Twitter'da linç kültürü
Sosyal medya kullanımı günlük hayatın artık vazgeçilmezi. Ancak bu mecralar zaman zaman linç kültürüne de zemin olabiliyor. Can Baytak çizdi...
Sosyal medya hayatımıza girdiğinden beri birçok nimetinden faydalanıyoruz ancak bu mecra "linç kültürüne" zemin olması ile ilgili de eleştiriliyor. Habertürk çizeri Can Baytak, bugünkü karikatüründe konuyu ele aldı.
SOSYAL KÖTÜLER
Habertürk yazarı Fatih Altaylı da 3 Ekim tarihli "Sosyal kötüler" başlıklı yazısında Buse Terim'in maruz kaldığı hakaretler üzerinden aynı konuyu ele almıştı:
İnsan sosyal medyada kimi takip eder?
Sevdiği, beğendiği, hoşlandığı birini değil mi?
Bu beğeni fikirlere olabilir, tarza olabilir, kişiliğe olabilir, giyim kuşama olabilir.
Beğenmiyorsan izlemezsin olur biter.
Ama çağımızda durum tam tersi.
İnsanlar birini “hakaret etmek” için takip ediyorlar.
Hele ki kadın gaddarlığı inanılmaz.
Bir kadını sosyal medyada takip edenlerin o kadına hakaretleri insanlık dışı.
Yüzüne söyleyemeyeceği ne kadar laf varsa saydırıyor.
Son kurban Buse Terim olmuş.
Tavsiyem hiç ciddiye alıp üzülmemesi.
“Ha…. “ ile başlayan bir cümle kurup devam etsin.
Sosyal medya kötülüğü ile mücadele etmenin başka yolu yok.
ONLINE KABALIK
Habertürk yazarı Kadir Kaymakçı, 27 Temmuz tarihli yazısında çarpıcı istatistikleri aktararak "Bir ifade özgürlüğü cenneti olan internet sadece duymak istediklerimizi duyacağımız, aykırı her fikre kapalı bir cehenneme dönüşecek korkarım" diye yazmıştı:
(...)
Araştırmalar son 30 yılda ABD'de gençler arasında 'empati' duygusunun yüzde 40 gerilediğini buna karşın, kibir ve kendini beğenmişliğin yüzde 58 arttığını gösteriyormuş. Bunda sosyal medyanın rolün yadsınamaz bir gerçek...
2018'de yapılan bir başka araştırma Amerikalılar'ın yüzde 93'nün toplumda büyük bir 'nezaket ve kibarlık' sorunu yaşandığını düşündüğünü ortaya koymuş. 2016'dan bu yana online 'kabalığın' büyük yükselişte olduğunu düşün da raporlara yansımış durumda...
Yüzde 66 sanal alemdeki zorbalığa tanıklık ettiğini, yüzde 44'ü ise bizzat zorbalık gördüğünü söylüyor. 18-29 yaş arası kişilerin yüzde 67 'sosyal medyada' hakaret ve saldırıya maruz kaldığını belirtiyor...
(...)
Ellerinde telefonları bütün gün ona buna laf sokmaya çalışan, hayatları hakkında ders veren, hakaret eden beyinsizler yüzünden ‘bir ifade özgürlüğü cenneti’ olan internet sadece duymak istediklerimizi duyacağımız, aykırı her fikre kapalı bir cehenneme dönüşecek korkarım!
Montaigne 500 yıl önce, “Kendimi bağlı hissettiğim bir biçime başkalarını zorlamam herkes gibi. Bambaşka, binbir türlü yaşam biçimi olabileceğine inanır, akıl erdirebilirim” deyip eklemiş: “Başkasının benim hallerimden ve ilkelerimden dilediği kadar uzak kalmasını hoş görürüm. Hatta benden ne kadar ayrıysalar o ölçüde daha da çok sever ve sayarım onları...”
Ah be Montaigne canım benim, bugünlerde 'kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya...'