doğayı içime çeke çeke seyahat etmek beni çok özgür hissettiriyor. Örneğin; şu an Orta Amerika’dayım ve buraya uçakla geldim. Meksika için genelde otobüsle seyahat ettim ve başka ülkelere de otobüs ya da trenle geçmeyi düşünüyorum.
Biraz da konaklamadan bahseder misiniz?
Dünyanın farklı yerlerindeki konsept oteller hep ilgimi çekmiştir. İleride ben de böyle bir işletme yapmak istiyorum. Dünyayı gezerken de çok değişik otel fikirleri görüyorum. Benim için çok güzel deneyimler çünkü çok farklılar. Bence insanlar da konsept otellerden bu yüzden etkileniyor. Normalde insanların bir otelden beklentisi temiz bir oda, kendini değerli hissettiği bir hizmetken bir de üstüne farklı bir deneyim eklenince unutulmaz oluyor.
Gezerken yeni insanlarla tanışmışsınızdır mutlaka...
Hemen hemen hepsi. Seyahatte tanıştığım insanlar benim için çok değerli. Samimi ilişki kurduğum kimseyle iletişimi koparmadım. Hatta çoğu arkadaşımla dünyanın bir yerinde ya da Türkiye’de buluştuk, başka seyahatler yaptık.
Türk gezginlerle karşılaştınız mı?
Oldukça fazla. En ilginç yerlerde bile Türk gezgin ya da turistlerle karşılaşmak da enteresandı. Gerçekten dünyanın her yerindeyiz diyebilirim.
Unutamadığınız kadınlar var mıydı?
Evet var. Özellikle ne zaman tükendiğimi hissetsem, zorlansam, yorulsam öyle bir kadınla tanışıyorum ki, sanki onunla bana yeniden güç verebilsin diye tanışmışım gibi hissediyorum. Onların hikayeleri bana çok kuvvet veriyor.
-Cape Town, Güney Afrika
Pandemi araya girince seyahate ara vermek zorunda kaldınız...
Çok kötü bir dönemdi, hatta yaşadığım en kötü dönemlerdendi diyebilirim. Şu ana kadar hep bir şekilde seyahat edebildim. Hiçbir şey, para bile beni seyahatlerimden alıkoymamıştı. Ancak pandemide tüm sınırlar kapatılınca kendimi hapsedilmiş gibi hissettim. Hem hayattan en zevk aldığım şeyi yapamaz hale geldim hem de işimi. Sadece bir an önce bu sürecin bitmesini bekledim.
Bu sıradakitap kaleme aldınız... Süreç nasıl gelişti?
Kitabımda, videolarımda hiç bahsetmediğim üç aylık Hindistan, Malezya, Sri Lanka yolculuğumdan bahsettim. Aslında bu yolculukların kendime doğru bir yolculuk olduğunu ve o yolun beni nasıl geliştirdiğini anlattım.
Pandemide seyahate ara verdikten sonra Meksika'dan dünya turuna yeniden başladınız. “Meksika tehlikeli bir ülke” algısı var. Siz ne düşünüyorsunuz?
Bu aslında benim Meksika’ya ikinci gelişim. İlk gelişimde Meksikalılar dahil herkes bana ülkenin çok tehlikeli olduğunu söylemişti. Ben de ilk seferde burayı biraz korkarak gezmiştim. İkinci Meksika yolculuğumda ülkenin tehlikeli olmadığını görmüş oldum. Ülkenin bir kısmında herkesin bahsettiği karteller ve uyuşturucu trafiği var ama buraya turist olarak gelen insanların gezeceği yerlerde bir sorunla karşılaşacağını düşünmüyorum.
Kendi adıma konuşursam buraya geldiğimden beri bir tane bile kötü bir insanla karşılaşmadım. İnsanlar o kadar kibar ki; sokakta hiç tanımadığım insanlar “günaydın ya da iyi akşamlar” diyor. Ne zaman bir yardıma ihtiyacım olsa istediğimden daha fazla yardım etmeye çalışıyorlar. Çok sıcak insanlar… İnsanların aklına kartel ve uyuşturucu gelse de Meksika bundan çok daha fazlası. Doğası, tarihi, coğrafyası, yemekleri ve sanatıyla rengarenk bir ülke bence.
- Angkor Vat Tapınağı, Kamboçya
Peki gelecek planlarınız neler?
Meksika’dan sonraki rotam Orta Amerika. Guatemala, El Salvador, Kosta Rika, Panama’yı seyahat edeceğim. Sonra bir Türkiye’ye uğrayıp Güneydoğu Asya’ya geçebilirim, henüz plan yapmadım.
Seyahat etmek isteyen fakat cesaret edemeyen kadınlara ne söylemek istersiniz?
İlk adımı atmak her zaman zordur. Sadece seyahatte değil, her şeyde. Ama o ilk adımı attıktan sonra her şey akıp gider. Elbette kendinizi riske atmayın, güzel bir planlama yapın ama ardından çok da düşünmeyin. Yoksa hep evde plan yaparken bulursunuz kendinizi. Hayatımızın ne kadar süreceğini bilmiyoruz ve bence hiçbir şey için geç kalmamak lazım.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü için mesajınız nedir?
Tüm kadınların özgür olduğu bir dünya hayali kuruyorum ve biliyorum ki bu hayal, çok uzak değil. Tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyorum.